1.ligde mücadele ettiğimiz yıl, o yılları yaşayan arkadaşlarım gibi benimde aklımdan yıllarca çıkmadı. halada hatırlarım, hayıflanırım, kahrolurum. bu forumda yazan birçok arkadaşımın o yıllara yetişemediğini tahmin ediyorum. ligden düşüşümüz ise tam bir tragedyaydı.
son haftaya girildiğinde son 6-7 takımın puanı o kadar birbirine yakındıki hepsi son haftaya düşme korkusuyla girdi. son iki takım kümeye düşecekti ve balkes sondan 2.ciydik. son maçımızı adana da adanaspor ile oynayacaktık. tabi adanaspor üst sıralarda ve düşme korkusu yoktu. bizde de o yüzden bir ümit hasıl olmuş, bizim maça asılmayacaklarını düşünüyorduk. çok önemli bir maç, babam, dayımın oğlu ve ben atladık adanya gittik. tarihi hiç unutmuyorum, 30 mayıs 1976,
neyse staddaki yerimizi aldık, orada konuşulunlar adananın yedek kadrosuyla maça çıkacağı şeklindeydi. herkes bunu konuşuyordu. birde onların o zamanın meşhur golcüsü isa vardı. milli takımdada oynuyordu. o da sakatmış diye duymuştuk. tabi birde en önemli ayrıntıyı unuttum, o sezon beşiktaş'ta düşme potasındaydı ve son hafta şampiyonluğunu garantileyen trabzon deplasmanına çıkacaklardı. gerçi göztepe, zonguldak, ankaragücüde düşme potasındaydı, ama biz galip gelirsek bir mucize olmazsa kurtuluyorduk.
adana da adana idi hani, mesela ilk yarıdaki maçta balıkesirde öyle bir futbol oynamışlardıki, bizi 3-0 yenmişlerdi. bunun dışında o sezon milli ligde kendi sahamızda maç kaybetmemiştik zaten.
maç başlayacağı zaman gördük ki adana as kadrosuyla maça çıkmış, bir baktık sakat denilen isa da sahada. maça da öyle bir asıldılar ki, şaşmamak elde değil. sanki sanırsınız kazanırlarsa şampiyon olacaklar! bizde fena değildik, bizim futbolcumuz reşit maçın başlarında uzaktan öyle bir gol attı ki, enfesti. 1-0 öne geçtik ama daha sonra gol yedik. maç 1-1 iken bir tane penaltımız verilmedi ki, hakem hocalarının hakem kurslarında penaltı nasıl olur diye ders olarak gösterilecek cinsten bir pozisyondu. hakem yedi bizm penaltımızı. birde çok ünlü bir hakemdi o maçtaki hakem, hafızam yanıltmıyorsa doğan babacandı. sonra adana öne geçti, rüzgar gibi oynuyorlardı, dayanmak mümkün değil. sonra gene bir penaltımız oldu, gene vermedi, biz sinirden çıldırma noktasına gelmiştik adeta. dha sonra gelen golle maç koptu zaten, takımızda moralman bozuldu. maçı maalesef 6-1 kaybettik ve küme düştük. hiçbir amacı olmayan adana sanki doping ilacı içmiş gibi öyle bir oynamıştıki şaşamış kalmıştık, başka bir takım için, özelliklede beşiktaş için oynadıkları herkes tarafından konuşulmuştu maçtan sonra. çok üzülmüştük, küme düşmeyi hak etmediğimize inanıyorduk, lige de öyle iyi başlamıştık ki, ilk haftalarda ilk beşteydi sürekli. ama ligin ikinci yarısında takım içindeki bazı sorunlar sebebiylede biraz düşüşe geçmiştik. böyle olmamalıydıi kısmetimiz değilmiş dedik döndük gerisin geriye.
adanalı seyircilerin bile bu işe şaştığını hatırlıyorum. hatta attığımız ilk golde bazı adanalılar alkışlamıştı golümüzü, belliki bizim düşmemizi istemiyorlardı. ama herhalde devreye saha dışı faktörler girdi, günahı yapanların boynuna.
1960’larda bilgisayarla tanışan türkiye’nin bu alandaki en önemli isimlerinden biri olan babam prof. oğuz manas’ın önemli bir anısını paylaşmış. ben de medya takip’de tesadüfen yakaladım. (haber için tıklayınız)
olay kısaca şöyle: bir gün, trt’den hüsnü kaftan geldi. “hocam, şu bilgisayarı halka tanıtalım” dedi. 1976 yılında henüz türkiye’de kimse doğru düzgün bilgisayarı bilmiyordu. yani kullanılmıyor değildi, kullananlar vardı. ancak halka intikal etmiş bir kullanım yoktu. bu tanıtım için de en güzel şey futboldu. bu nedenle benden 1976 yılının şampiyonluk tahminini yapmamı rica etti. kendisine böyle bir çalışma için istatistik bilgilerine ihtiyacım olacağını söyledim. hüsnü kaftan, trt’nin elinde bu bilgilerin olmadığını ancak yeni asır gazetesi yazarlarından aydın sevgel’in çok uzun bir süredir maçlarla ilgili özel kayıtlar tuttuğunu ve bu kayıtlar içinde istediğim bilginin bulunabileceğini ifade etti. sonra da aydın sevgel tüm bilgilerini kayıt ettiği defterleri bize teslim etti.
hangi bilgilerdi bunlar?
1959’dan beri oynanmış her maç için takım kadroları, maçın sonucu, atılmışsa gol veya gollerin kimin tarafından ve ne şekilde atıldığı (direkt olarak, penaltıdan, kendi kalesine vb.), o andaki antrenör, maçın yapıldığı günün hava koşulları, maçın yapıldığı saha, maçın hakemi, takımın o andaki başkanı gibi bilgilerdi. bu proje için proje yöneticisi olarak prof. dr. halil şengonca’yı görevlendirdim. bunun için üç ekip kuruldu.
ekiplerin görevleri neydi?
birinci ekip programı hazırlayacaktı, ikincisi aydın sevgel’in defterlerindeki bilgilerin programa uygun olarak veri kayıt formlarına işlenmesini ve üçüncüsü formlardaki verilerin kartların üzerine delinmesini sağlayacaktı. işte o zaman güçlüğümüz ne biliyor musunuz? doğru düzgün terminal yoktu. kart delgi işini, kart delgi makineleriyle yapıyorduk ve yüzlerce veri kartlara delinip bilgisayara yükleniyordu. takımları da dört gruba ayırdık. birinci grup beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray’dı. ikinci grubu anadolu takımları arasından önceki yıllarda olduğu kadar bu yıl da ilk gruptaki üç takımı zorlayanlar oluşturuyordu. üçüncü grupta önceden bu üç grubu zorlayan ancak bu yıl çok formda olmayanlar bulunuyordu. dördüncüsündeyse ligden düşecek olanlar vardı. takımları gruplara ayırmamızın en önemli nedeniyse tekerrür adedini artırmaktı. aşağı yukarı 3 ay boyunca maç sonuçlarını tahmin ettik. tabii her hafta hesaplama yapılırken bir hafta önce elde edilen sonuç, diğerlerine eklendi ve yılsonunda puan durumu hesaplanmış oldu. 1976-1977 lig maçlarının birinci devre sonuna kadarki sonuçları da işlendikten sonra program çalıştırıldı.
sonuçta hangi takım şampiyon çıktı?
trabzon şampiyon, fenerbahçe ikinci çıktı. trt’den hüsnü kaftan, “trabzon şampiyon olamaz” diye itiraz etti. “fenerbahçe’nin 5 puan önde olduğunu, trabzon’un daha o yıl 1. lige çıktığını ve şimdiye kadar bir anadolu takımının şampiyon olmadığını” söyledi. “biz bunu ilan edersek rezil oluruz” dedi. düşecek takımlar arasında da balıkesirspor’u ilan etmemiz de balıkesirlileri ayağa kaldırdı.
balıkesirspor şimdiki adıyla süper lig olan türkiye 1. futbol ligi'ndeki ilk ve tek sezonuna candemir berkman teknik direktörlüğünde başlamıştır. takım, ligin ilk yarısında özellikle kendi sahasında aldığı sonuçlarla, ilk yarıyı 4. sırada tamamlamıştır. teknik direktör berkman, ilk yarı sonrasında hedeflerinin ilk 10 sıra içerisinde yer almak olduğunu açıklamıştır. fakat balıkesirspor, ikinci yarıda art arda aldığı kötü sonuçlardan sonra küme düşmeme mücadelesi vermeye başlamıştır. ligde galatasaray'ı mağlup eden, beşiktaş, fenerbahçe ve trabzonspor ile berabere kalan takım, kendi sahasında da 15 maçta sadece 1 yenilgi almasına rağmen; içinde beşiktaş'ın da olduğu küme düşme mücadelesini ankaragücü ile birlikte kaybetmiştir