trabzonspor'un rakibi kukesi nobel’e aday gösterildi
arnavutluk’un kuzeyinde yer alan ve kosova’ya sınırı bulunan kukesi şehri, adını 2000′li yıllarda tüm dünyaya duyurmuştu. kosova savaşı sırasında kent, bölgeden kaçan 450 bin kişiye ev sahipliği yapmış ve onlar için burada kamp yeri kurulmuştu. bu özelliğiyle tarihte ilk kez bir şehir, nobel barış ödülü’ne aday gösterilmişti. kukesi futbol takımı ise 4 mart 1930′da burada kurulmuştu.
en etkili oyuncusu:
golcüsü sırp popovic takımın en etkili ismi, sırp forvet lazar popovic. 30 yaşındaki futbolcu, geçen sezon 23 maçta 16, bu sezon ise 6 maçta 1 gol attı.
trabzonspor avrupa serüvenine devam ediyor.takımımız 2. ön eleme turuna katılan en düşük puanlı takım olan derry city’yi rahat bir şekilde geçerken , 3. ön eleme turunda nispeten daha kuvvetli bir takım olan dinamo minsk’i de onlarca gol kaçırdığı ikinci maçtan sonra toplamda 1-0‘lık skorla elemeyi başardı ve 9 ağustos’ta ki play-off turu kuralarına katılma hakkı kazandı. muhtemel beş rakibimizin arasında grasshoppers gibi şampiyonlar ligi 3. ön eleme turunda lyon’u zorlayıp elenmiş bir takım da vardı ama ne ilginçtir ki; biz yine kuraya katılan 62 takımdan en düşük puana sahip olan takımla eşleştik. ’’fk kukësi ’’. arnavutluk takımı olan kukesi , uefa avrupa ligi’ne 1. ön eleme turunda katıldı. ilk turda estonya temsilcisi flora tallin’i 1-1 ve 0-0’lık sonuçlarla deplasmanda attığı golün avantajıyla geçip, 2. ön eleme turunda bosna-hersek’in sarajevo takımı ile eşleşti. ilk maçı rakip takım kalecisinin ve savunmasının hediye ettiği ve maç boyunca kaleyi bulan sadece 3 şut ile 3 gol atıp 3-2 kazanan kukesi deplasmanda ise sadece 1 şut çektiği ve onunda dışarı gittiği ayrıca hiç korner atamadığı maçta rakip takım sarajevo’nun iki şutunun direkten dönüp, bir penaltı kaçırması dışında tam 11 korner kullanıp 16 şut atmasına rağmen gol bulamamasıyla 3. ön eleme turuna yükseldi. bu turda metalurg donetsk’i geçmeleri açıkcası büyük bir sürpriz oldu. ilk maçta istatistiksel olarak ağır basan taraf donetsk olmasına rağmen kukesi, rakibinin 69. dakikada 10 kişi kalmasını değerlendirip sahasından 2-0’lık galibiyetle ayrıldı. aşağıda paylaşacağım özetlerde göreceğiniz gibi metalurg tamamen tek kale oynayıp, sayısız gol kaçırıp kornerden yediği 2 golle maçı kaybetmiş. ukrayna’da ki rövanş ise metalurg lehine tek kale geçmiş. kukesi sadece 2 şut atıp hiç korner kullanmamış, metalurg ise 15 şut atıp 10 korner kullanmış ama kendisine yetecek sonucu alamayıp 1-0 kazanmasına rağmen elenen taraf olmuş. kukesi’nin 10 numarası maindi bu maçta kırmızı kart görüp ilk maçta bize karşı cezalı duruma düştü. kukesi için belirtilebilecek en önemli özellik (özetlerden izlediğim kadarıyla) çok iyi bir kaleciye sahip oldukları… kısaca rakibimiz istatistiklere bakıldığında, evinde iştahlı ve gole daha yakın bir görüntü sergilemiş, deplasmanlarda ise skor avantajının da etkisiyle birlikte 11 kişi savunma yapan bir takım hüviyetinde olup rakip kalelere gidememişler bile.
birazda olası grup kuraları senaryolarından bahsedelim. grup kuralarına 48 takım katılacak ve umarım trabzonspor kendisine 30 ağustos cuma günü tsi 13:45’te monaco’da yapılacak kurada yer bulur.
kukesi’yi elediğimiz takdirde ilk kez katılacağımız uefa avrupa ligi grupları’nda 4’erli 12 grup olacak. takımlar 12’şerli 4 ayrı torba ayrılacak. trabzonspor olarak 21.400 puanla en kötü ihtimalle 3. torbada kendimize yer bulacağız ama önemli nokta kendimizi 2. torbaya atabilmek. çünkü gruplardan 2 takımın son 32 turuna kalacağını düşünürsek, bizden nispeten güçsüz 2 takımlı bir grupta olmak bize büyük bir avantaj sağlayacaktır. 2. torbada olup olmayacağımızı belirleyecek ve bunu doğrudan etkileyecek 25 eşleşme var ve bu maçları aşağıda göreceksiniz. koyu renkli olan takımların turu geçmesi bizim lehimize olacak. bu 25 eşleşmeden sadece 8 tanesi bizim istediğimiz gibi bitecek olursa önemli bir avantaj yakalayıp kendimizi 2. torbaya atacağız.
kukesi trabzonspor maçından önce 2 tane yabancı oyuncu transferi yaparak maça ne kadar önem verdiğini gösterdi.sağ açık romen christian dragol ve merkezi orta saha sırp davor bratic'i transfer etti.
kukesi'nin evinde oynadığı sarajevo ve deplasmandaki metalurg maçlarında edindiğim izlenimlerimin sonucunda özellikle belirtmek isterim ki bazı noktalara temas eder iken öncelikle trabzonspor’un hazır olmadığı ve rakip ekibin de olağanüstü futbol oynadığı izlenimine kapılmamak gerekmekte.
trabzonspor’un avrupa arenasında bu akşam karşılaşacağı kukesi hakkında birazdan aktaracağım naçizane görüşlerimi kukesi’nin kendi evinde oynadığı fk sarejevo ve deplasmanda oynadığı metalurg müsabakalarında edindiğimi belirtmek isterim.
180 dakika sonucu edinilmiş izlenimlerin sonucunda özellikle belirtmek isterim ki bazı noktalara temas eder iken öncelikle trabzonspor’un hazır olmadığı ve rakip ekibin de olağanüstü futbol oynadığı izlenimine kapılmamak gerekmekte. kukesi sahada 4-2-3-1 formasyonu ile yer almakta ve bu formasyona da sonuna kadar bağlı kalmakta. oyun kurarlarken 2 temel prensip ile hareket ediyorlar; kalecilerinin elinde sonlanan ataklarda hızlı hücuma çıkmıyorlar ve kalecilerinin oyun setini oturtmasını bekliyorlar, kazandıkları ve/veya kalecilerine geri pas yaptıkları pozisyonlarda ise öncelikle topu karabeci ile buluşturup sonrasında alikaj ile hücumu olgunlaştırmaya çalıştırıyorlar. bu 2 prensipte öncelikle kalecilerinin kullandığı uzun toplara kısaca değinmek gerekir ise; kalecileri uzun topu genellikle kendi sağ kanatlarında bulunan progni bölgesine atıyor ama hedef burada esasında merkezde oynayan forvetleri popoviç oluyor. popoviç fiziksel üstünlüğünü kullanarak çizgiye gelen topu ortaya indirerek progni’yi kaçırmaya çalışıyor veya oyunu kuran karebeci ile buluşturuyor ve karabeci’de oyunun yönünü aniden sol tarafa çeviriyor. esasında bu anlattığım genellikle oyunu sağa yönlendirdikleri zaman ortaya çıkan hücum prensipleri olarak da göze çarpmakta. sağ tarafı fazlaca kullanmamalarının temel sebebi ise sağ bek peqini ile progni arasındaki mesafenin uzun olması. o bölgeye popoviç’i sokarak bu mesafeyi daraltmaya çalışıyorlar ama çok başarılı oldukları söylenemez. sıkıntı zeki yavru’nun savunamadığı sağ kanatta başlıyor. karabeci ve alikaj ile atakları olgunlaştırdıkları sağ kanatta hoxha sağ bek-sağ stoper tandeminin arkası/arasına atılan toplara inanılmaz hareketleniyor. karabeci ve alikaj’ın o bölgedeki pas uyumuna dikkat edilmez ise sıkıntı büyüyebilir.
defans organizasyonlarını bozmak için trabzonspor’un öncelikle oyunu sürekli kanatlara açması lazım. özellikle fk sarejevo maçında kağıt helva gibi dağılan defans hattının ana sorunu kanatlardan gelişen ve sıfıra inmeden ceza alanı içine yapılan ortalardı. o maçı kukesi ekibinin 3-2 kazanmasının mucizeler ve beceriksizlikler sayesinde olduğunu belirtelim. trabzonspor oyunu orta saha mücadelesine döker ve hücum prensiplerini göbekte kurulacak oyun olarak belirler ise oldukça zorlanır zira rakibin en kuvvetli olduğu ve en sevdiği oyun orta alanda kalabalıklaşma. özellikle adrian'ın anında atacağı ters toplar ve kanatlardan gelişecek akınlar rakibi çözecektir. sadece bir maçlığına geçen sene sıkça sağ hücumcu olarak izlediğimiz henrique’yi volkan şen yerine tercih etmek ve beşiktaş maçında dönerek yaptığı vuruş ile hazır hale gelmeye başladığı işaretini veren batuhan ile maça başlamak beklenmedik olumlu etki yaratabilir.
trabzonspor ne yapmalı?
zeki yavru’ya sağ kanatta muhakkak kademe getirmeli...
oyunu merkezde sıkıştırmadan kanatlara yaymalı...
popoviç’e atılan uzun toplarda popoviç’i markajcısı ile takip etmek yerine alan markajı uygulamalı...
oyunu geriden kurar iken kendisine sıra dışı güven duyan malota’ya baskı yapmalı ve malota’nın pas alanlarını kapamalı...
orta sahada topla ilk buluşan karabeci’nin alikaj ile olan bağlantısını kesmeli...
trabzonspor ilk 20 dakika da etkisiz ve silik bir oyun sergiledi.kukesi trabzonspor'un sol kanadına uzun toplar göndererek pozisyon üretmeye çalıştı.santraforu popoviç'i kullanarak toplar da indirdi.trabzonspor volkan şen'in yine sağ ayaklı olduğu halde solda oynatıldığı maçta volkan'ın içeri kat ederek çalımlarla zorladığı pozisyonlarla ilk yarıda net pozisyonlar yakaladı.penaltı sonrası oyun tamamen trabzonspor'un kontrolüne geçti.soner aydoğdu ortasaha da teknik ve göze hoş gelen bir oyun sergiledi.rakibin güçsüz olması soner için ölçü olmamalı.ikinci yarıda maçı rölantide götüren trabzonspor tempoyu arttırmadı.aykut akgün ve zeki trabzonspor'da oynayacak yeterlilikte adamlar değil.mustafa yumlu bu kadar düşük seviyede bir rakibe karşı yine gereksiz bir kart gördü,güven vermedi.henrique gol atmasına rağmen topu ezdi,hatalı paslar vererek kondisyon olarak maçı çıkaramadı.bu görüntüsüyle trabzonspor'da ortasaha,santrafor ve solbek problemi devam ediyor.bosingwa sağbeke gelse bile yedeği olmaması düşündürücü.trabzonspor'un bu haliyle ligi ve uefa kupasını götürmesi çok zor görünüyor.takıma 4 5 tane direk girebilecek oyuncu transfer edilmelidir.trabzonspor'da en iyi mevki kaledir.diğer bütün mevkilerdeki eksiklik devam etmektedir.rize maçında trabzonspor'un durumu yine net olarak görülecektir... dipnot:arnavutluk seyircisinin türk seyircisi ve diğer futbolu fanatikce yaşayan ülke taraftarları kadar tutkulu oldukları görüldü.stadı doldurmaları,kukesi'nin ataklarında verdikleri sesli tepkileri bunu gösterdi.sahaya atılan yabancı maddelerle ilgili uefa'nın yaptırımı olabilir...
trabzonspor'un yetkin oyuncu sıkıntısı:
uefada turun geçilmesi halinde mustafa yumlu'nun yerine aykut ile iyi ikili oluşturabilecek bir stoper alınmadığı takdirde büyük sıkıntı yaşanabilir.bamba burada değerlendirilebilir.