şöyle düşünün; bir tarafta play-off mücadelesi veren ve 7. olup önce tek maçta 4. ardından da 2 maçta 5 ile 6. takımların galibini eleyip bölüm sonu canavarı olarak lig 3. sünün karşısına çıkma planları yapan gençlerbirliği, diğer tarafta da düşmeme mücadelesi veren tuzlaspor.
ilk yarı tuzlaspor sahasına çekilip diğer maçlardan haber bekliyor. biz ise orta şeker gol arıyoruz derken karambolde rakip kendi kalesine atıyor golü.
gençlerbilikliler havalara uçuyor çünkü yarış içindeki bolu maçı berabere diğer maçta bodrumspor 10 kişi!
kafalarda da ... 'rakip kazanmalı, yani saldıracak. o zaman taktik basit, onlar saldırırken biz de hızlı adamlarla 2-3-bitti gitti!'' hesapları dönüyor.
işte o an sezonun özetini izliyoruz. rakip deli gibi saldırıyor, net pozisyonlara giriyor biz de bunu savunmak için sahamıza siniyoruz ve ''hızlı adamlarımızı'' amilton ve melih'i çıkarıyoruz!!!
köşeye sinmiş, kolu kanadı kırık güvercin modu: on! ''ee ne yapacağız?'' dua edip sabredeceğiz açık net!
kaleci uçuyor kaçıyor, direkler bile yardıma koşuyor derken... 90+ kaleci ertuğrul'a faul yapıldığını düşündüğümüz pozisyonda gol geliyor. var diyor ki ... 'ofsayt var mı bir bakayım'' de, maçın oynandığı stadyumda ofsayt çizgisi çekmek için doğru düzgün kamera altyapısı yok...
dakikalar geçiyor ve gol kararı geliyor. bu arada bandırma yemiş, bolu berabere ''neyse'' diyoru... z ağızdan düşmeden bolu atıyor ve ali desidero şarkısındaki hatun kişi gibi boluspor ... 'gençler'e kibarca bir bye bye'' diyor...
uzun lafın kısası bu sezon defalarca izlediğimiz gibi hocamızın taktik ve değişiklik hatalarıyla bir sezonu daha heba ediyoruz.
yönetimin en azından 3-4 hafta önce ''son bir umut'' takımı canlandırmak için teknik direktörü değiştirmemesi de sezonun yakılmasının en büyük sebeplerinden. kimine göre, nasıl yapabiliyorlarsa, hocanın lehine ''ağır maddelerle onatılmış'' sözleşme nedeniyle parasız yönetim hocayı gönderemiyor. ve bu sonuca katlanıyor.
taraftara göre ise aylar öncesi yapılması gerekenler yapılmadığı için hem kupada tur, şu anda finalde olan, trabzonspor'a armağan edildi hem de bir yıl daha çöp oldu... ve ben bu yazıları yazıyorken yani sezon bitmişken bile hala ''sinan hoca kalacak mı idecek mi?'' muhabbetleri dönüyor olması da güzide kulübümüzün halet-i ruhiyesini anlatmaya yetiyor sanırım...
bakalım 2024-25 sezonunda ait olduğumuz yere çıkmayı başarabilecek miyiz...