balkan festivali, olympiakos'un galatasaray ve beşiktaş takımlarının birbirleriyle oluşturdukları karma bir takım, fenerbahçe ve güneş takımlarının birbirleriyle oluşturdukları karma takım ile oynadıkları bir organizasyondur.
23 ağustos 1937 tarihli kırmızı-beyaz dergisinden;
pire muhtelit takımı
haftaya şehrimizde muhtelimizle karşılaşacak.
balkan festivali şehrimiz için senenin en geniş ve büyük bir spor hâdisesi oldu.
macar, finlândiya, isveç yüzücü ve atletlerinden maada, önümüzdeki hafta pire futbol muhtelitini seyredeceğiz.
federasyon bu maç için büyük klüplerle temasa girişmiş ve karışık takımımızın yunan sporcularının karşısında en kuvvetli kadrosile çıkmasını temin etmiştir.
pazar günü yapılacak müsabaka, muhtelitler arasında temsilî bir karşılaşma mahiyetinde olacağından, mevsimin hayli ilerlemiş ve futbolcularımızın eksersizleri bırakmış bulun malarına rağmen futbol meraklıları arasında büyük bir alâka uyandırmıştır.
türk takımında ikinci devrede sacit, vlastardi, feyzi, bülent oynamışlardır.
sıcak ve bunaltıcı ağustos ayına rastlayan bu «mevsimsiz» maça, iyi bir tesadüfle, serinletici yağmurların sahada toz, duman bırakmadığı tam bir futbol havasında başlandı.
cüsseleri bizimkilere nisbeten bile epi zaif kalan misafir çocukların en iyi tarafları süratleri. içlerinde sağbek, santrhaf, santrfor, soliç, sağaçık, solaçık fena oynamıyorlar. fakat şurası muhakkakdır ki, onuncu dakikada şişecek kadar nefesi ve enerjisi bulunmayan bizim çocukların teknigi ve futbol bilgileri böyle bir zamanda bile pirelilerden dört, beş klâs üstün. işte bu üstünlüğe rağmen en güvendiğimiz elemanların «tepeden tırnağa kadar» kesilmeleri üç, dört gol farkla kazanılabilecek bir maçı kaybetmemize sebep oldu.
oyunun ilk dakikaları akınlar karşılıklı. onlar topa daha iyi çıkıyorlar. bizimkiler hareketlerinde daha emin. kurtardığımız bir hücumlarından sonra adamakıllı sıkıştırıyoruz. haf hatları forlarımızı katiyen marke etmemesine rağmen dört oyuncile yaptıkları müdafaa, hakkıda toplanan topları defetmeye çoktan kâfi geliyor.
bir çeyrek olmamıştı ki sağlı sollu münferit sıkıştırmalara başladılar. soliçlerinin bilerek ve santrforlarının gayretle inkişaf ettirdikleri akınlar mehmet ali için tehlikeli olmaya başladı. netekim on yedinci dakikada iyice pişirdikleri bir hücumlarında sağiçleri altı pastan ilk golü kalemize soktu. kamçılanacak sinirler de plâj mevsimi dolayısile uyuşmuş olduğundan parlayamadan mutad «üstadane» hareketlerde devam ediyorduk. evet top stopunu, eşapeyi, çalımı onlardan iyi yapıyorduk.. fakat golü de onlar atıyordu. dubluve değil, dubluix gibi karma karışık ve tozu dumana katar şekildeki hücumlarımızdan birinde epi uzaklarda hakkıya favl yaptılar. eşfak çalım yapmaya imkân bulamadığı için topu salladı. kalecileri elleri titreyerek karşılamak istedi. kaçırdı.içeride tuttu. hakem tabiatile golü verdi. derken, bizim çocuklar «şimdi sıra sizde.. buyurun!» gibi bir geri çekilişle, misafirlere yol verdiler. onlar da hep aynı şekilde, demarke buldukları iki açıklarını koştura koştura kalemizi tahdide başladılar. epi de fırsat kaçırdıkları bir zamanda, merkezden aceleyle indiler. sağaçığın kale yakınında havalandırdıkları topu soliçleri, merkez muhacimlerinin ayağına indirdi. o da çamurdan ağırlaşan topa burunla dokundu. gol. 2 - 1 aleyhimize olunca, bizimkiler bu sefer de «sıra bizim» diyerek rıdvan tarafından serthamlelere koyuldular. bu arahiç formunda olmayan süleyman çıkmış ve biraz daha nefesli olduğu görülen bülent oynuyordu. işte bu taze kuvvetin gayretile tesirini arttıran kombinezonsuz hücumlarımızdan birinde haşim güzel hareketlerle önüne çıkan manileri bir bir atlatarak kaleye girdi. berabere biten ilk devre de neticesiz olmakla beraber bizimkilerin hakimiyeti fazla idi.
ikinci devreye hüsnünün forvete cıkmasındaki lüzumsuzluğa mukabil takımda yapılan tadilât faydalı olacak zannını vermiş ise de bunda da aldandığımızı hemen anlamakta gecikmedik. bir çok maçlarında birinci sınıf bek olduğunu isbat etmiş olan vlastardi en bozuk oyununu oynuyordu. sacit, iyi oynayan m. ali kadar formda olacağını yediği ilk golle beraber ..... larında da gösteriyordu. fakat ikinci devredeki göze batan en büyük hata, türk muhtelitinin iki yabancı taraf imiş gibi ...lanmış olarak sağ taraf ayrı, sol taraf ayrı oynamalarıdır.
bu devrede daha açılan sağaçıkları modern açıklar gibi topu kapar kapmaz içeri ve ileri oynamaya başladı. kapalı zaviyeden çok sıkı bir sağ ve üst şütle - necdetin kulakları çınlasın! - güzel bir gol çıkardı
3 - 2 vaziyette maneviyatları nefesleri daha artmış gibi hakimiyeti tamamile ellerinde alan pireliler, dördüncü gollerini de soliçlerinin uzak bir şütile kazandılar. son golü sacit, tıpkı yunanlı kaleci eşfaktan yediği şekilde yedi.
kendi kendilerine durgunlaşmasalar sayı adedini arttıracakları muhakkak olan misafirlerin çözüldükleri bir zamanda, hüsnü müdafaayı bir başına yırtarak kalenin ilerisine kadar girdi. girdi ve golü tamamile garanti ettiğine emin olduktan sonra topu ağlara taktı. bu da hasım tarafın müdafaası ve kalecileri bilhassa kabahatli idiler.
beraberliği tek başına oynamaya temin etmekte ısrar eden hüsnü hakkı kombinezonu gene evvelki şekilde kaleye girmek iken müdafaanın topsuz markajına maruz kaldılar. hakem çok haklı olarak penaltı verdi. hakkının bir pozisyonla hazırlandığı sırada hüsnü gayet yakından ve vurmak istedi. topa karşıdan görmeyip yandan salladığı burun tabiatile havalanarak, beraberlik ümidi de kalmadı ve sahadan mağlûp ayrıldık.
bizi büyük bir nezaketle kabul eden kafile reisi ve ayni zamanda pire mıntıkası ajanı olan zat bugünkü maçtan bilhassa memnun gözüküyordu.
— üç maçtan hangisinden daha ziyade memnun kaldınız?
— bugün kazanmamıza rağmen bilhassa ilk maçtan çok memnunuz.
— bizde beğendiğiniz oyuncular kimlerdir?
— ilk maçta etiyen, haşim, ikinci maçta faruk, aytan, orhan ve son maçta da bilhassa birinci devrede haşim. ilk ve son hakemle tekmil seyircilerden son derecede memnunuz.
bugünkü gollerin kahramanı 22 defa beynelmilel vazos bu sefer memnun gözüküyordu:
topu kaçırdıktan sonra sersemliyorsunuz. halbuki evvelâ topa girerken sert hareket etseniz, sahip olduğunuz teknikle değil bizi avrupa takımlarını da yenebilirsiniz. en beğendiğim oyuncu necdet.. yaşar maçtaki sol haf bir tarafımı nasıl madılar, şaşıyorum.
fikretin kadıköyünden top alışı olduğunu söyliyen 20 defa beynelmilel simyonidis de bizim bütün oyuncularımız hakkında sitemli cümleler kullanıyor ve ezcümle, dı, yaşarı, faruku, etiyeni, aytanı, banbinoyu, orhanı ve haşimi beğendiğini ve hâlâ formlarını bulmadıklarına şaştığını ilâve ediyor.
18 ilkteşrin (ekim) 1937 tarihli kırmızı-beyaz dergisinden;
olimpiyakos geliyor
haber aldığımıza göre, yunanistanız birinci sınıf klüplerinden olimpiyakos güneş klübü tarafından cumhuriyet bayramında iki maç yapmak üzere davet edilmiştir.
olimpiyakos esas itibarile bu teklifi kabul etmiştir, yunan takımının ankarada da iki maç oynaması muhtemel..
not-1: haberi en yakın tarihli olympiacos'un maçın yazdım. not-2: gazetede çıkan bu habere rağmen böyle bir maç asla oynanamamıştır.