turgay şeren (g.saray’ın eski kalecisi): ali sami yen stadı ile ilgili anısı..kuvvetle muhtemel bu maçtan bahsediyor.
g.saray lisesi’nde okurken stadın yapımı başlamıştı. önceleri toprak sahaydı. tribünü yoktu. ilk önce boğaz yönündeki kısmına bir tribün yapıldı. çamurlu günlerde biz orada idman yapardık. çamurdan adam olurduk. daha sonra beden terbiyesi’nin devreye girmesiyle burası bir stat hâlini aldı. unutamadığım maçlar var bu statta. bir tanesi 3-1 öndeyken son dakikalarda yediğim 2 golle 3-3 biten bir maçtı. ama maçı tam hatırlamıyorum.
ahmet çakır (spor yazarı):ali sami yen stadı ile ilgili anı yazısından(yazıda bu maçta geçiyor)
stadın açıldığı gün içeri girememiştim. 10 yaşımdaydım. maçlara para verip içeri girecek durumda değildim. ama ondan sonra her sene orada maç izlediğimi söyleyebilirim. çocukluğumuzda balat’tan mecidiyeköy’e kadar yürür, devre arasında stadın kapılarının açılmasını bekler, sonra da içeri girerdik. bu statta unutamadığım çok maç var. mesela, 1967’de 87. dakikasına 3-1 önde girdiğimiz bir maç 3-3 bitmişti. 1983’te g.saray-f.bahçe arasındaki 4-4’lük maç. g.saray 4-1 öndeydi, 4-4 bitti. 1989’da yine iki takım arasındaki g.saray’ın devreyi 3-0 önde kapattığı ama 4-3 yenildiği maç benim nikâhımdan bir gün önceye denk geldi. nikâh tarihini nasıl böylesine önemli bir maçtan bir gün önceye aldığımı da hatırlamıyorum. izmir’deydik. ev kalabalıktı, telaş vardı. ben de göz ucuyla televizyona bakıyorum. tanju durmadan gol atıyordu. ikinci yarı ise televizyona bakma fırsatım olmadı. maç bittikten sonra g.saray’ın 4-3 yenildiğini öğrenince bayağı şaşırmıştım. yakın döneme gelirsek, 2000 yılında g.saray’ın 3-2 kazandığı milan maçını unutamam. sonrasında uefa kupası şampiyonluğu geldi. g.saray’ın 2-0 geriye düştüğü maçta real madrid’i 3-2 yendiği karşılaşma da inanılmazdı.
ali sami yen facia ile açılmıştı
g.saray’ın kurucusunun adını taşıyan stadın sarı-kırmızılı kulübe kazandırılmasında ilk adım 1933’te o zamanki kulüp başkanı ali haydar barşal tarafından atıldı. taksim stadı’nın istimlakiyle başlayan arayışta bulunan bu yere ilk kazma 1936’da vuruldu. 1940’ta da beden terbiyesi tarafından 30 yıllığına g.saray’a kiralandı. muslihittin peykoğlu, sedat kantoğlu ve tevfik ali çınar’ın çalışmaları sonucunda 15 bin seyirci kapasiteli bir stat yapıldı. 1945’te açılan bu statta millî küme maçları oynandı ama stadyumun kısa süre sonra yetersiz kaldığı görüldü. 1950’de genişleme çalışmalarına başlanılan stat konusunda g.saray ile beden terbiyesi arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden işler durdu. 1955’te konu yeniden ele alındı ve stat ancak 1964 sonunda bitirilerek hizmete hazır hâle geldi. açılış günü ise bir facia yaşanacaktı. 20 aralık 1964 günü, türkiye-bulgaristan millî maçıyla açılan ali sami yen’in tribünleri tıklım tıklımdı. yeni açık tribünün orta katında ve en ön sırada bulunan bir seyyar satıcının tezgâhının altındaki gaz ocağın devrilmesi ve yanan tepsinin alevi kalabalık arasında büyük panik oluşturdu. alevlerden kaçmak isteyen kalabalığın dalgalanışı da çok geçmeden faciaya dönüştü. telaşla kaçışan seyircilerden bazıları kendilerini alt tribüne attı. bu yüzden çok sayıda taraftar yaralandı. ağır yaralanan bir kişi daha sonra hayata gözlerini yumdu. 81 kişi ise çeşitli hastanelerde tedavi edildi. türkiye-bulgaristan maçı ise 0-0 sona erdi.
ben galatasaray' ın elindeki iki farklı bir galibiyeti bu kadar ucuza kaptırdığını görmedim.
aksine,iki farklı yenik durumdan beraberliğe varışını görmüş,alkışlamışlardanım. alın terinin bilek güçünün ve takım arkadaşlığı inancının başarıya ulaştığı öyle maçlardan sonra da şöyle demişimdir:" galatasaray bir dev gibi karşısına dikilen "mağlubiyetle" dövüştü ve kazandı. demek ki o bir devirmiş!
galatasaray bu maçı 3 - 1 kazansaydı diyeceğim şu idi: "galatasaray'ın bu galibyet hiçde hakkı değildi." gençlerbirligi'nin gerçekten genç tertibi berabelikten mağlup duruma düştüğü sırada herkes aynı sözü söylüyor ve " şu iki farklı sonuç galatasaray'ın hakkı değildi" diyordu. ama sahada,, özellikle ikinci yarıda futbol oynanıyordu ve iyi oynayan değilde,kötü oynayan parayı topluyordu.bu futbol haksızlığını düzeltmek şüphesiz bizim elimizde değildi,gençlerbirliği yakasına yapıştı "şanslı rakibinin" arka arkaya tokat atar gibi "iki gol atarak" en azından layık olduğu beraberlği geri aldı.
galatasaray henüz 3.dakikada ayhan'ın pasından faydalanan uğur'un kolay kolay başarılamaz bir yerden çıkardığı şutla 1 -0 öne geçmiş ve durmuştu.gençlerbirliği ise futbol sahalarına hele böyle bir büyük bir maça göre çok körpe delikanlılarıyla rakibini yormaya başlıyordu ilk yarı 1 -0 bittiği sırada galatasaray ikinci bir gol fırsatı yakalamış değildi.ikinçi yarıda ise çok şeyler olacaktı sahada. 59. dakikada bir frikikten burhan'ın ustalıkla sola gönderdiği topa sol haf hayrettin sıçrayaçak ve kafa golü turgay'ın kalesine ihtar mektubu gibi yapışacaktı. artık galatasaray diye bir takım kalmamıştı sahada.bir keresinde tuncer'in boş kaleden çıkardığı gollük vuruş,ötekinde turgay'ın kornere attığı şut,bir başkasında defansın karışıklığında patlayan bomba gençlerbirligi'nin neyi aradıgını ortaya koyan olaylardı.seyircilerin gençlerbirligi'ni alkışladığı sırada metin'in kafayla aşırdığı topa galatasaray'ın sert,fakat iyi niyetli delikanlısı ergün girdi ve sakatlanma pahasına galibiyeti sağladı.bunu yine metinin pasına fişek gibi dalan yılmaz'ın gerçekten alkışlanır şutu takip edecek ve bazılarına göre durumu 3-1'e getiren bu golle maç bitecekti.oysa ki tamamen aksi şeyler geçiyordu sahada ve hayrettir iki farka boyun eğmeyen başkent takımı yakasını bırakmıyordu rakibinin. oyunun bitmesine üç dakika kala gençlerbirligi gösterişsiz santraforunun yerden,ama köşeye,ama turgay'ın atlayıp,tutabileceği köşeye attıgı hafif şutla ikinci golünü atacak ve aynı futbolcu bir dakika sonra dogan karambolde turgay ve arkadaşlarına golle birlikte bir de güzel ders verecekti ve g.saray için iyi ki maç bitiyordu, yokda 5 dakika daha olsa!
galatasaray sağici ergün dün takımına bir gol kazandırırken sakatlandı, genç futbolcu golden sonra yerde görünüyor solda ise gençlerbirligi kalecisi ve defans arkadaşı...geride turan'da ellerini açarak golün sevincine katılıyor sarı - kırmızılı takım durumu 3 -1 yapacak fakat arka arkaya yediği gollerle sahadan 3 -3 berabere ayrılacaktır.