türkiye kupasını müzesine götüren eskişehirspor cumhurbaşkanlığı kupasında galatasaray ile karşılaştı. ankara 19 mayıs stadında oynanan maçı eskişehirspor 3-2 kazanarak sezonu iki kupayla kapatır.19 mayıs stadında oynanan cumhurbaşkanlığı kupası tam bir gol düellosu şeklinde geçer. maçın hemen 5. dakikasında galatasaray’ın efsanevi golcüsü metin oktay ile 1-0 üstünlük sağlar ve ilk yarı bu sonuçla kapanır. es-es ikinci yarıya hızlı başlar. metin oktay gibi golcüler eskişehir’de çoktur. 51. dakikada fethi skoru eşitler. 64. dakikada ise fethi es-es’i 2-1 öne geçiren golü atar. maçın bitimine 5 dakika kalmıştır ve karşılaşmanın böyle biteceği sanılırken, 85. dakikada sahneye çıkan gökmen’in attığı golle skor yine eşitlenir. ancak kaptan fethi 88. dakikada cim bom’un filelerini bir kez daha havalandırır ve kupayı eskişehir’e kazandır.ancak gönüllere lig şampiyonluğu kaçırmanın hüznü kalmıştır.
maçtan sonra o yılların ünlü spor yazarları bakınız bu maç için neler söylüyorlar;
can bartu: bravo eskişehirspor beşinci dakikada mağlup duruma düşmesine rağmen bütün oyuncuları kendinden emin ve bu maçın mutlak galibi olarak çıkmışlardı sahaya ve bütün oyunları müddetçe denizden çıkmış galatasaray'ı, ayakta duramayan galatasaray'ı sahada sudan çıkmış balığa çevirdiler. tebrikler eskişehir tebrikler.
turgay şeren: bunaltıcı yaz sıcaklığının hakim olduğu gecede her iki takımda mevsimin bu final maçında ortaya gerçekten iyi bir futbol koymak gayreti içinde göründüler. zaman zamanda bunda başarılı oldular. noksan olan fizik kondisyonlarını moral kondisyonları ile daha iyi takviye edebilen eskişehirspor 90 dakikalık süre içersinde oyunun hakimiyetini ele aldı ve galatasaray'ı sahadan sildi.
irfan adalıoğlu: hakem doğan babacan'ın bitiş düdüğünü çalmasıyla birlikte 19 mayıs stadının durumu görülmeye değerde hani. eskişehirspor'lu futbolcular, yöneticiler birbirleriyle sarmaş dolaş olmuşlar, sevinç göz yaşları döküyorlardı. biraz sonra ise harcadıkları enerjinin karşılığı olarak ıslak ter kokan formaları ile şeref tribününe çıkarak devlet başkanı cevdet sunay'ın elinden cumhurbaşkanlığı kupasını aldılar. sonrada taraftarlarının 'eskişehir' marşının eşliğinde şeref turu attılar. şöyle söylüyorlardı:
eskişehir, eskişehir yalçın kaya sarp yeri. kalelerden çok kuvvetli içindeki askerleri. annem beni yetiştirdi, bu yerlere yolladı. al bayrağı teslim etti, allah'a ısmarladı. yastığımız mezar taşı, yorganımız kar olsun biz bu yoldan döner isek, namus bize ar olsun
ihsan biricik: on bine yakın eskişehirspor'lunun seyrettiği maçta amigo orhan yine görevini yapan adamdı. bu arada taraftarların eskişehir'den getirdikleri bir pankart dikkati çekti. pankartın üzerinde şunlar yazılıydı.
'bir hesabımız var görmeye geldik, reisicumhur kupasını almaya geldik' ve maçın sonunda gerçekten cumhurbaşkanlığı kupasını bizzat cevdet sunay'dan kaptan fethi aldı. tebrikler es – es
türkiye lig şampiyonu galatasaray ile cumhurbaşkanlığı kupası maçını oynayacaktık. bir gün aradan sonra hemen çalışmalara başladık. haziran ayının ortasında, sıcak bir yaz gecesinde, ankara 19 mayıs stadı'nda galatasaray ile karşılaşacak ve iki yıl bir iki puanla şampiyonluğu elimizden alan galatasaray'dan öcümüzü alacaktık. bu maç, her maçtan daha önemli idi. stat ağzına kadar dolmuş, bir o kadar seyirci maalesef dışarıda kalmıştı. bu maça ağabeyim 72 yaşındaki annemi de getirmişti. rahmetli annem ve dayım da seyirciler arasındaydı. maçtan önce federasyon başkanı hasan polat, her iki takıma o yıl kazandıkları kupalarını verdi. maça galatasaray hızlı başladı ve 1-0 öne geçti. biraz sonra attığımız bir gol ile beraberliği yakaladık. ama galatasaray yine 2-1 öne geçti. bu kez ender beraberlik golünü attı. sahada nefis bir futbol oynanıyor, her iki tarafın taraftarları bir üzülüp bir seviniyorlardı. son dakika, 90. dakikada, ender soldan sert bir orta yaptı ve ben koşarak topu filelere gönderdim. golle birlikte hakem doğan babacan maçın bitiş düdüğünü çaldı. zafer bizim olmuştu. dönemin cumhurbaşkanı, rahmetli cevdet sunay'dan kupayı aldım ve taraftarlarımıza dönerek kupayı havaya kaldırdım. allah'ım tüm dünyalar bizim olmuştu. ne kadar büyük bir haz duyduğumu kelimelerle anlatmak mümkün değil. elde ettiğimiz başarılarda gegiç'in disiplin anlayışının, çok ve azimli çalışmanın, inanmanın, yönetici ve taraftar dayanışmasının çok büyük bir rol oynadığına inanıyorum. artık eskişehirspor da avrupa'da, fuar şehirleri kupası'nda türkiye'yi temsil edecekti.
1970-71 sezonunda ligi dördüncü sırada bitiren ve türkiye kupas'nın sahibi olan eskişehirspor, 30 haziran 1971 tarihindeki cumhurbaşkanlığı kupası finalini oynamaya hak kazanmıştı. eskişehirspor genç takımı'nın futbolcuları şampiyonluk kupalarını kaptıkları gibi çarşamba akşamı ankara 19 mayıs stadı'nda lig şampiyonu galatasaray'la karşı karşıya gelecek olan futbolcu ağabeylerini ziyarete gittiler ve eskişehir'e kupayla dönmeleri sözünü aldılar. 1970'lerden sonra ihmal edilen altyapı çalışmalarında başarı son olarak 1993 yılında yakalanacak ve kaleci ömer çatkıç'ın da yer aldığı eskişehirspor genç takımı bu yıl türkiye şampiyonluğu'nu yakalayacaktı. eskişehirspor ve galatasaray için 1971'deki bu cumhurbaşkanlığı kupası maçı çok önemliydi. sarı kırmızılı takım 10 mart'ta kendisini çeyrek finalde türkiye kupası'ndan eleyen eses'ten intikam almak isterken, siyah kırmızılılar 11 nisan'da yarım kalan ve 3-0 hükmen yenik sayıldıkları lig maçının rövanşını almak arzusundaydı. bir de aralarındaki iki-üç yıllık lig şampiyonluğu yarışı vardı tabii... eskişehirspor maça şu kadroyla çıktı: mümin, ilhan. süreyya, ismail, abdurrahman, vahap/k.burhan, kamurran, b. burhan, halil, fethi, ender.
iki devin karşılaşması tam bir gol düellosu şeklinde geçti. maçın hemen 4. dakikasında galatasaray, metin kurtla 1-0 üstünlük sağladı ve ilk yan bu sonuçla kapandı. eses, ikinci yarıya hızlı başladı. eskişehirspor'un efsane golcüsü fethi heper 51. dakikada skoru eşitledi. 64. dakikada ise bir anadolu takımından yurdışına -e. frankfurt'a- transfer olan ilk futbolcu olan ender konca, eses formasıyla son maçında takımını 2-1 öne geçiren golü attı. maçın bitimine üç dakika kala herkes maçın bu sonuçla biteceğini sanarken, sahneye çıkan gökmen ozdenak'ın attığı golle skor yine eşitlendi. ancak kaptan fethi, 89. dakikada cimbom'un filelerini bir kez daha havalandırdı ve kupayı eskişehir'e kazandırdı. söyleşiler yaparken bu maçın son dakikasıyla ilgili ilginç bir anı dinledim...rahmetli masör kâzım durmuş'tan nakleden cahit ışık:
"maç bitmek üzere, skor 3-2. gegiç kendi kendine konuşuyor: 'haydi bre be galatasaray at bir gol daha!..' bunun üzerine teknik kulübede kendisini şaşkınlıkla dinleyen masör kâzım soruyor: 'hoca şaşırdın mı sen, ne diyorsun?' 'ben ne dediğimi biliyorum. maç berabere bitsin, uzatmalara gitsin. galatasaray bitti zaten, perişan edeceğim galatasaray'ı!..' evet, hoca aynen bunlan söylemiş. kaçırdığı şampiyonluklardan sonra gegiç, galatasaray'ı sahada rezil etmek istiyor!.."
tribünlerde ise ilk defa bir futbol maçına gelen bir şeref misafiri vardır eskişehirspor'un...
"yaşlı kadın sarı saçlı adama döndürdü gözlerini. yanaklarında ipil ipil süzülen gözyaşlannı siyah başörtüsünün ucuyla sildi ve incecik sesiyle konuştu: 'kalkalım oğul kalkalım ama benim ayaklarım tir-tir titriyor. heyecandan şaşırdım kaldım, ne yapacağım?. evet, bu kadın eskişehirspor'un kaptanı ve her şeyi olan fethi'nin annesi naime heper'di. ve ilk kez maça gelmişti hayatında. sarı saçlı adam ise beytullah heper'di. yani fethi'nin ağabeyi. ya esmer olan kimdi? esmer adamın adı mustafa, soyadı temiz'di. mustafa temiz ise heper ailesinin manevi oğlu idi. yaşlı kadın mutluydu, alabildiğine mutluydu. sevinç gözyaşları ile kızaran gözleri çakmak çakmak yanıyordu... 'hep radyodan duyardım oğlumun maçlarını' dedi. 'acaba nasıl oluyor derdim hep. bu sefer dedim ki, ben de göreceğim bu maçı. cumhurbaşkanı gelecekmiş, başbakan gelecekmiş, devlet büyükleri hep maçta olacakmış dediler. fethi de -ana, gel de uğur getir bize- deyince kalktım geldim. çok şükür allahıma bugünü de gördüm. koskoca cumhurbaşkanı gözlerimin nünde oğluma kupa verdi, kutladı onu. çok şükür, çok şükür."
gürsel aksel'in allandıra, pullandıra anlattığı en büyük anılardan birisi.
göztepe'miz, galatasaray ile cumhurbaşkanlığı kupası oynuyor. maçtan önce ısınma hareketleri yapılırken galatasaray'ın izmirli efsane ismi metin oktay, gürsel aksel'in yanına giderek, "size dört gol atacağız" diyor. aksel müthiş sinirleniyor. arkadaşlarını soyunma odasında toplayıp durumu anlatıyor ve şunları söylüyor: "bakın arkadaşlar bu maçı mutlaka kazanacağız. anadolu'ya bu kupayı götüren ilk kulüp olacağız. bu maçı benim için kazanın" göztepe sahaya çıkıyor ve süper bir oyun sergiliyor. ilk yarı 1-1 sona eriyor.
ikinci yarıda adeta göztepe fırtınası esiyor. gürsel aksel, ceza alanı dışından topa nefis vuruyor, top galatasaray ağlarında. maçın hakemi orhan gönül, ürküyor. göztepe'mizin kupayı alması veya galatasaray'ın kupayı kaybetmesinin getireceği tepkilerden korkuyor. maçı uzattıkça uzatıyor. ama göztepe davaya inanmış. maçı kazanacak. gürsel'in pasını alan fevzi uzatma dakikalarında topa öylesine güzel vuruyor ki, cim-bom adeta çimlere gömülüyor, taraftarlarımız ayağa kalkıyor.
evet, cumhurbaşkanlığı kupası göztepe'mizin. tribünlerde büyük coşku yaşanıyor. maçtan sonra gürsel aksel, taraftarlardan kurtulup maçın topunu alıyor ve galatasaraylı metin oktay ile diğer futbolcuların yanına yanaşarak, "dört atarız demiştiniz. biz size üç tane attık. al bununla dört olsun." diyor ve takım arkadaşlarının yanına koşuyor.
ardından dönemin cumhurbaşkanı cevdet sunay'dan cumhurbaşkanlığı kupası'nı alıyor.
ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
eskişehir
futbolu güzelleştirmekten bıkmadılar. futbolu tesiri anı, ölümü tatlı bir silâh haline sokmaktan yorulmadılar. önüne kim dikildi ise, 90 dakika sonunda koltuğuna bir ders kitabı aldı gitti. bütün bir mevsim boyunca kıstırdıkları ile çimende bir "kedi-fare" masalı yazdılar.
ve ben geçen dönem, eskişehir'den daha büyük tanımadım. kırmızı şimşekler, sanat yanı mezarlaşan futbolumuza, yeni bir yaşama soktu. es-es'lerin şahsında, ben rönesansın güzelliklerini adım adım yaşayan bir meşin yuvarlak seyyahına döndüm.
eskişehir'in geçen yıl kazandığı iki kupanın parıltılarını gözlerimde hisseden bir gazeteciyim. gerek bursa, gerek galatasaray dövüşlerini etimde gönlümde yaşadım. kırmızı şimşekler çok büyük iki devi öğütürken, babaların çocuklara, çocukların çocuklarına anlatacakları bir futbol masalı koydular orta yere.
lafı kaydırmadan konuşuyorum. eskişehir'in türkiye standardını aşan futbolu yanma iliştirilen iki kupa azdır. gegiç'in, begiter'in, matay'ın ve bütün eskişehir'in büyüttüğü bu onbir altın adam, şayet futbolda "kısmet" denen şeyin sadece "k"si ile dostluk kurabilse idi... türkiye'de bir "korkunç koleksiyoncu" devri daha açılır ve öteki takımlar maşrapa yerine hava alırlardı.
bir yazar için en talihli yan yazacak şey bulmaktır. eskişehir, son on yıldır seyredenin yüzüne gözüne zift çalan "çirkin futbolun" temizleme tozu oldu. kırmızı-şimşeklerin şahsında, bu avrupalı oyunun ötesine berisine ilişen kamburların ameliyatını ve tedavisini gördük. rahatladık, bir düzene girdi sıhhatimiz...
yazı-tura sonunda kazanılmış kupaları büyük öksürük ve reklam hokkabazlıkları ile müzelerine taşıyan kodamanlar yanında, ben eskişehir'in kupalarını değil büyük futbolunu alkışlıyorum...
"biz her ankara deplasmanına gittiğimizde,samanpazarı'nda oturan hasta galatasaraylı halil'e uğrardık.onun evinde misafir olur yatardık. ankaralılar da halil'i bildiklerinden galatasaray'ın mağlup olduğu maçlardan sonra evinin önüne gelip tef çalar,dalga geçerlerdi.1971'de ankarda oynadığımız cumhurbaşkanlığı kupası finalini eskişehir 3-2 kazanıp almıştı (30 haziran 1971).
maçtan sonra canımız sıkkın, halil'in evine geri döndüğümüzde resmen şok geçirdik.fenerlisi beşiktaşlısı ellerine davulları darbukaları almış,halil'in evinin önünü panayır yerine çevirmiş.dalga geçmek için bizleri bekliyorlardı.
1971 cumhurbaşkanlığı kupası, 1. lig'in 1970-71 sezonunu şampiyonlukla tamamlayan galatasaray ile 1970-71 sezonu türkiye kupası şampiyonu eskişehirspor arasında oynanan 6. cumhurbaşkanlığı kupası maçıdır.
30 haziran 1971'de, ankara 19 mayıs stadyumu'nda oynanan maçı eskişehirspor, 3-2 kazanarak kupadaki ilk şampiyonluğunu elde etti.