yıllar önce, efsane takımın maçlarını izlerken, kalemi tutan ellerimde, avuçlarımda sıcaklık hissederdim.
şimdi aynı duyguları hissedemiyorum, o nağmeleri yazamıyorum. diyorum ki: ‘‘biraz kül, biraz duman.’’ kerem misali yanan bir takım oldu g.saray. iyi bir futbolcu görmek için arıyorum, bulamıyorum.
bir sabri vardı, hava almadan oksijensiz oynayan, sağa sola koşan. bir şeyler yapmak istiyor, hep oyunda kalıyordu. biraz da petre ile hakan şükür. hakan, el saka ile ümit arasında sıkıştı kaldı. çektiler, tuttular nefes aldırmadılar kral'a. diğerlerini ara ki, bulasın.
öyle bir maçtı ki, birinci bölümde zevk verdi, heyecan duyduk. eksi 10 derecelik dondurucu soğukta adeta ısındım. nefis bir maç oldu. öyle bir maçtı ki, g.birliği, birinci bölümde ali tandoğan'la, youla ile veysel'le, m'bayo ile adeta g.saray defansını allak bullak etti. g.saray defansının da bir gücü var. o kadar baskıya dayanmalarına imkan yoktu. çünkü, takım arkadaşları orta sahada gerekli müdahaleyi yapamadılar. böyle olunca da g.birliği, ilk bölümde g.saray alanına yerleşti.
roller değişince
ikinci bölümde fatih terim baktı ki, prates'in oynadığı kanat yol geçen hanına döndü, hemen oyun kalıbında değişiklik yaptı. ergün ve murat'ı orta sahaya koydu, bratu'yu ileri sürdü. suat usta da defansın ortasına yerleşince g.saray nefes aldı.
g.birliği'nin ilk bölümdeki fırtanası dinmiş, kırmızı siyahlı ekip kabuğuna çekilmişti. hücum etmeyi hiç düşünmediler. g.saray da oyuna ağırlığını koyunca roller değişti. oyunda o kadar çok pas hataları oldu ki, iki takım da birbirine ikramda bulundu. böyle olunca da oyunun tadı tuzu da gitti. bu sefer soğuktan üşümeye başladık.
hakem ali aydın formsuzdu. verdiği kararlar yanlıştı. orhan ak'ın ceza alanı içerisinde topu eliyle oynamasında pozisyonu süzemedi, penaltıyı vermedi. faullerde de hataları vardı. herhalde soğuk onu da çarpmıştı.
g.saray takımının gücü bu kadar. yani gittiği yere kadar böyle devam edecek. zaman hangi futbolcuları takım içinde tutacak, bunu zamanla göreceğiz. eskiden böyle miydi? hırsı vardı, maç kazanma arzusu fazlaydı. topla daha çok oynamaya çalışırdı. yazarken de keyif alırdık. o keyfi özledik.