ilk basımı 2004 yılında olan hakan kulaçoğlu'nun "fırtına, ihtilal, efsane... trabzonspor" kitabından;
mehmet tan'ın "suat ile özkan" başlıklı yazısından;
9 nisan 1985'te başlayan savaş, 2 mayıs 1990'da son bulur. bu süre içerisinde, hürriyet gazetesinde futbolu yorumlarken, sümer etkili bir muhalefet de yapar.
14 nisan 1989'da trabzonspor'un olağanüstü genel kurulunda kürsüye çıkar ve şöyle der:
- kim bu memed ali? cüceden olmaz yüce... memed ali'yi yüceltmiyor, trabzonspor'u küçültüyorsunuz!..
o tarihi nutkunu şili'li bir ozanın sözleriyle bitirir:
- biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle...
tarih 2 mayıs 1990, izmir... trabzonspor, türkiye kupası finalini beşiktaş'la oynayacaktır. trabzonspor'un teknik direktörü belçikalı breams, kalecisi ise vatandaşı pfaff. trabzonspor, ligde zirve yarışında çok uygun bir haftayı bakırköyspor beraberliğiyle heba etmiş, başkan yılmaz da küsmüş, final maçına gelmek istememektedir.
rahmetli turan alp, faruk özak ve de "abd-i acizdin üstün çabaları sonucu başkan hemen ikna olur ve maça gelir. meğer o da "birisi beni ikna etsin" diye hazırda bekliyormuş.
trabzonspor finali 2- 0 kaybeder. büyük efes oteli lobisinde trabzonspor başkanı yılmaz ile beşiktaş başkanı seba arasında iyi niyet mesajları teati edilir. süleyman bey der ki, "elimde imkânım olsa, şu kupayı ikiye böler yarısını mehmet ali bey'e veririm".
"niye trabzonspor'a değil de, mehmet ali bey'e" diye hep kendi kendime sormuşumdur. cevabını öğrendiğimdeyse iş işten geçmişti. neyse...
o saatten sonra yılmaz'ı o gece hiç görmedik. ibrahim cevahir, faruk özak, turan alp ve bendeniz, izmir kordon boyunda yirmi tur attık, ayaklarımıza kara sular indi. yılmaz'dan haber almak ne mümkün?
bir süre sonra öğrendik o gecenin sırrını. mehmet ali yılmaz, sadri şener, rahmetli orhan kaynar ve özkan sümer hazretleri, trabzonspor'u önce masaya yatırırlar, sonra da "hazref'i trabzonspor teknik direktörlüğüne getirirler. trabzonspor imparatorluğunun çöküş sürecinin kilometre taşlarından birisi de o gecedir.
doksan yılının mayıs ayının ortalarıdır. trabzon futboluna ve trabzonspor'a hizmetleri geçmiş akçayların, cemalettin, llyas, selçuk ve cengiz akçay kardeşlerinin anneleri vefat etmiştir. cenaze, kavakmeydan'daki hatuncuk camii'nden kaldırılacaktır. hava sıcak, yüksek de bir nem vardır.
canım dar, trabzonspor'da olup bitenleri uç uca getiremiyoruz. sümer teknik direktör oldu mu, bilemiyoruz. vakit namazı, camiin içine erkenden girdim. peşim sıra, o zaman yönetimde görevi olan kuyumcu ömer sarı girdi. ömer, dürüst, çalışkan, itikadı sağlam, dinine, dinayetine bağlı iyi bir arkadaşımızdır, işaret ettim, yanıma oturdu. şeytan dürttü ve olacak şey değil ama oldu bir kere; mümkün olan alçak bir sesle ömer'i baskı altına almaya kalkıştım:
- ömer bak, allah'ın evindesin. imam efendi de kuran'ı kerim'in kalbi yasin'i okuyor. yalan söylersen allah seni çarpar.
şu sümer'in işi nedir? oldu mu?
ömer, kızardı, bozardı, boncuk, boncuk terlemeye başladı. allalt biliyor ya, bu kadar kolay olacağını hiç beklemiyordum. bir gece önce yönetim kurulu olağanüstü toplanmış, urbain breams ile özkan sümer arasındaki oylamayı, sümer 17'ye karşı 2 oyla kaybetmiş. mehmet ali yılmaz, yönetim kurulu oylamasını hiçe saymış ve görevi sümer'e vermiş...