gençlerbirliği'nin 80'li yıllardaki sembol isimlerinden avni'nin hayatındaki ilk ve tek penaltı atışını kaçırdığı maçtır.
ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
lig de, baştan itibaren kötü gitti gençlerbirliği için. özellikle deplasman performansı, tarihî bir başarısızlıktı: 19 deplasmanda sadece 1 galibiyet ve 1 beraberlik alındı, 17 maç kaybedildi! düşüşü hazırlayan önemli etkenlerden biriydi, dışardan hiç puan getirememek. bir başka etken de, savunmanın dikiş tutmamasıydı: ligin çok gol yiyen ikinci takımıydı gençlerbirliği. ankara'da takımın aslan kesildiği maçlar olmuştu: rizespor'u 6-1 gibi delice bir skorla yenmiş, ligi ikinci bitiren ve hâlâ şampiyonluk iddiasını yitirmemiş olan beşiktaş'la, ligin bitmesine üç hafta kala 1-1 berabere kalmayı başarmıştı. ama bu ani parlamalar yetmedi.
en dramatik maçlardan biri, o sezonu dördüncü bitiren samsunspor'a karşı ankara'da 1-0 kaybedilen maçtı. avni'nin, futbol kariyerinde penaltı kaçırdığı tek maçtı o... hattâ, bir tek o penaltı için, kaptana, "her zaman söylüyorum, futbola geri dönsem, penaltı atmam" dedirten maç: "çok kritik bir maçtı. durum 0-0'dı. hayatımda bu kadar garanti penaltı attığımı bilmiyorum, içim çok rahattı, şut da atmadım, plase vurdum ama üstten auto gitti, fatih'ti kaleci. çok rahattım ama auta gitti. çok üzülmüştüm ondan sonra... belki atsam 1-0 yenecektik, belki o yüzden küme düştük."
13 yıl uzak kaldıktan sonra dişiyle tırnağıyla tırmandığı 1. ligden beş sezon sonra tekrar düşmek, gençlerbirliği için gerçekten müthiş maneviyat bozucuydu.