ilk basımı 2007 yılında olan duygu hatipoğlu ve m. berkay aydın'ın "bastır ankaragücü: kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık" kitabından;
fransa milli takımının kaptanı didier, fransızların çeyrek finalde italya'yı ve yarı finalde hırvatistan'ı elediği stade de france seyircisinin soğukluğuna başkaldırıyordu: "karşımızda en şık giysilerine bürünüp gelmiş insanlardan oluşan bir tribün var, ama burası tiyatro değil! sponsor mu dediniz? tamam, girişin reklâm verenlere açık olmasını anlıyorum, ama bu kadarı da... sanki bu adamlar rahatsız gibi, hepsi karalar giymiş. cenazeden falan mı geliyorlar? bizim seyircimiz buralara gelemiyor, çünkü bir kere biletlerin hepsi zaten dağıtılmış veya fazla pahalı. ben aklında "mavi-beyaz- kırmızı"dan başka bir şey olmayan köyündeki adamı veya fabrikasındaki işçiyi düşünüyorum".
didier'nin bu ifadeleri, hem seyirci-taraftar farkını hem de futbolda insani değerleri ezip geçen para merkezli yaklaşımın etkili bir eleştirisi olarak dikkat çekiyor. didier'nin özetlediği durum dünyanın hemen her yerinde benzer şekillerde işlemektedir. ama elbette kat edilen yolun coğrafyalara ve sosyal yapılara göre ciddi farklılıkları olduğunu söylemek de mümkündür. ama görünen o ki, bu tıp bir eğilim oyuncuları bile ciddi bir şekilde etkilemektedir.