3. dakikada solda topla buluşan nihat, karşısındaki tamas'ı şık bir hareketle rahat şekilde geçti ve pasını kale alanındaki kovacevic'e aktardı. yugoslav futbolcu da düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi: 1-0.
9. dakikada sol çaprazdan prates'in kullandığı serbest atışta, westerveld topu parmaklarıyla kornere çeldi.
45. dakikada sağ taraftan çalımlarla ceza alanına giren sabri'nin yerden pasında, penaltı noktası üzerinde hasan topa çok sert vurdu. ancak top hakan şükür'e çarpınca, g.saray mutlak bir golden oldu.
61. dakikada arif'in ara pasında kaleciyle karşı karşıya kalan hakan şükür, plase bir vuruşla westerweld'i mağlup etti: 1-1.
65. dakikada sağ kanattan iki rakibini çalımlayarak ceza sahasına giren sabri, topu hakan şükür'e çıkarmak yerine kaleye vurmayı tercih edince meşin yuvarlak westerweld'de kaldı.
73. dakikada sağ kanattan karpin'in kullandığı korner atışında topa iyi yükselen xabi alonso'nun kafasında üst direğe çarpan top kale çizgisini geçince real sociedad üstünlüğü tekrar ele geçirdi: 1-2.
90+1. dakikada yaklaşık 25 metreden sabri'nin çektiği sert şutu kaleci westerweld son anda kornere gönderdi ve karşılaşma real sociedad'ın 2-1 üstünlüğüyle sona erdi.
gittiğim ilk şampiyonlar ligi maçı olması açısından unutamadğım bir maçtı. o dönemde yanılmıyorsam galatasaray maçlarını olimpiyat stadı'nda oynuyordu. maça 10-15 dk. geç girdiğimizden ilk golü görememiştim. maçın ikinci yarısında daha baskılı olan taraf galatasaray olsa da, köşe vuruşundan gelen ortaya xabi alonso kafayı vurmuş, üst direğe çarpan top ağlara gitmişti. gollerden sadece onu hatırlıyorum.
cem can'ın "ilkelerimizi kim yazacak?: fan-etik yazıları 2" kitabından;
terim'in çıkmazı
galatasaray bir bölümünü mükemmel bir tempoda oynadığı sociedad maçını kaybettikten sonra fatih terim, tamas hakkındaki soruya büyük tepki gösterdi. söylediklerinde doğru ve haklı şeyler var şüphesiz: "takım olarak kaybettik. tek bir kişinin günah keçisi olarak seçilmesi doğru değil. bana galatasaray'ın iyi oyunu hakkında da soru sorun..." diyordu terim.
ancak tamas hakkındaki soruyu da doğru anladığı söylenemezdi. soru tamas'ın neden kötü oynadığına değil, terim'in neden hayati bir hata yapması beklenen tamas'ı tercih ettiğine ilişkindi.
"bir sorumlu aranıyorsa hatanın tamamım kendimiz üstleniriz" diyen fatih terim "tamas'a kadroda yer vermekle hata ettim. yeteneklerine güveniyorum ancak böyle bir maç tamas için erkenmiş" yanıtımı vermekle sociedad mağlubiyetinin hasarını sahada bırakabilir, galatasaray'da hiçbir mental ve duygusal kramp yaratmaz, yarışma ateşini canlı tutabilirdi.
fatih terim bu hesaplaşmaya tahammül gösteremedi, soğukkanlılığım yitirdi. bütün kamuoyundaki kızgın duygulara, kızgın bir tepki ile karşılık verdi. maç stratejisini akılcı ve açık bir üslup içinde ortaya koyarak futbolseverin konuyu yeniden düşünmesini ve duygularını gözden geçirmesini sağlamadan röportajı terk ederken, içini dökmüş olmaktan başka kazanımı yoktu.
bir süredir, açık bir şekilde görünen o ki terim dilini ve mesajını yitirdikçe, ortada futbol görüşü de kalmıyor. ve galiba takım da.. hakan şükür'ün takım daki iletişimin zayıflığından yakınması ne rastlantısal ne de tutarsızdır.
fatih terim düşünce ve davranış kalıbını değiştirmeden içinden çıkamayacağı bir yalnızlaşma sarmalına giriyor ittikçe itiliyor ve kısırdöngüyü besliyor. terim her şeye rağmen kendisine inanan ve savunan kitleye yardımcı olmuyor.
terim'in en büyük ve temel hatası, galatasaray takımında bazı mesafelerin alınmış, belli bir mücadele felsefesinin yerleşmiş olduğunu düşünmesi idi. oysa uyarmamış mıydık, "bir daha olmayacak, o başarılara bir daha ulaşılamayacak, o futbol bir daha oynanamayacak" diye düşünen futbolcuların olduğunu yazmamış mıydık?
terim, o futbolcuların kendisinde yarattığı şoku hala atlatamadı.
bu noktada, bir gerçek bütün azametiyle ortaya çıkıyor: galatasaray'ın şu an en önemli sorunu mesajıyla ve inandırıcılığıyla lider olamayan terim'dir!
fatih terim asla eski fatih terim olmayacak tabii. tercih ederse, daha iyisi olacak.
yeni bir galatasaray yaratmak için arayışlara girecek ancak bu arayış sistematik olacak, bocalama gibi bir görüntü vermeyecek. herkes terim'in akıl haritasını tanıyacak, rotayı görecek, geleceğe ilişkin olarak akıllarda benzer tablolar canlanacak...
gene kolay olmayacak. ve hala çok çalışmak ve kendini adamak gerekecek. felsefesini harf harf benimsetecek, oyuncularını oya gibi işleyecek, takımını önce kendisine sonra da birbirlerine sevgi ve inançla bağlayacak. hayatlarında ki en anlamlı adresin florya olmasını sağlayacak.
o zaman terim'in konuşmaktan rahatsız olacağı biç bir şey kalmayacak...
kovacevic kick-starts real published: tuesday 30 september 2003, 22.00cet
galatasaray sk 1-2 real sociedad de fútbol darko kovacevic sets real on winning way.
an early strike from darko kovacevic put real sociedad de fútbol into a lead they never relinquished against galatasaray sk when the sides met in uefa champions league group d.
plenty created defeat was cruel for ten-man galatasaray who enjoyed much of the possession and created plenty of chances. real's second goal, scored by xabi alonso on 72 minutes, finished off the turkish side, who had hasan sas sent off eight minutes from time.
quieter atmosphere playing for the first time in turkey, real benefited from a quieter atmosphere than teams have come to expect as the game took place in the atatürk olympic stadium while galatasaray’s own stadium undergoes refurbishment. those turkish fans who had travelled to see their team were stunned when real grabbed the early lead.
first touch former besiktas jk striker nihat kahveci charged down the left wing and rounded galatasaray's columbian goalkeeper faryd móndragon. he then squared the ball across the goal to the oncoming kovacevic and the striker's first touch of the game was a deft flick into the right-hand corner of the net.
galatasaray galvanised the goal galvanised galatasaray and they began to threaten sander westerveld's goal. the greatest danger came from the forward bursts of the brazilian right-back césar prates. his speed embarrassed mikel aranburu more than once and the third time he was shown the back of prates' heels, he kicked out and was cautioned for his troubles.
prates sublime and it was not just speed that prates offered. his curling free-kick forced the first of many saves from westerveld, and his corners provided hasan sas and hakan sükür with plenty of service - but they struggled to make the most of the opportunities.
batista impact when prates limped off injured, joão batista took his place and his presence was felt immediately, as he contrived to get in the way of a goalbound shot from hasan sas.
waves of attack real were unable to get into the game and were forced to soak up waves of attack form the home side. but they were dangerous on the break with nihat in his groove and kovacevic the perfect foil for his runs. bülent korkmaz and frank de boer had to snuff out the danger on more than one occasion.
failure impossible however, for all their possession galatasaray struggled to convert, until finally hakan sükür found some space between the centre-halves. this time he could not fail to score - and from that point on it seemed luck would turn in the turkish side's favour. however, when xabi alonso scored for real from one of their rare chances, it looked like being the visitors' day.
kind bounce xabi alonso jumped high to meet valeri karpin's cross and the ball hit the underside of the bar, before bouncing behind the line. then came hasan sas's moment of petulance, after being tripped by two players he lunged at real substitute bittor alziki and bundled him to the ground. the red card was the referee's only option as the game quickly slipped from galatasaray's grasp.
orta şeker bir takım olan real sociedad, 2002-03 sezonunda la liga'da fırtına gibi esmiş ve son haftalara kadar real madrid ile şampiyonluk yarışına girişmişti. mavi-beyazlılarda forma giyen nihat kahveci de kariyerinin en parlak maçlarını çıkartıyordu. ntv'den canlı olarak yayınlanan maçlar süper lig'den daha fazla ilgi çekiyordu. sezon boyunca ve sonrasında hem nihatı hem de ekürüsü darko kovačević'in istanbul'a geleceği bol bol yazılıp çizilmişti.
real madrid'in 2 puan gerisinde ligi tamamlayan sociedad sonraki sezon şampiyonlar liginde galatasaray'ın grubuna düştü. bir önceki sezondan tüm türkiye'nin aşina olduğu sociedad'ın ve daha önemlisi nihat ve kovacevic'in neler yapacağı merak konusu olmuştu.
maçı hiç hatırlamıyorum ama sociedad galatasary'ı yenip evine dönmüştü...