ligin son macinda sakatlanan servet'in kadrodan cikarilmadigi ancak her ihtimale karsi takim arkadasi emre gungor'un kadroya dahil edildigi aciklandi. tercih dogru ama yine de servet stoper;de en guven veren milli oyuncumuz bir an once duzelmesi dilegiyle.
bu kadar kaliteli kanat oyuncularına sahip portekiz karşısında, türkiye'nin ne yapacağını merakla beklediğim karşılaşmadır. zira havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama ben beni bildiğimden beri kanat oyuncuları hep kaliteli oluyor bu takımın.
kopyalamak serbest, çok benzetmek yasak! avrupa şampiyonaları sonrasında kazanılan kupanın (henry delaunay kupası) mülkiyeti kazanan ülkeye değil, uefa'ya ait oluyor. yine de uefa, şampiyona şöyle bir kıyak geçiyormuş: o ülkenin futbol federasyonuna "dilersen bir kopyasını kendine yaptırabilirsin" diyormuş. ancak bir de şart koşarak: kopyası, aslının en fazla 4/5'i büyüklüğünde olabilir!
milli takımlar teknik direktörü fatih terim, (a) milli futbol takımı’nın portekiz ile yarın yapacağı 13. avrupa şampiyonası (a) grubu ilk maçında 72. milli sınavına çıkacak. (a) milli takım’ın başında ilk sınavını 11 nisan 1990 tarihinde kopenhag’da danimarka’ya karşı 1-0 yitirilen özel maçta veren terim, daha sonra 1993-1996 yılları arasında görev yaptığı milli takımı, 17 ağustos 2005’de sofya’da bulgaristan ile yapılan özel karşılaşmadan bu yana çalıştırmaya devam ediyor. ay-yıldızlılar, (a) milli futbol takımı’nın başında en çok maça çıkan teknik adam unvanına sahip fatih terim yönetiminde yaptığı toplam 71 maçta, 33 galibiyet, 21 beraberlik, 17 yenilgi alırken, 104 gol atıp, kalesinde 78 gol gördü.
-terim’in ikinci dönemi-
türk milli takımı, terim’in son döneminde yaptığı 17’si resmi, 20’si özel toplam 37 maçtan 16’sını kazandı, 13’ünde berabere kaldı, 8’ini ise yitirdi.
•ıki takım euro 1996 dada aynı grupta idiler.portekiz fernando couto'nun 66.dakikada attığı gol ile 1-0 kazanmıştı.teknik direktörümüz gene fatih terim idi.
•euro 2000 de bu sefer iki takım çeyrek finalde karşılaşmış,alpay özalan’ın 30.da kırmızı kart gördüğü maçı portekiz 44 ve 56.da nuno gomes’in atıığı gollerle 2-0 kazanmıştı.amsterdam da oynanan maçın kadroları şöyleydi;
portekiz: vítor baía, dimas, jorge costa, fernando couto, sérgio conceição, costinha (paulo sousa), paulo bento, luís figo, rui costa (capucho), joão pinto, nuno gomes (sá pinto).
•portekiz son 5 maçı kazanırken sadece 1955 deki ilk maçı 3-1 kaybetmiş.1955 deki maç aynı zamanda daha sonradan milli takım teknik direktörlüğü de yapacak olan çoşkun özarı’nın ilk milli maçı olması özelliğini de taşıyor.
•portekiz son 4 avrupa şampiyonasına da katılma başarısı gösterdi.2004 te yunanistana kendi evlerinde finalde 1-0 kaybetmiş,1984 ve 2000 dede yarı finalde elenmişti
•türkiye ise 1996 da gruptan çıkamamış,2000 de portekize çeyrek finalde elenmişti
•portekiz 2006 dünya kupasının 4.sü olurken türkiye 2002 de 3.olmuştu
•luiz felipe scolari'nin portekizi a grubunda polonyanın ardından 2.olarak finallere geldi.grupta 7 galibiyet,6 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldılar.
•türkiye ise c grubunda yunanistanın ardından 2.olarak 7 galibiyet,3 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı.
•scolari 2002 de brezilyanın başında dünya şampiyonu olurken,grupta türkiyeyi 2-1,yarı finaldede 1-0 yenmişti.
•portekizli golcü nuno gomes 2000-01 sezonunda fatih terim’in çalıştırdığı ac fiorentina takımından öğrencisi
•tuncay şanlı ekim 2002 de avrupa 21 yaş altı şampiyonası elemelerinde portekize 2 gol atmış ,o maçı türkiye 4-2 kazanmıştı.
maçtan önce karşılaşmanın berabere biteceğini, gruptaki diğer maçlarımızda isviçre'yi yenip, çek cumhuriyeti ile de berabere kalacağımızı düşünüyordum.
maçın ilk devresinde klasik bir milli takım vardı sahnede. doğru dürüsüt pozisyona giremiyorduk, ama en azından presle rakibi bozmaya çalışıyorduk. ilk yarı 0-0 bitince, maç da berabere bitecek diye umutlandım.
2. yarıda daha fazla pozisyon vererek maçı portekize hediye ettik. hele 1-0 olduktan sonra resmen maç bitse de gitsek havasındaydık..herhalde tek ciddi pozisyon korder atışından emre aşık'ın kötü kafa vuruşuydu.
isviçre maçını alamazsak uzun süredir beklediğimiz euro 2008 bizim için erken bitmiş olacak.
final hedeflediğimiz avrupa futbol şampiyonası'nda portekiz ile oynadığımız karşılaşmayı 2-0 kaybederek istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık. goller pepe ve meireles'ten geldi. yazar yorumları
kazım kanat: futbolun adı; terimizm! (sabah)
kadro seçimi ve taktik düşünce, 'terimizm' futbol felsefesinin eseri. fatih terim iki şeyin altını çizdi;
a- öyle bir 11 çıkardı ki, "portekiz bizden korksun" dedi. bu 11'in adı, 'çılgınca' hücum futboluydu. çünkü; takımın 10 futbolcusunun 10'u da ligde gol atmıştı.
b- tek ön libero (aurelio), bir oyun kurucu (belözoğlu) ve dört forvetle (kahveci, şanlı, kazım, erdinç) oynamakla portekiz'den hiç korkmadığımızı kanıtlamak istedik.
ikinci 45'te terim, mevlüt erdinç-sabri sarıoğlu değişimi ile futbol felsefemizi değiştirdi. altıntop'u orta sahadan hücuma çıkardı. hücumu düşünürken savunmamız dağıldı. pepe ve meireles'in attığı gollerde çizgi savunmanın oyundan düşmesinin adı skandal!
ahmet çakar: acemiler mangası (sabah)
avrupa futbol şampiyonası'nda en iyi 16 takım arasındayız ama çok tuhaf futbol oynuyoruz. daha doğrusu oynayamıyoruz. birkaç futbolcu dışında hiçbir oyuncunun futbolcu mu yoksa futbolcuya mı benzediğini anlayamadık.
hani sistem takımıydık? neredeyse tek gol pozisyonu bulamadık. hani futbol felsefemiz vardı? herhalde bu felsefede ileride topu tutamama, yerleşememe, göbekten yarılma gibi basit şeyler atlanmış. hani futbol felsefemiz vardı? demek bu felsefede yan toplardan da hiç bahsedilmemiş. eğer bir ülkenin milli takımının santrforu, istanbul sokaklarına çıktığında halkın yüzde 99.9'u tarafından tanınmıyorsa o milli takım 'çakma' milli takımdır.
önümüzde hayati isviçre maçı var. iki mağlup karşı karşıya gelecek. yenilen kesin eve gider. berabere kalırsak belki de küçük bir şansımız olabilir . ama bu futbolla değil isviçre'ye karşı oynamak, liechtenstein karşısında bile zorlanırız.
levent tüzemen: dünyanın sonu değil (sabah)
aklın düzeltemeyeceği birçok kusuru şans düzeltirmiş. ronaldo'nun ve nuno gomes'in direkten dönen toplarında "şans" sırtımızdaydı. ama biz kusurlarımızı düzeltmek için çaba harcamayınca "şans" kazanmayı daha çok isteyen portekiz'den yana tavır koydu. neydi kusurlarımız? 1- terim, "biz takım olarak başarıya açız" demişti. sahaya çıkardığı onbir birbirini tamamlamayınca akordu bozuk bir milli takım izledik. 3 lejyoner tuncay-nihat-mevlüt hücumda tek top tutamadı. özellikle mevlüt-nihat ikilisi sprinter özelliklerini sergileyecek boş alanı hiç bulamadı. 2- sabri arkada hamit önde formülünü bozmak hataydı. hamit içeri kaçtığı için simao ve ronaldo değişerek sağ kanadımızdan etkili geldi. bunun için hamit'i suçlamamak gerekir. çünkü bir futbolcunun yeri bu kadar değişirse katkısı da doğal olarak azalır.
terim, mevlüt ve nihat'tan santrfor yaratmakta artık ısrar etmemeli. elinde semih varsa semih oynar. üstelik geçen sezon semih çok fazla uluslararası maç oynadı ve çok gol attı. emre belözoğlu oyunun liderliğini üstlenemiyor. bu görevi tümer üstlenmeli. yenilgi dünyanın sonu değil. yeter ki; bu uyumsuz görüntüyü final maçı gibi görünen isviçre önünde sergilemeyelim ve kadro seçiminde hatalardan arınalım.
selçuk yula: önlem şart (fotomaç)
fatih terim bize "bu şampiyonada çok güzel izler bırakacağız" mesajını vermişti. yani demek istediği, yensek de yenilsek de milli takımımız bu turnuvaya damgasını vuracaktı. turnuva daha bitmedi. umarım terim'in dilekleri gerçekleşir. ama dün akşamki maça bakarsak milli takımımızın bu turnuvaya damga falan vuracak hali olmadığını söylememiz gerekir.
90 dakika boyunca bizleri ayağa kaldıracak tek bir pozisyon yok. buna karşılık rakibimizin attığı gol dışında üç tane direkten dönen topu var. çekler, isviçre'yi yendikten sonra bizim için şu maçta alacağımız bir puanın bile önemi büyük olmuştu. o yüzden ilk 45 dakikada oynanan futbol için bir şey diyemeyeceğim.
fatih doğan: kötü başladık (fotomaç)
2002 dünya üçüncülüğünden sonra futbol arenasına ve başarıya hasret kalan türkiye, euro 2008'e portekiz'e 1-0 yenilerek başladı. sahaya çıkan futbolcularımız stade de geneve'de binlerce, ekranları başında milyonlarca insanımızın yüreğinin yanlarında olduğunu biliyordu.
ikinci yarı hamit'in kafayla pasında ağır kalan gökhan'ın hatası ve nuno gomez'in direkten dönen plasesiyle başladı. maçın yıldızı pepe 61'de nuno gomez'le girdiği verkaçı gole çevirerek skoru 1-0 yaptı. ikinci yarı sağdan sola geçen ronaldo'nun 65'te ortasında nuno gomez'in kafaşı yine direğe takıldı. 3 kez direkten dönen takımımızda sabri, emre aşık ve semih'in oyuna girmesi de oyunun dengesini değiştirmedi. 82'de nihat'ın ortasında emre aşık'la gole yaklaştı ancak o da kaleyi bulmadı. 88'de nihat'ın indirdiği topu tuncay'ın maçı olduğu gibi posisyonu da ıska geçmesi beraberlik umutlarımızı bitirirken, 90+2'de ronaldo, mouitnho paslaşmasında meireles son sözü söyledi: 2-0. nani'ye krampon izi bırakan aurelio'nun kırmızı görmemesi tek tesellimiz olurken, umutlarımızı son iki maça bıraktık.
sezon boyunca fenerbahçe'nin en başarılı futbolcularından biri olan mehmet aurelio, dün de milli takım'ın en iyi oyuncusuydu. maç boyunca büyük bir mücadele veren ve arkadaşlarının açıklarını kapattığı gibi hücuma da destek vermeye çalışan aurelio'nun çabaları yeterli olmadı. milli takım'da oynaması büyük tartışmaları beraberinde getiren yıldız futbolcu önümüzdeki maçlar öncesi umutlarımızı canlı tuttu. takımın başarılı isimlerinden biri de galatasaraylı servet çetin'di. iki gol yememize rağmen, birbirinden kaliteli hücumculara sahip portekiz'in yıldızlarını her fırsatta durduran servet'in gollerde ise yapacağı bir şey yoktu.
'benim yüzümden yedik' servet maç sonrası, "ilk golde yan bağlarımda esneme olduğu için zamanında müdahale yapamadım. sakatlığım nüksetmeseydi ilk gole engel olabilirdim. sakat sakat oynadım. riske etmemem lazımdı, ama maalesef oynamak durumundaydım" diye konuştu. milli takım'ın ayakta kalan son ismi ise kaleci volkan oldu. milli kaleci, birçok pozisyonda kritik müdahalelerle farkın açılmasına izin vermedi.
savunma sakatlandı milli takım'da savunmanın iki önemli ismi servet çetin ve gökhan zan ilk maçta sakatlandı. servet'in turnuvayı kapattığı, gökhan'ın ise isviçre maçında oynamasının zor olduğu öğrenildi
fransız gazetesi l’equipe, “bizim hatırladığımız türk milli takımı bu değil” dedi, “türkiye, 2002 dünya kupası’nda üçüncü olmuş ve dünyaya ümit vaadetmişti” yorumunu yaptı
portekiz basını publico iyi bir gösteri yapan ve turnuvadaki ilk maçında yıldızlaşan portekiz, kupanın adaylarından biri olduğu hakkında en ufak bir şüphe bile bırakmadı. portekiz milli takımı, bundan sonra sadece türkiye karşısındaki futbolunun “ilk gün ateşi” olmadığını göstermesi gerekecek. a bola portekiz, türkiye galibiyetiyle yıldızlaşıyor. 2 gol ve 3 direkten dönen topla portekiz, turnuvada final oynaması için ikna edici bir futbol ortaya koydu. record portekiz milli takımı, büyük bir stille yola çıktı. portekiz, baştan sona kadar sahanın tek egemeni oldu.
isviçre basını le matin portekiz, türkiye galibiyetiyle euro 2008’e iyi başladı ve favoriler arasında kendilerinin olduğunu da gösterdi. tahmin edilemeyen bir 11 ile portekiz’i şaşırtmak isteyen terim, önce kendi oyuncularını şaşırtarak, kafalarında soru işaretleri oluşmasına neden oldu. ronaldo’yu durdurması gereken türkiye, organize olamamış görüntüsüyle rakip için tehlike yaratmaktan da uzaktı. ronaldo’ya önlem aldılar ama bu deco’ya orta sahada çok büyük boş alan bırakmalarına neden oldu. son 20 dakikada geliştirdikleri cılız ataklarla portekiz kalesinde etkili olamadılar.
fransa basını l’equipe bizim hatırladığımız türk milli takımı bu değil. türkiye, 2002 dünya kupası’nda üçüncü olmuş ve dünyaya ümit vadetmişti. sekiz yıl aradan sonra avrupa şampiyonası finallerine katılma hakkını elde etti ama portekiz karşısında sergiledikleri futbolla buraya ne için geldiklerini, ne aradıklarını anlayamadık. fatih terim’in ekibi statta ne kadar hatalı ve ne kadar eksik olduklarını gösterdi. özellikle orta alanda çok zayıftı.
italyan basını la gazzetta sportiva ronaldo şovu... harika portekiz’i sürükleyen cristiano’ydu. golleri pepe ve meireles attı. deco iyi oynadı. ronaldo, pepe (italyanca biber) ekti. terim’in eksiği, kaleye şut çekebilecek bir forvet. nuno gomes eğer türk olsaydı, portekiz maçı alamayabilirdi. corriere dello sport portekiz’den hemen şov: direkten dönen toplar ve zafer. bir golü de sayılmayan portekiz, gücünü gösterdi. scolari’nin ekibi, türkler karşısında sahanın hakimiydi. bu maçın perde arkasında yalanlar da vardı. özellikle de scolari’nin maç öncesinde söylediği yalan: türkiye’nin brezilya usulü oynadığından söz etmişti. kendisine hiç kimse inanmamıştı ama dün gece brezilya usulü denilenebilecek oyunun izine 1 dakika dahi rastlanamadı. tuttosport brezilya mı? hayır, bu portekiz. fatih terim, bu iş sadece savunmayla olmaz, kaleye şut çekmek de lazım.
alman basını welt am sonntag portekiz mükemmel başlangıca seviniyor. avrupa şampiyonluğu adaylığını gösterdi, türkiye karşısında üstün bir futbol sergiledi. karşılaşmadan daha yüksek bir skorla ayrılabilirdi. bild am sonntag portekiz, türkiye karşısında galibiyeti hak etti. özellikle ikinci yarıda çok iyi oynadı, christiano ronaldo iyi bir oyun sergiledi. 2004 yılı avrupa şampiyonası ikincisi portekiz, rüya goller attı. b.z portekiz sadece gizli favori değil, şampiyonluk için de aday. hızlılığı ve oyun anlayışlarıyla kendilerini ispatladılar. türkler ise cesaretle ve mücadeleyle karşı koydu, ancak 61. dakikada bu son buldu.
ingiliz basını the times portekiz’in, türkiye karşısındaki performansına bakarsak “gerçek kalite”yi görürüz. ronaldo maçta gol atmadı, ancak yine de ortaya koyduğu futbolla gerçek bir yıldız olduğunu kanıtladı. luiz felipe scolari ve “altın jenerasyonu” türkiye karşısında üstünlük sağladı. gecenin olağanüstü ismi pepe idi. observer portekiz müthiş bir başlangıç yaptı. elde edilen başarıdaki büyük ortaklar, ronaldo ile pepe idi. scolari takımını saldırmak üzere sahaya gönderdi. ronaldo her pozisyonda büyük bir tehdit oluşturdu. maçın adamı deco’nun barcelona tarafından yanlış kullanıldığı görüldü, oysa dün son derece zeki, hareketli ve iyi oyun kuran bir futbolcu görünümü sergiledi. the sunday telegraph portekiz mükemmel bir başlangıç yaptı. türk milli takımı ise sahanın her yerinde pozisyona girmek için çabaladı, ancak şans yakalama konusunda portekiz’e yetişemedi.
macar basını nemzeti sport portekiz, türkiye’nin direncini maçın sonlarına doğru kırdı. 3 kez kale direğini döven favori portekiz, maçı hakkıyla kazandı ancak türkler de iyi oynadı. hid magazin terim’in macerası hüsranla bitti. mevlüt’ün ilk 11’de yer alması maceraydı. yıldıray baştürk ve halil altıntop’u takıma almayarak, maceranın büyüğünü yaşamak isteyen terim’in ne yapmak istediği anlaşılamıyor. mtv-1 televizyonu portekiz, finallerin en güçlü takımı. türkiye golü yedikten sonra toparlandı, ancak çok önemli gol pozisyonları yakalayamadı. türkiye iyi bir takım. bu gruptan portekiz ve türkiye çıkar.
maçta portekiz kalesine bile gidememize rağman fatih terim oyunumuzu beğenmiş(!)ü “sonuçta portekiz’le oynuyorsunuz. iyi oynamaları kadar doğal birşey yok. biz de zaman zaman rakibimize cevap verdik ama talihsizlikler yaşadık.”
milli takımlar teknik direktörü fatih terim, otoritelerin futbolumuzu eleştirmesine karşın portekiz maçında sergilenen futbolu beğendiğini söyledi. “portekiz’den böyle bir oyun beklemek herkesin hakkı” diyen terim şunları söyledi: “ben milli takımımız’ın performansının iyi olduğunu düşünüyorum. portekiz gibi bir rakibe karşı oynuyorsunuz. kolay değil. ilk devre yan topların haricinde rakibe fazla pozisyon vermedik. ikinci yarı dengeyi bulduğumuz bir anda gol yememiz talihsizlik. mecburi oyuncu değişikliğine gitmemiz üzücü. gökhan zan’ın dizi esnemiş. bunlar bizim için önemli şeyler. gökhan’ın sakatlanması sonrası daha oyuncumuz (emre aşık) ısınmadan kötü bir gol yedik. top bizim ayağımızdaydı. ikili üçlü sıkıştırmalarımız oluyordu ve ilerleyen dakikalar bizim rakip kalede daha tehlikeli olabileceğimiz bir durumda golü kalemizde gördük. bu tür pozisyonları ne kadar çalışırsanız çalışın olmayınca olmuyor.
‘daha her şey bitmedi’
portekiz bizden daha iyi oynadı. bunu kabul ediyorum. biz de onlara zaman zaman güzel cevaplar verdik. emre kafayı vursa oyun 1-1 biter. servet’in sakat sakat devam etmesi talihsizlik. bunlar bahane değil ama iyi başlamamız adına önemli sebeplerdi. biz pas yaparken gol yemememiz talihsizliğimiz. eğer berabere kalsak veya galip gelseydik bizim için moral olacaktı. ancak her şey bitmedi. önümüzde çok önemli 2 maç daha var. bunları kazandığımız takdirde yolumuza devam ederiz.
hatalarımızdan ders alacağız. ben oyuncularıma güveniyorum. bu yenilgi dünyanın sonu değil. hep beraber bu yenilginin altından kalkacağız. rakibe göre oyun anlayışı sergiliyoruz. isviçre ve çek cumhuriyeti maçlarında farklı 11’lerle sahada olabiliriz. galip gelmek adına neler gerekiyorsa yapacağız.”
milli takımımızın bu kadar aciz bir oyun sergilemesi bizleri ekran başında çileden çıkardı. fatih terim milan'dan kovulmasıyla başlayan süreç kariyerini hızla dibe doğru götürüyor. iyi düşünün yaşanan bu olaydan sonra ciddi anlamda bir başarısı yok. aranızda milli takımı avrupa şampiyonasına götürdü diyenler olacaktır ama zaten her avrupa şampiyonası ve dünya kupasında olmamız gerekmiyormu sizce. bu takım ülkenin takımıdır ancak sanki kendi takımıymış gibi kişisel tercihlerini inatlaşma uğruna bu kadar ön plana çıkaran terim bu başarısızlığın tek sorumlusudur. bu takımın başında isen futbolcuya küsme veya onu yok sayma şansın yoktur. sezonu çok iyi bir form düzeyinde bitiren ümit karan, mehmet yıldız, mehmet topuz, nuri şahin, halil altıntop, yıldıray baştürk ve burak yılmaz bu takımda mutlaka yer bulmalıydı. terimin babasının takımı degildir. bu futbolcuları yok sayamassın. bu çocuklar dururken sen gidip kendi takımında7 aydır forma şansı bulamayan son 4 aydırda sakat olan emre belezoğlunun üzerine takımı kuramassın. hepimiz emreyi gökhanı ve tuncayı izledik bunların yerine emre güngör arda turan ve mehmet topal oynasaydı sizce aynımı olurdu takımımızın hali? hamit'i sağ beke hapseden terim schalke'de verimsiz olduğunu nasıl görmez? aynı futbolcu bayern munih gibi bir takımda sağ açık oynadığında neler yaptığını hepimiz gördük. bunları kibirinden ve ben bilirim havalarından asla kurtulamayacak olan terim tabiki göremez ama 4 tane yardımcı antrenörün biridemi görmez aklım almıyor gerçekten. takımımızın terim yönetiminde başarılı olacağını düşünmüyorum ve terimin son şansı olan bu turnuvada başarılı olup avrupada bir takıma gitme hayalininde sona ereceğini düşünüyorum. bu arada isviçre maçına defansta emre güngör sağ bekte sabri önünde veya sağ içte hamit tuncayın yerine arda oynayacak diye düşünüyorum. olası bir isviçre galibiyetinde ise ertesi gün bütün maşetler dahi terim diyecektir. çelişkimiz gerçekten akıl sağlığımızı zorlayacak düzeyde.
zaten hiç benimseyemediğim milli takım'ın (yoksa terimin takımı mı demeliydim) yenilmesine üzülmediğim maç olmuştur. şu ana kadar izlediğim sekiz takım içerisinde en kötü oyunu türk milli takımı oynamıştır. hatta oyun falan oynamamıştır. tekme atmayı bile becerememişler bu esnada kendilerini sakatlamışlardır. tuttuğumuz yerin elimizde kaldığı silik, karatkersiz bir milli takım sürülmüştür bu maçta sahaya.
bana gelince. 2-0 kaybederiz demiştim maçtan önce. öyle bitti. şimdi de çekilişten forma bekliyorum.
bende aynı tahminde bulunmuştum bende forma adaylarından biriyim. ancak tahminimin tutması tamamen şans zira maç büyük şans eseri 2-0 bitmiştir. maçın hakkı direkten dönen topları ve sayılmayan golüde sayarsak 6-0 dır. maçın hakkıda budur.
maçın en güzel olayı,maç sonunda lig tv de yorum yapan pierre van hoidonk un millli takımımızdan bahsederken sürekli "biz (we)" olarak bahsetmesiydi.pierre "biz" i "içimizdeki bizlerden" daha çok benimsemiş anlaşılan."içimizdeki bizlerin" dikkatine.
lig tv de maçın yorumcusu pierre van hooijdonk, maçın 1-0 devam ettiği 80li dakikalarda, milli takımın skoru kabullenir oyununu "maç 0-0'da biz mi bilmiyouz" diyerek yorumlamıştır.
gökhan zan'ın ceza alanı çizgisine çok yakın bir yerde zamanlama hatası yapıp simao'ya sağlam bir tekme sallayıp devirdikten ve pozisyon geçtikten sonra birbirimize bakıp espiri olsun diye "gökhan sakatlanır şimdi" demiştik. o pozisyondan ötürü müdür bilinmez ama gökhan cidden sakatlandı...