maçın 8. dakikasında hakan şükür ile risp ceza alanı içerisinde yan yana koşarken, kaleciye doğru giden topa -hatta kaleci eğilip topu bekliyordu- herhangi bir müdahale şansları yoktu. o anda risp ellerini kaldırıp koşmaya devam etti ama hakan şükür kendini öyle bir attı ki hemen arkasındaki hakem direk penaltı çaldı.
risp'e maçtan 4-5 gün sonra düzenlenen basın toplantısında penaltı pozisyonunun sorulması üzerine, "türkiye'ye alışıyorum. burada istanbul takımlarına çok daha kolay düdükler çalınıyor. ben pozisyonda hakan'a dokunmadım bile" demişti.
bu pozisyonla ilgili olarak maçtan sonra birkaç galatasaraylı arkadaşın penaltı pozisyonu hakkında dedikleri şu söz bana acaip dokunmuştu: "anelka elle gol atılıyor sayılıyor da bize böyle penaltı vermişler çok mu!!!?"
yani orada gençlerin hakkının yenmesi kimsenin umrunda değildi! önemli olan bir istanbul takımı herhangi bir şekilde kayrılınca diğerininde kayrılması çok doğaldı!
yıllar sonra aynı olay bir kere daha yaşandı ve yine taraftarlar aynı sözleri tekrarladı... bu sefer 07-08 sezonunda fenerbahçe-kayseri maçında fener yenikken hem bir haksız penaltı hem de uzatma dakikalarının uzatmalarında offsayttan golle maçı almasından bir gün sonra gençlerbirliği-galatasaray maçında gençlerbirliği'nin hakları çalınmıştı.
bu maçta çalınan ilk penaltı kararı çok tartışılmıştı. risp ile hakan şükür cea alanına girerken top bayağı açılmış ve hakan şükür, risp ellerini havaya kaldırdığı bir anda kendini yere atmış hakemde penaltı kararı vermişti. maçtan birkaç gün sonra risp'e bu pozisyon soruldu ve o da şöyle bir cevap verdi;
risp, galatasaray karşısında sahadan yenik ayrıldıklarını, ancak kendileri açısından olumlu bir karşılaşma olduğunu belirterek, "kesinlikle penaltı değil. hakan şükür kendisini yere bırakmayı tercih etti. galatasaray 'üç büyükler' olarak adlandırılan kulüplerden birisi ve evinde olması nedeniyle hakem hatalı karar verdi. yapacak bir şey yok. hayat devam ediyor. türkiye'de bunlara yeni yeni alışıyorum" dedi.
bu maçta kaleci gökhan'ın iki penaltı öncesinde de sol tarafını göstermesi ve necati'nin de topu o köşeye yollaması ile ilgili maçın ardından bayağı spekülasyonlar olmuştu.
iki penaltı öncesinde de gökhan sol köşeyi gösterip vuruş anında sağ köşeye doğru atlamıştı.
olayın kahramanlarından necati, gençlerbirliği maçında penaltı öncesi rakip kaleci gökhan ile aralarında geçen diyalogun sorulması üzerine ise, esprili bir şekilde, "bana penaltı öncesi şutu soluna atmamı söyledi, ben de öyle yaptım. yanıltma amaçlıydı. herhalde yanlış algılandı. hiçbir kaleci bilerek köşesini söylemez" dedi.
kaleci gökhan da bu konuda "necati benim ümit milli takım'dan beri iyi arkadaşım. bu tür şakaları hep yaparım. ona daha önce de yapmıştım. zaten maçtan sonra da gelip bana 'gördün mü unutmamışız. yine aynı numarayı tekrarladık' dedi. olayın yanlış yönlere çekilmesi çok yanlış ve ayıp" yorumunu yaptı.
dün gece daha güzel bir maç, daha güzel bir sonuç bekliyordum ama olmadı! ne yazık ki yayıncı kanalın tekrarlarında bile doğru düzgün göster(e)mediği penaltı ile alkası olmadığını düşündüğüm poziyonla daha maçın başında hem 1-0 yenik duruma düştük hem de takımın tüm motivasyonu bozuldu.
mesut bakkal'ın dediği gibi tam takım tekrar toparlanırken penaltı olup olmadığını tartış(a)madığım ama yine yayıncı kanalın göster(e)mediği penaltı ile 2-0 yenik duruma düştük.
ikinci yarının başında ılic'in güzel golü sonrası 3 farklı mağlup duruma düşmemize rağmen, bu dakikadan sonra takımımın ortaya koyduğu fiziki güç, -sonunu getiremesekte- bulduğu pozisyonlar belki de bizim açımızdan gecenin en güzel tarafıydı.
"keşke"leri çok düşünmesemde penaltı ve uğur boral'ın bulduğu özellikle "net" 2 pozisyonu değerlendirebilmiş olsaydık ali cansun-mehmet çakır poziyonu galibiyet golümüz olabilirdi.
bu dakikadan sonra bence "sağlık olsun" demekten başka yapacak birşey yok. önümüzde çok ama çok önemli bir trabzonspor maçı var. 2. yarısında çok büyük bir süpriz olmassa denizlispor karşısında alacakları 3 puanla tekrar potaya girecekler ve ankara'ya bizi yenip üstümüze çıkmak için gelecekler.
bu arada son haftalarda iyi sonuçlar alan konyaspor, tıpkı geçen yıl ziya hocayla bizim son haftalarda aldığımız galibiyetlerle ligi süpriz bir şekilde 5. bitirdiğimiz gibi bugünde kayserispor'u evlerinde yenerek puanlarını 41'e çıkarttılar ve -ne olur bilinmez ama- süpriz bir şekilde 4 takımın yarıştığı uefa mücadelesine ortak olmaya başladılar.
son olarak, uğur boral konusunda gelirsek. bence çoğu kişinin düşündüğü gibi dün maçta çok fazla egoistce davrandı. tüm duran topları doğrudan kaleye kullandı, istediğini alamadıkca daha da hırslandı ve pozisyonları "gereksizce" harcamayan başladı. ama bence teknik ekibin "bir noktada" uğur'a dur demesi gerekirdi. mesela duran topları "bir noktan" sonra uğur yerine mehmet çakır'ın kullanmasını isteyebilirler ya da uğur'u kenara alabilirlerdi. dünkü maçta uğur boral çok hata yapıp sırıtsa da bence mehmet çakır ve ısaac'de çok vasattılar.
umarım trabzonspor maçını alıp hem trabzonspor'u yarışta dışarı iteriz hem de beşiktaş ve kayserispor ile aramızdaki 1-2 puan farkı kapatırız. sonuçta kayserispor çok büyük bir düşüş yaşıyor, beşiktaş'da ligin son 2 haftasında hem trabzonspor hem de galatasaray ile oynayacak. umarım 6 hafta sonunda gülen taraf biz oluruz!
8. dakikada ceza sahası içinde risp'in müdahalesiyle hakan şükür yerde kalınca hakem fırat aydınus, tartışılacak bir karar vererek penaltı noktasını gösterdi. penaltı atışını kullanan necati, kaleciyi ters köşeye yatırdı: 1-0.
21. dakikada hakan'ın kafa vuruşu sonrası ismail güldüren ceza sahası içinde topa eliyle müdahale edince fırat aydınus ikinci kez penaltı kararı verdi. penaltı vuruşunda topun başına yine necati geçerken, sarı-kırmızılı oyuncu, takımının ve kendisinin ikinci golünü kaydetti: 2-0.
48. dakikada hasan şaş'ın uzun ara pasıyla hareketlenen iliç'in ceza sahasına girer girmez sol çaprazdan sert şutunda, top kaleci gökhan'ın üzerinden ağlarla buluştu: 3-0.
58. dakikada emre'nin ali cansun'u ceza sahası çizgisi üzeride düşürmesi sonrası kazanılan penaltı sonrası topun başına gençlerbirliği'nde uğur boral geçti. uğur'un kullandığı penaltı vuruşunda, kaleci mondragon topu köşeden kornere çelerek kalesinde önemli bir tehlikeyi önledi.
kalesine duvar ören mondragon, 67'de uğur boral'ın, 70'te de mehmet çakır'ın gollük şutlarını kurtararak, takımının sahadan 3-0 galip ayrılmasını sağladı.
bu galibiyetle puanını 68'e çıkaran galatasaray, tekrar maç fazlasıyla liderliğe yükseldi.
galatasaray a.ş.: faryd camilo mondragon aly, stjepan tomas, hakan şükür, necati ateş, hasan gökhan şaş, ayhan akman, cihan haspolatlı, volkan arslan, emre aşık (dk. 89 uğur demirok), saşa iliç (dk. 85 aydın yılmaz), ergün penbe (dk. 90 ferhat öztorun)
yedekler: aykut erçetin, marek heinz, sabri sarıoğlu, hasan salih kabze
teknik direktör: ?
gençlerbirliği: gökhan tokgöz, ismail güldüren (dk. 50 alicansun begeçarslan), lars fredrik risp, tayfun korkut, mehmet çakır, mehmet nas, ayman mohamed abdelaziz, promise isaac (dk. 74 sedat yeşilkaya), uğur boral, eren aydın, ayhan tuna üzümcü
yedekler: ercüment kafkasyalı, baki mercimek, david solomon abwo, engin baytar, kerem şeras
teknik direktör: ?
goller: (1-0) dk. 7 [penaltıdan] necati ateş (2-0) dk. 21 [penaltıdan] necati ateş (3-0) dk. 47 saşa iliç (ayakla)
sarı kartlar: dk. 36 ayhan akman, dk. 43 emre aşık, dk. 44 hasan gökhan şaş, dk. 86 volkan arslan (galatasaray a.ş.) dk. 20 uğur boral, dk. 36 ismail güldüren (gençlerbirliği)