galatasaray: erdoğan atlıoğlu, faruk barlas, adnan incirmen, bülent eken, arif sevinç, namık sınmaz, mehmet reha eken, muzaffer tokaç, nazım kayar, mehmet ali gültekin, şahap turgan
antrenör: miço dimitriyadis
beşiktaş: ethem karpat, vedii tosuncuk, yavuz üreten, hristo kostanda, faruk sağnak, vecdi çapa, hüseyin saygun, rauf alpaslan, şeref görkey, hakkı yeten, şükrü gülesin
23.aralık.1945 - 71 sene önce bugün, istanbul ligi 9.hafta maçında beşiktaş galatasaray'ı 2-1 mağlup etti. şeref stadı'nda, 15.000 kişi önünde, feridun kılıç'ın hakemliğinde oynanan karşılaşmada beşiktaş ethem karpat – yavuz üreten, vedii tosuncuk – hüseyin saygun, hristo kostanda, faruk sağnak – vecdi çapa, rauf alpaslan, hakkı yeten, şeref görkey, şükrü gülesin; sarı-kırmızılı takım ise erdoğan atlıoğlu – faruk barlas, adnan incirmen – namık sınmaz, arif sevinç, bülent eken – nazım kayar, reha eken, şahap turgan, muzaffer tokaç, mehmet ali gültekin onbirleriyle mücadele ettiler. kara kartallar fırtına gibi başladıkları karşılaşmada 3 ve 31.dakikalarda rauf alpaslan'ın golleriyle bir anda 2-0 öne geçiverdi. bundan sonra oyunda dengeyi kuran galatasaray, ikinci devrenin 28, maçın 73.dakikasında şahap turgan'la buldukları gol ile farkı bire indirdiler ve maç da 2-1 beşiktaş'ın üstünlüğüyle sona erdi. o dönemin istanbul'unu ve şeref stadı'nı daha yakından tanıyabilmek için 24 aralık 1945 tarihli kırmızı-beyaz spor dergisinde refik osman top'un satırlarına göz gezdirelim:
"geçen haftaki mânasız ve cılk futboldan sonra artık maçlara gitmemeye karar vermiştim. fakat buna imkân var mıdır? ve sonra benim gibi ömrünün bütün cuma ve pazarlarını meşin top davasına bırakmış olanlar kolay kolay bu iptilâdan nasıl yakasını kurtarabilir? çırağan sarayına doğru uzanan geniş yolun iki tarafı, insan seline uğramış, herkes omuz omuza gidiyor. püronun kokulu dumanlarını halka şeklinde dizerek arnavut kaldırımına çıktım. bir zamanlar tek tramvay arabasile yarış yapıp koştuğum, çenber çevirdiğim bu yollar üstünde şimdi yürümek istemiyorum. turnikenin yanına yaklaştık. turşucuya varıncaya kadar bütün seyyar esnaf alfabe sırasile yerlerini almışlar. aralarından sıyrılarak içeri girdim, gazeteciler makamına iliştim. fakat ne de çok yazar var......."
) 
