buz gibi havada maça gitmek gerçekten zordur. her hafta stada gidenler bunu bilir. fakat, bu sefer, sanki "cezalandırılmış" bir kentin iki takımının maçına gitmek iyice zor geldi. hafta içinde yaşananlar, utanç vesilesi idi. ankaraspor maçı asaş stadı’nda oynamak istemişti, federasyon izin vermemişti. kim haklı haksız beni çok ilgilendirmiyor. belki bazılarınız ankaraspor’u, bazılarınız ise federasyonu haklı bulabilir. maçın 19 mayıs stadı’nda oynanmasına kadar durum bu. fakat, 19 mayıs stadı’nda oynanacağı kesinleştikten sonra yaşanan ise tam bir kepazelik..
bir şekilde anlaşmazlık olmuş ve karşılaşma her zaman oynandığı yere alınmış. sayın gökçek ve gökçınar, fiyatları önce en yükseği 75 ytl’ye çıkarttınız. sonradan medyada 75 rakamı kadar yer almadı ama kapalıyı 250, kale arkasını da 150 ytl yaptınız. siz, bu takımın sahibi olabilirsiniz ama maç izlemeye gelecek seyircilerin özgürlüğünü nasıl kısıtlarsınız? nasıl bir egodur bu! federasyona vereceğiniz cezayı(!), taraftara kesmek de ne oluyor! türk futbolunun, futbol seyircisinin ne günahı var da sizlerin ego tatmininizi çekmek zorunda!
lütfen bu rezalete devam edecekseniz, takımı ya satınız ya da bırakıp gidiniz. sizler, türk futbolunun aydınlık yüzü değilsiniz. “kendin çal kendin oyna” takımınız, sonunda bir şekilde kendi elinizle bu hale geldi. yani, belediyenizin görevlileri, siz protokol ve takımınız. ankaraspor tribünlerinde, güvenlik görevlileri dışında 25 kişi bile yoktu. 250 ytl yapmasaydınız da olacağı bu idi. lütfen işiniz olan siyasete dönünüz ve ankaragüçlülerin dediği gibi “futbola siyaset karıştırmayınız.”
stada girerken bana duygularını ileten taraftarlar da, gökçek’in bu işlerden elini çekmesi gerektiğini hatta bunu özellikle yazmamı istediler. insanlar artık bu yağcılıktan, çıkar çatışmalarından, siyasetin futbola karışmasından bıktı, usandı. ayrıca, stada girişte kombinesi olmayan içeri bile sokulmadı. acaba dedim kendi kendime federasyonun bir talimatı mı var. ne olursa olsun, yukarıda saydığımız durumlar hayatın her alanına sirayet ettiği gibi futbolu da etkiliyor.
oyuncular maça çıkarken “akülü tekerlikli sandalye kampanyası” yazısı ellerine verilmiş. o kadar anlamlı ki bu, belki o an statta bunu görüp sms atacak insanlar vardı ama maalesef ankaraspor’un yöneticilerinin futbola bakış açıları sığ olduğundan o duyuru yalan oldu gitti. ankaragüçlülerin isyanlarını anlayabiliyorum. ne yapsınlar, ellerinden geldiğince bu tatsızlığa isyan ettiler. belediyecilik anlayışı konumun dışında ama belediye başkanını sandığa gömme istekleri, çok da haksız değildi. ne de olsa, rakip seyirci de olsa, onlar birer ankaralı ve “kalite” kavramını onlar da hak ediyorlar.
maça dair notlara gelince. kadroları, maçta yaşananları uzun uzadıya vermenin alemi yok. ama kısaca değiniyim. öncelikle, hakem üçlüsü maçı katletti. daha çok ankaragücü adına olmak üzere bolca hatalı karar verildi. ankaraspor’un golü biraz şans idi ve bu golden sonra ankaragücü, gerçekten inanılmaz pozisyonlar kaçırdı. hele aytekin’in kaçırdğı pozisyonu özetlerden izlemelisiniz. hikmet hoca’nın andre’yi erkenden oyundan alması, sarı-lacivertlilere bir hareket getirdi. fakat gol bir türlü gelmedi. hakan’ın başarılı kurtarışlarını da belirtmek gerekir. kazanan ankaraspor oldu ama ankaragüçlüler üzülmesin, iyi oynadıkları maçı kaybettiler, düzeltirler bunu.
son olarak ankaraspor’un yöneticilerine bir önerim var. takımın adı, bundan sonra egospor olsun. ankaraspor’un a.ş. olması görüntüde kalan bir durum ise, bir belediye kurumu olan egospor yapın. hem kelime olarak sizin yönettiğinizi de açıklar: “ego”spor. nasıl?
ankaraspor ankaragücü macına ankaragüclü arkadasımla birlikte gitmiştim mac sonunda ankaraspor 1-0 kazandı ben arabayı park ettigimiz yere yolu uzatmadan gitmek icin buranın doktoru olduguma dair kimligimi polislere gösterdim onlarda ankaragücü tarafından cıkmamıza izin verdiler bu arada ankaragüclü kardeslerimiz tellerin üzerinden atlıyor ve bize dogru kosuyorlardı ben tedirgin oldum ama arkadasım merak etme ben hepsini tanıyorum dedi yanımızdan kosarak gectiler.