3.aralık.1926 - 90 sene önce bugün beşiktaş, taksim stadı'nda oynanan dostluk maçında bulgaristan'ın levski sofya takımına 2-1 mağlup oldu. refik osman (top) bey'in hakemliğinde osman kaptan – abdi aksoyman, şahap – bahattin, zeki, nihat – selahattin akel, rüştü erkuş, nafi, hayati ozgan, şükrü erkuş onbiriyle oynayan beşiktaş'ın tek golü nafi'den geldi. ancak maçın skorundan daha ilginci, o zamanki futbola bakış açısı ve anlatımla, maçın yorumunu 16 kanunuevvel (aralık) 1926 tarihli spor alemi dergisinden bir bir aktarıyoruz:
“taksim stadyomu yine sayılı günlerinden birini yaşıyor. binlerce kişi oyunun başlamasına muntazır.
kırmızı kısa bir pantolon, güzelce bir süveter giyen hakem “şiir” refik nihayet düdüğü öttürüyor. siyah pantolon, mavi beyaz yakalı formalı leviskililerle beşiktaş gençleri hemen harekete geçiyorlar.
oyunun ilk dakikalarında iki tarafta da bir tereddüt göze çarpıyor. mütemadiyen eksik hücumlar, tatsız ve zevksiz oyunun, yedinci dakikalarında bulgar kalecisi iyi bir plonjonla tehlikeli bir şutu şayanı hayret bir surette tevkif ediyor. herkes elini gayri ihtiyari saniyelerce birbirine vuruyor.
bulgarlar bu gelip geçen tehlikeden dolayı hemen harekete geliyorlar. seri fakat mana ifade etmeyen hücumlara başlıyorlar. bu gidişle gol olmayacak denirken, müdafai abdi kararsızlık yüzünden bir gole sebep oluyor. herkes bu hale teessüf ediyor.
beşiktaşlılar da nedense tesanüde pek ehemmiyet vermek istemiyorlar. daha ziyade müdafii çok şeyler kurtarıyor. belli ki iyi yer tutuyor. fakat topa muhakemesiz vuruyor.
leviski müdafaası bozuk bir oyun oynuyor. muhacimleri çalışmak istiyorlar. fakat hücumlar pek tesirsiz kalıyor. bir de oyuncular topu arkadaşlarına verecek yerde ekseriyetle hasma veriyorlar. devrenin bitmesine üç dakika kadar kala orta muhacim (nafi) topu ağlara takmağa muvaffak oluyor. bu suretle beşiktaş bu kısımda bir bire berabere kalıyor.
ikinci devrede, bulgar müdafaasının yorgun bir hal göstermesine rağmen, beşiktaş muhacimlerinin varlığına şahit olamıyoruz. orta muhacim muhakemeli oynadığı halde ağır olmasından müessir olamıyor. oyunun mütevazin denilecek anları oluyor. fakat bir türlü galibiyet golü atılamıyor. leviskililer korkulu rüyadan birdenbire uyananlar gibi her tehlikeyi müteakip seri, sert fakat şuursuz hücumlarda bulunuyorlar. bu hücumlarda vakit buldukça beşiktaşlılar mukabeleden hali kalmıyorlar. fakat oyunda bir ahenk yok.
beşiktaş’a güzel bir fırsat doğuyor. on iki pas cezasını (penaltı) atan oyuncu (şahap) mutadı hilafına topu dışarı vuruyor. binlerce kişi haline lanet ediyor.
beşiktaşlılar oyunun bu şeklini bozmak için cansiparane uğraşmıyorlar değil. nihayet delik bulunuyor. leviski sağ içi demarke bir vaziyette dururken kornerden gelen topu kalenin sağ köşesinden içeri atıyor. bulgarlar, kendilerini galip mevkiine getiren oyuncunun ellerini sıkarlarken stadyomda mevtai bir sessizlik havası esiyor. üç beş dakika sonra da halk gayri memnun sahayı terk ediyorlar.”