ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
12 eylül 1980 askeri darbesi yapılmış, ordu yönetime el koymuş, kenan evren devlet başkanı olmuştu. türkiye, siyasal şiddetin kol gezdiği, kardeş kanının aktığı, yaşamak için gerekli olan ekmeğin, yağın, şekerin, tüpün kuyruklarda saatlerce beklenerek bulunabildiği çok buhranlı bir dönemden çıkmış, buhranlı başka bir döneme girmişti: siyasi partilerin yanısıra, insanların birbiriyle diyalog kurması, kaynaşması için kurulmuş sivil toplum örgütleri de kapatılmıştı. otoriter bir baskı dönemi hüküm sürüyordu.
sadece futbol büyüsünden ve cazibesinden fazla bir şey kaybetmemişti. o kadar büyük çalkantılara rağmen kitleler futbolun peşinden sürüklenmeye devam ediyordu. insanlar yan yana gelmeye bile korkarken ankaragücü binlerce sevdalısını omuz omuza peşinden koşturuyordu.
1980-1981 sezonunda 2. lig b grubunda mücadele eden sarı-lacivertliler, o sezonu sakaryaspor'un 11 puan gerisinde ikinci bitirdi. türkiye kupası'nda ise uzun yürüyüşlerini sürdürmekteydi. düzcespor'u (2-0), muhafızgücü'nü (1-0), konyaspor'u (5-2) elemişti. hikmet hancıoğlu, kendisiyle yaptığım söyleşide şöyle anlattı bu bu ilk turların havasını:
"1980-1981 sezonunda giresunspor'dan ankaragücü'ne transfer oldum. benim takıma geldiğim sezon ankaragücü 2. lig'deydi ve hedef 1. lig'e çıkmaktı, bu amaçla çok iyi transferler yapılmıştı.
o sezon ligde umduğumuzu bulamadık ve türkiye kupası'na şartlandık. ilk maçımız düzcespor'laydı ve düzcespor'u zor da olsa elemeyi başardık. o maçta ihsan ve cüneyt kırmızı kart görerek oyundan atıldı. maçtan sonra yöneticiler hocamız coşkun süer'e 'hocam türkiye kupası'nı mı alacaksınız ki tam takım çıktınız?' diye eleştiride bulundular ama hocamız cevap vermedi. ikinci turda muhafızgücü ile oynadık ve benim 90. dakika da attığım golle tur atladık."
bir sonraki turda, o sene küme düşecek de olsa, 1. lig'den bir takım vardı: orduspor. 2-1 ve 0-0'la mor-beyazlıları da geçtik. peşinden, altay geldi. izmir'in köklü takımı 1. lig'de orta sıralarda yer alıyordu ve önceki sezonun türkiye kupası şampiyonuydu. altay'ı ankara'da 1-0 yenip izmir'de 2-1 yenilerek eledik (deplasmanda atılan golün sağladığı avantajla). ve geldik çeyrek finale. çeyrek finaldeki rakip beşiktaş'tı.
ilk maç istanbul'daydı. 2-0 kaybettik maçı. bu sonuç herkes tarafından ankaragücü'nün kupa macerasının sonu olarak yorumlandı. ancak ankaragüçlü futbolcular bu işin daha bitmediğini düşünüyorlardı. kaleci adil, şöyle anlatıyor:
"daha sonra beşiktaş maçı geldi ve biz orda 2-0 yenildik. ama haksız bir penaltı, bizi çok kötü yaptı. hakem her türlü haksızlığı yaptı bize. arkadaşlarımız sakatlandı, zaman geçiyor diye, sürükleyip dışarı attılar! çok haksızlık yaptılar. ama inanın, maç bittiği zaman, bütün takım oyuncuları soyunma odasına geldi, herkes yumruğunu duvarlara vuruyordu; biz bu takımı eleyeceğiz diye. öyle bir inanç vardı bu takımda. öyle kolay iş değil yani! bu inanç, çok önemli!
o inanç önemliydi gerçekten! nitekim 25 bin kişilik taraftar desteğiyle sahaya çıkan ankaragücü, tam bir final havasında geçen rövanşı yüreğini ortaya koyarak 2-0 kazandı ve maçı uzatmaya taşıdı. ve uzatmada gelen golle, yarı final bizim oldu!"