galatasarayın 1959 da türkiye ligi başladığından beri ilk defa 5 gol yediği maç olarak tarihe geçmiştir.galatasaray daha önce en fazla 4 gol yemişti.4 gol yedikleri maçlar şöyle:
1989-90 sezonunda kadar derbilerde beş golle kazanan tek takım galatasaray'dı. galatasaray, şampiyonluğu bir puan farkla fenerbahçe'ye kaptırsa da 18 aralık 1960'daki maç senelerce konuşuldu. san-kırmızılılar metin oktay'ın dört, bahri altıntabak'ın da tek golüyle maçı 5-0 kazandı. burada metin oktay'ın lig tarihinde derbilerde bir maçta dört gol atan tek oyuncu olduğunu da hatırlatalım. bu maçla ilgili güzel bir anıyı, murat erdin'in "yer fener gök cimbom" kitabından alıntılayarak, hıncal uluç'un ağzından anlatmakta fayda var: "ahmet taner kışlalı, güneş taner ve ben ankara yenigün gazetesi'nde çalışıyoru ahmet telefonda maçı güneş taner'e yazdırıyor. 'ilk gol ofsayttı, ikinci gol fauldü, üçüncü golde top çizgiyi geçmedi. beş golün beşine de bahane buldu. gün maçı zaten radyodan dinleyip yazdığını söyleyince ahmet kızdı. güneş de 'beş golün beşine de nasıl kulp bulacağını herkes çok merak etti' dedi. meğer herkes yenigün'de toplanmış 'ahmet ne diyecek' diye beklemiş..."
az önce de yazdık, beş gol atarak kazanılan tek maç bu olmadı... 1989-90 sezonunda ilk beş gollü maç haberi inönü'den geldi. fenerbahçe'nin hocası todor veselinoviç maçtan önce "beş atacağız" derken beş yiyeceklerini düşünmemişti. beşiktaş fenerbahçe'yi 5-1'lik skorla geçerken açılışı yapan ian wilson'un tarihinde ilk kez kafa golü atışı çok konuşuldu. bu wilson'ın beşiktaş'ta kaldığı iki sezon içinde attığı tek goldü. aynı sezonda beş golle kazanan bir diğer takım fenerbahçe oldu. fenerbahçe galatasaray'ı 5-1 yenerken kalesinde gördüğü tek golü kendi oyuncusu nezihi tosuncuk kaydetti. maç sonrası nezihi'nin kaleci toni schumacher'e "nasıl attım sana" şeklindeki fotoğrafı en az atılan beş gol kadar konuşuldu...
iki takımın da kaderi aynıydı; derbiyi kazanmak ve lider beşiktaş'ın puan kaybetmesini beklemek. kadıköy'deki maça galatasaray favori olarak çıkıyordu. fenerbahçe istikrarsızdı, bir hafta gidiyor deplasmanda trabzonspor'u yeniyor, ardından kendi sahasında sarıyer'e yenilerek ümitlenen taraftarını yerin dibine sokuyordu. santra yapılınca anlaşıldı ki bu maç fener'in maçıydı. maçı aykut kopardı. daha 10. dakikada semih tarafından ceza sahası düşürüldü; büyük şenol için penaltıyı atmak çok kolaydı. golden 25 dakika sonra yine ama bu kez ceza sahası dışında düşürüldü aykut. türk futbolunun ilk "imparator"u oğuz, baraj kurmakla meşgul galatasaray savunması arasında golcüyü gördü ve simoviç bir kez daha aşıldı. ardından hakan, şenol 3 ve oğuz skoru beşledi. san kırmızıların tek golü "deli" nezihi'nin kendi kalesine attığı topla geldi. fenerbahçe'de keyifler öylesine yerindeydi ki nezihi, maç sonunda soyunma odasında schumacher'e "sana nasıl gol attım" diye takılmaktan gocunmuyordu. bu maç, o tarihe kadar fenerbahçe'nin galatasaray'a ligde en büyük farkı attığı maçtı.
o zamanlar tuttuğum maç notlarımda bu sezon fenerbahçe takımının gollerini atan oyuncular bölümünü doldururken şenol lar işin içine girerse sürekli kim, hangisiydi diye şaşırırdım. çünkü o sezon fenerbahçe'de 3 tane şenol adında oyuncu vardı.
bende kaptan şenol çorlu gol attığı zaman onu ''b.şenol'', şenol ustaömer gol attığı zaman ''k.şenol'', şenol ulusavaş gol attığı zamanda ''şenol lll'' diye notlar alıyordum.
işin güzelliği bu maç gibi birde 4-1 lik adanaspor maçında bu olay yaşanmıştı ki, o da her iki şenol da gol attığı zaman bu seferde isimlerinin başına küçük, büyük, 3, 5 gibi kısaltmalar koymak... mesela bu maç için golleri atanlar ve dakikaları bölümüne şunu yazmışım...
fenerbahçeli nezihi tosuncuk'un kendi kalesine attığı bu golden tam 22 yıl sonra galatasaray derbisinde fenerbahçeli bekir irtegün kendi kalesine gol attı.