bir önceki maçı madrid'de 3-0 kaybetmişti ankaragücü. bu maçta önemli olan dünyaca ünlü rakibi karşısında seyircileri önünde mücadele etmekti. maçı birol alsancak'ın son dakikalarda attığı golle 1-0 kazandı ankara ekibi. golü attıktan sonra birol'un ve taraftarların sanki dünya kupasını almışcasına yaşadığı sevinç ankara seyircisinin avrupa kupalarına duyduğu hasretten ileri geliyordu. ankaragücü o sene uefa'da oynadığı 4 maçın 3'ünü kazandı ve ülke puanına katkıda bulundu. bir önceki turda b36 torshavn takımını her iki maçta da 1-0'lık skorlarla geçmişti.
kurayı canlı izlemiştim televizyonda. atletico madrid çıkınca oldukça heyecanlandım. o zamanlar atletico madrid şimdiki gibi bir takım değildi, çok büyük bir şöhreti vardı ve ispanya'da real madrid ve barcelona ayarında bir itibarı vardı. ama son dönemlerini yaşıyorlardı o başarıları günlerinin. bu eşleşmenin gerçekleştiği dönemde her iki takım da kendi ülkesinde sondan ikinciydi. o sezon düştü atletico madrid ve iki yıl sonra geri yükselseler de hala eskisi gibi değiller.
ben de gidecektim maça ama bilet fiyatları biraz yüksek tutulunca bilet alamadım. bize bedava bilet temin edecek bir arkadaş vardı. maçtan bir iki gün önce okulda kavga ettik o çocukla ve böylece benim bedava bilet işi de suya düşmüş oldu. hayatımda en çok gitmek isteyip de gidemediğim maçlardan biridir bu maç. son dakikalarda birol attı ve ankaragücü hiç de iyi başlayamadığı o sezonda bu kupada gerçekten iyi iş çıkardı. 4 maçta 9 puan...
"işte böyle, her sene böyle, madrid'e böyle koyarlar amman" tezaruhatıysa herkesi bıyık altından gülümseten bir hoşluktu. takım biraz gününde olsa turu geçmemiz işten bile değildi. golde sanki uefa kupası'nı almış kadar sevinmiştik.
ilk basımı 2007 yılında olan duygu hatipoğlu ve m. berkay aydın'ın "bastır ankaragücü: kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık" kitabından;
ankaragücü uefa kupası ön eleme turunda faroe adaları'nın temsilcisi b36 torshavn ile eşleşmiş; rakibini 12 ağustos 1999'da ankara'da ve 26 ağustos 1999 da faroe adalan'nda oynanan her iki maçta da 1-0'lık skorlarla galip gelerek kupa dışında bırakmıştır. tınaz tırpan'ın teknik adam olarak görev yaptığı, eski trabzonsporlu ünal'ın kaptanlığındaki bu sezonda, uefa kupası birinci turunda ankaragücü biraz da şanssız bir kura ile ispanya'nın atletico madrid kulübüyle eşleşti. madrid'dek. ilk maçta maça iyi başlayan ama ilk yarının sonlarında yediği 2 golle çözülen ankaragücü 3-0'lık bir mağlubiyetle ankara'ya döndü. 16 ekim 1999'da ankara'da oynanan rövanş karşılaşmasında ise 20 yaşındaki forvet birol alsancak'ın 84. dakikada attığı golle ankaragücü ispanyol devini yendi. alınan bu skor her ne kadar turu geçmeye yetmese de tribünlerdeki taraftarları fazlasıyla mutlu edecekti. zaten golden sonra golün tura yetmeyeceğinin bilinmesine karşın birol'un uzun süreli sevinci de hafızalardan silinmeyecekti. kalan dakikalarda ankaragücü tribünleri tur atlanmayacak olmasına karşın oldukça keyiflendi; "işte böyle / her sene böyle / madrid'e de böyle/ koyarlar amman" gibi bestelerle tribün deyimiyle "kaynak bir ortam" yaratıldı. kazanılan bu maçın taraftar için en azından prestij açısından büyük önemi vardır.
bu yıllarda, istisnai zamanlar hariç, tribünlerde de ciddi seyirci kaybına uğrayan takım, kimi maçlarını o ana dek olmadığı kadar az taraftara oynamaya başlamıştı. 19 mayıs stadında istanbul takımlarıyla yapılan karşılaşmalarda artık sadece gençlik parkı tarafındaki kale arkasında (gecekondu) konuşlanabilen ve tribünlerin kalanının istanbul takımı sempatizanlarınca doldurulduğu yıllardır bu yıllar...
hakan keleş ile ünal karaman'ın o maçtaki performansını görmezden gelmek olmaz. atletico, ilk maçını farklı kazanan her avrupa takımı gibi yedek kadrosuyla gelmişti ankara'ya. jimmy floyd hasselbaink gibi hollandalı (baldırının çapı, babayigidim diye dolanan adamın vucut çapının iki katı gelir) vardı o takımda.
maçta gecekondu'daydım. dolmuşçuların arasında izledim (hafif maraton tarafına doğru)
maçın sonunda gol geldi. kudurduk haliyle.
gol tantanası bitti, molina direğe yaslanmış duruyor. bir sessizlik yakaladım, molinaaaaa diye bağırdım, o da bir anda döndü baktı. kollarımla kombine bir hareket yaparak aaaaaaaal diye bir bağırmışım. tribün gaza geldi, birkaç dakika molina ile uğraşıldı.
sonuçta elendi belki a.gücü, ama çok güzel de bir galibiyet elde etti.
bu galibiyet, (16 mart 2012 itibariyle) avrupa kupaları tarihinde türk takımlarının atletico madrid'e karşı oynadıkları 14 maçta kazandıkları iki galibiyetten ikincisidir.
ankaragücü: özkan karslı, faruk sarman, hakan kutlu, stephen baidoo, birol aksancak, yılmaz özlem, ramazan özalp (dk. 65 sami kökten), ünal karaman, fatih sezer (dk. 63 gökmen barış), ümüt hatipoğlu, hakan keleş (dk. 89 gökmen yıldıran)
teknik direktör: gigi multescu (romanya)
atletico madrid: jose francisco molina, leonel pilipauskas, gustavo, toni, radek bejbl, jose antonio chamot, hugo leal (dk. 90 aguilera), roberto (dk. 79 pablo garcia), santiago solari (dk. 58 santi), lardin, fernando correa