diyarbakırspor yönetimde, bir türlü özlenen birlik ve beraberlik tablosunu yakalayamıyordu. anavatan partisi’nin ülkede yarattığı liberal rüzgâr diyarbakır’da da etkisini göstermişti. diyarbakır belediye başkanlığı görevini bir yılı aşkın bir sûredir yürüten anap’lı nurettin dilek, şehirdeki popülaritesini diyarbakırspor kulübü başkanlığı ile güçlendirmek istiyordu. elindeki ekonomik ve sosyal imkânlan çok iyi kullanan nurettin dilek, yanma süleyman şakar, özbek kardeşler, adnan inceoğlu gibi isimleri de alarak, “güçlü bir diyarbakırspor, güçlü bir yönetimle olur” sloganı ile taraftarın özlemini yerine getirmeye çalıştı. bunda da kısmen de olsa başarılı oldu. takım, 1985-86 sezonunda türkiye 2. profesyonel futbol ligi’nde başarılı bir sezon geçirerek şampiyon oldu. arkasına, özal'ın ekonomik desteğini ve politik gücünü alan dilek, çıktıkları 1. lig’de her yeni takım gibi kalıcı olmayı amaçlıyordu.
gerçekleştirilmek istenen tabloda, diyarbakırspor’un futbol kültürünün yükseltilmesi vardı. ancak, bölgede devam eden çatışmalar, köyden kente doğru yoğun bir göçün başlamasına neden olmuş ve bu gelişme diyarbakırspor’un taraftar profilini de etkilemişti. diyarbakırspor’un tribünleri artık, yan politik, yoksul ve köy kültüründen gelen kesimlerce de dolmaya başlamıştı. diyarbakır’ın futbol kültürünü almış, türkiye ve dünya sporunu takip eden kentli taraftar ve seyirciler, stadyumlarda köyden gelen yığınlar arasında seslerini pek duyuramaz oldular. bu dönemde, stadyumlarda eskiyi aratan bir kültür yozlaşmasının yaşandığına dikkat çeken eski yönetici kenan özbek, 1980’lerin ortasından itibaren değişen seyirci profilini şöyle değerlendiriyor:
“1986’dan sonra göçün artması diyarbakırspor’u etkiledi. çünkü bu gelişme, diyarbakır’da futboldan anlayan kesimin sahalardan uzaklaşmasına, sahalarda bilinçsiz tezahüratların yapılmasına yol açtı. tribünlerde bazı siyasi söylemleri olunca, artık diyarbakırspor’un o dönemdeki güzide seyircileri stadyumlardan uzaklaşmaya başladılar. takımı destekleydi seyircinin kültür seviyesi oldukça gerilere düştü.”
kenan özbek kendi dönemine kıyasla haklıydı. ancak süreç artık eskisi gibi işlemiyor, yanı başlarında başlayan bir savaşla birlikte trübün kültürü de değişiyordu. futbol içinde, daha geniş anlamda spor kültürü içinde gerilere düşen seyirci ve taraftarlar atrtık stadyumları, takımlarını desteklemenin yanında sorunlarını dile getirmek, kendilerini ifade etmek için bir “meclis” olarak görüyordu. taraftar siyasi bir bilinç kazanıyordu.
1. ligden uzak 14 yıl
sezona nurettin dilekle başlayıp süleyman şakâr’la devam eden takım 36 maçta sadece 4 galibiyet aldığı başarısız geçen sezonun ardından, ligi son sırada tamamlayarak 2. lig’e yeniden düştü.
birinci lig’de bir sezon kalıp düşen diyarbakırspor tekrar yükselmek için tam 14 yıl bekleyecekti. 1986-87 sezonunda takım içinde bir çifte standart ve başıboşluk yaşandı. siyasi hesaplarını yapmakla meşgul olan başkan nurettin dilek, şeref tribünlerinde parlamento hayalleri kurarken, yabancı futbolculara (videjak ve trbovic) paralarını zamanında ödüyor, fakat yerli futbolcularına ödemiyordu. diyarbakırlı ve çevre illerden gelen futbolcular takım içinde rahatsızlıklarını dile getirdikleri zaman ise “isyancı” olarak nitelendiriliyorlardı. bu uygulama sadece futbolcular için geçerli değildi. takım antrenörleri, hocalar, hatta malzemeci ve masörler bile bu durumdan rahatsızlardı. kulüp, kendi içinde böyle çelişkilerle ve handikaplarla uğraşırken saha içinde kolektif bir futbol anlayışının beklenilmesi düşünülemezdi. ve doğal olarak diyarbakırspor ligi son sırada bitirerek 2. lig’e düşmüştü. o dönemi kötü bir hatıra olarak değerlendiren ramazan kahramaner, “nurettin dilek’i anlamak zordu, ağacına düşman bir kurt gibiydi,” ifadesini kullanıyor.
diyarbakırspor ligden düşerken hükümet, 12 eylül 1980 askeri darbesinden önce ve sonrasında ilde uygulamaya koyduğu sıkıyönetim dönemine son vererek, yerine “olağanüstü hal” sistemini getiriyordu. iktidardaki anavatan partisi, yapılan halk oylamasıyla siyasi yasakların kalkmasının hemen ardından 1987’de erken genel seçim kararı aldı. aynı yıl içinde gerçekleşen seçimlerde anap meclise 292 milletvekili göndererek tek başına iktidarda kaldı. meclise giren 292 milletvekilinden biri diyarbakırspor kulüp başkanı nurettin dilek’ti. şeref tribününü partisinin geçici bir bürosu gibi kullanan dilek, sporu siyasi çıkarlarında kullanarak amacına ulaşmayı başaranlardan oldu. kulübe iki dönem başkanlık yapan nurettin dilek, meclis’e iki dönem milletvekilliği yapmaya giderken, takımı altı yıl boyunca 2. lig’de kalma mücadelesi verecek ve sahipsiz kalacaktı.