dünya kupası tarihinde finallerde oynayan en yaşlı futbolcu kamerunlu roger milladır.milla bu rekoru bu maçta kırmış,bu maçta takımının tek golünü atarak ayrıca en yaşlı golcü ünvanını da almıştır.bu maçta 42 yaş 39 günlüktü.
hakemler; jamal al sharif (suriye), gordon dunster (avusturya), jan dolstra (hollanda)
rusya:
[1] stanislav cherchesov [5] yuri nikiforov [6] vladislav ternavski [9] oleg salenko [10] valery karpin [12] omar tetradze [14] igor korneeev (dk. 65 dmitri radchenko) [17] ilia tsymbalar [18] viktor onopko [20] igor lediakhov (dk. 78 vladimir beschastnykh) [21] dmitri khlestov
kamerun:
[22] jacques songoo (gk) [2] andre kana [5] victor ndip [6] thomas libiih [7] francois omam [10] louis mfede (dk. 45 roger milla) [13] raymond kalla [14] stephen tataw [15] hans agbo [17] marc-vivien foe [19] david embe (dk. 47 alphonse tchami)
* köşeli parantez içindeki rakam futbolcunun sırt numarasını göstermektedir.
ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
çok değil, maçlar başladıktan birkaç gün sonra herkes "bravo valla, coni'ler bu işi mükemmel becerdi" diyecekti. her şeyden önce çok görkemli bir açılış yapmışlardı. danslar, gösteriler, diana doors konseri, hepsi hepsi, harikaydı. futbol olarak da organizasyona kimse bir şey söyleyemezdi. sadece amerika'ya kadar gelip maçlarını izleyenler, tabii başta bu olayda yer alan futbolcular çok şikâyet edeceklerdi. televizyonun her yana yayılmasından bu yana, amerika kıtasında düzenlenen dünya kupası maçlarında "önce futbol" değil, "önce televizyon" kuralı geçerli oluyordu. günün sorusu, futbol maçlarının nasıl oynanacağı değil, dünyanın her yanındaki milyonlarca futbolseverin bu maçları tvde nasıl seyredebileceği idi. çünkü avrupa ile amerika arasındaki büyük saat farkı, maçların avrupa'da seyredilmesini güçleştiriyordu. millet sabaha karşı uykudan uyanıp otuz-kırk gece tv başına koşamazdı ya... öte yandan artık bu tv yayınlan iyi para kaynağı olmuştu. kaybedilmesi göze alınamayacak rakamlar söz konusuydu.
o halde maçlar, avrupa'da rahat seyredilebilecek saatlerde oynanmalıydı. oynandı da... daha önce meksika'da dünya kupası'nda olduğu gibi... öğle sıcağında futbol oynamak şöyle dursun, stadda seyretmenin bile kolay olmadığı açıktı. çok şükür, bir-iki küçük olay dışında, aşırı sıcağın futbolculara kötü etkisi pek olmadı. tribünlerde bazı maçlarda hafiften fenalaşanlar görüldü, o kadar. bir olay da gazetelere geçti, ekranlara geçti. belçika'nın yıldız futbolcularından staelens, hazırlık maçları sırasında baygınlık geçirdi ve bir süre tedavi gördü. (şimdi bunları anlatırken bir an düşündüm de... hani bir söz vardır. "dedenin gazetede okuduğunu, torun tarih kitabında okur" diye... ben de "futbol dedesi" olarak, çoğunu canlı canlı yaşadığım dünya kupası anılarımı sunarken, artık sadece dedenin, ninenin değil, hattâ babanın, annenin de değil, çocukların bile şöyle göz ucuyla seyrettiği finallere geldiğimizin farkındayım.)
grup maçlarında bizim için ilginç olan kolombiya'nın kalecileriydi. kolombiya kalecisi cordoba'nın yedeğinin "el turco" diye çağrıldığının öğrenilmesi de ilginçti. yedek kalecinin adı, ali farid'di. soyadı da... sıkı durun! 2002'lerde galatasaray'ın kalesini koruyacak "mondragon"du bu 1 numaralı kolombiyalı... kupa broşürlerinde "ali farid mondragon" diye yazılmıştı. kolombiya milli takımı'nın esas kalecisi cordoba da, bir süre sonra beşiktaş'a gelecekti.
bir başka grupta rusya'yı 3-1 yenen isveç de bu gruptan yükselen öteki takım olacaktı. isveç'in bu kupada alkışlanan golcüsü de, sonraları sahalarımızın iyi tanıdığı bir futbolcu olacak, fenerbahçe formasını giyecekti. tanıdınız tabii: kenneth andersson...
rusya, kamerun'u gol rekoruyla 6-1 y enerken, bu altı golden beşini atan rus futbolcusu salenko tarihe geçecekti. rus kalesine kamerun'un şeref golünü atan da, önceki dünya kupalarında çok alkışlanan bir eski kurt, bu kupda 42 yaşında top koşturan roger milla idi.
ilk basımı 1996 olan simon kuper'in "futbol asla sadece futbol değildir" kitabından;
hala başkan biya'nın yönettiği kamerun'un yeterli parası yoktu ve aslanlar'ın fransız antrenörü henry michel, takım için aldığı futbol toplarının parasını kendi cebinden ödemek zorunda kalmıştı. takımı abd'ye gönderecek paraları da yoktu ve hükümet bunun üzerine, vatandaşlardan bu amaçla para toplayabilmek umuduyla bir yardım kampanyası başlattı. zaten nadiren maaş alan devlet memurları, 'gönüllü' olarak bağış yapmaya zorlandılar. toplanan paranın büyük bir bölümü kayboldu ve bu kampanya halk arasında 'kupa hırsızlığı' olarak isimlendirildi.
kalecileri joseph-antoine bell önderliğindeki futbolcular, dünya kupası boyunca, greve gidip gitmeme konusunu tartıştılar.
takıma eşlik eden hükümet görevlileri michel'e, bell'i takımdan çıkarması için baskı yapmaya başlamışlardı ve ortalığı sakinleştirmek isteyen bell, rusya'yla oynayacakları final maçından önce futbolu bıraktığını açıkladı. maçı 6-1 rusya kazandı ve kampanya ile kalecinin tepkisi bir anda, önemli bir siyasi konu halini aldı. kamerun'un rusya maçındaki golünü, 1990'da olduğu gibi takıma yine başkan biya tarafından alınan roger milla atmıştı. belki biya aynı şeyi, milla'nın 46 yaşına gireceği 1998'de bir daha yapar.
1994’ün gol kralı rus oleg salenko andy warhol’un “15 dakikalık şöhret” tarifini en çok hak edenlerden. bir geçiş dönemi yaşayan rusya’da aslında çok da üst düzey bir oyuncu olarak tanınmayan salenko,kamerun maçına 5 gol birden sığdırmayı başarınca hem rekor kitaplarına geçmiş hem de krallığı yakalamıştı. bu başarısı sonrasında ispanya’nın mütevazı ekiplerinden logrones’ten valencia’ya transfer olan salenko, ne bu ekipte ne de daha sonra forma giydiği rangers ve istanbulspor’da bekleneni verebildi. şansını en son polonya’da deneyen salenko,tek maç oynayabildi ve futbolaveda etmek zorunda kaldı.şimdi plaj futbolu antrenörlüğüyle uğraşıyor.
bu maçta 5 gol atarak turnuvayı gol kralı olarak kapatan oleg salenko, turnuvadan 16 yıl sonra, 2010 mayıs'ında altın ayakkabası'nı borçlarını ödemek için satışa çıkarmış
------
1994 dünya kupası'nın gol kralı rus forvet oleg salenko, borçlarını ödemek için kupada kazandığı altın ayakkabı ödülünü 500 bin dolara satmaya hazırlanıyor.
ukrayna'nın blik gazetesine açıklama yapan salenko, “birleşik arap emirlikleri'nden çok iyi bir teklif aldım. küçük bir şirketim var, küresel ekonomik krizden sonra her şey kötüye gitti ve borçlarımı ödemem lazım” dedi.
48 yaşındaki salenko, “beş parasız kalmadım ya da her şeyimi satmak zorunda değilim, ancak teklif çok cazipti. zengin arap şeyhleri, ödülüme iyi bakacaklarını ve müzede sergileyeceklerini söylediler” diye konuştu.
“ödülün, rusya ya da ukrayna'da kalmasını tercih ederdim” ifadesini kullanan salenko, “aynı teklif buradan gelseydi, dışarıya satmak zorunda kalmazdım” dedi.
bir dönem istanbulspor'da da forma giyen salenko, zenit saint petersburg, dinamo kiev, valencia ve glasgow rangers gibi takımlarda oynadı.
2001'de futbolu bırakan salenko, 1994'te abd'de düzenlenen dünya kupası'nda 6 gol atarak, bulgar hristo stoickhkov ile birlikte gol kralı olmuş ve altın ayakkabı ödülünü kazanmıştı.
salenko, bu kupada kamerun'a karşı oynadıkları ve 6-1 kazandıkları maçta 5 gol atarak, dünya kupası finallerinde bir maçta en çok gol atan oyuncu olmuştu.
yardımcı hakemler: gordon dunster (aus), jan dolstra (ned)
russia: stanislav cherchesov (gk), yuri nikiforov, vladislav ternavski, oleg salenko, valeri karpin, omar tetradze, igor korneev (dk. 64 dmitri radchenko), ilia tsymbalar, viktor onopko (c), igor lediakhov (dk. 77 vladimir beschastnykh), dmitri khlestov
yedekler: dmitri kuznetsov, sergei gorlukovich, dimitri galiamin, andrei piatnitski, dmitri popov, aleksandr borodyuk, dmitri kharin, aleksandr mostovoi, sergei yuran
teknik direktör: pavel sadyrin (rus)
cameroon: jacques songoo (gk), andre kana-biyik, victor ndip, thomas libiih, francois omam-biyik, louis mfede (dk. 46 roger milla), raymond kalla, stephen tataw (c), hans agbo, marc-vivien foe, david embe (dk. 48 alphonse-marie tchami)
yedekler: joseph antoine bell, rigobert song, samuel ekeme, emile mbouh, emmanuel maboang, paul loga, jean pierre fiala fiala, georges mouyeme, thomas nkono
1990 dünya kupası'nda en fazla sükse yapan ve çeyrek finale kadar çıkan kamerun'dan 94'de daha fazlasını bekleyenler arasında ben ve abimler de vardı. fakat grup maçlarında alınan kötü skorlarla tüm hayallerimiz suya düşmüştü...