ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
1960larda bile, gençlerbirliği sadece bir spor kulübü değil, bir muhit, bir camia idi. kolej ruhu içinde, işlerini gerçekten severek yapan ellerde ve hiçbir zaman çok parası olmadan büyüdü gençlerbirliği. tanıl bora, gençlerbirliği kulübü'nün 2003 yılında yayımladığı ankara rüzgârı - gençlerbirliği tarihi kitabında baba tevfik'ten aktardığı şu cümleyle her şeyi özetler: "paramız yoktu. sırf arkadaşlıklarla, gençlerbirliği'ni ligde iyi yerlere taşıdık..."
ben gençlerbirliği'ne her zaman sempati duydum. ankaragüçlü olmama rağmen onlan her zaman destekledim, gençlerbirliği'ni her zaman en iyi yerlerde görmek istedim, ankara'daki maçlarını kaçırmamaya özen gösterdim. taşıdıkları 'kolej ruhunu', efendi taraftar kitlesini ve bilhassa son yıllarda istanbul takımlarına kafa tutmalarını, iyi bir ankaralı olarak her zaman takdir ettim...
1969-1970 sezonunda küme düştükleri zaman, babamla birlikte ne kadar üzüldüğümüz dün gibi aklımdadır. o sezonun sondan ikinci haftasına istanbul'da oynanan vefa-gençlerbirliği maçı, takımın sonraki yıllardaki talihsiz kaderini belirlemiştir. maçı 3-2 kaybeden gençlerbirliği küme düşmüş ve bu düşüş gençlerbirliği sevdalıları için, uzun sürecek bir çilenin başlangıcı olmuştur. belki bu yüzden vefa'yı hiç sevmedim!
ankara'ya gönül vermiş tüm ankara futbolseverleri gençlerbirliği'nin 1. lig'deki eksikliğini uzun süre yüreklerinde hissetmişlerdir. 1977 yılında mahalli kümeye düştükleri zaman sonlarının ptt, altınordu, beyoğluspor gibi olacağını, içine düştükleri karanlık kuyudan bir daha çıkamayacaklarını düşünmüş ve çok üzülmüştüm. bir 'ulu çınarın' daha devrilişi gerçekten hazindi, zaten can çekişmekte olan ankara futbolu bir darbe daha yemiş ve köklü kulüplerinden biri daha tarihten silinmek üzereydi.
ama tanıl bora'nm kitaptaki anlatımıyla; bir 'ölümün gözüne bakma' anından sonra, paralı ama asıl önemlisi hırslı ve becerekli bir başkanın, ilhan cavcav'ın transfer edilmesiyle yavaş yavaş toparlanacak ve ilerdeki yıllarda türk futboluna damgasını vuracaktı.