maçın daha 6. dakikasında mario basler'in golüyle 1-0 öne geçen bayern münihliler, maçın 89. dakikasında golün sahibi mario basler'i alkışlar arasında kenara alırken birkaç dakika sonra avrupanın en büyük kupasının sahibi olacaklarından adları kadar emindiler.
bayer münihli futbolcular, teknik ekip, seyirciler dışında manchester united futbolcuları ve seyircileri bile artık nefeslerinin tükendiğini ve az sonra yıkılacaklarını düşünüyorlardı herhalde...
işte tam o düşüncelerin iyice sıklaştığı uzatma anlarında (90+1) manchester united (67. dakikada oyuna giren) teddy sheringham'ın golüyle beraberliği yakalamış ve nefes almıştı. bayern münihliler ise maçın uzatmaları gideceğinin üzüntüsünü yaşıyorlardı. çok büyük bir süre önde götürdükleri maçın son dakikalarında yedikleri golle uzatmalara gidecek olmasına üzülüyorlardı.
fakat futbolun neden bu kadar çok sevildiğini kanıtlayan bir mucize oldu ve manchester united beraberliği yakaladığı golün üzerinden 1 dakika bile geçmeden 90+2'de (81. dakiakda oyuna giren) ole gunnar solskjer'in golüyle trajediyi sevince dönüştürürken, neredeyse maçın başından beri kupayı kaldırmak için bekleyen bayern münihlilerin mutluluğu trajediye dönüşüyordu...
işte futbol "bu" mucizeleriyle güzeldi... ama "bu" mucizeleri yaşayanların rakipleri için sadece trajediydi!
bu 1998-99 da manchester united finale gelinceye kadar 10 maçta attığı 27 gol ve 2,7 gol artalamasını yakaladı. ondan sonra en iyi ortalama 2008-09 finalini oynayacak olan barcelona ya ait.barça o sene finale gelinceye kadar 12 maçta 30 gol atarak ortalama 2,5 gol attı.
2008-09 sezonuna kadar avrupa kupalarında o sene hem avrupa kupası,hem kendi ligi hem de ülkesinin kupasını kazanan takımlardan beşincisi manchester united olmuştur:
2008-09 sezonuna kadar bunu başarabilen tüm takımlar: sezon-kulüp-ülkesi-kazandığı avrupa kupası 1966/1967celtic(iskoçya)şampiyon kulüpler avrupası 1971/1972ajax(hollanda)şampiyon kulüpler avrupası 1981/1982ifk göteborg(isveç)uefa kupası 1987/1988psv(hollanda)(şampiyon kulüpler avrupası) 1998/1999manchester united(ingiltere)şampiyonlar ligi 1999/2000galatasaray(türkiye)uefa kupası 2002/2003fc porto(portekiz)uefa kupası 2004/2005cska moskva(rusya)uefa kupası 2008/2009fc barcelona(ispanya)şampiyonlar ligi
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
münchen (münih), bayern, 2001'deki şampiyonlar ligi finalinde fc valensiya karşısındaki galibiyetle yalnızca 1999'daki barselona korkusunu yenmemiş, ayrıca kötü gidişatı da değiştirmişti. zira 1970'ten 2000'e kadar, uluslararası bir maçın finalinde öndeyken yenilen yalnızca tek bir takım olmuştu. tabii ki bayern, üstelik de iki kez: 1987'de fc porto'ya karşı 1-2 ve 1999'da manchester united'e karşı 1-2.
neyse ki bu kötü kategoride tek başına değiller artık. fc valensiya, bayern ile yaptığı final maçında 1-0 öndeyken, penaltı atışlarıyla maçı kaybetmişti. bu arada çok özel bir geleneğin temsilcisi olduğunu da göstermişti bayern takımı: ligde ne zaman büyük bir çöküntü yasarsa, uluslararası büyük basanlara da hep o zaman imza atıyordu. örneğin 2000/200l'deki gibi dokuz yenilgiyle, daha önce hiçbir alman takımı şampiyon olamamıştı; özellikle de cottbus ve unterhaching gibi takımlara yenildikten sonra. söylediğimiz gibi güzel bir gelenek: avrupa kupası'ndakı ilk zaferini, 1974 yılında ligde kaiserslautenve 4-7'lik (üstelik de 4-1 öndeyken) o inanılmaz yenilgiden sonra elde etti; avrupa kupası'ndaki ikinci zafer ise. 1975'te ligde onuncu sıradayken, yediği 63 gol ve on dört yenilginin ardından geldi, ki bu yenilgilerin arasında 5-6 dusseldorf. 2-5 kaiserslautem, bir kere 2-3 ve bir 0-6 kere offenbach yenilgileri de var. 1975/76 sezonunda (üçüncü kez avrupa şampiyonu) bayern takımı, oh çeken seyircisini frankfurt'taki 0-6 skorlu maçla eğlendirdi. bir sezon sonra, sepp maier'ın 65 gol yedigi yıl, bugün bile dudak uçuklatan akıl almaz skorlara rağmen ligde yükseliş de yaşadı: evinde schalkeye 0-7, evinde frankfurt'a 0-3 yenilerek; hamburg da 0-5, duisburg'da 2-5 ve saarbrücken'de 1-6 kazanarak. bu arada avrupa kupalanndaki basan serisi de sona ermişti: bayern, beckenbauer'in son yılında, üç lig şampiyonluğunun ardından, dinamo kiev'e yenilerek elendi.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
fink, torsten, 1999 şampiyonlar ligi finalinde maçın kaderini belirleyebilecek kurtarışı yapamayan talihsizin adıydı. "vur, vur, vur!": fink, savunmadaki oyuncuların bu tür durumlarda insanın kulağını yırtarcasına bağırdıkları tam da bu cümleyi işte, barselona maçının duraklama dakikalarındaki o kritik anda algılayamamıştı. yorgunluktan tükenen matthâus'un yerine on dakika önce oyuna giren bayernli orta saha oyuncusu, ayağının üstüne çarparak seken topu ceza sahasının dışına bir türlü çıkaramadı. top giggs'in ayağına geldi, giggs ise 16 metreden şut çekti; gerçi gollük bir şut değildi, ama oyuna yeni girmiş hücum oyuncusu sheringham için beklenmedik, iyi bir pastı; topu beraberliği yakalamak üzere sersemlemiş kahn'ın yanı başından kaleye doğru attı. sonrası malum: korneri beckham kullandı, solskjaer uzun bacağını kaldırdı, gol, bitiş düdüğü.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
hitzfeld, ottmar, oyuncu seçiminde ve maçlar sırasındaki oyuncu değişiklerinde oldukça becerikli olduğunu her zaman ispatladı; bu da ona 1997'de borussia dortmund'la şampiyonlar ligi zaferinin ardından, 2001'de bayern münih'le, ikinci kez kupayı kazanarak hak ettiği ünü kazandırdı. ama bir keresinde, 1999 şampiyonlar ligi finalinde bayern kaptanı matthaus'u finkle değiştirerek çuvalladı. maçın uzatma dakikalarında fink maçın kaderini belirleyecek olan topa engel olamadı ve rakip beraberliği yakaladı. üç dakika sonra bayern ve hitzfeld en kötü yenilgilerini yaşadı.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
gol sevinci, nijeryalı milli oyuncu celestine babayaro 1998'de gol attığında bu sevinç son derece doğaldı, çünkü o savunma oyuncusuydu. ama golden sonraki salto gol kadar başarılı değildi: babayaro takla atayım derken bir bacağını kırdı.
steve morrow da, 1993'te arsenal'de kupa şampiyonluğunu kutlarken bacağını kırmıştı: önce bir süre takım arkadaşı tony adams'in omzunda taşındı. derken kaymaya başladı ve kendi omzu üzerine düştü, ardından o da omzunda bir şey taşımaya başladı; kürek kemiği alçısı.
ve ole gunnar solskjaer, o meşhur golünü attıktan sonra dizleri üzerine çöktü -bu olay 1999 şampiyonlar ligi finalinde bayern münih karşısındaki 2-1'lik galibiyette olmuştu. golün hemen ardından bütün takım arkadaşları üzerine çullandığından dizindeki bağlar yırtılmıştı.
beşiktaş'tan sonra ikinci takımım olan mancester united'ın taraftarı olduğum maçtır. belki eski beşiktaşlı ronny johnsen'den dolayı; belki de erken gol yediği için mağlup duruma düşmüş olan takıma olan saçma sempatimden dolayı maçı sanki beşiktaş maçı gibi izlemiştim.
son dakikalarda atılan iki inanılmaz gol ise allah'tan umut kesilmeyeceğinin benim için bir kanıtı olmuştur.
koffour'un sheringam'ın kafasının hizasında çıkardığı tekmenin enstantane fotoğrafı ise yıllarca odamın duvarını süsledi.
futbol berabere bitebilen ender sporlardan biri... finaller hariç! bu yüzden bütün finaller heyecanlıdır ama bazıları daha heyecanlı...
#2 manchester united: 2 bayern münih: 1 26 mayıs 1999
barcelona'nın nou camp stadı. manchester united ve bayern münih tarihi bir maça çıkıyorlar. daha maçın 6. dakikasında mario basler'in frikikten attığı gol united'ın bütün planlarını bozuyor. bayern geriye çekiliyor ve iyi kontrataklar yapıyor. maçın ikinci yansında effenberg'in yarattığı tehlikeyi peter schmeichel önlüyor. mehmet scholl'un şutu direkten geri geliyor. manchesterlı futbolcular dışında neredeyse kimse inanmıyor maçın geri geleceğine. bu arada alex ferguson, ole gunnar solskjaer ve teddy sheringham'ı oyuna alıyor. son dakika içinde korner kazanıyor united. kaleci schmeichel da gidiyor rakip kaleye. beckham'ın ortasında giggs vuruyor sheringham dokunuyor, skor 1-1. ferguson, yardımcısı steve mclaren'a, "uzatmada ne yapacağız?" diye soruyor. mclaren, "ne uzatması?" diye cevap veriyor. işte o sırada bir korner daha ve solskjaer'in tarihi golü... iki dakika önce, durum 1-0'ken kupayı bayern'e vermek için yerini terk eden uefa başkanı lennart johansson, aşağıya indiğinde kupayı başka bir takıma vereceğini öğreniyor.
sinek ikili değil golcü ikili: bu sezonun şampiyonlar ligi gol krallığına baktığımızda aynı takından iki futbolcuyu zirvede görüyoruz. andriy shevchenko ve selhiy rebrov, dinamo kiev'i yarı finale çıkartan ikiliydi. sheva 10 gol atarken ekürisi rebrov da 8 gol atmıştı.
final: şampiyonlar ligi tarihinin en unutulmaz finallerinden birisi. belki de en unutulmazı. alex ferguson'a karşı ottmar hitzfeld. manchester united a karşı bayern münih. maçın hakemi collina. daha ne olsun? nou camp ta basler'in golüyle öne geçen bayern, jancker ve scholl'la direkleri dövüyor. tamam 90 dakika sonunda hep almanlar kazanır ama artık maçlarda uzatma da oynanıyor. uzatmalarda iki yedek, sheringham ve solskjaer'la gelen goller, bayern'i yıkıyor.
kupaya damga vuran adam: david beckham. aslında buraya başka isimler de yazılabilirdi. örneğin finalde cezalı olmayıp oynayabilse roy keane. ya da gollerde ileri çıkıp ceza alanı içini karıştıran schmeichel. ama becks, final maçında golleri getiren kornerleri öyle ustalıkla kullandı ki bu köşedeki yerini garantiledi.
eric cantona'yı manchester united'a transfer etmeden önce 1990'lann ada futbolunda manchester united'ın altın çağı olacağına sadece aiex ferguson inanıyordu. durum o kadar vahim gözüküyordu ki ferguson devraldığı alkolik united'ı birkaç kupa başarısı ile biraz futbol kulübüne benzetmiş olsa da busby'nin bebekleri ve george best efsanesiyle büyüyen taraftarlara yaranamamıştı. eylül 1989'da old trafford'da "üç yıldır bahane buluyorsun ama hâlâ dökülüyoruz, defol git artık fergie" pankartları vardı. iki ay sonra ise durum daha da vahimleşti. üç yıl önce küme düşme hattında debelenirken aldığı takımla adeta başa dönmüş, üst üste sekiz maçta tek bir galibiyet almayı başaramamıştı. ama o takımına, yönetim de ona inanmıştı. 1990 fa cup finalini kazanmasa bile kulübü kurumsallaştırma yönünde attığı adımlardan etkilenen yönetim onunla yoluna devam edecekti. ilk önce takımın eski yıldızı mark hughes'ü barcelona'dan geri aldı. herkes geleceği geçmişte aradığını söyleyip ferguson'u yerden yere vururken 1991'deki kupa galipleri kupası finali'nde barcelona'yı hughes'un iki golüyle yenince united tarihinin akışı da kökünden değişti.
daha sonra da ferguson bir oyuncuya kendisine has iskoç inadıyla inandığı her zaman son gülen oldu. herkesin baş belası gözüyle baktığı eric cantona'ya gözü kapalı inandı, hep arkasında durdu. ferguson'a göre sorun hiçbir zaman cantona değil, cantona'yı asla anlayamayan teknik direktörlerdeydi. 1992-93 sezonunda manchester united 26 yıl sonra ilk kez şampiyon olurken deli fransız, old trafford'un george best'ten sonraki yeni futbol tanrılığına terfi etti. aynı cantona, mart 1994'te beş günde iki kez kırmızı kartla atıldı ama ferguson'un inadı inattı, manchester united hem ligi hem de fa cup'ı kazanarak duble yaparken cantona toplamda 25 gole imza atarak açık ara yılın oyuncusu seçildi. aynı sezon herkesin iflah olmaz bir manyak olarak niteleyip burun kıvırdığı roy keane'i dünya çapında bir yıldıza dönüştürdü. aynı keane sürekli olarak cantona ile beraber dövüş kulübü'ne taş çıkartacak kavgalara imza atarken, bir gün dünya kupası kampını terk edecek, irlanda'yı bir kez daha ikiye bölecekti ama üzerine kırmızı şeytanlar'ın formasını her giydiğinde yıllarca takımın ruhu olacaktı. neredeyse bir yıl boyunca sakatlığı yüzünden oynayamadıktan sonra ferguson tararından 1998-99 sezonunda hiçbir şey olmamış gibi hemen ilk onbire konulan keane 1999'daki tarihi üçlemenin baş aktörü oldu. keane'in performansıyla şampiyonlar ligi yarı finalinde ilk 10 dakikada 2-0 geriye düştüğü juventus deplasmanında şahlanan united, bir italyan takımını geriye düştükten sonra eleyip imkansızı başararak finale kadar çıktı. ama asıl keane ve scholes'un kart cezalısı olduğu final maçında ferguson, bir oyuncuya her şeye rağmen inanmaya devam etmenin en güzel semeresini aldı. ilk alındığında bekleneni veremeyen ve "bu mu cantona'nın varisi?" diye burun kıvrılan sheringham finalde sonradan oyuna girip şampiyonlar ligi tarihini baştan yazarken, kariyeri boyunca baş belası sakatlıklarla boğuşan ama ferguson'un asla vazgeçmediği solksjaer 31 yıl sonra takımını avrupa'nın en büyüğü yapan golü attı.
banks inşaatlarında çalışarak vücudunun üst kısmını geliştirmişti ve peter shilton'ın kapılara asılarak barfiks çektiğini görünce kendi tarzının demode olduğunu hissetmişti. kaleciliğin fiziksel yönünde çığır açacak isimse peter schmeichel olacaktı.
brondby'de yıldızı parlayan danimarkalı, 199l'de sadece 530 bin pound karşılığında manchester united'a transfer olmadan önce beş sezonda tam dört şampiyonluk yaşamış, uefa kupası'nda yarı final oynamıştı. sir alex ferguson daha sonra onun bonservisine ödediği para için "yüzyılın en kelepir transferi" diyecekti.
peter schmeichel, manchester'da beş lig ve üç fa cup şampiyonluğu yaşadı ama asıl kariyerinin zirvesine barcelona'da oynanan 1999 şampiyonlar ligi finalinde ulaştı. takımı 1-0 yenikken son dakikalarda kazanılan bir kornerde ileri çıkıp sheringham'ın attığı beraberlik golünde rakip ceza alanında yarattığı tehlike, kalecilik tarihinin en efsanevi anlarından birisi olarak futbol tarihine geçti. euro 92'de danimarka hiç kimsenin beklemediği şekilde şampiyon olurken de takımın en önemli kozuydu. kalecilerin her zaman fiziksel açıdan büyük olması gerektiği söylenirdi ama zaten yeterince büyük olan schmeichel her anlamda büyük olmayı başardı. kollarını, ellerini mümkün gözükenin de ötesine açmayı başararak "kale gibi" bir kaleci oldu. olağanüstü reflekslerinin yanı sıra birebir pozisyonlarda rakip forvetlere saldığı korkuyla kaleciliğin kaderini değiştirdi. sadece fiziksel açıdan değil psikolojik açıdan da modern kalecinin tarifini yaptı.
#2 104 saniyede nasıl şampiyon olunur? man utd 2 - bayern münih 1 26 mayıs 1999
bayern bu kez bir atıp üstüne yatmamıştı ancak direkler farkı artırmalarına izin vermemişti. keane ve scholes gibi o zamanlar gerrard-lampard kudretinde olan orta sahadaki ikilisinden yoksun alex ferguson'un talebeleri çok zorlanıyorlardı. mecburen beckham'ı oyun kurucu, giggs'i ise sağ açık olarak oynatan iskoç hoca, kaybedecek bir şeyi kalmayınca son bir kumar oynamaya karar verdi. kulübedeki . iki yedek forveti sheringham ve solksjaer'i de sahaya süren ferguson birkaç dakika önce effenberg'in şutunu efsanevi bir şekilde kurtaran schmeicel'ı da 90+1'de rakip ceza alanına yolladı. bütün dünya bayern'in şampiyon olduğundan adı gibi eminken, 104 saniyede tarih baştan yazıldı. önce sheringham beraberliği getiren golü kaydederken, 103 saniye sonra norveçli süper yedek solksjaer in golü bayern'in servet çetin'i samuel kuffour'u sabaha kadar ağlattı. bayernliler sahayı hakem pierluigi collina'nm yardımıyla terk ederken, kupa united formasıyla son maçına çıkan kaptan schmeicel'ın ellerinde kaldı.
futbolda avrupa'nın en büyük kupası şampiyon ligi kupası bugün sahibini buluyor. kendi liglerinde sezonun şampiyonluğunu elde eden ingiltere'nin m.united takımıyla almanya'nın bayern münih takımları ispanya'nın barcelona kentindeki ünlü stadı nou camp'ta karşı karşıya geliyor. saat 21.45'de başlayacak karşılaşmayı, italyan pierluigi collina yönetecek ve maçı star naklen ekrana getirecek.
şampiyon kulüpler kupası'nı, barcelona'nın nou camp stadı'ndaki finalde almanya şampiyonu bayern münih'i 2-1 yenen ingiltere'nin manchester united takımı kazandı.
futbolda avrupa'nın en büyük kupası kabul edilen şampiyon kulüpler kupası'nı ingiltere'nin manchester united takımı kazandı. barcelona'nın nou camp stadı'nda oynanan ve 90 bin kişinin izlediği kupanın finalinde bayern münih'i 2-1 yenen manchester united bu kupayı tarihinde ikinci kez müzesine götürdü.
liglerinde bu sezon şampiyonluğu kazanan iki takımın şampiyonlar ligi'ndeki finalinde bayern münih 6. dakikada basler'in golüyle öne geçti, oyunun son dakikalarına kadar da skordaki üstünlüğünü korudu. ancak ikinci yarıda oyunan giren sheringham maçın oyunan eklenen uzatma dakikaları oynanırken önce manchester'ı beraberliğe taşıdı. ardından yine 81. dakikada oyuna giren solskjaer'in galibiyet golü manchester'a kupaya getirdi. manchester united böylece ingiltere'de hem lig şampiyonluğu, hem federasyon kupası hem de avrupa'da şampiyon kulüpler kupası'nı kazanan ilk takım oldu. karşılaşmayı g.saray başkanı faruk süren ile teknik direktör fatih terim de izledi.
manchester united: peter schmeichel, ronny johnsen, gary neville, jaap stam, denis ırwin, jesper blomqvist (dk. 65 teddy sheringham), nicky butt, ryan giggs, david beckham, andy cole (dk. 82 ole gunnar solskjaer), dwight yorke
teknik direktör: alex ferguson
bayern munich: oliver kahn, thomas linke, samuel kuffour, michael tarnat, markus babbel, stefan effenberg, lothar matthaus (dk. 80 thorsten fink), mario basler (dk. 88 hasan salihamidzic), jens jeremies, alexander zickler (dk. 70 mehmet scholl), carsten jancker
teknik direktör: ottmar hitzfeld
gol: (0-1) dk. 6 mario basler (1-1) dk. 89 teddy sheringham (2-1) dk. 90 ole gunnar solskjaer