skor değil, spor skora bakarsanız bu maçı eleştirmemeniz gerekir. hatta g.saray'ın uzun süredir oynamadığı türden agresif ve oldukça mücadeleci futbolu sahaya yansıttığını görünce alkışlarsınız da. maç içinde arka arkaya gerekli taktikleri değiştiren takımın g.saray olduğunu saptadığınız zaman bu kez içinizden kutlamak gelir. ne var ki, önümüzde şampiyonlar ligi olunca bütün bunları bir kenara bırakıp hataları sergilemeye çalışmak en doğrusudur. yani skora değil, spora bakacaksınız.
ligin en iyi niyetli takımlarından biri karşısında yapılan ve bir anlamda geçen yılın hesabı sorulan maçta g.saray'ın en önemli sorunu pozisyon hatalarıydı. orta saha tamamen serbest oynayıp, top kaybedildiği zaman geri üçlü
ye yardıma koşmayınca, şampiyonlar ligi'nde böyle yapılırsa başımıza neler gelir diye düşünmeye başladım. özellikle g.saray'ın sağ kanadındaki ıulian filipescu, tugay kerimoğlu'nun tutması gereken adamı da tutmaya çalıştıkça zorlanıyor ve burası bazen bir koridor haline geliyordu. ayrıca yavaş tempoda yerini bulan paslar, tempo hızlandıkça yerini bulmaz oluyor, duvar paslarında büyük isabetsizlikler yaşanıyor ve bunun yanında bazı laubalilikler de yapılıyordu. gene de bu maç popescu'yu takıma biraz daha ısındırdı ve hakan şükür ve adrian ilie ikilisinin dünya çapında klaslar olduklarını bir kez daha gösterdi. hatalardan arınmış bir g.saray'la şampiyonlar lgi'nde buluşmak umuduyla.