ankaragücü-diyarbakırspor maçındaki güzel bir gol üzerine (27 mart 2004)
o gol! maçın 39. dakikasıydı… kendi yarı alanında topu kaptı. gecekondu tarafındaki rakip yarı alanının maraton’un önündeki bölümüne doğru topla beraber hareketlendi. birdenbire hızlanarak soldan diyarbakırspor ceza sahasına yöneldi. üstüne gelen rakip futbolculardan kıvrak hareketlerle birer birer sıyrılıp ceza sahasının sağ köşesine kadar geldi. karşısına çıkan bir rakip futbolcu ile sağından koşmakta olan bir futbolcunun arasından topu kendi sağına attı ve kendisi de kıvrak bir vücut çalımıyla rakibin sağından dolaşarak yeniden topla buluşup, ceza alanının kapalı tribün yönündeki bölümüne girdi. o anda kaleci şenol da kaleyi terk etmiş, ona müdahale etmeye çalışıyordu. topu, mükemmel bir vuruşla kalecinin bakışları arasında boş kaleye yolladı. bu muhteşem golün sahibi ankaragüçlü umut bulut’tu… sizi bilmem ama ben ankara 19 mayıs stadı’nda çok gol seyrettim fakat uzun yıllardan beri böyle gol görmemiştim arkadaşlar. böylesine mükemmel bir golü stadyumda seyretmiş olmak gerçekten büyük bir şans ve ayrıcalık... uzun yıllar dilden dile anlatılacak bir gol bu... gözlerimizin pası silindi ve “iyi ki gelmişim” dedim kendi kendime.
şimdi şöyle bir düşünün: böyle bir golü, bırakın türkiye’yi dünya’da kaç futbolcu atabilir ve kaç seyirciye böyle bir golü stadyumda seyretmek nasip olur? bu golü stadda çıplak gözle seyretmeyenlerin çok şey kaçırdığını düşünüyorum. çünkü televizyon görüntüsü böyle bir golün güzelliğini ortaya koymakta yetersiz kalır. işte ben futbolu biraz da bunun için, böyle goller için seviyorum... bravo umut! bu çocuğa dikkat! bence çok yakında türk futbolunun en büyük yıldızlardan biri olacak. allah nazardan saklasın! böyle bir golü fenerbahçeli tuncay, beşiktaşlı sergen ya da galatasaraylı hakan şükür atsaydı bu gol çok uzun bir süre dillerden düşmez; gazetelerde destanlar yazılır; uzun uzun golün analizi yapılır; golü atan futbolcunun nasıl hareketlendiği, birdenbire nasıl hızlandığı, o anda hızının saatte kaç kilometreye çıktığı, rakiplerinden nasıl sıyrılıp adam eksilttiği, son vuruşta ne kadar becerikli olduğu televizyon programlarında saatlerce konuşulur; golün görüntüleri yüzlerce kez yayınlanır; golü atan futbolcu da haftanın futbolcusu seçilir ve manşetlerden inmezdi. şimdi bugünkü gazetelere bir bakın. eğer futbol bir zeka, beceri ve estetiğin birleştiği bir oyunsa, diyarbakırspor karşısında tüm maç boyunca zaten çok iyi bir oyun çıkararak haftanın karmasına girmeyi hak eden umut, yalnızca bu golüyle haftanın karmasına girmesi gerekirken haftanın karmasında yok! attığı golle ilgili en küçük bir haber ya da görüntü yok! ne yapalım, güzellikleri görmemek ya da görmezden gelmek de türk futbolunun bir özelliği oldu artık…
27 mart 2004 -----------
"kalemizde kaptan adil var ankaragücü tribününden pegasus yazıları" isimli kitabımdan..