alpay özalan isviçreli futbolcu marco streller ile maç sonunda girdiği kavga ve isviçreli futbolcuları tekmelemesinden dolayı fifa tarafından 6 maç men cezası almıştır. cezası 2 haziran 2007 tarihinde oynanan bosna hersek-türkiye maçıyla son bulmuştur.
bana göre fatih terim'in milli takım futbolcularını aşırı derecede hırslandırmasından ve bir de maçın sonucunda türkiye'nin elenmesi yüzünden maçtan sonra saçma-sapan ve gereksiz bir şekilde isviçreli futbolcular ve teknik ekiple arbade yaşanmıştı...
maç sonrası çıkan bu gereksiz olaylar nedeniyle fifa türkiye'ye 6 maç seyircisiz oynama cezası vermişti. ayrıca türkiye futbol federasyonu, 200 bin isviçre frangı para cezası ve 20 bin isviçre frangı duruşma masrafı ödemek zorunda kalmıştı.
alpay özalan'a 6 maç men cezası ve 15 bin isviçre frangı para cezası artı bin isviçre frangı duruşma masrafı, emre belözoğlu'na 6 maç men cezası ve 15 bin isviçre frangı para cezası artı bin isviçre frangı duruşma masrafı, serkan balcı'ya 2 maç men cezası ve 5 bin isviçre frangı para cezası artı 500 isviçre frangı duruşma masrafı cezaları verilmişti.
fıfa disiplin kurulu da, milli takım antrenörü mehmet özdilek'e de 12 ay hak mahrumiyeti ve 15 bin isviçre frangı para cezası artı bin isviçre frangı duruşma masrafı cezası vermişti.
fıfa disiplin kurulu, isviçreli futbolcu benjamin huggel'e 6 maç men ve 15 bin artı 500 isviçre frangı cezaya hükmetmiş. isviçre milli takımı fizyoterapisti stephan meyer de 2 maç men ve 6.500 artı 500 isviçre frangı ceza almıştı.
alpayın ağzından yaptırdığı penaltı; ...isviçre maçında aşırı motivasyondan penaltı yaptırdım. gerekirse rakibi biçerim ama bu kadar kolay penaltı yaptırmam
tribünde büyük bir bölünmüşlüğün ve klupçülüğün hissedildiği maç..migros tarafında sarı lacivert bir gfb bayrağı vardı, telsim'de ise ultraslan ilk olarak tüm galatasaraylı futbolcuları tribüne çağırdı ve homurdanmalar oldu, maçı izlediğim telsim'in sağında da çarşı farklı tezahüratlar yapmaktaydı..3-2'den sonra migros'un fb tezahüratlarına başladığı,tuncay'ın attığı 4.golden sonra sevinmeyip, sinirlendiği maç..
malatyaspor 2003'te ligi beşinci sırada tamamlamış ve ertesi yıl ülkemizi uefa kupası'nda temsil etme hakkını kazanmıştır. malatya'nın kupanın ilk turunda rakibi isviçre'den basel oluyordu. malatya'daki ilk maçı basel, yakın biraderlerin golleriyle 2-0 kazanınca rövanş maçı öncesinde kimsenin malatya'dan beklentisi kalmamıştı. celalettin'in attığı iki golle malatya'nın beklenmeyeni yapma adına büyük bir adım attığı ikinci maçın uzatma dakikalarındaysa streller hayalleri yıkan gümüş atmış ve isviçre ekibi üst tura yükselen taraf olmuştu.
streller'in başımıza asıl bela olmasıysa 2006 dünya kupası'na katılmak için isviçre ile oynadığımı o olaylı seride gerçekleşmişti.deplasmanda 2-0 kaybedilen ilk maçtan sonra kadıköy'deki rövanşta daha "bismillah" demeden yenik duruma düşmemize rağmen tuncay (2) ve necati'nin golleriyle 52. dakikada durumu 3-1'e getirmiştik. finallere uzanmamız için kalan 40 dakika içinde yemeden tek birgol dahi atmamız yetecekti ama aradığımız 4. gol geciktikçe gecikti. maçın sonları yaklaşırken de bir kontratakta streller topu aldı ve volkan'lakarşıkarşıya kaldıktan sonra golü atmakta zorlanmadı.
kimi zaman sürpriz bekledik, çarpıldık. bazen şekerli kuralan acıyla sonlandırdık, bazen de zoru başardık. son 20 yılda milli takımımız avrupa şampiyonası ve dünya kupası elemeleri'nde hangi rakiplerle eşleşti, ne umdu ne buldu...
2006 dünya kupası elemeleri ukrayna, danimarka, yunanistan, arnavutluk, gürcistan
kuralar için frankfurt'a gidilir. sözde ilk torbadan kuralara katılır türkiye ama zorlu rakipler çıkar. ya batdacaktır ya çıkılacaktır. daha bir ay önce letonya'ya elenmiş bir takım için mahalle takımı bile tehlike arz ederken zayıf görülen arnavutluk ve gürcistan bile güçlü takımlardır türkiye için. danimarka ile yapılan özel maç sonrası şenol güneş'e de tepkiler artar ve 2000 yılında bosna hersek maçıyla başlayan şenol güneş devri sona erer. mart ayında yollar ayrılır. hırvatistan'la yapılan özel maça ünal karaman'ın önderliğinde çıkılır. "ersun yanal mı, raşit çetiner mi?" derken nisan ayında gençlerbirliği'nin hocası ersun yanalla anlaşılır. belçika ve uzakdoğu kampıyla başlar ersun yanal maçlara. her şey iyidir güzeldir. hakan şükür'ün oynatılmaması sorunu ersun yanal nereye giderse peşinden gelir.
elemelerin ilk maçı trabzon'da gürcistan'ladır ve yakın iklimin çocukları son dakikalarda attıkları golle bir puanla dönerler. arnavutluk ve kazakistan maçından alınan galibiyetler ve danimarka'da elde edilen beraberlik sevindiricidir. ancak ukrayna'dan yenilen üç gol tokat gibidir. hakan şükür gerginliği tırmanır, ersun yanal 6-0'lık kazakistan galibiyetine rağmen görevden alınır.
fatih terim 9 yıl sonra yeniden milli takımın başındadır. hakan şükür başta olmak üzere alpay ve fatih akyel gibi isimler de milli takıma yeniden döner. danimarka maçında uzatmada yenilen gol maçın 2-2 bitmesine neden olur. ancak ukrayna ve arnavutluk deplasmanlarındaki 1-0'lık skorlar türkiye'yi baraj maçlarına taşır.
fatih terim kurada isviçre'yi ister, isviçre çıkar. bern'deki maç 2-0 yenilgiyle sonuçlanır. kadıköy'de atılan 4 gole rağmen maçın faturası ağır olur. 4-2'lik skorla tur atlayan ve almanya'ya gitme hakkını kazanan taraf isviçre olur. maç öncesi ve sonrası, saha içinde ve dışında yaşanan gerginlik ve kavgalar ağır cezaların habercisidir.
mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
2003'ten itibaren avrupa ile ilişkilerde başa dönüş
2000 yılında galatasaray'ın uefa şampiyonu olması, 2002 yılında da milli takımın dünya üçüncülüğünü kazanması ile yüz yıllık tarihinin zirvesine çıkan türk futbolu için, bu noktadan sonra iniş dönemi başlamışa. bu gelişmenin alandaki etkenlerin başında, derwall ve piontek gibi modern futbol anlayışına sahip hocaların elinde yetişen neslin devrini tamamlamış ve ikame edilememiş olmasıydı. buna paralel olarak, 2000'li yıllarda muhafazakâr futbol anlayışını benimsemiş yeni bir teknik adam nesli etkin olmaya başlayacaktı.
bu başarıların devamının gelmemesinde, hem dünyadaki futbol eğilimlerine ayak uydurulamaması hem de türk kulüplerinin endüstriyel futbolun gelişmelerini doğru algılayamayarak, bu sürece gereği gibi adapte olamamaları etkili olmuştu. maddi gücün yanı sıra vizyon sahibi olmayı ve uzun vadeli düşünerek yeniden yapılanmayı gerektiren bu sürecin zorluklan, türk kulüpleri için büyük ve "lüzumsuz" bir külfet olarak görünmüştü. bunun yerine geçmişte olduğu gibi, daha düşük maliyetli yatırımlarla kısa vadede başarıya ulaşmak tercih edilmişti. futbol yönetimi de bu idare-i maslahatçı anlayışı paylaşınca, düşüş veya duraklama kaçınılmaz olacaktı.
denizlispor, gaziantepspor, gençlerbirliği'nin uefa'da elde ettikleri başarılı sonuçların yanında, lucescu yönetiminde galatasaray'ın şampiyonlar ligi'nde, beşiktaş'ın ise uefa kupası'nda elde ettiği başarılar ile bir dönem tamamlanmıştı. milli takımın 2004 avrupa şampiyonasına gitme hakkını letonya karşısında yitirmesi, düşüşün çarpıcı göstergesi olacaktı. bir kaza gözüyle bakılan avrupa şampiyonası'nın ardından 2006 dünya kupası elemeleri sürecinde yaşananlar iflasın belgesi niteliğindeydi.
türk futbol kamuoyunun, grup maçları sonunda güçlükle erişilen play-offlarda sergilediği tavır da ayrıca üzerinde durulmayı gerektirir. play-off maçları için isviçre ile eşleşen türkiye'nin bu engeli geçeceğine kamuoyunun büyük kısmı inanmaktaydı. ancak isviçre'de oynanan ilk maç köprülerin altından çok sular aktığını göstermişti. türk futbol kamuoyu, türkiye'nin dünya futbolundaki değişimin dışında kalmış olduğunu görememişti. fizik kondisyonu çok güçlü, oyunun hem hücum hem savunma yönünü oynayabilen oyuncular futbola damgasını vuruyordu. bir örnek vermek gerekirse, yetmişli yıllarda bir futbolcu bir maç esnasında sahada ortalama 8 kilometre koşarken, bu mesafe 2000'li yıllarda 15 km. civarına çıkmıştı.
futbola ilişkin bir özeleştiri yapmak yerine, türk futbolunun teknik ve idari sorumluları, isviçre'de milli marşımızın ıslıklanmasını ve isviçrelilerin "bizi tahrik ettiğini" öne çıkararak ajitasyona yönelmişti. isviçrelilere daha türkiye'ye adım attıkları andan itibaren terör estirilmesi özellikle maçtan sonra yapılanlar, kaybedilenin sadece bir dünya kupası'na katılma hakkı olmadığını göstermiş; onun çok daha ötesinde neredeyse son yirmi yılda futbolda elde edilen sempatinin ve olumlu imajın yitirilmesine yol açmıştı. 4-2 kazanmasına rağmen elenen türk milli takımı oyuncularının bir kısmı, bitiş düdüğüyle beraber soyunma odasına koşan rakip futbolculara saldırmışlar, isviçreli futbolcular soyunma odası koridorlarında da, "görevli" akreditasyonuna sahip kişilerce darp edilmişti. bütün bunlar yine "tahrik" gerekçesiyle ve "milli dava" örtüsüyle kapatılmak istenmişti. bu manzara, avrupa birliği ile müzakere sürecine başlayan, bu yakınlaşmayla ancak aynı oranda sorunlu bir döneme adım atmış olan türkiye'de, batı karşıtı tepkilerin ve batı'yla ilgili duygusal karmaşaların sürdüğünü gösteriyordu.
2008 yılının haziran ayında avusturya-isviçre'de düzenlenen avrupa şampiyonası'nda türk milli takımı'mn elde ettiği başarıyı da aynı bağlamda yorumlamamız gerekecek. birbiri ardına mucizevi sonuçlarla kazanılan maçlar ve yarı finale yükselmiş olmak, türk futbolunun düzeyi hakkında bizleri yanıltmamalıdır. bu basanlar sistendi ve planlı bir çabanın sonucu elde edilmiş değildi. türkiye, bu başarıyı, dünya futbolunda ikinci kategori olarak adlandıracağımız bir konuma yerleşmiş ve orada artık iyi kötü sabitlenmiş olması sayesinde yani futbolundan ziyade mevkiinin ağırlığıyla kazanmış görünmektedir.
yedekler: rüştü reçber (fenerbahçe), serkan balcı (fenerbahçe), ibrahim toraman (beşiktaş a.ş.), halil altıntop (kaıserslautern)
teknik direktör: fatih terim
isviçre: pascal zuberbuehler, johann vogel, ricardo cabanas, raphael wicky, alexander frei, tranquillo barnetta, christoph spycher, patrick mueller, daniel gygax (dk. 33 marco streller), philippe senderos, philipp degen (dk. 46 benjamin huggel)
yedekler: stephane grichting, johan vonlanthen, fabio coltorti, mauro lustrinelli
dakika 1: frei ile gelişen isviçre atağında ceza alanı içinde top alpay'ın eline değdi. hakem bleeckere penaltı noktasını gösterdi.
gol dakika 1: penaltıyı kullanan frei, meşin yuvarlağı filelere göndererek, isviçre'yi 1-0 öne geçirdi.
dakika 3: hamit'in ortasında hakan'ın ceza alanı içinden kafa vuruşunda top züberbühler'de kaldı.
dakika 4: emre'nin ortasında yine hakan'ın ceza alanı içinden kafa şutunda kaleci züberbühler topa sahip oldu.
dakika 7: soldan ceza alanına giren tuncay, boş pozisyonda kaleye vurmak yerine pas vermeyi seçince meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
dakika 10: emre'nin soldan kullandığı korner atışında tuncay'ın ceza alanı içinden kafa vuruşunda top az farkla yandan auta gitti.
dakika 18: sağdan ceza alanına giren hakan'ın ortasında top savunmaya çarparak kornere çıktı. bu pozisyon sonrası milli futbolcular, rakip takım oyuncusunun topla eliyle oynadığı gerekçesiyle hakeme itirazda bulundu. ancak bleeckere 'devam' kararı verdi.
dakika 23: wicky'nin ara pasında gygax, alpay'ı geçtikten sonra ceza alanının sol çaprazında kaleci volkan ile karşı karşıya kaldı. bu futbolcunun şutunda top yandan auta çıktı.
gol dakika 24: sol kanattan emre'nin kullandığı serbest atışta, tuncay ceza alanı içinden mükemmel bir zamanlamayla yaptığı kafa vuruşunda meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve skoru eşitledi: 1-1.
dakika 31: soldan şık çalımlarla ceza alanına giren necati'nin sert şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.
dakika 35: cabanas'ın yaklaşık 30 metreden kullandığı serbest atışta, kaleci volkan topu iki hamlede kontrol etti.
gol dakika 37: ergün'ün soldan ortasında hakan şükür'ün arka direkten kafa vuruşunda kaleci züberbühler'i geçen topu, kaleye girerken gol çizgisi önünde tuncay kafayla filelere göndererek, kendisinin ve milli takımın 2. golünü attı: 2-1.
karşılaşmanın ilk yarısı 2-1 türkiye'nin üstünlüğü ile sona erdi.
ikinci yarı
dakika 47: savunmanın adeta uyumasından yararlanan frei, müsait pozisyonda topu auta attı.
gol dakika 51: serhat'ın düşürülmesinden kazanılan penaltı atışını kullanan necati, attığı golle skoru 3-1'e getirdi.
turkiye: 4 - ısvicre: 2dakika 61: orta sahadan atılan uzun topta hakan şükür güzel hareketlerle kendine pozisyon hazırladı, ancak topa istediği gibi vuramayınca isviçre savunması tehlikeyi önledi.
dakika 63: serhat'ın sağdan kullandığı serbest atışta ceza sahası içinde yükselen alpay'ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta gitti.
dakika 65: alpay'ın kaptırdığı topla ceza sahası içine giren barnetta'nın ortasında frei yakın mesafeden meşin yuvarlağı auta attı.
dakika 69: tuncay'ın ceza sahası dışından vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
dakika 75: sağ çaprazda rakiplerini çalımlayarak ceza sahasına giren necati'nin vuruşunda meşin yuvarlak üstten autla sonuçlandı.
dakika 78: ergün'ün ceza sahasının dışından sert vuruşunda top az farkla üstten auta gitti.
gol dakika 84: isviçre kontratağında savunmanın arkasına sarkan streller, kaleci volkan'ı geçerek topu kaleye gönderdi: 3-2
gol dakika 88: isviçre kalesi önünde doğan karambolde tuncay, topa dokunarak skoru 4-2'ye getirdi.
dakika 90: tümer'in ceza sahası içinden kullandığı serbest atışta top savunmaya çarpınca, milli takım tüm ümitlerini yitirdi ve türkiye maçı 4-2 kazanmasına rağmen dünya kupası finallerine katılma hakkını elde edemedi.
fatih terim'in açıklaması milli takımlar teknik direktörü fatih terim, isviçre ile oynanan maçların hakemlerine tepki göstererek, "iki hakem de türkiye'ye kıymıştır, yazık etmiştir" dedi. terim, türkiye'nin 4-2 kazanmasına rağmen dünya kupası vizesi alamadığı maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, soyunma odasında futbolcuların göz yaşlarına boğulduğunu vurgulayarak, "ulusal ve uluslararası kim bu iki hakemi savunuyorsa, futbolla ilgisinden şüphe ederim. finallere gitmek bu çocukların hakkıydı, bir maçta 4 gol atmış türkiye gitmeliydi. birinci maçta verilmeyen penaltı vardı ve bunu doğrulayan isviçreliler ilk defa doğru söylediler. şimdi de meşhur belçikalı hakem 31. saniyede penaltıyı verdi. tamam doğru, ama bizim aleyhimize verilmeyen bir çok pozisyon vardı. hakemleri savunanlara sesleniyorum, bu ikisi de türkiye'ye kıymıştır. yazık etmiştir" diye konuştu. iki maçta da bir eksik oynadıklarını ifade eden fatih terim, "lubos mitchel ve belçikalı hakem 1 fazla olunca, biz de eksik oynamış olduk" dedi. terim, hakemleri 'hırsız' diye nitelendirirken, "bu maçta bizim aleyhimize verilen penaltıdan hemen sonra yapılan penaltıyı es geçti. oyuncularıma sordum da geliyorum, ceza sahası dışındaki yuvarlakta bile bize faul veriyor, sonra yapacaklarını yapıyor. hırsızdır bunlar, emek çalıyorlar. çocukların, bizim emeğimizi çalıyorlar. yaşadığım sürece türk hakemlerine tek kelime edersem, bana ne söylerseniz söyleyin. haksızlık ediyoruz türk hakemlerine. bahanelerin arkasına sığınmayı sevmem ama benim de bir istihap haddim var, soyunma odasındaki göz yaşlarını görünce dayanamadım" diye konuştu. ilk maçın 1-1 bitmesi halinde turu orada geçeceklerini vurgulayan fatih terim, "doğru dürüst bir hakem olsaydı, 2 de yesek, 5 de, 6 da 7 de atardık. bazen gidememek insanı kahrediyor ama bunlar nedeniyle gidememek çok kötü" ifadesini kullandı. terim, hakemlere sığınmamak gerektiğini de vurgularken, "ancak 4 gün içinde verilmeyen 3 penaltı var, biri ise tarihi penaltı. biz de bundan sonra herhalde açıklanan her hakeme itiraz edeceğiz. fıfa hakem kurulu ne yapacak bunları. aynı lubos mitchel, leedsli kewell ve emre'yi yanlış atmıştır oyundan. isviçre-belçika, sınır güzel" diye konuştu. oyuncularının dünya kupası'na gidemeseler de alkışı hak ettiklerini belirten terim, soyunma odasında teknik ekip ve oyuncuları kutladığını söyledi. terim, "bu ülke onlarla gurur duyabilir. netice itibariyle oyuncularımın emeklerine üzülüyorum, almanya'da olamadığımıza üzülüyorum, bazen de çok fazla yapacak bir şeyiniz kalmıyor" ifadesini kullandı. fatih terim, bir soru üzerine türk futbolunun dünya kupasına gidememekle bitmeyeceğini kaydetti. terim, "50 bin seyirci önünde 31. saniyede penaltıyla başlamak çok gencin çok kolay kaldırabileceği bir şey değil" dedi. tecrübeli hoca, "çok genç oyuncumuz var. türk futbolunun yeri son yıllarda açıkça ortada. bugün dünya kupası'na katılamayan onlarca ülke var. hiç kimseye bir şey olmuyor, türkiye'ye de bir şey olmaz. özellikle yetenekli oyuncuları bulup çıkarmalı ve yarıştırmalıyız. yine bir 10-15 sene türkiye'yi taşıyacak bir nesil bulacağız, bundan kulüp takımları da yararlanacak" diye konuştu. fatih terim, 2008 ve 2010 için çok geniş bir havuzdan 22-24 yaşlarında oyuncular seçeceklerini vurgulayarak, "nuriler ve onun gibilerle tabanca gibi bir takımla hazırlanacağız, yeni bir nesil ortaya koyacağız. 70 milyondan 70 oyuncu grubu çıkaracağız. bazı yerlerde sıkıntımız var, 29 kişi seçiyorsunuz, 3 tane orta saha oyuncusu var, bizim bir oyun sistemi isteğimiz var, buna uygun oyuncu arkadaşlarımızı o geniş havuzdan bulacağız. bu iki maça nuri'yi zedelenmesin diye koymadık. onun gibi arkadaşlarımız bundan sonra forma giyecek. ihtiyacımız olduğu zaman tecrübeli oyuncuları kullanmadan da geri kalmayız" dedi. isviçre basınına da tepki gösteren terim, "sizi tebrik ediyorum. tren rayları gibi takımınızla beraber gittiniz" diye konuştu.
köbi kuhn'un açıklaması isviçre teknik direktörü köbi kuhn, türkiye karşısında iyi bir futbol sergileyemediklerini, ancak dünya kupası finallerine katılacakları için mutlu olduğunu söyledi. bu tür maçların, oyunlarını geliştireceğini anlatan kuhn, "bu dersleri iyi alıp, geleceğimizin daha iyi olacağını düşünüyorum. türk milli takımı, beklediğim gibi oynamadı. türkiye'de çok yetenekli oyuncular var. kendi futbollarını yansıtamadılar, eski ingiliz stili ile oynadılar" dedi. kuhn, maçtan sonra yaşanan olaylarla ilgili olarak, "buradaki olaylardan dolayı bir oyuncumuz iç kanama teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. başka bir şey bilmiyorum" dedi. köbi kuhn, fatih terim'in hakemleri eleştirmesi konusunda ise, "ben isviçre antrenörüyüm ve tarafsız yorum yapamam, ancak zaman zaman bir yenilgiden sonra ben de böyle hislere kapılıyorum. suçları farklı yerlerde aramak gerekiyor. hata yaptığında, suçu hakemlerde aramamak lazım" diye konuştu.
maçın hakemi: baskıdan ezildi fıfa'nın değişikliğiyle maça atanan belçikalı frank de bleeckere kötü bir yönetim gösterdi. fıfa'nın ani bir manevrayla değiştirdiği belçikalı hakem frank de bleeckere tutarsız kararlarıyla hem tribünleri hem de iki takım futbolcularını adeta delirtti. ilk penaltı kararı sonrası sahada bocalamaya başlayan belçikalı hakem yanlış kartlar çıkartırken, hem milli takımın hem de belçikalı futbolcuların tepkisini aldı. oyunun hakimiyetini kaybeden frank de bleeckere, ikinci yarıda da tuhaf kararlara imza attı. özellikle maçın son bölümlerinde isviçre ceza alanındaki karambollerde oyuncularımızın penaltı itirazlarını umursamadı bile.
maçtan notlar mehmet ali şahin: "yapabileceğimiz işi başaramadık" devlet bakanı ve başbakan yardımcısı mehmet ali şahin, milli takım'ın sahadan 4-2 galip ayrılmasına rağmen 2006 dünya kupası'na gidememesi nedeniyle çok üzgün olduğunu söyledi. şahin, "biraz heyecanlı oynamasak istediğimiz galibiyeti alır ve almanya'ya gidebilirdik. üzüldük. yapabileceğimiz bir işi başaramadık. rakibimiz almanya vizesi için taktiksel bir oyun sergiledi. bir gol daha atsak finallere biz gidiyorduk ancak olmadı" dedi.
şenes erzik: ilk gol planları bozdu uefa asbaşkanı şenes erzik, almanya vizesinin kaçmasını ilk dakikada yediğimiz penaltı golüne bağladı. istenen gollerin atılmasına rağmen çok basit goller yendiğini belirten erzik, "ilk dakikada yenilen gol bütün her şeyi bozdu ve çok büyük bir darbe oldu. o golü yemeseydik, almanya'ya giden taraf biz olurduk. bu kadar uğraşın getirisi olmadı" diye konuştu. maçın hakemini beğenmediğini ifade eden şenes erzik, "tansiyonu bu kadar yüksek bir maçı gerektiği gibi götüremedi. sahaya atılan yabancı maddeler konusunda gözlemcinin raporunu bekleyeceğiz" diye konuştu.
levent bıçakcı: "elimizden geleni yaptık" futbol federasyonu başkanı levent bıçakcı, milli takım'ın, isviçre karşısında elinden geleni yapmasına karşın dünya kupası'na katılma hakkını elde edemediğini belirtti. büyük bir üzüntü yaşadıklarını vurgulayan bıçakcı, "çok arzulu ve istekliydik. her şeyimizi ortaya koyduk. oyuncularımız ellerinden geleni yaptılar ancak olmadı. bir yere kadar geldik fakat orayı bir türlü aşamadık" dedi. basit goller yendiğini de dile getiren levent bıçakcı, "milli takımımız artık yeni bir sayfa açacak. fatih terim'le konuşacağız. zaten onun gençlere dönük yeniden yapılandırma çalışmaları var. onu yapacağız" ifadesini kullandı.
muammer güler: "keşke ilk maç 1-0 bitseydi" istanbul valisi muammer güler ise, milli takım'ın, isviçre karşısında galibiyete ulaştığını ancak bunun finallere gidebilmek için yeterli olmadığını ifade ederek, "keşke ilk maç 2-0 değil de 1-0 bitseydi" dedi. vali güler, basın mensuplarının, maç sonunda soyunma odasına giderken yaşanan gerginlikle ilgili sorusuna, "içeride herhangi bir şey olmadı. bana isviçreli bir futbolcunun içeri girerken birine tekme attığı söylendi. soyunma odası koridorlarında gerekli tedbirler alınmıştı. orada bir sıkıntı yaşanmaz" diye konuştu.
iki yüzlü kuhn! skor 3-1 olunca, "oyuncularım beni duymuyor, bu iş bitti" diyerek yaşadığı paniği dile getiren isviçre'nin hocası maçtan sonra ağız değiştirdi, "oyun içinde elenmemize neden olacak skor ortaya çıkmadığı için rahattık" dedi. isviçre milli takımı teknik direktörü kobi kuhn karşılaşma sonrası yaptığı açıklamalarla şaşkınlık yarattı. necati'nin skoru 3-1 yapan penaltı golü sonrasında büyük panik yaşayan tecrübeli teknik adam kulübesinden çıkarak, "futbolcularımın hiçbiri beni duymuyor. bu iş bitti artık" diye bağırdı. ancak kuhn, mücadelenin dördüncü hakemi tarafından duyulan bu sözlerine rağmen karşılaşma sonrası ayrı telden çaldı! deneyimli hoca, "böyle maçlardan sonra hakemler hakkında konuşmak tabii ki kaybeden için normal olabilir. ancak dünya kupası'na gittiğimiz için çok mutluyum. bize göre daha klas futbolculara sahip olan türkiye zaman zaman modası geçmiş ingiliz futbolu gibi topa vur ve koş sistemine göre oynadı. rakibimizin daha iyi bir futbol sergileyeceğini sanıyordum. bizim sıkıntı yaşadığımız dakikalar oldu fakat maç içinde hiçbir zaman elenmemizi sağlayacak skor ortaya çıkmadığı için rahattık" ifadesini kullandı.
hakan şükür'den veda sinyali ay-yıldızlı ekibin en iyi isimleri arasında yer alan hakan şükür, isviçre maçı sonrası şok bir açıklama yaptı. tam 102 kez a milli takım forması giyen şükür, bundan böyle milli takımda forma giymeyebileceğini ima etti. şükür, "kariyerimin sonlarına doğru geliyorum. aktif futbol yaşantımı sürdüreceğim ancak milli takımda devam edip etmemem gerektiğini gözden geçireceğim” diye konuştu. hakan'ın, maç sonrası soyunma odasında takım arkadaşlarıyla yaptığı konuşmada ise, "hepinize elveda. bir kaç gün içerisinde milli takıma veda ettiğimi açıklayacağım” dediği öğrenildi.
tümer çıldırttı karşılaşmanın ikinci yarısında serhat'ın yerine oyuna giren tümer, hakemin gözleri önünde rakip futbolcunun ayağına kasti olarak basınca büyük tepki çekti. kırmızı kartın çıkabileceği bu harekete hakem sarı kart göstermeyi tercih etti. tümer'in takımı on kişi bırakabilecek bu sorumsuz hareketi, teknik direktör fatih terim'i çıldırttı. diğer futbolcularımız da tümer'e daha sakin olması için uyarılarda bulundular.
ah alpay bu kaçıncı 96'da hırvatistan, 2000'de portekiz, sonra ingiltere... dün akşam da isviçre önünde.... milli takım'a fatih terim'in yeniden çağırdığı alpay bir maça daha damga vurdu! tecrübeli oyuncu 1996'da hırvatistan maçında 25 metre peşinden koştuğu vlaoviç'i düşürmeyip gol yememize neden oldu. 2000'de de yapacağını yaptı. alpay, portekiz ile oynanan çeyrek final maçında couto'ya yumruk atıp takımı 10 kişi bıraktı. kadıköy'de ingiltere maçında beckham'a yaptığı hareketle ada'dan dışlandı. ve dün, isviçre önünde 22. saniyede penaltı yaptırdı, tarihe geçti.
selçuk çok ağır kaldı isviçre'deki ilk maçta da kötü oynayan selçuk, dün de vasat oyunu ile tepki çekti. topu oyuna sokmakta zorlanan, ağır hareketleri ile rakibe zaman kazandıran selçuk'a terim'in 90 dakika sabretmesi yadırgandı. selçuk, "almanya'yı biz hak ettik ama isviçre gitti. yazık oldu" dedi.
uğurlu kulübe! maç öncesi fatih terim oturacakları kulübeye gelirken rüştü, "hocam biz hep öteki kulübede oturuyoruz" dedi. terim de isviçre milli takımı'nın oturduğu kulübeye giderek, "burası bizim" dedi ve yer değiştirildi.
frikik komedisi ilk yarıda isviçre ceza sahası çaprazında kazanılan frikiği hamit-emre paslaşarak kullanmak istedi. hamit, emre'nin arkaya baktığı anda pasını verdi, sonra topa bir kez daha vurdu. hakem atışı isviçre lehine verirken iki oyuncu tartıştı. gollük bir pozisyonumuz böylece yok oldu.
imalı bakışlar! milli takımımız'ın tuncay'ın son anda tamamladığı ilk golünde kafayı vuran hakan şükür, gol sevincini isviçre yedek kulübesinin önünde yaşadı. hakan, isviçreliler'e sert sert bakarak morallerini bozmaya çalıştı. hakan ile tuncay, 4. golde de işbirliği yaptı. ancak bu goller almanya vizesi almamız için maalesef yetmedi.
hat-trick boşa gitti tuncay, hat-trick yaparak karşılaşmaya imzasını koydu. ama 90 dakikanın sonunda gözyaşlarını tutamadı. milli takım'da gecenin en başarılı isimlerinden biri tuncay'dı. üstelik bu oyuncu iyi futbolunun karşılığını kişisel olarak üç gol atarak aldı. deplasmandaki ilk maçta kötü oynayan ve bu yüzden, dün akşam yedek soyunacağı söylenen yıldız oyuncu, fatih terim tarafından ilk onbirde sahaya sürüldü. kendi yuvası olan şükrü saracoğlu stadı'nda müthiş bir performans sergileyen tuncay, milli takım'ın ilk golünü atıp beraberliği getirdi. devrenin sonlarına doğru hakan şükür'ün kaleye giden topuna da kafayla son vuruşu yaptı. ikinci yarıda ise milli takımımız necati'nin golü ile 3-1 öne geçtikten sonra baskıyı artırdı. bu sırada isviçre, tolga'nın hatası sonucunda ikinci golü buldu. umutlar tükenmişken tuncay tekrar sahne aldı. yine bir kafa golüyle türkiye'yi umutlandırdı. ancak kalan süre 5. gol için yeterli olmadı. sonuçta bu tarihi maça 3 gol sığdıran fenerbahçeli futbolcu, buna rağmen karşılaşmanın sonunda yıkıldı; gözyaşlarını tutamadı. çünkü türkiye, almanya biletini alamamıştı.
'inanılmaz bir maçtı' isviçre tv'si: futboldan çok savaş gibiydi. türkiye aşırı motive olmuştu. ama isviçre bir rüyayı gerçeğe çevirdi. bir gol bizi almanya'ya götürdü. bern'deki türk takımıyla istanbul'daki arasında inanılmaz fark vardı. tuncay muhteşem oynadı. fıfa web sitesi: istanbul'daki heyecan fırtınasında isviçre hayatta kalmayı başardı. inanılmaz bir maçtı. türk takımı için gece kötü başladı. ilk iki dakika sonunda tur türkiye için imkansız gibiydi. ancak sadece bir gol bularak finallere gidecekleri anda savunmada bıraktıkları boşluğu isviçreliler affetmedi. reuters: ünlü haber ajansı reuters, maç sonrası taraftarların isviçreliler'e yabancı maddeler attığını ve tünelde yaşanan arbedeyi tüm dünyaya duyurdu. ajans, "heyecan dolu maçta ilk dakikadaki penaltıyla rahatlamış gözüken isviçre, sonunda ancak rakip sahadaki gol avantajıyla finallere gitti. türk takımında herkesin gol için yüklendiği anda evde kalan streller'in golü isviçre'yi rahatlattı" yorumunu yaptı. bbc: tırnak yedirten maçta isviçre turu geçti. isviçreliler frei'in penaltı golüyle işi bitirmiş gibi gözüktü. ancak tuncay ve necati'nin golleri türkiye'yi umutlandırdı. streller ise tüm umutları bitirdi. maçtan sonra çıkan olaylar nedeniyle bazı oyunculara ceza gelebilir. grichting de hastaneye kaldırıldı. ap: isviçre korku dolu maçta yenilmesine rağmen dünya kupası vizesini aldı. tuncay'ın üç golü, türkiye için yeterli olmadı. afp: türkiye ilk penaltı sonrası aşılması zor bir dağa tırmanmak zorunda kaldı. ancak terim'in takımı presle baskı altına aldı. tuncay ve necati'nin gollerine rağmen isviçre soğukkanlı kalmayı başardı. maçtan sonra öfkeli terim, hakemleri emek hırsızlığıyla suçladı.
öleceğiz! tsr tv muhabiri pierre duouis canlı yayında, "burada her an öldürülebiliriz veya bir kazaya kurban gidebiliriz" dedi. volkan'a ilk maçta "palyaço" diyen, çirkin yayın yapan isviçre basını dün de işi abarttı. tsr tv muhabiri pierre-alain duouis, canlı bağlantıda istanbul'da can güvenliklerinin olmadığını iddia etti. duouis, "burada her an öldürülebiliriz veya kazaya kurban gidebiliriz. zor şartlar altındayız. burada bizden nefret ediyorlar. ama biz kendimize güveniyoruz. istediğimizi alacağız" diyerek şov yaptı. b.z gazetesi de, "yılın en çirkin oyunu" başlığını attı. gazete, isviçreli oyuncu wicky'nin "hakarete uğradık. bize yumurta attılar" sözlerine yer verdi. özellikle duouis'in sözleri tepki çekti.
300 isviçreli vardı tarihi karşılaşmayı isviçre'den gelen 300 futbolsever de izledi. isviçreli taraftarlar, karşılaşma öncesinde stat yakınlarında bulunan restoranlarda yemek yiyip, içki içtiler. daha sonra dışarıya çıkan isviçreli taraftarlar, geniş güvenlik önlemleri altında stada gelirken, türk seyirciler ile de karşılıklı tezahüratlar yaptılar. bu sırada bir isviçreli taraftarın elindeki türk bayrağını sallaması ilgi çekti. maç boyunca tribünlerinde gıkları bile çıkmadan oturan isviçreliler, bitiş düdüğüyle inanılmaz bir sevinç yaşadılar. polis, bu grubu maç sonunda bir süre statta bekletti.
çıkış tünelinde arbede türkiye'nin isviçre'yi 4-2 yendiği maç sonrası, çıkış tünelinde olay çıktı. hakem frank de bleeckere'nin bitiş düdüğünü çalmasıyla birlikte bir anda tünele yönelen isviçreli futbolculardan benjamin hoggel, antrenör mehmet özdilek'e tekme atınca kavga çıktı. isviçreli futbolculardan stephane grichting, arbede sonrası hastaneye kaldırıldı. grichting daha sonra taburcu edildi. soyunma odasına giden mehmet özdilek'e arkadan tekme atan ve koşarak tüneldeki türk futbolcuların üzerine saldıran hoggel, tünelde arbede yaşanmasına neden oldu. tünelde çıkan kavga sonrası hastaneye kaldırılan isviçreli futbolculardan stephane grichting, ilerleyen saatlerde taburcu edildi. acıbadem hastanesi yetkilileri konu ile ilgili bilgi vermediler.
huggel'in tekmesi kavgayı başlattı hakem frank de bleeckere'nin bitiş düdüğünü çalmasıyla birlikte bir anda tünele yönelen isviçreli futbolculardan benjamin huggel'in, antrenör mehmet özdilek'e tekme atması ortamı gerdi. soyunma odasına giden terim'in yardımcısı özdilek'e arkadan tekme atan ve koşarak tüneldeki türk futbolcuların üzerine saldıran huggel, tünelde arbede yaşanmasına neden oldu. oldukça fazla kişinin yığıldığı tünelde 2 takım futbolcuları birbirine girdi. olaylarda emre gözüne darbe alırken, bazı futbolcular da yaralandı. isviçre takımından grichsing hayalarına darbe alınca hastaneye kaldırıldı. ciddi bir sorununun olmadığı açıklanan grichsing gece taburcu oldu. bu arada tüm olayları gören fıfa gözlemcilerinin ağır bir rapor yazacağı öğrenildi.
başımız büyük dertte isviçreliler'in tahrik etmesiyle yaşanan olayların faturası türkiye'ye çıkacak. fıfa delegelerinin dedektif titizliğiyle topladığı raporlar sonunda ülkemize en az üç maç saha kapama cezası gelmesi bekleniyor. kadıköy'de yüksek tansiyon altında geçen maçın bitiş düdüğünün ardından isviçreliler son oyunlarını sahneye sürdüler. kaçarcasına soyunma odalarının girişindeki tünele koşan isviçreliler, önlerine çıkan teknik ekibimize ve futbolculara saldırmayı da ihmal etmediler. benjamin huggel'in, antrenör mehmet özdilek'e arkadan tekme atması bir anda fitili ateşledi. alpay, tünel girişinde huggel'e yetişirken, iki oyuncu itişmeye başladı. daha sonra olaya diğer oyuncular da katıldı, koridor girişinde arbede yaşandı. emre görüntü almaya çalışan kameraların üzerine saldırdı. bu kargaşa sırasında rakip takımın yedekleri arasında yer alan stephane grichting'in kasıklarına tekme geldi. isviçre yetkilileri, durumu ciddi olmamasına rağmen, ellerinde koz bulundurmak için iç kanama şüphesiyle grichting'i acıbadem hastanesi'ne kaldırdı. bu futbolcu, bir sürede hastanede kalırken, durum maçı takip eden iki fıfa delegesine de bildirildi. ayrıca rapor alınarak, polise şikayette bulunuldu. grichting'in nasıl yaralandığı açıklığa kavuşmazken, isviçreliler bu durumdan güvenlik görevlilerini sorumlu tuttu. aynı saatlerde iki özel güvenlik görevlisi de, darp edildikleri iddiasıyla kadıköy iskele polis karakolu'na başvurup, isviçreliler'den şikayetçi oldu. kavga sırasında görevlilerden birinin elinden, diğerinin de kasıklarına tekme yiyerek yaralandığı bildirildi. ifadeleri alınan bu görevliler, daha sonra hastaneye giderek, iş göremez raporu aldı. fıfa görevlileri, ortalığın sakinleşmesinin ardından dedektif gibi delil toplamaya başladı. iki özel delege her türlü detayı not ederken, televizyon görüntüleri de takibe alındı. hatta doğan haber ajansı'na kavga görüntülerinin neden kısa olduğu soruldu. ancak başka görüntü olmadığı yanıtı alındı. federasyon yetkililerine de bayrakların sopalarıyla içeriye sokulması yüzünden eleştiride bulunuldu. maçın gözlemcisi ve fıfa ekibi tarafından titizlikle hazırlanacak raporların ardından türkiye'ye en az üç maç ceza verilmesi bekleniyor. koridorlarda yaşanan başka bir olayda ise türkiye tarihi cezanın eşiğinden döndü. oyuncularımızın büyük bir öfkeyle belçikalı hakem bleeckere'in üzerine yürüdüğü sırada tehlike geliyorum dedi. ancak serhat ve fatih akyel hızır gibi yetişip, arkadaşlarını yatıştırdı, tüm federasyon görevleri ve teknik kurmayları rahatlattı. yaşananlar nedeniyle oldukça tedirgin olan isviçreliler sürekli telefonla ailelerine bilgi verdi. rakip oyuncular, yaşanan kısa sevinç sırasında ise soyunma odasını birbirine kattı. stattan ayrılmak için özel güvenlik isteyen rakip kafile, polis eskortlarının gelmesinin ardından yaklaşık iki saat bekledikten sonra şükrü saracoğlu'ndan ayrıldı.
protesto mektubu isviçre milli takımı'nın istanbul'a gelişi sırasında atatürk havaalanı'nda gördüğü tepki, türkiye ile isviçre arasında krize neden oldu. ermeni meselesi yüzünden gerilen ilişkiler milli maç nedeniyle yeniden yara aldı. isviçre dışişleri bakanı calmy rey, türk meslektaşı abdullah gül'e protesto mektubu gönderdi. calmy rey, istanbul'daki karşılamanın misafirperverliğe hiç yakışmadığını ve gelişmelerden endişe duyduğunu yazdı.
dayanılmaz heyecan milli takımımız, tarihi sınavdan boynu büyük ayrılırken, 90 dakika içinde yaşananlar 70 milyonu olduğu kadar saha içindekileri de adeta ölüp ölüp diriltti. büyük bir heyecan fırtınası şeklinde geçen karşılaşmanın sonları yaklaşırken, yedek kulübesi görülmeye değerdi. maç boyunca yerinde duramayan teknik direktör fatih terim, aslanlarına taktik verirken, futbolcularımız da her kaçan fırsatta hop oturup hop kalktı. milli takımlar sorumlusu davut dişli saniyeler ilerledikçe oturduğu yere çöktü, bir zafer elde edebilmek için dua etmeye başladı. ancak kader isviçre'ye gülerken, ay yıldızlılar verdiği emeğinin karşılığını alamamanın üzüntüsünü yaşadı.
öfke tekmeleri hakemin bitiş düdüğünün ardından gerilen sinirler kavgaya dönüştü. iki takım oyuncularının tünel girişinde başlayan kavgaları, soyunma odası koridorlarında arbedeye dönüştü. türkiye'nin 4-2 kazanıp, isviçre'nin 2006 dünya kupası vizesi aldığı milli maçın ardından futbol yerini kavgaya bıraktı. sahada 90 dakika tur mücadelesi veren iki takımın oyuncularının öfkeleri, tekmelere dönüştü. belçikalı hakem frank de bleeckere'nin bitiş düdüğünü çalmasıyla birlikte gerilen sinirler yerini öfkeye bıraktı ve bir anda ortalık karıştı. televizyon görüntülerine yansıdığı kadarıyla, isviçre milli takımı'nda oyuna sonradan giren 14 numaralı benjamin hoggel, a milli takımımız'ın yardımcı antrenörlerinden mehmet özdilek'e tekme attı. bu tekme, soyunma odası koridorlarında büyük bir arbedeye dönüşecek olayların başlangıcı oldu.
koridorda arbede mehmet özdilek, hoggel'in tekmesine aynı şekilde karşılık verirken, peşinden milli futbolcularımızdan alpay özalan isviçreli futbolcuların üzerine yürüdü ve tekme attı. bu arada isviçreli futbolcular da alpay'a karşılık verince, iki takım oyuncuları soyunma odası koridorlarında kavga etmeye başladı. bir anda büyük bir karambolün yaşandığı, adeta ana-baba gününe dönen koridorlardaki kavganın sona ermesi uzun zaman aldı.
stephane hastanelik milli maçın ardından tünelde çıkan arbede sonrası isviçreli futbolculardan stephane grichting'in hastaneye kaldırıldığı belirtildi. karşılaşmada forma giymeyen yedek oyuncu grichting'in, maçın bitiminde yaşanan arbede sonrası hastanelik olduğu bildirilirken, acıbadem hastanesi yetkilileri, oyuncunun hastanede olduğunu doğruladılar.
kameramanı dövüyorlar maçı canlı yayınlayan alman ard televizyonunun muhabiri, karşılaşma sonrası isviçreli philippe degen ve magnin ile röportaj yaparken arkada bazı olayların yaşanması üzerine kamerayı oraya çevirmek istedi. muhabir, bir görevlinin ise kamerayı eliyle engellemesi üzerine canlı yayında yaygarayı kopardı ve 'türkler yenilgiyi hazmedemedi. kameramanı dövüyorlar' dedi.
gülerken ağladık 45 bin taraftar, tribünleri bayraklarla kırmızı - beyaza boyadı. 90 dakika boyunca bir an olsun susmayan seyirciler şok sonuçla kadıköy'den başı önde ayrıldı. tarihi karşılaşmanın biletlerini günler öncesinden tüketen taraftarlar, 12. adam görevlerini eksiksiz yerine getirdi. şükrü saracoğlu stadı tribünlerini saatler öncesinden tıklım tıklım dolduran seyircimiz, kadıköy'ü isviçre için adeta cehenneme çevirip, milli takıma müthiş bir destek verdi. futbol federasyonu, ay - yıldızlı ekibe destek sağlamak için her koltuğa türk bayrağı bıraktı. taraftarlar bu bayraklarla stadı adeta kırmızı ve beyaza boyarken, tribünlerde muhteşem görüntüler oluştu. henüz 2. dakikada yediğimiz şok golle yenik duruma düşmemize rağmen milli takımımıza desteklerini azaltmayan taraftarımız, herkesten tam not aldı.
marşı kimse duyamadı! tribünleri dolduran taraftarlar, isviçre seyircisinin geçtiğimiz hafta bern'de oynanan ilk maçta milli marşımızı ıslıklamasına aynı şekilde karşılık verdi. karşılaşma öncesi çalınan isviçre milli marşı, tribünlerden yükselen ıslıklar yüzünden duyulmadı. daha sonra istiklal marşı'nı hep bir ağızdan söyleyen taraftarlar, ellerindeki bayrakları havaya kaldırdı. ay - yıldızlı futbolcular, istiklal marşı okunurken, birbirlerine kenetlendi. marşımızı coşkuyla söyleyen milli oyuncuların başta alpay, tuncay ve hakan şükür olmak üzere son derece hırslı oldukları gözlendi. ay - yıldızlılar, marşımızdan sonra saha içinde kenetlenerek galibiyet andı içti.
vogel'in hareketi llk maçta frei ile olumsuz diyalog yaşayan fatih terim, dün de vogel'in hareketine muhatap oldu. milanlı oyuncu, ikinci golü atmalarının ardından fatih hocanın yakınına gelerek centilmenliğe yakışmayacak bir harekette bulundu.
sahadan atıldı isviçre milli takımı'nın yardımcı antrenörü, ikinci golünün sevinci sırasında sahadan atıldı. seyircinin sahaya fırlattığı bayrak sopasını tribünlere geri atan antrenör, dördüncü hakemin uyarısıyla alandan çıkarıldı.
hakan-volkan erken sevindi! ay-yıldızlı ekibimizin ikinci golünden sonra hakan şükür ve kaleci volkan demirel, sevinçlerini isviçre kulübesinin önünde yumruk şov yaparak yaşadı. tuncay'ın attığı ikinci golden sonra sahada ilginç görüntüler yaşandı... kaptan hakan, kaleci volkan ile birlikte, sözleşmişçesine isviçre kulübesinin önünde birleştiler. gol sevincini isviçreli futbolcuların önünde yumruk şov yaparak yaşayan iki oyuncunun bu hareketleri yadırgandı. taraflı tarafsız herkes iki futbolcunun henüz maç bitmeden yaptığı bu gereksiz harekete tepki gösterdi. ilk maçta yaşanan tatsız olayların ardından, isviçreli basın mensupları da istanbul'daki tepkilerden nasibini aldı. ay-yıldızlılar, stata giren isviçreli basın mensuplarını, rakip seyirci zannederek ayran ve bira şişesi yağmuruna tuttu. polisin devreye girmesiyle olaylar sonlandı. güvenlik görevlileri, basın tribünü ve şeref tribünü girişindeki taraftarları uzaklaştırıp, 5 otobüs isviçreli'yi stada aldı. karşılaşma öncesi futbol federasyonu asbaşkanı şekip mosturoğlu, türkiye'nin bu maçtan kesinlikle galibiyetle ayrılacağını söyledi. "içimdeki ses, isviçre'yi yeneceğimizi söylüyor. fatih hoca ve talebelerine güvenimiz tam. fark atıp, almanya'daki yerimizi alacağız” ifadesini kullanan mosturoğlu'nun maç tahmini tuttu ancak milliler, şanssız bir şekilde finallere gitme şansını kaçırdı. mücadelenin ilk yarım saatinden sonra gerginleşen havayı teknik direktör fatih terim yumuşatmaya çalıştı. tecrübeli çalıştırıcı, rakip futbolcuların tahrikleri üzerine, dördüncü hakem johny ver eecke'nin yanına gitti. eecke'nin omzuna elini atan terim, isviçreliler'in çirkin hareketlerini şikayet etti. dördüncü hakemin, terim'i dikkatle dinlediği gözlemlendi.
ümit tribüne fatih terim, 2-0 yenilen ilk maçın kadrosunda revizyona gitti. bern'deki mücadelede ilk 11'de yer alan tümer metin, nihat ve ibrahim toraman'ı kenara çeken fatih hoca, ümit özat'ı da 18 kişilik kadroya dahil etmedi, tribüne gönderdi.
ilk maçın kadrosunda revizyon milli takımlar teknik direktörü fatih terim, isviçre karşısında sahaya oldukça farklı bir 11 sürdü. bern'deki ilk maçın kadrosundan 6 oyuncuyu değiştiren terim, cezalı olan hüseyin'in yanı sıra ibrahim toraman, ümit, serkan, nihat ve tümer'e ilk 11'de yer vermedi. bu oyuncuların yerlerine cezaları biten hamit ve emre ile ergün, necati, tolga ve serhat ilk 11'de görev yaptı. rüştü, fatih tekke, yıldıray, serkan, tümer, ibrahim toraman ve halil yedek soyundu. terim, servet, ümit, okan, orkun, gökhan, fatih akyel ve nuri'yi 18 kişilik maç kadrosuna almadı.
dünya izledi türkiye'nin isviçre mücadelesini toplam 442 basın mensubu takip etti. 139'u yabancı yazılı ve görsel medya çalışanının 125 isviçreli, 8 japon, 3 alman ile birer italyan, ingiliz ve fransız olduğu bildirildi.
ekstra güvenlik güvenlik için daha önce 3 bin 600 polis düşünen istanbul emniyeti, bunlara 400 emniyet mensubu daha ekledi. emniyet müdürü celalettin cerrah, gidiş güzergahında ve stat çevresinde 2 bin, içeride de bin 600 polisin bulunduğunu, ek önlemler çerçevesinde toplam görevli sayısının 4 bini bulduğunu açıkladı.
442 basın mensubu karşılaşmaya, basın mensupları da büyük ilgi gösterdi. fenerbahçe şükrü saracoğlu stadı'na 139'u yabancı toplam 442 basın mensubu görev yaptı. yabancı basın mensupları arasında 125 isviçreli, 8 japon, 3 alman ile birer italyan, ingiliz ve fransız olduğu bildirildi.
protesto! tribünde isviçre aleyhine birçok pankart asan taraftarlar, müthiş tezahüratlarıyla rakibin ulusal marşlarını duymasını engelledi. bern'deki gergin maçın bir devamıydı dün gece... ilk karşılaşmada istiklal marşımız'ın ıslıklanmasına büyük tepki gösteren taraftarlar, isviçre'nin marşı okunduğu sırada kadıköy'ü ıslıklarıyla inletti. rakip takımın futbolcuları bu tepki karşısında şaşırken, marşlarını duymakta bile zorlandılar. bu arada isviçre milli takımı 17:55'te otelden çıkarken, 10 kişilik taraftar grubu pankart açıp, "isviçre soykırım yalanından vazgeç” şeklinde slogan attı.
umutlar 2008'e kaldı a milli futbol takımı, 2006 dünya kupası'na katılmak için isviçre'ye karşı verdiği tarihi sınavı kaybetti. ay-yıldızlı ekibin yeni hedefi 2008 avrupa şampiyonası. milliler, 2006 yılında almanya'da düzenlenecek 18. dünya kupası finalleri'ne katılabilmek için isviçre karşısında son kozunu oynarken, 4-2'lik galibiyete karşın kendisini finallere taşıyacak 3 farklı skoru elde edemedi. 2002 dünya kupası'nda 3. olarak tarihi bir başarıya imza atan türkiye, 2004 avrupa şampiyonası'nın ardından 2006 dünya kupası'na da katılamayarak, düşüşünü sürdürdü. türkiye, dünya kupası finallerine daha önce 2 kez katıldı. 1930 yılında uruguay'da başlayan dünya kupası heyecanına, ilk kez 1950 dünya kupası finalleri için ortak olan türkiye, avusturya'ya 2 maçta da yenilmesine karşın, bu ülkenin finallere katılmama kararı alması üzerine, finallerde mücadele etme şansını yakaladı. daha sonra türkiye, fıfa'nın gösterdiği rakip olan suriye'yi 7-0 yenmesine karşın, 'masraflı olacak' gerekçesiyle brezilya'daki finallere katılmaktan vazgeçti. a milli futbol takımı'nın katıldığı ilk dünya kupası, 1954'te isviçre'de düzenlenen finaller oldu. elemelerde ispanya'ya ilk maçta 4-1 yenilen, ikinci maçı 1-0 kazanan türkiye'nin durumu, statü gereği tarafsız sahada yapılan 3. maç 2-2 sonuçlanınca, kuraya kaldı. franco adlı bir italyan çocuğun yaptığı kura çekimi sonucu türkiye, finallere katılma hakkını elde etti. finallerde, ilk maçında almanya'ya 4-1 yenilen a milli futbol takımı, güney kore'yi 7-0 yenmeyi başardı. kurallar gereği bir kez daha almanya ile karşılaşan milli takım, 7-2'lik yenilgiyle 1954 dünya kupası finalleri'ne veda etti. türkiye, bir sonraki dünya kupası mücadelesine, fıfa'nın, maçlarını asya grubunda oynatmak istemesi üzerine katılmadı. avrupa grubunda yer almakta ısrar eden türkiye, fıfa'yı protesto ederek, isveç 1958 elemelerinde yer almadı. 1962 yılında şili'de yapılan dünya kupası için elemelerde yeniden avrupa grubunda mücadele eden (a) milli futbol takımı, norveç'i 2 maçta da yenmesine karşın, sovyetler birliği'ne iki maçta da yenilince, final umutlarını tüketti. ingiltere 1966 ve meksika 1970 finalleri için elemelerde başarısız sonuçlar alan türkiye, almanya 1974 dünya kupası elemelerinde, italya'nın ardından grubunda 2. olabildi. arjantin 1978, ispanya 1982 ve meksika 1986 elemelerinde de umduğunu bulamayan türkiye, 1990 dünya kupası finalleri'ne katılma şansını son maçta elinden kaçırdı. sovyetler birliği, avusturya, doğu almanya ve izlanda ile aynı grupta yer alan türkiye, sovyetler birliği ile deplasmanda oynadığı son maça final vizesi umuduyla çıktı. bu maçı 2-0 kaybeden türkiye, grupta 3. olurken, sovyetler birliği ve avusturya, ilk iki sırayı alarak finallerde mücadele etme hakkını kazandı. a milli futbol takımı, abd 1994 ve fransa 1998 dünya kupaları elemelerinde de amacına ulaşamadı. a milli futbol takımı, 1950 dünya kupası finalleri'ne katılma hakkını elde eden ancak çekilerek bu şansını o zaman türkiye'ye bırakan avusturya'dan, 2002 dünya kupası finalleri için vize aldı. avusturya'nın yarım asır önceki vizesine rağmen, ekonomik açıdan brezilya'daki finallere katılmaktan son anda vazgeçen türkiye, play-off baraj maçlarında bu kez rakibini 1-0 ve 5-0'lık skorlarla yenerek, 2002 yılında güney kore ve japonya'nın ev sahipliği yaptığı dünya kupası finalleri'ne katılma hakkını kazandı. a milli futbol takımı, japonya ve güney kore'nin ev sahipliği yaptığı 2002 yılındaki 17. dünya kupası finalleri'nde tarihi bir başarıya imza attı. milliler, 48 yıl sonra katıldıkları finallerde brezilya, kosta rika ve çin ile aynı grupta yer aldı. gruptaki ilk maçında brezilya'ya2-1 yenilen ay-yıldızlı ekip, kosta rika ile 1-1 berabere kalıp, son maçta çin'i 3-0 yenerek gruptan averajla çıkmayı başardı.
2. turda ev sahibi ülkelerden japonya'yı 1-0 yenmeyi başaran milliler, çeyrek finalde de senegal'i 'altın gol'le 1-0 geçerek yarı finale çıktı. yarı finalde yine brezilya ile eşleşen ve 1-0 yenilen türkiye, final şansını kaçırırken, üçüncülük maçında diğer ev sahibi güney kore'yi 3-2 yenip, üçüncülüğü elde etti.
çekler vizeyi aldı 2006 dünya kupası'nın son yolcuları dün belli oldu. avrupa kıtasında çek cumhuriyeti, ilk maçta 1-0 yendiği norveç'i sahasında da aynı skorla yenip, almanya vizesini aldı. ilk maçta slovakya'yı 5-1'le dize getiren ispanya da deplasmanda rakibiyle 1-1 berabere kalıp, 2006'ya katılma hakkını elde etti. kıtalararası elemelerinde ise, avustralya, ilk maçta 1-0 yenildiği uruguay'ı penaltı atışları sonucu 4-2, trinidad-tobago da 1-1'in rövanşında deplasmanda bahreyn'i 1-0 yenerek mutlu sona ulaştı.
türkiye 2. kez baraja takıldı 2006'da almanya'da düzenlenecek 18. dünya kupası'na gidebilmek için isviçre ile play-off maçları yapan a milli futbol takımı, yine baraja takıldı. daha önce 3 kez oynadığı baraj maçlarından, 2 kez gülen taraf olarak ayrılan ay-yıldızlılar, son olarak 12. avrupa şampiyonası finallerine katılma şansını letonya karşısında yine bir baraj maçında yitirmişti. 2000 yılında belçika ve hollanda'nın ortaklaşa düzenlediği 11. avrupa şampiyonası finallerine katılabilmek için irlanda cumhuriyeti ile eşleşen ay-yıldızlı ekip, dublin'deki ilk maçta tayfur havutçu'nun penaltıdan attığı golle 1-1 berabere kalıp, bursa'daki rövanşta da 0-0'lık skorla finallere gitme hakkını kazandı. milliler, japonya ve güney kore'nin ev sahipliğinde 2002 yılında düzenlenen ve türkiye'nin 3. olduğu 17. dünya kupası finallerine gidebilmek için bu kez avusturya ile baraj maçları yaptı. (a) milliler, viyana'daki ilk maçı okan buruk'un golüyle 1-0, istanbul'daki rövanşı ise arif erdem (2), yıldıray baştürk, hakan şükür ve okan buruk'un golleriyle 5-0 kazanarak, 48 yıl sonra dünya kupası finallerine katılmaya hak kazanmıştı. türkiye, 2004 yılında portekiz'de düzenlenen 12. avrupa şampiyonası finallerine katılabilmek için eşleştiği letonya karşısında ise tam anlamıyla düş kırıklığı yaşadı. zayıf rakibi karşısında spor kamuoyunca kesin favori gösterilen ay-yıldızlı ekip, riga'daki ilk maçı 1-0 kaybetti istanbul'da yapılan rövanş maçında ise ilhan mansız ve hakan şükür'ün golleriyle 2-0 öne geçerek büyük avantaj yakalayan türkiye, üst üste kalesinde gördüğü 2 golle maçtan 2-2 berabere ayrılıp, final biletini rakibine adeta hediye etti. milliler, 2006 yılında almanya'nın ev sahipliği yapacağı 18. dünya kupası finalleri'ne katılabilmek için isviçre ile oynadığı baraj maçlarının ilkini ise deplasmanda 2-0 yitirdi. dünya üçüncüsü apoleti taşıyan ay-yıldızlı ekip, büyük çekişmeye sahne olan rövanş maçını 4-2 kazanmasına rağmen kendisini finallere taşıyacak 3 farklı skoru yakalayamayınca, yine bir baraj maçında hayallerine veda etmek zorunda kaldı.
bir biz gidemedik! fıfa sıralamasında 11. olan türkiye, dünya kupası'na gidemezken, bizim önümüzdeki 10 takım da almanya vizesini aldı. ilk 20'den dünya kupası vizesi alamayan 4 ülkeden biri türkiye olurken, diğerleri danimarka, yunanistan ve uruguay... elemelerde danimarka ve yunanistan, türkiye ile aynı gruptaydı.
7 şubat 2006: fıfa disiplin komitesi, a milli takıma 16 kasım 2005'de isviçre ile oynanan 2006 dünya kupası 2.baraj maçındaki olaylardan dolayı oldukça ağır bir ceza verdi. buna göre:
a milli takım 6 resmi maçı tarafsız sahada (türkiye'den en az 500 km uzak olacak) ve seyircisiz oynayacak. türkiye futbol federasyonu, 200.000 isviçre frankı para (ayrıca 20000 isviçre frankı da masraflar için) cezası verecek.
görevinden istifa eden yardımcı antrenör mehmet özdilek futbol ile ilişkili her türlü faaliyetten 12 ay men, 15.000 isviçre frankı para (ayrıca 1000 isviçre frankı da masraflar için),
fehmi alpay özalan ve emre belözoğlu 6 resmi milli maç oynamama, 15.000 isviçre frankı para (ayrıca 1000 isviçre frankı da masraflar için),
serkan balcı ise 2 resmi milli maç oynamama, 5.000 isviçre frankı para (ayrıca 500 isviçre frankı da masraflar için) cezası aldı.
buna karşılık isviçre'ye de çeşitli cezalar verildi. buna göre:
futbolcu benjamin huggel 6 resmi milli maç oynamama, 15.000 isviçre frankı para (ayrıca 500 isviçre frankı da masraflar için),
fizyoterapist stephan meyer 2 resmi maç hak mahrumiyeti, 6.500 isviçre frangı para (ayrıca 500 isviçre frankı da masraflar için) cezası aldı.
peki mafyanın futbola yönelik hemen hemen her atağında gündeme gelen ve futbolun kirli yüzünü temsil eden davut dişli kim?
sakarya doğumlu olan dişli, lise eğitimini haydarpaşa lisesi’nde tamamladıktan sonra 1979 yılında istanbul üniversitesi kimya mühendisliği bölümüne girdi. üniversite eğitiminden sonra yurtdışına çıktı. dönüşünde ticarete başladı. dişli’nin futbola ilgisi 1986 yılında dayısı tahsin kaya fenerbahçe’ye başkan seçilmesiyle başladı. 1993 yılında fenerbahçe’ye başkan olan güven sazak’ın yönetim listesinden birinci sıradan yedek yönetim kurulu üyesi seçildi. ardından da aynı yönetimde altyapı yürütme kurulu başkanlığına getiril di. bu görevini 1994 yılı sonuna kadar sürdürdü. 1995 yılında fenerbahçe altyapı derneği’ni kuran dişli, 1998 yılında başkan seçilen aziz yıldırım yönetiminde âsbaşkanlık görevinde bulundu. ardından 2004 yılındaki seçimde aziz yıldırım’a rakip olarak fenerbahçe başkanlığına aday oldu. ancak, sonra adaylıktan çekildi.
dişli’nin futbol dünyasına girmesiyle ticaretteki faaliyetleri de arttı. ilk önce diğer aile üyeleriyle birlikte kurduğu sadık şirketler topluluğu’nda yöneticilik yapan dişli, daha sonra tek başına hareket etmeye başladı. grup pazarlama şirketler topluluğu yönetim kurulu başkanlığını yapan dişli’nin ticaretteki önemli faaliyet konusu soda üretimi. türkiye’nin önemli soda üretimi. türkiye’nin önemli soda markalarından sırma’nın sahibi olan dişli’nin reklam, restoran ve altın sektöründe onlarca şirketi bulunuyor.
davut dişli ticari yaşamından çok mafyayla ilişkileriyle gündeme geldi. çete lideri sedat peker’in futbol dünyasındaki temsilcilerinden biri olarak adı geçen dişli, peker’in gözaltına alındığı her operasyonda mutlaka ön plana çıktı.
sedat peker çetesine yönelik en kapsamlı operasyon 2004 yılının sonunda yapıldı. peker ve çok sayıda adamı tutuklandı. polis operasyondan üç ay önce peker ve adamlarını teknik takibe almıştı. bu süre içinde peker’in telefonları dinlenmeye alınmıştı. sedat peker’in 62 yıl hapis istemiyle yargılandığı istanbul ağır ceza mahkemesi’ndeki dava dosyasında yer alan telefon kayıtlarında peker’le görüşen isimlerden biri de davut dişli. 7 eylül 2004 tarihinde saat 22.29’da sedat peker’i arıyor. o dönemde futbol federasyonu milli takımlar sorumlusu olan davut dişli ile peker arasındaki konuşma futbolun nasıl mafyanın denetimine geçtiğini açıkça göstermesi açısından hayli ilginç. sedat peker: ne haber davut?
davut dişli: kurban olayım seni verene ben. bir terslik olmuş çok özür dilerim ya reisim, çok özür dilerim. bir yanlış işaret verdiler bana. “abi” dediler, abim zannettim. telefon bende değildi, çok özür diliyorum ya...
sedat peker: estağfurullah.
davut dişli: ben senin için her şeyi yaparım ya. çok üzüldüm yani.
sedat peker: ben yanlış anladım herhalde baştan.
davut dişli: çok özür dilerim. yani yanlış anlaman için de çok özür dilerim.
sedat peker: olur mu önemli değil. sen maça bak abi. o gün olgun (peker) bana bir şey söyledi. peşinden de bu olunca, yanlış yorumladı.
davut dişli: yok reisim. onlar onunla ilgili de. bir kişi vardı, ben bunu size gelince izah ederim. telefonda konuşmayalım, yüz yüze konuşalım demek istedim ona.
sedat peker: anladım.
davut dişli: yanlış anlıyor herhalde.
sedat peker: yok o telefonda yanlış bir şey söylemez, ticaret yapıyor ya.
davut dişli: evet efendim.
sedat peker: olgun öyle söyleyince, bir ck\ öyle olunca, “ulan!” dedim...
davut dişli: yok efendim yok, kurban olurum ya kurban olurum. hiçbir şey seninle olan dostluğuma, arkadaşlığıma engel olamaz, bunu bilin.
sedat peker: allah senden razı olsun.
davut dişli: allah ölüm vermesin. sonra, sen beni tanırsın, böyle bir şey olamaz, olamaz.
sedat peker: ya ben mecnun’u aradığımda o kadar üzüldüm ki, ya dedim ‘ne oluyor mecnun? dünyada herkes yapar, o yapmaz’ dedim.
davut dişli: reis, dünya yapar, ben yapmam, sen bunu bilirsin. allah razı olsun.
sedat peker: ben de onu söyledim.
davut dişli: allah razı olsun.
davut dişli’nin adı en son saha içindeki olaylara mafyanın damgasını vurduğu türkiye-isviçre maçında gündeme geldi. 16 kasım 2005’te kadıköy’de oynanan maçta türkiye, isviçre’yi 4-2 yendi. ama bu türkiye’nin dünya kupası’na gitmesine yetmedi. maçın bitimiyle statta savaş görüntülerini aratmayacak olaylar yaşandı. futbolcuların ve teknik direktör fatih terim’in yardımcılarının isvçreli futbolculara, terim’in işaretiyle birlikte saldırdığı söylendi. soyunma odasının koridorlarında isviçreli futbolculara saldıran siyah takım elbiseli kişiler de vardı. bu kişilerden kimlikleri tespit edilen yaşar aydın ve ali kıratlı’nın davut dişli tarafından stada alındığı belirlendi. hem yaşar aydın hem ali kıratlı, çete lideri sedat peker’in adamlarıydı. yani davut dişli, isviçreli futbolcuları dövmesi için sedat peker’den adam istemişti.
maçtan televizyonlara yansıyan görüntülerin başında milli takım’ın yardımcı antrenörü mehmet özdilek’in isviçreli bir futbolcuya çelme takması oldu. arkadaşına çelme taktığını gören başka bir isviçreli futbolcu da özdilek’e tekme attı. jübilesindeki gelirlerini çocukların eğitimine başlamasıyla ve dürüstlüğüyle tanınan şifo mehmet, kamuoyunun tepkisi üzerine istifa etmek zorunda kaldı.
maçta ve sonrasında yaşanan olaylar milli takımlar sorumlusu davut dişli’nin başında bulunduğu mafya grubu tarafından isviçre’de oynanan ve türkiye’nin 2-0 kaybettiği maçtan sonra planlanmıştı. dişli, isviçre dönüşü 3 gün sonra oynanacak maçla ilgili “önemli olan 2006’ya gitmek. ben de ceza alıp gideceksem razıyım. isviçre’de seyirci ne gerekiyorsa yaptı. onlar pislik yaptıysa gerekirse biz de yapalım.
sahaya odun atalım demiyorum, ama onları yıldıracak her yola başvurmalıyız. o gün statta çok farklı, inançlı 60 bin kişi istiyoruz. tribünlerde seyirciden ziyade fanatik istiyorum; deli taraftar istiyorum. onlar bizi tribünleriyle nasıl bunalttıysa inanmış türk taraftarı fazlasını yapar. g.saray-neuchatel, f.bahçe-cannes maçlarının rövanşlarını hatırlıyorum. alman kötü sonuçlara rağmen tribünler salkım saçaktı, statlara sığmamıştı. şimdi aynısını maça geleceklerden rica ediyorum,” diyordu.
kavgaya taraftarı da katmaya çalışan dişli, maçtan önce yapılan güvenlik toplantısında da emniyet yetkilisinden, isviçreli futbolcuları pasaport kontrolünden itibaren psikolojik baskı altına almalarını istiyordu. emniyet yetkilisi bu isteğe şaşırmıştı. ancak dişli söylemine devam ediyordu: “biraz pasaport kontrolünde bekletmek yasa dışı mı? ne olur yani isviçreliler biraz kuyrukta beklese de ülkeye iki üç saat geç giriş yapsa.”
gerçekten de isviçre milli takımı istanbul’a üç saat süren bir pasaport kontrolüyle giriş yapabildi. daha körükten girişte, ellerinde türk bayraklı yer hizmetleri görevlileri oyuncuların burnunun dibinde slogan atıp tacize başladı. gümrüklü alan geçişinde ise para ile tutulduğu belli bazı kişiler yine futbolculara saldırdı.
yaşananlar nedeniyle dünya ayağa kalktı. fifa da türkiye’yi altı maç saha kapatama ve seyircisiz oynama cezasına çarptırdı.
tarihi sınava alpay'ın inanılmaz hatasıyla yenik başladık. tuncay'ın (2) ve necati'nin golleriyle umutlandık. 84'te steller hatayı affetmedi, hayalleri bitirdi. tuncay'ın golü skoru belirledi.
henüz daha 28. saniyede hakem penaltıyı göstermişti. frei'ın önüne düşmekte olan, ergün'ün üzerinden aşırtılan topu alpay koluyla düzeltmişti. aslında biraz ilk maçtaki pozisyonu andırıyordu. hani çokça konuşulan müller'in pozisyonunu. ama hem hakem farklıydı, hem de hakemin çalabileceği bir faul yoktu ortada. frei topun başına geçti. volkan'ı terse yatırdı. daha topa ayağımızı değmeden atmamız gerekenler 4'e çıkmıştı. altından kalkılması güç bir yük. terim, bundan sonra ergün'ü sola tolga'yı göbeğe koyduğu savunmasına sürekli çıkın demeye başladı. ki bunu isviçreli gazeteciler de kolaylıkla anlamıştır. böylece selçuk savunma güvenliğini üstlenecek, emre forvetin hemen arkasına gidecek ve pas dağıtacak. serhat ve tuncay kanat hücumlarını hamit ve ergün'ün yardımıyla yapacaktı. başta 4-2-2-2 gibi dizilen ekibin, 2-4-4'le gibi dar alanda yüklenmesi hedefleniyordu. 10'uncu dakikaya kadar 3'ünü hakan'ın vurduğu 4 kafa denemesi cılız kaldı. yükleniyor görünüyorduk, ama üretim yine zayıf ve düşük kalitedeydi. kuhn'un takımı ise defansif bir 4-5-1'le kapanıyordu. eksik kalan hamit'i yeterince kullanamayışımız, ergün'ün ise zayıf kalmasıydı. bu baskı oyunundan pozisyonu bulan, bekledikleri bir kontratakla isviçre oldu. gygax soldan kaçıp kötü vurdu, karşı karşıyada. sonra tuncay çıktı ortaya. kadıköy'ün isyankarı 24'de emre'nin serbest vuruşuna savunmayı parçalayarak vurdu kafayı. yırtındı, isyan etti. onun bu hali takıma da sirayet etti. yılmış görünen seyirci ayaklandı ve isviçre sindi. emre devreye girmeye başladı. kuhn kendi hakan'ını stellert'i oyuna alıp ileride top tutan adam istihdam edinceye kadar baskı kurduk böylece. 2-2-6 gibi olduk baskıyla. sonra ise topu çıkarmakta zorlandık. ne gariptir ve ilk defa ne kutlu tesadüftür ki, tam oyun kontrolünü kaybetmişken 37'de tuncay'la golü bulduk. ikinci yarıda baskı artık elle tutulur, bıçakla kesilir hale gelmişti. normal olarak ağır ve çok pas hatası yapan savunmamız açık veriyordu. 47'de frei daha sonra 65'de de yapacağını yapıp bomboşta, karşı topu dışarı attı. bu riski almaya değerdi. son yediğimiz gol de bu yolla olsa da. 51'de serhat'ın alıp necati'nin attığı penaltı bir mucizenin kapısı gibiydi. 61'de hakan karşı karşıyada artık alameti farikası olan o golü kaçırmasa isviçre tamamen sahadan silinebilirdi. baskı savunmada açıklara rağmen iyi kuruldu. alkışlanacak kadar. ama ne yalan söyleyeyim 77'de ergün'ün direği sıyıran şutu dışında net bir şans bulunamadı. 2 dakika sonra steller volkan'ın çıkışında net bir pozisyonu gol yapamadı. emre ve necati'nin çıkışı topu artık eskisi kadar kontrol edemiyorduk, ama net şansı golü yemeden 1 dakika önce bulduk. 3 oyuncumuz birbirine girdi. dönen topu tolga taça çıkmasın diye içeri çevirdi ve yürümekte zorlanan steller yürüyerek golü attı. yıkılmış hayallere yine isyan eden tuncay oldu 88'de. tam 4 gol bulduk, grupta toplam 7 yemiş isviçre'ye karşı. ve buna rağmen elendik. ne yazık!
switzerland: pascal zuberbuhler, philipp degen(dk. 46 valon behrami), philippe senderos, christoph spycher, johann vogel, ricardo cabanas, patrick muller, tranquillo barnetta, rapha?l wicky, daniel gygax(dk. 33 marco streller), alexandre frei
yedekler: valon behrami, benjamin huggel, marco streller
hayatımı değiştiren maçlar | necati ateş by fourfourtwo on 7 şubat 2018
galatasaray’da fatih terim’in yeni ekibine katılan necati ateş, hayatını değiştiren maçları anlattı
03 türkiye 4 isviçre 2 16 kasım 2005 dünya kupası elemeleri
“isviçre’de 2-0 yenildiğimiz maçın rövanşında normal bir maç atmosferi yoktu, olaylar çıkmıştı ve gerginlik vardı. penaltı kazandığımızda kimse topun başına geçmedi. elimi taşın altına sokup golü attım. 4-2 kazanmamıza rağmen turnuvaya gidemediğimiz için çok üzgündüm.”