logo
 
twitter
Anı/Bilgi Yazılan Tüm Maçlar
(81.163 Maç)

sayfa /3247>>

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 4. Hafta Maçı
Adana Milli Mensucat 1-2 Adana Demirspor (2 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 6. Hafta Maçı
Adana Gençlik 0-5 Adana Demirspor (3 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 6. Hafta Maçı
Malatya Milli Mensucat 0-1 Adana Milli Mensucat (3 )

1930-1931 (Özel Maç)
Galatasaray 0-0 Beşiktaş (1 )

2024-2025 Sezonu
Ziraat Türkiye Kupası Final Maçı
Trabzonspor - Galatasaray (3 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 5. Hafta Maçı
Adana Gençlik 1-1 Adana Milli Mensucat (Erteleme) (4 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 2. Hafta Maçı
Adana Milli Mensucat 1-1 Malatya Milli Mensucat (Erteleme) (3 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 2. Hafta Maçı
Adana Demirspor 7-0 Adana Gençlik (Erteleme) (2 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 1. Hafta Maçı
Malatya Milli Mensucat 2-0 Adana Gençlik (1 )

1942-1943 Sezonu
Çukurova Ligi 1. Hafta Maçı
Adana Demirspor 0-2 Adana Milli Mensucat (1 )

1942-1943 (Özel Maç)
Malatya Milli Mensucat 4-1 Tarsus İdman Yurdu (2 )

1942-1943 (Özel Maç)
Mersin İdman Yurdu 1-3 Fenerbahçe (1 )

1942-1943 (Özel Maç)
Mersin Deniz Harp Okulu 0-5 Fenerbahçe (1 )

1942 Sezonu
Adana Bölge Kupası Final Maçı
Malatya Milli Mensucat 3-1 Adana Milli Mensucat (Uzatmalarda) (1 )

2024-2025 Sezonu  
Trendyol 1. Lig 38. Hafta Maçı
Fitmens Gömlek Yeni Malatyaspor 0-5 Gençlerbirliği

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Gaziantep FK 0-1 Corendon Alanyaspor

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
RAMS Başakşehir 1-4 Fenerbahçe

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
İkas Eyüpspor 0-3 Kasımpaşa

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Tümosan Konyaspor 2-1 Çaykur Rizespor

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Trabzonspor 0-2 Galatasaray

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Net Global Sivasspor 0-0 Sipay Bodrum FK

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Beşiktaş 4-1 Adana Demirspor

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Göztepe 1-1 Atakaş Hatayspor

2024-2025 Sezonu
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu 35. Hafta Maçı
Bellona Kayserispor 3-1 Onvo Antalyaspor

2024-2025 Sezonu
UEFA Avrupa Konferans Ligi Yarı Final 2. Maçı
Chelsea FC 1-0 Djurgardens IF




Sadece Video Yüklü Maçları Göster


1992-1993 Sezonu
UEFA Kupası 2. Tur 1. Maçı
21.10.1992, Çarşamba, 21:15
Waldstadion (old)
Frankfurt am Main, Almanya
EintrachtFrankfurt7898.png
Eintracht Frankfurt
0-0Galatasaray.png
Galatasaray


iki takım arasındaki tüm maçları gör...


          yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var






Maçın Özeti (Macanilari.com Dailymotion Kanalı)







  •  
    14
    GB
    A
    ilginc ani 7379  maç linki

    imran ayata'nın takımdan ayrı düz koşu kitabında yer alan "plotonik bir aşk - almanya'da galatasaraylı olmak" başlıklı yazısından;

    bazen bir kura insanın tüm hesaplarını bozar. 1992-93 sezonunda uefa kupasında galatasaray eintracht frankfurt'a çıktığında, kura çekiminden hemen sonra frankfurt'taki ilk maç için bilet temin etmiştik. maç yaklaştıkça, muhtemelen galatasaray'ın almanya'daki en kıdemli taraftarlarından olan fehmi'yle beraber, hangi takımı tutacağız diye kıvranıyorduk. gerçi sarı-kırmızı hayatımızdır, fakat eintracht da waldstadion'daki hemen her kendi saha maçına giderek desteklediğimiz takımdı. ayrıca türk takımlarının maçları, milliyetçi domuzluklar için geniş bir saha açmıştı ve bunlar bu takımları desteklemenin zevkini kaçırıyor, neredeyse imkansızlaştırıyordu. günlerce fehmi'yle paslaşıp durduk, doğru tavır nedir diye. nihayet maç günü tramvayla stadyuma giderken, arkadaşımız reiner bize yardımcı olmak istedi: sıkı bir milliyetçi karşıtı olan, avrupa merkezciliği şiddetle eleştiren, 1. fc köln taraftarı arkadaşımız, kayıtsız şartsız cimbom'u desteklediğini açıkladı. ona politik kaygılarımızı ne kadar anlatsak da, vazgeçiremedik. daha önce bizimle beraber türkiye'deki devlet terörünü, türk milliyetçiliğini sorgulayan reiner, galatasaray diyor başka bir şey demiyordu. iki kulüp arasında kararsızlığımız, stadyuma varıp da arenanın sarı-kırmızıya boğulduğunu gördüğümüzde bitiverdi. stad kaynıyordu ve eintracht taraftarlar kale arkalarının birinde bir köşeye kıstırmıştı. onların sesleri duyulmuyordu artık. böyle bir şeye daha önce tanık olmamıştım. refleksvari bir biçimde katıldık "en büyük cimbom" korosuna, politik tereddütlerimiz durumsal olarak aşınmıştı. maç sırasında c tribününde bir türk bayrağı yanmaya başlayınca, seyircilerin büyük çoğunluğu bir ağızdan "nazis raus"a [naziler dışarı] başladılar. reiner bu ırkçılık karşıtı tantananın kendisini nihai olarak tasdik ettiği kanaatindeydi; işte anadolulu taraftarlar nazilere kafa tutuyorlardı! maç 0-0 bitti, bir gün sonra frankfurter rundschau'da okuduk ki, bayrağı yakanlar kürt politik eylemcilermiş.

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 25-09-2008 08:40:21)

     





  •  
    14
    GB
    A
     10208

    ilk basımı 1993 olan, futbol ve kültürü kitabında yer alan tanıl bora ve necmi erdoğan'ın "dur tarih, vur türkiye: türk milletinin milli sporu olarak futbol"

    her ülke futbolunun 'milli' özelliklerin damgasını taşıdığından sözetmiştik. bunu tersten de ifade edebiliriz: milliyetçiliğin kalıpları, örüntüleri veya millet hakkındaki telâkkiler, 'milli' futbola da uyarlanır. bu uyarlamanın çarpıcı örneklerine, milli maçların veya kulüp takımlarının oynadığı dış maçların spor basınındaki yorumlarında rastlayabiliriz. etrafın düşmanlarla çevrili olduğu tespitleriyle beslenen abartılı bir tehdit algılaması, dünyanın ve batı'nın komplosuna maruz olma sendromu, özellikle hakemlerin 'değerlendirilmesinde' kendini gösterir. kötü sonuçlar hakem kararlarına, hakem kararları cümle âlemin türk düşmanlığına bağlanır. türk futbolcuları dış maçlarda hakemlerle çok konuşarak (daha doğrusu çoğu kez işaretleşerek), uluslararası standartların çok ötesinde itiraz ederek bu 'mağdur millet' motifini zenginleştirirler.

    başka ülkelerde olduğu gibi türkiye'de de medyatik futbol söylemi, milli kimliğin yeniden kuruluşunda ihmal edilemez bir paya sahiptir. oyun hakkında basitçe haber veriyormuş, sadece sahada olan biteni aktarıyormuş gibi yapan medya, aslında, bunu yapılaşmış bir ideolojik-söylemsel kompleksin içine yerleştirerek sunar. bunu en güzel örneklerinden biri, uluslararası maçların milliyet bir bağlamda yeniden kurulmasıdır. lig maçlarına ilişkin haber, yorum ve yayınlarda, spikerin tarafgirliğini elevermesi yorumcunun "takımından" sözetmesi, spor basınında büyük takımlara ayrılan sayfalarda doğrudan ya da örtük bir şekilde o takımların taraftarlarına hitap edilmesi gibi söylemsel öğeler bir yana bırakılırsa, takımlar ilke olarak "nesnel" ve "tarafsız" bir dille ve sadece "adlarıyla" anılırlar. oysa aynı takımlar uluslararası maçlarında millet olarak "bizim" temsilcimiz olarak sunulurlar. "bütün türkiye'nin gözü" onlardadır; "milletçe" kalbimiz onlarla beraber atar. yaşadığımız "wembley faciaları"ndan birini televizyonda naklen anlatan spikerin "nihayet özlediğimiz ofsayt bayrağı kalktı" gibi laflar edebilmesi, milli kimliğimizin kuruluşunda (ve yeniden kuruluşunda) ne tür sancılar çektiğimiz, nasıl çeresizliğe düşebildiğimizi eleverir - "bu millet", bir haklı ofsayt bayrağını bile özlemiştir!

    medyatik futbol söyleminin milliyetçi momentinin önemli tezahürlerinden biri, "bu takımı da yenemezsek hangi takımı yeneceğiz" yerinmesiyle "üçüncü viyana kuşatması" hevesi arasındaki yüksek gerilim hattında ortaya çıkar. medyada yeniden kurulan bu batı hayranlığı ve batı revanşizmi ikiliğini, izleyen bölümde ele alacağız. türk milliyetçiliğinin futbol bağlamındaki medyatik tezahürünün bir başka karakteristiği, "milli mağlubiyetlerimiz"in tercihen "dış güçler" merkezli bir 'etkililik indeksi' ekseninde açıklanarak "milletimizin üstün vasıflarından şüpheye düşülmemesini sağlama eğilimidir. 'mağdur millet' sendromu, milli takımın "otuz bin nüfuslu" san marino karşısında bile kendine bir yer bulur; "arap hakem iki penaltımızı verme"miştir. yenilginin sorumluluğunu ki şiselleştiren "ruhsuzlar", "kansızlar" gibi 'iç faktörler', son yıllarda kullanımı azalsa da, daima el altında tutulan malzemedir. "haysiyetli yenilgi", "ezilmeden yenilmek", "şerefli beraberlik" gibi icatlar, hin-i hacette, türk milletinin haysiyetine halel gelmediğini vurgulamak içindir. "dış faktör" etkeninin görece masum bir uzantısı, tabiatın cilvelerine yapılan göndermelerdir: "yağmurun yağması", "gece maçlarına uyum sağlanamaması" gibi... zihniyet dünyamızda, elbette onun kadar yer kaplamasa da, batı'yla ilişkimizdeki gibi kahretmekle hayranlık arasında binamaz bir yer tutan "şark kurnazlığı", kimi zaman bu dış faktörlerle başetmeye dönük bir 'milli haslet' olarak devreye girer: sıcak havada oynayamayacakları sanılan finliler ile yapılacak maç antalya'ya alınır (2-1 yeniliriz!); gece maçına alışkın avrupa takımlarıyla "uğurlu" izmir atatürk stadı'nda öğlen 12'de maç 'ayarlanır', vs.. bir takımımızın avrupa kupası maçını yönetmeye gelen yabancı hakemlerin kulüp yöneticilerimizce boğaz'da felekten bir gece geçirmeye götürülmesi veya hakemlere deri takım hediye edilmesi, basında takdirle karşılanır. dürüst ve saf milletimizin ayak oyunlarına mağlup olmamasının gereği ne ise, yapılmalıdır; "dış faktör"ü altetmek için 'her yola' başvurulacaktır. osmanlı'nın çözülüş sürecinden beri batı'ya ve genel olarak diğer milletlere güvenmekle kaybeden yücegönüllü türk milleti, artık "bu işleri öğrenmektedir". galatasaray'ın 1988'de neuchatel xamax'ı (3-0'ın revanşında) 5-0 yendiği maçın uefa tarafından iptal edilmesi "türk'ün başarısına tahammül edemeyen" dış güçlerin komplolarının müstesna bir örneği telâkki edildi ise; akabinde uefa'nın bu kararının iptal edilmesi için seferber olan ve yetkilileri ikna etmek için epey "fedakârlık" yaptığı ima edilen türk lobisinin başarısı da, "türk'ün artık bu işleri öğrendiği"nin müjdesi olarak algılanmıştır!

    medyatik futbol söylemi, uluslararası maçları türk milleti açısından "ölüm-kalım meselesi" (beka davası) havasında sunarken, lig maçlarında da kullandığı askeri söyleme özgü lügâtçeye daha sık başvurarak milletler arası "savaş" efektini pekiştirir: "dinamit gibiyiz, frankfurt'u parçalayacağız", "sonuna kadar savaşacağız", "öldüren taktik! sarı-lacivertli futbolcular 'sigma'yı kontrataklarla vuracağız' diyorlar"... galatasaray ile roma'nn karşılaşması "osmanlı'nın çocuklarının roma imparatorluğu ile çarpışması" diye sunulur; kurada galatasaray ile eşleştiklerini öğrenen romalı haessler'e "anneciğim türkler geliyor!", 'dedirttirilir'. avrupa kupası maçları gündeme geldiğinde türk takımlarının yabancı futbolcularına gösterilen muamele, türkiye'de milliyetçi söylemdeki 'kaymalar' hakkında fikir vericidir. galatasaray'ın alman oyuncusu falco götz'ün eintracht frankfurt maçı öncesinde söylediği, "o gün ben alman olduğumu unutacağım, futbolun milliyeti olmaz" sözleri, "helal sana be falco" yollu yorumlarla milliyetçi bir bağlama yerleştirilerek selamlanır. "futbolun milliyeti olmaz" lâfını bazen türk spor basını da sarfeder, "işte sporun millet farkı tanımayan güzelliği" gibi romantik çıkışlar ara sıra yapılır; ama bu sözlere ancak, türklüğü vatandaşlık temelinde tanımladığını, etnik-kültürel kökeni önemsemediğini vaz'eden ama kolaylıkla etnisistkültürel vurgulara açılabilen resmi (kemalist) türk milliyetçiliğinin lâfzına güvenilebileceği kadar güvenilebilir. frankfurt maçından sonra taraftarların eline tutuşturduğu türk bayrağıyla koşan stumpf (galatasaray'ın diğer alman futbolcusu), futbol basını nezdinde, tabii ki "futbolun milliyeti olmaz" diyen falco'dan daha makbuldür. böylesi fotoğrafların altına, "stumpf türk gibi!", yazılır. aynı ay, fenerbahçe'nin bulgaristan'ın botev takımıyla yapacağı maç öncesinde, fenerbahçe'nin bulgar futbolcusu stoilov hakkında "bulgar, satacak" şaibesi ortaya atılmıştır. "bizden biri" olmakla "hıyanet" arasındaki mesafe yok denecek kadar azdır. futbolun milliyeti olmaz - ama yine de takımlarımızdaki yabancı futbolcuların "türk gibi" olması iyidir!

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 02-01-2009 13:48:51)

     



  •  
    17
    FB
    B
     145766

    orta hakem: brian mcginlay [iskoçya]

    eintracht frankfurt: uli stein, uwe bindewald, dietmar roth, manfred binz, ralf weber, dirk wolf, jay jay okocha, stefan studer, uwe rahn (dk. 82 rudi bommer), axel kruse, tony yeboah

    teknik direktör: dragoslav stepanovic

    galatasaray: hayrettin demirbaş, yusuf altıntaş (dk. 80 mert korkmaz), reinhard stumpf, bülent korkmaz, mustafa kocabey (dk. 89 elvir bolic), falko götz, muhammet altıntaş, tugay kerimoğlu, okan buruk, hakan şükür, uğur tütüneker

    teknik direktör: karl-heinz feldkamp (almanya)

    kaynak: mackolik.com


    (Hasan Gülmüş, 04-06-2013 02:44:14)

     



  •  
    17
    FB
    B
     258873

    iki takım avrupa kupaları tarihinde ilk kez karşı karşıya geldiler.

    (Hasan Gülmüş, 07-03-2018 22:33:26)

     



          yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var







Kupadaki Diğer Maçları...


Eintracht Frankfurt

1992-1993 Sezonu UEFA Kupası

1. Tur 1. Maçı: RTS Widzew Lodz 2-2 Eintracht Frankfurt (3)
1. Tur 2. Maçı: Eintracht Frankfurt 9-0 RTS Widzew Lodz (3)
2. Tur 1. Maçı: Eintracht Frankfurt 0-0 Galatasaray (Bu maçtasınız) 
2. Tur 2. Maçı: Galatasaray 1-0 Eintracht Frankfurt (8) 

Galatasaray


1. Tur 1. Maçı: GKS Katowice 0-0 Galatasaray (2) 
1. Tur 2. Maçı: Galatasaray 2-1 GKS Katowice (5) 
2. Tur 1. Maçı: Eintracht Frankfurt 0-0 Galatasaray (Bu maçtasınız) 
2. Tur 2. Maçı: Galatasaray 1-0 Eintracht Frankfurt (8) 
3. Tur 1. Maçı: AS Roma 3-1 Galatasaray (4) 
3. Tur 2. Maçı: Galatasaray 3-2 AS Roma (5) 

* Listedeki maçlardan birinin sayfasına gitmek için üzerine tıklayın...
* Oynanmamış maçlar listede yer almaz...

mnu_alt

basında macanilari.com ||  basılı yayınlardan alıntılar ||  Bize Ulaşın ||  teşekkürler ||