---bu maçla ilgili, adını bilmediğim bir taraftarın güzel bir anısı---
neuchatel maçı, sadece ali sami yen ile ilgili bir anı değil, hayatımın en unutulmaz anıdır. o gün o statta 40 bin kişinin olması nasıl açıklanır ki ?
hayatımın ilk beleş biletiydi. başkan alp yalman'ın yeğeni olan sınıf arkadaşımız ahmet, 5 tane bilet getirmiş. mümkün değil yoksa bilet bulmamız, bulsak bile parayla alabilmemiz... çoğumuz kırıyoruz okulu evden habersiz. her maç olur ama bu maça gitmek yasak. izdiham çok fena olacak belli... sinek gibiyiz, ezerler adamı. polisin de copu meşe odunundan o zaman...
biletler yeni açık tribününden. ahmet bile yeni açık bulabilmiş, öyle bir talep var. alp yalman'a ''ama amca bunlar açık bileti ?'' diyince pis fırça yemiş, ''bunu bulduğuna şükret!'' diye geri alıyormuş biletleri.
sabah 08:30, alaaddin'in dükkanının önünde buluşma... müdür yardımcısı selahattin bey devriye atıyor, elinde kağıt kalem okulu asanları yazıyor kimin umurunda ? hem de fen imtihanı var o gün. sanki ertesi gün ölecekmiş gibiyiz ama...
09:30 civarı stada yaklaşıyoruz. çok geç bile kalmışız, gündüz maçı... biletli olsan da garantisi yok girmenin, trafik kilit. daha şişli'den başlıyor insanlar bilet sormaya. akıl almaz paralar dönüyor, servet teklif ediyorlar... birbirimize bakıyoruz, şeytan aklımızda. gülüyoruz hepimiz hınzır, hınzır... bileti satsam o gitarı alırım, dersler bomb*k, pederden hayır yok... karın tokluğuna okuyoruz. bu parayı ancak ''büyüyünce'' görürüm bir arada. herkes benzer şeyleri düşünüyor: büyük para...
stada ve uğultuya yaklaştıkça şeytan uzaklaşıyor, kabeye geldik. şeytan kaçtı, taşladık onu. konuyu bir daha hiç açmıyoruz, şimdi içeri girmek lazım... mahşeri kalabalık, kapılar açılmış ama ''yüklen yüklen!'' goygoyundan sıra ilerlemiyor. bir sıra bilet gişesinde, bir sıra stada girişte... sıralar birbirine karışmış. bilet gişesinin önünde kavga, dövüş... isyan ediyor millet. gişe açıldığı gibi kapanmış, bilet yok. nasıl olur! polis cop çekiyor ama saldırmıyor. en az 50 bin kişi dışarıda. işler karışırsa başa çıkmaları mümkün değil.
2 saat sonra ilerlemeye başlıyoruz. biletsizler çıkmaya başlıyor sıradan, orada bulmak mümkün değil belli ki... yaşımızın avantajını kullanıyoruz, kaynaya kaynaya yaklaşıyoruz girişe. kolluyorlar da bizi... sonunda içerideyiz. numaralı tarafından giriyoruz. stad üzüm salkımı, stad yıkılıyor! hemen yukarı, en tepeye, aradan, aradan... bir taraftan yolu, dışarıyı da izlemek istiyoruz, maça daha var. karnımız aç, kahvaltı etmemişiz. pide, ayran bakınıyoruz. keşke en yukarı çıkmasaydık, aşağıda girişte dolanıyor pideci... isteyenlere yukarı gönderiyor. pideler, ayranlar havada uçuşuyor... yukarı çıkması mümkün değil artık. sesimizi duyuramıyoruz. aradan yüzünü görebiliriyorum. bitiyor pideler, ayran da yok...
çok pis açız. ahmet zulayı patlatıyor, toblerone getirmiş, kocaman. ''nerden buldun lan bunu?'' babası getirmiş amerika'dan gelirken. ahmet biraz ukala gelirdi, kızardım. meğer en iyi arkadaşımmış, farkında değilmişim. boş midelerimiz toblerone'la bayram ediyor. çikolata güzel tuttu mideyi, oh! bir de içecek bir şey bulabilseydik... tuvalete de gitmek mümkün değil.
aniden bir uğultu kopuyor, bütün stad bağırıyor! 5, 5, 5, 5, 5!!! biz de bilmeden bağırıyoruz, neuchatelliler ısınmaya çıkmış biraz sonra farkediyoruz. 40 bin kişi elleriyle 5 işareti yapıp boğazını yırtıyor. mustafa denizli 5 tane atacağız demişti zira, dalga geçmişti isviçreliler... biliyoruz! günlerdir hazırlanıyoruz buna! göstereceğiz onlara! şimdi hiç dalga geçer gibi değiller. hepsinin gözü tribünlerde, kuzu gibiler şimdi. zaman çabuk geçiyor. maç saati geldi ama sesimiz kısılmış. yine açlık ve yorgunluk... adamlar ısınmaya çıktığından beri tüm stad bağırıyor.
takımlar çıktı. bütün statta aynı tezarühat yine: 5, 5, 5, 5, 5!!! tanju'da gözüm... atacağına dair hayatım üstüne bahse girerim ama kaç tane atacak acaba? nasıl yürüyor acaba ? iyidir inşallah, keyfi yerindedir. işte başladı! bir gol yersek her şey biter. top rakipteyken ıslık ve uğultudan kulaklarım acıyor. gol oluyor karşı kalede. uğur bu sakallarından tanıdım! kendimizi bırakıyoruz insan seline... ayağa kalkamıyorum, suda yüzüyorum sanki! kendime geldiğimde tribünün ortasına inmişim. çocuklar yok, yukarı çıkmam mümkün değil. aramanın da zamanı değil. susmuyoruz! 5, 5, 5, 5, 5!!!
devre bitiyor. gol yok. soyunma odasına gidiyorlar. gol yemedik güzel. tanjuyla göz göze geliyorum, tamam diyor bana başıyla. eminim, bana dedi! daha 4 gol var.tanju atacak ama biliyorum. prekazi'de bir frikik atacaktır. yukarı çıkmam mümkün değil. yeni yerime alışmaya çalışıyorum. burada pide buldum hem de, çok şükür!
devre başlıyor. ikinci golu göremiyorum, önüm kapalı... boşver, tanju sözünü tutmuş! yer değiştirmişim yine. en allttaki demirlerdeyim. bileğim sızlıyor. o an farkında değilim, iki gün basamayacağım ayağımın üstüne! bir tane atarsak uzatmaya gidecek ama stad inliyor! 5, 5, 5, 5, 5!!! kimse bir tane istemiyor... bekliyoruz, üç geliyor. bu sefer çok net görüyorum, uğurum benim! tüm tribün üzerime yıkılıyor. demirlere sarıldım, eziliyorum! umurumda değil, delirdik artık! 5, 5, 5, 5, 5!!! neuchatelliler bitti! allahım gol yememeliyiz! yanımdaki adam ağlamaya başladı, açtı ellerini dua ediyor. top daha çok eski açık tarafında... adamlar pis geliyor, maçı bırakmadılar.
kontratak oynuyoruz artık. iş zorlaştı derken, tanju uzak köşeye koyuyor plaseyi... ayağını topun altına koyarken anlıyorum oraya atacağını. hayatımda gördüğüm en güzel gol! gömleğimi parçalıyorum. delirdik! yine üstümde bütün tribün! yer değiştirmeliyim, bir gol daha olursa aşağıya atlamak zorunda kalabilirim. aşağıya bakıyorum, çok yüksek, atlayamam. yer de değiştiremiyorum. adımımı sokabileceğim bir boşluk yok, dayanmalıyım!
yine inletiyoruz 5, 5, 5, 5, 5!!! tanju koyuyor beşi! bir elimle demirlere sarılıyorum, bir elimle yanımdakinin boynuna... onun da sadece bir eli boşta. herkes gülüyor, ağlıyor. toplu bir cinnet hali var! artık bağırmıyoruz, zikir başladı sanki! elimizle göstererek 5, 5, 5, 5, 5!!!
haydi bitir ulan artık! bir neuchatelli yerde, saha karıştı bir şeyler oluyor... bizim yedek kulübesi sahaya daldı, bitirmiş işte bitti, bitti! beş oldu lan işte beeş!!!
stattan çıkmıyoruz. hepsi omzularda aslanların! tribünleri dolaşıyorlar, çıkmak yok! içerideyiz, daha kutlama var. o gün orada yatalım. hatta o gün orada öleyim! dünyanın en mutlu insanı olarak, cennetteyim!
yıllar sonra o günü düşününce, çok sık tekrarladığım bir şey... ölmek istediğim tek yer...