tsyd ankara kupasının bana göre en güzel özelliği, sezonun başlamasına sayılı günler kala, ortalama 2 ay ara verdiğimiz tribüne dostlarımızı daha rahat ve güzel bir ortamda merhaba dememize imkan tanıması. bu sezonda böyle oldu. dün oynanan ilk maç cuma günü ve mesai saatinde başlamasından ötürü gidememiştim. ama final maçı cumartesi olunca kaçırılmazdı...
erdem, arzu, mehmet ve tanıl abi ile birlikte esattan yürüyerek cebeci inönü stadının yolunu tuttuk. hava güneşli ve oldukça sıcak idi. niyetli olduğumdan bir süre sonra dünyayı daha garip görüyordum. ama tribünde yerime oturup bir süre dinlendikten sonra eski formuma ulaştım. 2 aydır görmediğim arkadaşlarla selamlaştık. ardından 60larda dönemin mimarisine göre temeli atılan ama 20 küsür yıl sonra ancak bitirilen cebeci inönü stadının garip mimarisini izliyordum. bu stada 3. gelişimdi. daha önce dayım ile çok küçükken ptt – diyarbakır 2. lig maçına ve birkaç sezon önce hacettepe – mersin idman yurdu arasında oynanan bank asya maçına gelmiştim.
dünkü karabük maçımızı izleyenlerden duyduğum "ruhsuz ve çok sıkıcı maçtı" sözlerinden ötürü sivas maçında beklentim çok düşüktü. fakat takım ilk dakikalardan itibaren maça asılmaya başladı. sol kanatta oynayan ve ilk kez izlediğim jimmy durmaz’a geriden atılan hava pasları ve oyuncunun topu alır almaz süratlenişi çok ilgimi çekti. defansta yenilerden tosic hiç güven vermiyordu. uzun santraforumuz lekic ise gerçekten uzun ama vasat idi. derken 19’da sıfıra inip yapılan yerden ortaya dokunan lekic skoru 1-0 yaptı. ardından benzer bir pozisyon ile ermin skoru 2-0 yapınca rahatladık. 2 dakika sonra azo’nun golü ve ilk devrenin son dakikasında hurşutun çarprazdan nefis şutu ile soyunma odasına 4-0 gidiyorduk.
tanıl abi ile birlikte sürekli “ah keşke lig maçları da böyle rahat geçse allahım!” diyorduk. devre arasında diğer arkadaşlarla selamlaşıp hasret giderdik. bu muhabbetler sırasında herkese “bu maç sadece reklam! normalde lig maçları böyle olmayacak o yüzden fazla gaza gelmeyin” diye uyarmayı da ihmal etmiyordum.
2. yarıda gençlerbirliği rahat, paslı ve hızlı oyunu sürdürüyordu. 5 dakikada skor 6-0 oldu. hazırlık maçı tarihi bir güne dönmeye başlamıştı. tribünler “0-6 ankara” diye bağırıyordu. sonra değişiklikler geldi ve maçın temposu da biraz aşağıya düştü.
ligin ilk haftasının antalya maçı olması ve plakalarının da 7 olması ile bir ara tribünlerden “0-7 olsun antalya’ya mesaj olsun” gibi bir makara tezahürat başladı. derken genç oyuncumuz artun skoru 7-0’a getirdi.
tribünlerde eğlence ve makara son sürat devam etti. derken erman’ın penaltı golüne genelde “gitti bizim plaka geyiğimiz!” diye tepki verildi.
maçın son 10 dakikasında hava iyice kapandı. ışıklandırmanın olmadığı statta görüş mesafesi bir hayli düştü. ardından yağmur ve rüzgar başladı. derken hakem 88’de maçı bitirdi ve hızlı bir kupa törenine geçildi.
takımda jimmy’yi çok sevdim. boşa kaçışları, top kontrolü, hızlanışı ve son vuruşu çok iyi. onun önünde zec, lekic ve sağda hurşut ile takım gayet iyi olacak gibi. orta azo tek kalıyor gibi. zaman zaman orta sahamız çok boşaldı ama defans ve ileridekilerin hareketli oyunları ile bu eksiklik kapatıldı. geride ise tosic çok dengesiz geldi gözüme. maçın sonunda oyuna giren ekigho da vasat göründü.
sonuçta eğlenceli ve bol gollü bir hazırlık maçı oldu. darısı lig maçlarına...