1950 kupası’nın en büyük olayı, dünyanın en büyük stadının 22 ayda yapımıdır. maçlara yetişmeyecek izlenimi veren inşaat, binlerce işçinin durmak bilmeyen çalışmasıyla son anda bitirilmiş ve
26 haziran 1950’de organizasyon eksiklerini örten muazzam bir kutlama ve müzik şöleniyle açılmıştır. adını yakınındaki nehirden alacaktır: maracana.
bu kupa, gözlerden uzakta ve brezilya’nın tam egemen olduğu bir ortamda oynanacaktır. brezilya meksika’yı 4-0, yugoslavları 2-0’la geçip yalnız isviçre’yle berabere kalarak ilerlemiş ve ardından isveç’e 7, ispanya’ya 6 gol atarak son maça kadar gelmiştir.
tüm cümbüşe rağmen, sadece iki maç bu kupanın unutulmazı olmuştur. biri final, diğeriyse futbol tarihinin en büyük sürprizi olan bir eleme grubu maçıdır. bela horizonte’de, 29 haziran’da oynanan karşılaşmanın skoru “abd: 1 ingiltere: 0”dır. kimse inanmayacaktır sonuca.
ingiltere 10 - 1 galip diye yazan gazete bile olacaktır; bazı basın kuruluşları neticeden söz etmeme kararı alır. peki ne olmuştur da ingiliz basınında bir “dunkirk” veya “çanakkale” yenilgisi diye anılan bu skor çıkmıştır ortaya?
efsane oyuncu tom finney “amerikalıların kalesinde sanki bir ‘duvar’ vardı” diyecekti. ingiltere rakip kaleyi wilf mannion, stan mortensen gibi ustalarla bombalarken eski bir beyzbol oyuncusu olan italyan asıllı kaleci frank borghi gole izin vermeyecektir.
“bizim için 14-0 bitecek maçtı, ama bir türlü girmedi top içeri” yakınmalarına, sonradan skor 1-0 olunca, “amerikalılar bize birdenbire iki metrenin üzerindeymişler gibi gözüktüler” de eklenecekti.
olan 37. dakikada oluvermişti, abd’nin ortasaha oyuncusu walter bahr, yirmi metreden ingiliz kalesine bir orta göndermişti. yerden bir-birbuçuk metre yükseklikte gelen topa ortahaf hughes dokunmayacaktı; rahattı, kaleci williams nasıl olsa kolayca alacaktı o topu.
geride zaten meşhur alf ramsey vardır. billy wright gibi dünyanın en iyi savunmanı da takım kaptanıdır. kaçırsa da içi rahattır hughes’in. birden beklenmedik bir şey olur, haiti asıllı abd forveti joe gaetjens, bu uzun topa uçarak bir kafa atacaktır. top aniden yön değiştirir. sola doğrulmuş olan kaleci williams, tehlikenin sağında olduğunu farkettiğinde çok geçtir.
yüzüstü çimende yatan joe gaetjens başını kaldırmış, topun kaleye girişini seyretmektedir. topun williams’ın üzerinden mi, altından mı veya ona rağmen mi girdiğini hiç kimse anlamamıştır.
böylesine beklenmedik diyagonal bir “kesmeyi” ancak joe gibi eksantrik bir hücümcunun bir anlık yaratıcılığı becerir denecekti. dizlerinin üstünde öylece kalakalan perişan williams, geriye bakan şaşkın hughes ve kalenin az ötesinde ramsey tarihe geçeceklerdi.
sonra 205 bin kişilik final maçı gelecek, aynı dramı daha büyük boyutta bu kez brezilyalılar yaşayacaktı.
tarih: 29 haziran 1950 perşembe, independencia stadyumu / belo horizonte hakemler: generoso dattilo (italya), giovanni galeati (italya), charles de la salle (fransa)
abd: frank borghi, harry keough, joe maca, ed mcilvenny (kaptan), charlie colombo, walter bahr, frank wallace, john souza, joe gaetjens, gino pariani, edward souza teknik direktör: bill jeffrey (abd)
ingiltere: bert williams, alf ramsey, john aston, billy wright (kaptan),laurie hughes, jimmy dickinson, tom finney, wilf mannion, roy bentley, stan mortensen, jimmy mullen teknik direktör: walter winterbottom (ingiltere)
ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
dördüncü dünya kupası finalleri 1950'de brezilya'da baslarken, evsahibi kendi toprağındaki turnuvanın şampiyonu olarak ilan edilmiş gibiydi. gerek brezilya'da, gerekse tüm öteki ülkelerde başka hiçbir takım favori gösterilmiyordu. maçlar sonunda sahiden büyük finalin iki takımından biri brezilya olmuştu ancak öteki karşılaşmalarda spor tarihinin en büyük sürprizlerinden biri yaşanacak, "futbolun babası" olarak kabul edilen ingilizler, bu dalda adı sanı olmayan amerika birleşik devletleri takımına yenilecekti. oysa maç öncesinde ingiltere'nin kıracağı gol rekorunun kaç kaç olacağı tartışılıyordu. hattâ ajanslar maçın sonucunu avrupa'ya bildirdiğinde, teleks hatası sanıldı, ters yazıldığı düşünüldü. bazı gazeteler ajanstan gelen sonucu tersine çevirip verdi: 'ingiltere, futbolu yeni öğrenmeye başlayan amerika'yı ancak 1-0 yenebildi" diye... oysa 36. dakikada maçın tek golünü amerika takımı atmıştı. olaya sahne olan kentin adıyla "bela horizonte mucizesi", ingilizlerin elleri bosadalarına dönmesine neden olacaktı.
ilk basımı 1996 olan simon kuper'in "futbol asla sadece futbol değildir" kitabından;
1950 dünya kupasında oynayan amerikalı futbolcuların hemen hemen hepsi, st. louis, missouri'liydi. st. louis'de belli belirsiz bir futbol kültürü var gibiydi, ama bu dengesizliğin asıl nedeni, amerikan futbol federasyonunun kentte bulunması ve diğer kentlerde futbolcu arayamayacak kadar parasız olmasıydı. 1950'deki amerika takımı, ingiltere'yi 1-0 yenmişti ama geri dönerken, tasarruf etmek amacıyla futbolcular iki ayrı uçağa binmişlerdi. onları havaalanında bir tek kişi karşılamıştı: geciktiği için, kocasını azarlamaya gelmiş olan bir futbolcu eşi!
ilk basımı 1996 olan simon kuper'in "futbol asla sadece futbol değildir" kitabından;
bugün dünya üzerinde, eskilerden çok daha fazla televizyon alıcısı var. istatistikler, 1994'te televizyon izleyicilerinin ortalama altı dünya kupası maçı seyrettiğini söylüyor. oysa 1950'de britanya, abd'nin ingiltere'yi belo horizonte'de yendiğini çekilen telgrafla öğrenmiş ve birkaç telgraf binlerce insanı sokaklara dökmüştü. 1994'te yiyecek ve barınma açısından büyük sorunlarla boğuşan haitililer, ruandalılar ve bangladeşliler maçları televizyondan seyrettiler.
maçtan önce "amatörlerle oynuyoruz" diye dalga geçen ingiliz medyasına feci ayar vermiş maçtır. maçın tek golünün sahibi joe gaetjens'in hikayesi ise oldukça ilginçtir.
annesi belçikalı babası haitili olan oyuncu, aslında kzandığı bir bursla columbia üniversitesi'ne muhasebe çalışmak için gitmiş, ordayken oynadığı futbol takımında amerikan liginin gol kralı olup "amerikan vatandaşı olmamasına rağmen" milli takıma alınmıştır. ingiltere maçında attığı kafa golüyle kahraman haline gelen haitili, kupadan sonra fransa'da troyes takımında top oynamış ardından amerikaya dönüp çeşitli işlerde çalışmıştır. gaetjens'in haiti'deki "tontons macoutes" adlı milis güçleri tarafındna yakalanıp öldürüldüğü tahmin edilmektedir.
tıpkı gaetjens gibi, abd takımındaki ed mcılvenny ve joe maca isimli oyuncular da abd vatandaşı olmamalarına rağmen böyle bir isteklerini dile getirdikleri gerekçesiyle, abd futbol federasyonu'nun izniyle dünya kupasında milli formayı giymişlerdir.
maçla ilgili bir başka ilginç anekdot ise bu galibiyetin beklenildiğinin aksine abd basınında ses getirmemesidir. turnuvayı izleyen tek abd'li basın mensubu olan dent mcskimming'in maç raporu sadece 1 amerikan gazetesinden ufak bir şekilde yer bulabilmiştir.
ingiliz medyası ise, ingiltere'ye ulaşan maç raporunda bir yazım hatası olduğunu düşünüp, 10-0 ingiltere galibiyeti oalrak aktarmışalrdır okuyucularına..
ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
renkli televizyon piyasaya henüz çıkıyordu, bilgisayarlar saniyede bin toplama yapıyorlardı, marilyn monroe hollywood'da görünmeye başlamıştı. buriuel'in "unutulmuşlar" filmi cannes'da saygı uyandırıyordu. fangio'nun otomobili paris'te zafer kazanmıştı. bertrand russell, nobel ödülü'nü alıyor, neruda "genel şarkı" adlı kitabını yayımlıyordu; onetti'nin "kısa hayat" adlı romanının ve octavio paz'm "yalnızlık dolambacının ilk baskıları piyasaya henüz çıkıyordu.
puerto rico'nun bağımsızlığı için yıllarca mücadele veren albizu campos, birleşik devletler'de yetmiş dokuz yıl hapse mahkûm edilmişti. bir muhbir tarafından ihbar edilen güney italyalı efsanevi haydut salva-tore giuliano, polis kurşunlarıyla delik deşik edilmişti. çin'de mao hükümeti, çokeşliliği ve çocuk ticaretini yasaklayarak ilk icraatlarına başlıyordu. futbol oyuncuları, dünya savaşı nedeniyle verilen uzun bir aradan sonra, dördüncü rimet kupası için mücadele etmek üzere rio de janeiro'ya inerlerken, kuzey amerika birlikleride birleşmiş milletler'in bayrağına sarılı olarak kan ve ateşle kore yarımadası'na giriyorlardı.
yedi amerika ülkesi ve yıkıntılar arasından henüz kurtulmuş altı avrupa ülkesi, 1950'de brezilya'da düzenlenen turnuvaya katıldılar. fifa, almanya'nın oyunlara katılmasını yasaklamıştı. ingiltere ise ilk kez bir dünya kupasına katıldı. o güne kadar ingilizler bu tip mücadeleleri katılmaya değer bulmamışlardı. ister inanın, ister inanmayın, ingiliz takımı amerikalılar karşısında yenilgiye uğradı. kuzey amerika'nın zafer golünü atan da general george washington değil, haitili zenci santrfor larry gaetjens'ti.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
ingiltere, nihayet ikinci dünya savaşı'nın ardından, daha önce futbolun "mucidi" olarak pek de dikkate alınmadığı uluslararası arenada boy gösterdi. ingiliz takımı ilk kez 1950 yılında, brezilya'da, bir dünya şampiyonasına katıldı. 29 haziran günü rio de janeiro'da abd'nin karşısına çıkıldı; bu tarihe kadar abd'de futbol oynanıp oynanmadığını bilen pek yoktu. derken amerika için oynayan haitili siyahi orta saha oyuncusu larry gaetjens geldi ve durumu 1-0 yaptı. bu kadar basitti. koca imparatorluk çöktü. ama bundan daha beteri sıradaydı. ingiltere karması iki yıl sonra, 1952 olimpiyatlarında lüksembourg a uzatmalarda 3-5 yenildi! ve 1993'te bunların hepsini gölgede bırakacak yeni bir rezalet yaşanacaktı: san marino, o güne değin avrupa'nın en kötü takımıydı; dünya şampiyonası elemelerinde henüz sekizinci saniyede ingiltere karşısında öne geçti ve bununla milli maçlar tarihinde en erken atılan gol rekorunu kırdı. neyse ki kraliyet ülkesi bu maçta durumu kurtardı ve maçı 7-1 kazanmasını bildi. ancak bu galibiyet, elemelerden çıkmasına yetmemişti. daha italya ve almanya'yla karşılaşılması gerekiyordu.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
winterbottom, walter, ingiltere'nin başarısızlıklarla dolu 1946-1963 döneminde milli takımın teknik direktörüydü. 90 dakikalık takım sohbetleriyle oyuncularının canını sıkardı. 1950'de abd'ye yenilerek elendikleri dünya şampiyonası onun dönemine rastlar. bir zamanların futbol "hoca"ları o yıl uluslararası futboldan tümüyle kopmuştu.
bay winterbottom teknik direktörlük görevinden alındıktan sonra sir toby, amiral von schneider ve bay pommeroy'un sohbet arkadaşı olarak merhametleriyle sofralarına konuk olmuş ve karnını doyurmuştur, ta ki bir kişiye bir yemek kuralı gelene kadar.
kurallı futbolun mucidi ingilizler fifa'yı da dünya kupası'nı da küçümsüyorlar yıllarca. ve nihayet 1950'de brezilya yolunu tutuyorlar. şili'yi 2-0 yendikten sonra rakip amerika birleşik devletleri. öylesine kendinden emin ki tek seçici arthur drewry, stanley matthews gibi bir yıldızı kadroya almıyor. hatta maç öncesindeki gece, futbolcular normalin aksine geç saatlere kadar yatmıyorlar. ilk yarıda belo horizonte'de ingilizler rakip kaleyi dövüyor. direkler ve kaleci borghi'nin performansı kurtarıyor abd'yi. 37. dakikada mucize gerçekleşiyor. bahr soldan vuruyor. kaleci williams'tan seken topa haiti asıllı joe gaerjens kafasını uzatıyor ve bum! kimileri hâlâ tartışıyor gaerjens'in isteyerek mi yoksa istemeyerek mi vurduğunu. maçtan sonra o dönemin olanaklarıyla geçilen haberler avrupa'da 10-0 ya da 1-0 ingiltere galibiyeti olarak yorumlanıyor bir süre. acı gerçek öğrenildiğinde iş işten geçmiş oluyor.
fatih uraz'ın "adamın abdalı kaleci olur" kitabından;
kahramanlar ve hainler
(...)
1950 dünya kupası eleme gruplarında futbol tarihinin büyük sürprizlerinden biri gerçekleşmiş ve abd, ingiltere'yi 1-0 yenmişti, ingiltere 10-1 galip diye yazanlara rastlanırken bazı gazeteler sonuçtan bahsetmeme kararı almış, bazıları da "dunkirk ve çanakkale bozgunlan"na atıfta bulunmuştu.
ingiliz tom finney'in "amerikalıların kalesinde sanki bir duvar vardı!" dediği maçta mannion ve mortensen'in kaleye yağmur misali yağdırdığı şutları eski beyzbol oyuncusu italyan asıllı kaleci frank borghi büyük ustalıkla bertaraf edecek ve o yenilgi ingilizlerin içine evlat acısı gibi oturacaktı.
maç sonunda yapılan bir itiraf her şeyi öyle güzel anlatıyordu ki: "14-0 lehimize bitmesi gereken bir maçta yenildik, top bir türlü içeri girmek bilmedi. skor 1-0 aleyhimize olunca haliyle amerikalılar gözümüze ikişer metre gibi görünmeye başladı!"
yardımcı hakemler: charles de la salle (fra), giovanni galeati (ita)
usa: frank borghi (gk), charlie colombo, ed mcilvenny (c), ed souza, frank wallace, gino pariani, harry keough, joe gaetjens, joe maca, john souza, walter bahr
yedekler: adam wolanin, bob annis, bob craddock, geoff coombes, gino gardassanich, nick di orio,
teknik direktör: bill jeffrey (sco)
england: bert williams (gk), alf ramsey, billy wright (c), jimmy dickinson, jimmy mullen, john aston, laurie hughes, roy bentley, stan mortensen, tom finney, wilf mannion
yedekler: bill eckersley, bill nicholson, eddie baily, eddie ditchburn, henry cockburn, jackie milburn, jim taylor, laurie scott, stanley matthews, willie watson,
rio de janeiro 30 (a.a) — brezilya futbol federasyonu, dünya futbol birinciliği müsabakaları için aşağıdaki programı yayınlamıştır:
24 haziran, brezilya - meksika, 25 haziran, uruguay - fransa, ingiltere - şili, italya - isveç, isviçre - yugoslavya, ispanya - birleşik amerika, bolivya - x.
28 haziran, brezilya - isviçre, 29 haziran, ispanya - şili, isveç - paraguay, ingiltere - birleşik amerika, yugoslavya - meksika, bolivya - fransa, uruguay - x
1 temmuz, brezilya - yugoslavya, 2 temmuz ispanya - ingiltere, italya - paraguay, şili - birleşik amerika, isviçre - meksika, bolivya - urugay, fransa - x
portekiz iştirak edip etmiyeceğine dair kat'i kararı yarın verecektir. hindistanın çekilmesi ve portekizin de şüpheli durumu ile müsabakalara halen iştirak etmiş bulunan milletlerin sayısı 14 tür.
final müsabakaları 8, 9, 12, 13, 15 ve 18 temmuz günlerinde sao paulo'da oynanacaktır.
x ile gösterilen memleketler iştirak ettiği takdirde portekiz olacaktır.
beşiktaşın yendiği amerika, ingilizleri 1 - 0 mağlûp etti
belo horizonte, 29 (a.a) — dünya futbol şampiyonluğu b grupunda birleşik amerika ingiltereyi 1 - 0 yenmiştir.
birleşik amerika böylece dünya şampiyonluğunda büyük bir sürpriz yaparak, belki de futbol tarihindeki en kötü oyunu çıkaran ingiltereyi mağlûp etmiştir.
çok fena oynayan ingiliz muhacimleri topu kale önünde havaya dikmişler ve tereddütleri yüzünden topu şüt çekmeden amerikan müdafaasına kaptırarak bir çok gol fırsatı kaçırmışlardır.
bugünkü diğer maçlarda şili ispanyaya 2 - 0 yenilmiş, isveçle praguay da 2 - 2 berabere kalmışlardır.