ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
finalistlerden brezilya 1970'ten bu yana, yani yirmi dört yıldır hasretti kupaya... öteki finalist italya ise, fifa dünya kupası'nı 1982'de bir kez kazanmıştı. bu kez de alırsa, kupayı ebediyen evine götürmek için bir tek adım kalacaktı önünde... işte bu düşünceler, arzular, dilekler, hesaplar içinde 17 temmuz 1994 günü geldi çattı.
futbol tarihinde on dört dünya kupası oynanmış, on dördünde de finalde bir takım ötekini yenerek kupayı almıştı. 1994'te amerika birleşik devletlerinde oynanan finalde ise, ilk kez kupanın sahibi, iki saatlik uzatmalı maç sonunda penaltı atışlarıyla belirlendi. finali beğenmeyenler, beğenenlerden çok fazlaydı. futbolun çiçeği olan golden yoksun bir finali beğenmek de pek kolay değildi. brezilya ve italya yüz yirmi dakikada bir tek gol atamamıştı.
los angeles'in rose bowl stadı'nda whitney houston'un şahane konseri ile süslenen muhteşem kapanış töreni yanında, büyük futbolun futbol olarak büyüklüğü adından ibaret kalacak, doksan değil, yüz yirmi dakikada iki dev takım tek gol atamayacaktı.
sonunda kalecilerin üstüne kaldı yük... ya da penaltı kaçıranların üstüne kaldı suç... brezilya'dan romario, branco ve dunga, üç penaltıda topu ağlarla buluşturdular. brezilya'nın üç golüydü bu... santos, kaleci pagliuca'ya nişanlayıp kaçırmıştı. italyanlardan ise, albertini ve evani iki gol kazandırmayı başardılar. ya italya'nın öteki penaltıları? baresi dışarı atmıştı. massaro da kurnaz bir vuruş yapamamış, topun gelişini iyi tahmin eden kaleci taffarel, golü önlemişti. hepsi tamam da, kaç maçtır harika golleriyle herkesi hayran bırakan o müthiş golcü, büyük yıldız roberto baggio'ya ne demeliydi? öylesine kötü vurmuştu ki topa... penaltı atışıyla giden top, kalenin uzağından dışan çıkmıştı. roberto baggio başta, bütün italya kan ağlayacaktı şimdi... stadı 94.194 kişi doldurmuştu finalde... ama asıl rekor, tv'de kırılmıştı. stadlarda, toplam üç milyar beş yüz bin kişi seyretmişti 1994 finallerini...
15. dünya kupası'nın gol krallığını rus salenko ile bulgar stoichkov paylaşmıştı, ikisi de altışar gol atmıştı. bir farkla: rus salenko, aynı zamanda "bir maçta en çok gol atan futbolcu" olarak da alkışlanmıştı. bir maçta tam beş gol... salenko'nun rekoru muhteşemdi.
brezilya, yirmi dört yıllık özlemini dindiren bu şampiyonluğu günler geceler boyu kutladı. tarihin en büyük karnavallardan birine sahne oldu rio de janeiro... devlet başkanı bir gün resmi tatil ilan etti. halk sabahlara kadar sokaklarda samba yaptı. gösterilerde ölçüyü kaçıranlar çoktu. bu arada yüze yakın insan yaralanmıştı. brezilya'da hayat uzun bir süre durmuş; hemen her brezilyalı, dans ederek ya da sevinç gözyaşlarıyla şampiyonluğu kutlamıştı.