galatasaray'ın kullandığı penaltıya sebebiyet veren elle kesme pozisyonunu hacettepe'li zoko yapmasına reğmen hakem admir teli'ye sarı kart verdi. teli bir süre neden sarı kart gördüğü konusunda itirazda bulundu ama nafile. ardından maçın ilerleyen anlarında teli yaptığı başka bir hareketin ardından 2. sarı karttan oyun dışında kaldı.
ilk kırmızı kartı gören tozo ise önce lincoln'ün beşiklerinden attığı topu almak için dönerken lincoln'u durdurduğu için sarı kart gördü ardından kendisine faul yapan barış'a kart göstermesi için hakeme kart işareti yaparken ikinci sarıdan kırmızı ile oyun dışında kaldı...
maçın son anlarında lincoln'ün topu sektirerek sürmesine hacettepe teknik direktörü erdoğan arıca tepki gösterdi. "9 kişi kalmış bir takıma karşı alay etmekten başka bir şey değildir bu" dedi. ayrıca lincoln'e "metalist maçında neden bunu yapmadın?" diye sorduğunu söyledi.
bence lincolnün topu orta alanda 9 kere sektirmesinin inanılmaz derecede abartıldığı maç olmuştur. aynı hareketleri ronaldinyo defalarca kez yapıyor hatta bırakın top sektirmeyi karşısındakini adeta maymuna çevirirken alkışlıyoruz ama söz konusu lincoln olunca dalga geçti oluyor. milyon dolarlara mal olan bir futbolcu, endüstriyel futbol bi kenara kombine alan taraftar ve maçı yayıncı kuruluştan takip eden milyonlara güzel futbol seyrettirmenin suç ve dalga konusu olduğunu hayretler içerisinde takip ediyorum. yıpratılmaya çalışılan bu futbolcunun arkasında durulması gerektiğini düşünmekteyim. yürü be lincoln bi kerede benim için sektirseydin de 10 olsaydı... erdoğan arıca da lincolne tepki göstereceğine kırmızı kart görüp orta alanı yaylaya çeviren tozoya tepki gösterse sanırım ileriki günler için daha faydalı bir adım atmış olur.
özet geçmeye gerek yok maçı herkes izlemiştir. süleyman abay maçı katletti. tozo'ya ve telli'ye verilen ilk sarı kart, barış'a verilmeyen sarı kart, galatasaray'ın son golündeki ofsayt, hepsini toplarsanız hacettepe gibi bir takımın yapacak fazla bir şeyi kalmıyor. hacettepe iyi oynasa da yeniliyor, kötü oynasa da yeniliyor. neden çünkü asıl başkan sayın ilhan cavcav ve kaybetmeye mahkum, imajı kaybetmek olan erdoğan arıca nedeniyle bunun böyle olması çok doğal. bunu isteyecek olmak garip gelebilir ama devre arasında erdoğan arıca yerine kazanmayı seven, bunu aşılayabilecek bir teknik direktör ile yola devam etmelidir, yoksa durum vahimdir. gençlerbirliği’ne sorduğumuz soru, mor-beyazlılar için de geçerlidir:
galatasaray'ın brezilyalı yıldızı lincoln, hacettepe teknik direktörü erdoğan arıca'nın maç sonrasında kendisine saldırmasına ve yaptığı açıklamalara bir anlam veremediğini belirtti. sabah gazetesi'nin haberine göre; lincoln "galiba hala futbolun bir şov olduğunu öğrenemediler. benim amacım asla rakiplerimi küçük düşürmek değildi. topu sektirirken çevremde hacettepeli oyuncu da yoktu. ben o soğuk havada tribünlere gelen galatasaraylı taraftarlara estetik hareketlerle teşeklür etmek istedim. dünyanın her yerinde bu tip estetik hareket yapan futbolcular var. bu türden bir tepki aldıklarını duymadım. samimiyetime inanmayıp beni hala suçlayanlar varsa özür dilerim ama ben bu oyunu böyle oynamayı seviyorum."
futbol federasyonu profesyonel futbol disiplin kurulu (pfdk), hacettepe kulübü futbolcusu admir teli'nin, galatasaray maçında çift sarı karttan gördüğü kırmızı kartın iptalini, ilk sarı kartın aynı takımdan zoko'ya gösterilmiş sayılmasını kararlaştırdı.
kurul, bugünkü toplantısında, turkcell süper lig'de 30 kasım pazar günü oynanan galatasaray-hacettepe maçının 56. dakikasında görmüş olduğu ilk sarı kart ve buna bağlı olarak çift sarı kart görmesi nedeniyle oyundan ihraç edilmesine sebep olan kırmızı karta ilişkin disiplin uygulamalarının ve sonuçlarının futbol disiplin talimatı'nın 74/3. maddesi uyarınca kaldırılmasına, hakem iradesi ile uefa uygulamaları dikkate alınarak, müsabakanın 56. dakikasında şahısta hata yapılarak admir teli'ye gösterilen sarı kartın bernard françios dassise zoko'ya gösterilmiş sayılmasına karar verdi.
neredeyse 1 haftadır tartışma konusu olan lincoln'un şovuna galiba son noktayı milliyet yazarı ercan güven koydu.
lincoln ‘terbiyesizliğini’ avrupa’ya taşıdı! lincoln’ün hacettepe maçında topu sektirerek mesafe kat etmesi(dikkat edin; eğlencesine değil, bir yandan rakip kaleye yaklaşıyor sektirerek) bazılarını deli etti. neden?.. hacettepe futbolcularıyla empati kurup “kendileriyle” dalga geçildiğini mi düşündüler acaba?.. bu doğruysa, türk futbol yorumculuğu adına büyük bir adımdır ve her ne kadar sonuçları “linç girişimine” benzese de olaya “empati” gibi insani bir boyut katılmıştır. darısı o yorumların muhataplarının, o yorumları dinleyenlerin başına. yorumcunun empati sırası bir gün onlara da gelir umalım. * * * ikinci şık... teknik direktör arıca’nın lincoln’ü ayağının altına almak amaçlı hamlesini “verimli bir yol” olarak görmüş olabilirler. malum; ipsiz recep, kurtlar vadisi, adanalı, silahlı külahlı türünden maço modeller her daim revaçta bu ülkede. reyting ve tiraj meselesi... lincoln de henüz fanatikleri oluşmamış bir futbolcu... sıfır risk... vurun abalıya! milleti manyak kabul edip ayak uydurmaya mı çalışıyorlar yoksa? her ne haltsa... lincoln, “toplum düşmanı bir şımarık” ilan ediliverdi top sektirdiği için. bazıları halı sahada üstüne para vererek ter dökerken, seyir zevki adına milyonlarca euro ödenen futbolcuyu “şov yaptığı” için parçalamak ne kadar akıl kârıdır bilemem. bildiğim; varsa rakibi rencide edecek bir durum, “centilmenlik dışı harekete karşı kart” kuralı işler be sevgili yorumcum... bu hiddet ve şiddette, aynı sahadan şov bile yapamadan geçenlerin kıskançlığı tetikleyici olabilir mi acaba? * * * neyse... bunlar fikir cimnastiği. benim asıl iddiam, lincoln’ün o sektirmeleri şov olsun diye yapmadığı!.. evet... kasıt yok, içsel coşku varmış lincoln’de!... oynama keyfinin dışavurumu. zihin tarafından engellenemeyen fiziksel patlama ve onun yarattığı sıra dışı görsellik... özel bir yeteneğin kaynama noktası. ispatı?.. hertha berlin maçı. hacettepe karşısında kaynadı, berlin’de fokurdadı lincoln! son günlerde coşmuş kısacası... hacettepe ilk işaretleriymiş. var mı şimdi asabı bozulan? beni şaşırtan, rakip bile kızmadı lincoln’e... daha da garibi, bir tane yorumcumuz çıkıp “adamları kendi sahasında ezmek ayıp değil mi... nedir öyle ot yoldurmalar, kesmeler, topuklar, bacak araları falan” demedi. hacettepe’ye ayıp, hertha berlin’e müstahak öyle mi? sizin zamanınızda, eski işinizde belki!.. * * * sahi nerede bu empati sahibi yorumcular?.. neden “bu lincoln’ün berlin’de yaptıkları yüzünden eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi gerekirdi” gibi bir cümle kurmuyorlar? bütün takıma bulaştırıyor “terbiyesizliğini”! bakın... eski futbolcuların, hakemlerin futbolu yorumlamasına karşı değilim. ama futbolu düşünce sistematiği ile değil günlük hatta anlık hezeyanlarla rötuşlamaya kalkışmamalılar... orasını burasını kendi kafalarına göre yontmasınlar... inananlar çıkar. çünkü yazmaya/konuşmaya başladıkları andan itibaren başka bir mesleğin kapsama alanına giriyorlar ki, o mesleğin kendine göre kuralları var. yaparlarsa, ortaya çıkacak “eser”, en çok kendi devirlerindeki kadar güzel ve başarılı olur... bunun adı ilerleme değil gerilemedir.
lincoln topu orta sahada aldı, etrafında kimse yoktu, 3-5 kere sektirdi. ve... ortalık birbirine girdi. ve... taammüden değildi. ve... bir iki yorumcu “ahh ben orada olacaktım da...” bile dedi. ve... önümüzdeki haftalarda bir futbolcu hacettepeli arkadaşlarının intikamını alabilir. kısasa kısas. söylendi bu. ve... futbolun dili bu. maalesef. hoş değil. zarif değil. sert. rahatsız edici. ürpertici. acımasız. bitirim bir dil. “sizi bitireni siz de bitirin”. ve... kalabalıklara hakim olan dil de bu. ve... ülkeye de... ve... biliyorlar bunu. ve... bu dili bilerek kullanıyorlar. prim yapsın diye. yani taammüden. bu lincoln’ün yaptığından daha rahatsız edici.
4 büyükler içerisinde ilk hatrick yapan oyuncunun milan baros olduğu maç olarak kayıtlara geçmiştir ayrıyeten lincoln ün 7-8 kere topu sektirmesi gündemden düşmemiştir.
galatasaray a.ş.: morgan de sanctis, fernando jose da silva freitas meira (dk. 46 ümit karan), barış özbek (dk. 76 fehmi emre güngör), lincoln cassio de souza soares, milan baros, ayhan akman, harry kewell (dk. 69 mehmet topal), sabri sarıoğlu, arda turan, volkan yaman, servet çetin