1953-54 sezonundan itibaren formasını giymeye başladığı vefa, istanbul liginin iddialı takımlarındandı. kör galip lakaplı kaptanı galip haktanır, ismet yamanoğlu (tahtabacak ismet), garbis istanbulluoğlu (büyük garbis) gibi milli formayı giyen oyuncularıyla güçlü bir kadroya sahipti. arif dökel bu durumu, “türkiye’nin dördüncü büyüğüydük o zamanlar,” diye açıklıyor. “bugün trabzonspor neyse, o yıllarda vefa oydu.” bu güçlü kadronun başında gündüz kılıç gibi büyük bir isim vardı. fakat asıl mevkisi sağ haf olan arif başlangıçta hocasıyla küçük bir pürüz yaşamıştı: “gündüz kılıç vefa’ya antrenör olduğunda beni sağ içte oynatmaya başladı. ben sağ hafta oynamaya alıştığım için burayı yadırgadım ve bir küskünlük oluştu. bir gün beni odasına çağırdı. ‘arif seni neden sağ içte oynatıyorum biliyor musun? en iyi futbolunu bu mevkide oynayacağına inanıyorum çünkü sen süratlisin, topa iyi vuruyorsun, korkmuyorsun, ataksın. burada başarılı olacaksın, buna inan lütfen’ dedi.” gündüz kılıç o dönemin statik futbol anlayışını değiştirecek farklı taktiklere kafa yoruyordu: “hocamız garbis’e, ‘top galip’teyken sola kaçacaksın’ talimatını vermişti. gündüz hoca sağa sola deplase olmasını istediği zaman rahmetli garbis, ‘ben gol atmayayım mı yani?’ diye sormuştu. bek olarak oynayan rahmi’yi sol iç yapmıştı. rahmi’ye, ‘bir alan açılacak, o zaman sen gidip gol yapacaksın,’ dedi. garbis sağa kaçtığı zaman ismet abi bana top atacaktı. açıklara kesinlikle içeri girmeyin diye talimat verdi. o zaman kademe filan olmadığı için açıklar içeri girmeyince rakip bekler de içeri gelmiyordu tabii. bu durumda oluşan boşluklardan biz şut atıyorduk. fakat gündüz hoca bu sistemi tam oturtamadan galatasaray’a gitti. onun üzerine herkes eski yerine döndü.”