ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
çeyrek final maçları adeta "penaltı şampiyonası" halinde geçti. dört maçtan üçü yarım saat uzatıldı, gene de eşitlik bozulmadı. sonunda hep penaltı atışları, yani atan veya atamayan futbolcularla kurtaran ya da kurtaramayan kaleciler, yarı finalistleri belirledi.
aynı gün penaltılı, uzatmalı bir maç daha... hem de ne maç: bir tarafta ev sahibi meksika... karşısında da her zaman iddialı almanya... federal almanya o günkü adıyla... iki kaleci, schumacher ve larios, doğrusu yüz yirmi dakikalık maçın iki kahramanı... çünkü o afacan golcülere fırsat vermiyorlar... iki saatte tek gol yemiyor iki kaleci... ama şimdi yiyebilecekleri kadar yiyebilirler, iştahı olanın takımı kaybeder... işte başlıyor penaltılar... ama bu kupada penaltı o kadar çok ki... izninizle sadece gol olanları yazalım... kaçanlar unutulur, daha iyi... kaçıranların başına kakmazlar yıllar yılı... kaleciler hazır... siz de hazırsanız... vur bakalım allofs... vuruyor allofs... ve gol: almanya 1-0 önde... negrete ile 1-1... brehme ile 2-1 almanya... bravo matthaeus... 3-1 yaptı durumu... ev sahibi kendi sahasında gene yabancılık çekiyor ki!.. yok yok, arada schumacher'in kurtardığı iki penaltıya alkış yok mu? demek ki kusur sadece meksikalılarda değil, alman kalecisinin de başarı payını unutmayalım... sıra mı? littbarski'de... golü attı mı? attı... 4-1 oldu durum... penaltılarda 4-1 galip almanya... ve o da yan finalde... meksika'ya "güle güle"...