ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
ikinci tur, büyük sürprizlerle başladı. "ister misiniz kupayı alsın... ilk tur maçlannda o kadar başarılı oynadı ki" diye anlatılan ve ikinci turda almanya ile yapacağı maça bu nedenle birçok gazetecinin, televizyoncunun koştuğu fas, gene de iyi oynadığı halde, gene de ismi büyük rakibini öylesine korkuttuğu halde... üstelik maçın bitimine sadece iki dakika kaldığı anda yediği golle, o bir tek golle... elendi gitti fas takımı... çoklarının, pek çoklarının, meksika'da bu takımı yakından gören herkesin hayranı, adeta taraftarı olduğu fas takımı, çeyrek finale çıkamadı. bu arada fas-almanya maçından sonra alman teknik direktörü, eski dünya kupalarının büyük futbolcusu beckenbauer, fas karşısında takımının "ecel teri döktüğünü" itiraf ediyordu. bir alman spikeri de maçı tv'de anlatırken, fas takımı çok güzel oynarken, "beyaz formalılar alman futbolcuları, bizimkiler" diye hafiften alaya almıştı takımını... ancak sezar'ın hakkı sezar'a... maçın kaderini tayin eden golü de, matthaeus'un 88. dakikada bir frikikten, otuz metre kadar uzaktan harika çektiğini, bir şampiyonada tur atlatacak güzellikte olduğunu da kabul etmek gerek.