ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
taraftarlar için rüya gibi bir gündü elbette. birol'un "pegasus" taraftar grubunun sitesinde yazdıklarını aktarmaya devam edelim. "bolu destanı" başlıklı yazısında "bolu"yu şöyle anlatmış:
"ilk maç ankara'da yağmurlu havada oynandı. o maçta da maratondaydım. gene altın kafamız hrubesch mehmet'in golleriyle 2-1 yendik. kupaya uzanmak için bir tek maç kalmıştı.
o sene ortaokula gidiyordum ve öğlenciydim. çarşamba günü de tarih dersinden kurtarma yazılım vardı. içimizdeki sevgi ve meraktan maç günü sabahı otobüslerin kalkacağı dörtyola gittim. gördüğüm manzara karşısında tüylerim diken diken oldu. dörtyol kavşağından şimdiki altındağ belediyesine kadar otobüsler sıralanmıştı. ortalık miting alanı gibiydi. 0 manzara karşısında 'başlarım okuluna' dedim ve daldım otobüsün birine, doğru bolu'ya. cepte beş kuruş para yok ama önemli değildi, sağ olsunlar otobüsteki ankaragüçlü abilerim yardımcı olmuşlardı.
maça bile onların sayesinde girmiştim. bolu stadı küçük 10-15 bin kişilik falandı. kapalının yarısıyla kale arkasının biri ankaragüçlülerce doldurulmuştu. deli bir seyircimiz vardı, keza takım da delirdi o gün.
maç 0-0 bitiyor ve kupa ankaragücü'nün oluyor. türk futbol tarihinde 2. lig takımı bir ilki gerçekleştiriyordu. her şeyiyle çok güzeldi.
ilk aklıma gelenler maçtan önce bandocuların bize el kol hareketi çekmelerinin karşılığında ayran banyosu yapmaları, amigo hüsnü'nün sahada ankaragücü bayrağıyla tur atması, boluluların hazmedemeyip kupaya taş atıp eğmeleri, maç bitiminde bütün futbolcuların taraftarların üstüne atlayıp bütünleşmesi ve ankara dönüşünde ankaralıların takımını karşılamak için e-5 yolunun çiftlik, demetevler kısımlarını kapatmaları...
çok ama çok anlamlı, güzel günlerdi... şimdiki genç kardeşlerime allah o güzel günleri tekrar yaşatmayı nasip eder inşallah."