kadıköy tarih dersanesi... itinayla özel ders verilir... stad inanılmaz güzeldi.. inanmıştı çocuklar başaracaktık, rakip çeşitli desteklerle(!) bulunduğu konuma gelmiş gs idi. 1-2-3-4 klasik bir tarife... yok bu sefer 6 olmadılar mutlu oldular ama 35 pasta gol atmakta nasıl bir duyguymuş bu maçta tattık... tuncay şanlı'nın maç sonrası tribünlere gelip bir baba hindi çektirmesi ve santraya getirilen hindi ise yaşamaya ve görülmeye değerdi :)
appiah, luciano, alex ve anelka'nın golleriyle 4-0 galip geldik. 3 tane de direkten döndü. 7 geliyor 7 dedik olmadı bir türlü. bu maçtan akılda kalan en güzel hareket şuydu: anelka sol çizgiden ceza sahsına girdi önce savunmayı, sonra mondragonu tek bilek hareketleriyle maymun etti topa dokundu ve top direkten döndü. bir savunmayla bu kadar dalga geçildiğini ilk kez gördüm. keşke o gol olsaydı da maç 1-0 bitseydi dedirtti bana.
sarı-lacivertliler, 22 nisan 2006'da şükrü saracoğlu'nda 4-0 yendiği g.saray maçında 4. golü toplam 33 pasta bulmuştu. cimbom karşısında şov yapan f.bahçe, anelka ile 78. dakikada tarihe geçen bir gol sevinci yaşamıştı.
"türkiye'den mutlu ayrıldım. bu sezon da chelsea’de iyi geçti. eğer verilmeyen penaltılar olmasaydı avrupa’da çok daha farklı bir yerde olabilirdik. türkiye’de atmosfer, kültür, hayat ve yaşam son derece iyiydi. 1.5 yıl boyunca hep mutlu oldum. türkiye’yi ve insanlarını çok sevdim."
"fenerbahçe büyük bir kulüp. bu sezon kötü sonuçlar alsa da o bunun büyüklüğünü değiştirmez. şampiyonlar ligi’nde fenerbahçe’yle karşılaşmaktan mutlu oldum. fenerbahçe büyük olduğu kadar da çok zor bir takım. her zaman kazanıp, gol atmamızı istiyorlar. sarı-lacivertli kulüpte oynayabilmemiz için kafanızın salim olması lazım."
"unutamadığım 2 maç var, ilki psv’yle.. ama o 4-0 kazandığımız g.saray maçı bambaşka. anılarımı süslediği gibi herkese de anlatıyorum. halen türkiye’den konuştuğum iyi arkadaşlarım var. özellikle önder her fırsatta telefonda görüştüğüm biri. onun da milli takım önündeki engelin kalkması iyi olmuş. ayrıca fenerbahçe yöneticileriyle de sık sık konuşuyorum. fenerbahçe taraftarı çok önemli bir taraftar. yüreğimde çok ayrı yerleri var. türkiye’ye bu saatten sonra gelmem zor. ancak fenerbahçe maçını seyretmek için o stada gelebilirim."
"aziz yıldırım’la abramoviç arasında pek bir fark yok. ikisinin de maddi gücü var. abramoviç kampa gelince hiçbir şey olmaz, hayat devam eder. ancak aziz yıldırım gelince bir korku olur. ikisi de soyunma odasına girer. bu da normal.”
12. dakikada tuncay ile verkaça giren appiah, ceza yayı üzerinden nefis vuruşuyla mondragon'un köşesinden ağları havalandırdı: 1-0.
20. dakikada alex soldan ceza alanına girdi, geriye çıkardı, tuncay gelişine vurdu mondragon'dan dönen topu luciano filere gönderdi: 2-0
31. dakikada hasan şaş'ın serbest atışında hakan şükür'ün yakın mesafeden kafa vuruşunu rüştü uçarak kornere çeldi.
35. dakikada alex'in nefis pasıyla sol taraf buluşan tuncay inanılmazı yapıp topu dışarı attı.
43. dakikada tuncay'ın sağdan ortasında nobre sert vurdu, üst direkten dönen topu aurelio dışarı gönderdi.
galatasaray ikinci yarının hemen başında saidou'nun kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kaldı. 58. dakikada alex'in ceza yayı üzerinden vuruşu direğin köşesinden döndü.
69. dakikada anelka ile başlayan atakta, aurelio'nun pasına gelişine vuran alex durumu 3-0 yaptı.
78. dakikada anelka galatasaray'a ilk golünü attı: 4-0.
89. dakikada anelka ceza alanı içinde şov yaptı. defansı ip gibi çalıma dizen fransız'ın son vuruşunda top direkten döndü.
- bu sezon bir maçı tekrar oynama şansınız olsaydı, mesela fenerbahçe maçını, tekrar oynamak ister miydiniz, yoksa işlerin bu kadar dramatik gelişmesi için o maçın öyle sonuçlanması daha mı iyi oldu?
eric gerets: biz şampiyonuz... üstelik taraftarlara çok özel bir şampiyonluk hediye ettik... fenerbahçe maçı sezonun kilit maçlarından biriydi. ama bence şampiyon olmak fenerbahçe'yi yenmekten daha önemli bir şey... seneye hem fenerbahçe'yi yener hem de şampiyon oluruz.
- fenerbahçe'yle oynanan maçtan sonra, bazı oyuncularınızın mantıklarından çok kalpleriyle oynadığını söylemiştiniz... böyle oynamalarından artık memnunsunuz herhalde...
eric gerets: kabul, bazen kalpten oynamak iyi bir şeydir. biz kalpten oynamasaydık, şampiyon olamazdık. ama bazı maçlarda, maç içinde bazı dönemlerde, duygulara fazla kaptırıp, mantığı geri plana atmak tehlikeli bir şeydir; zor anlarda kafanızla oynamazsanız disiplininizi, pozisyonunuzu kaybedersiniz, hata yaparsınız... ben sadece bunu söylemek istemiştim aslında...
maç bittiğinde fenerbahçeliler dâhil hiç kimse bu işin bu kadar kolay çözüleceğini düşünmüyordu. kadıköy'e üç puan avantajla gelen galatasaray yedi yıllık geleneği bozamamış, fenerbahçe'ye kalesinde gördüğü dört gol, direklerinde patlayan üç şutla mağlup olmuştu. "iş bitti" diyordu seyirciler ve futbol uleması, "fenerbahçe bundan sonra şampiyonluğu bırakmaz" diye ekliyorlardı. buna rağmen o gün üzüntüden ağlayan galatasaraylılar, üç hafta sonra denizli'den gelen haberle ali sami yen stadı'nda sevinç gözyaşları dökeceklerdi.
bu maçta fenerbahçe forması giyen stephen appiah"ın anısı
stephen appiah
2006’daki 4-0’lık derbiden önce gördüğü kâbusu anlattı:“şampiyonluğu kaybettiğimiz sezon denizli maçından 3-4 hafta önce g.saray’la oynadık. o maçın gecesinde samandıra’da kimse uyumuyordu. gece 02.00’de bile daum, futbolcu arkadaşlar ve teknik kadro hâlâ ayaktaydı. büyük bir heyecan vardı. g.saray maçlarına herkes çok farklı bakıyordu. 02.30-03.00 gibi uyumuşum. ama enteresan bir kâbusla uyandım. şaşkına dönmüştüm, ter içindeydim.rüyamda g.saraylı futbolcular ve taraftarlar samandıra’yı basmıştı. hatta birçoğu savaş boyaları bile sürmüştü. en net hatırladığım hakan şükür ve mondragon’du. herkesin elinde kesici aletler var ama mondragon’un elinde otomatik büyük bir silah vardı. ben koridorda en dip tarafa kaçtım. herkesi doğraya doğraya geliyorlardı. her yer kan gölü olmuştu. daum ve teknik kadronun odalarını geçtim yere çömeldim ve beklemeye başladım. bu arada murat kuş, volkan ballı ve daum ile takım arkadaşlarımın çoğu yerde kanlar içinde yatıyordu. aklıma çocuklarım geldi. beni de öldürecekler diye büyük bir korku içine girdim. çömelip kafamı ellerimin arasına aldım. ‘belki beni görmezler’ diyordum ama herkesi biçip önüme geldiler. tam kafamın üstünde konuşuyorlardı. ‘bunu da keselim mi?’ diyorlardı. ’sağ kalan yok, bunu da öldürelim. tamamıyla temizlensinler’ diyorlardı.bir an haykırmak istedim, sesim çıkmadı. ‘ben de g.saraylıyım, ben de g.saraylıyım’ demeye çalıştım ama sesim çıkmadı. o anda uyanıverdim. saat sabah 04.30’u gösteriyordu. korkudan uyuyamadım. ama o rüyayı herkese anlattım. herkes çok güldü. benim doğamda korkuya yer yok ama bu hiç unutumadığım bir anı. o gün akşam maça gittik. o korkudan eser kalmamıştı. arkadaşlarım da çok iyi hazırlanmıştı. ilk golü ben attım. sonra 4 oldu. rüyamdaki o gecenin intikamını alınca huzura erdim.
yardımcı hakemler: bahattin duran, mustafa emre eyisoy
4. hakem: yunus yıldırım
gözlemci: taner yalçındağ
temsilci: turgay polat, nusret saydan
fenerbahçe: rüştü reçber, fabio luciano, servet çetin, stephen appiah, ümit özat, tuncay şanlı (dk. 86 semih şentürk), mert nobre (dk. 67 nicolas sebastien anelka), mehmet aurelio, alexsandro de souza (dk. 88 mehmet yozgatlı), selçuk şahin, deniz barış
maçın son golünden önce fenerbahçeli futbolcuların 35 pas yaparak, anelka’nın atağı golle sonuçlandırması ise, bu maçın ayrı bir unutulmaz anlarındandı.
f.bahçe, ligde g.saray'ı kadıköy'de üst üste 6. kez mağlup etti. g.saray'ın ligde bundan önceki en farklı yenilgisi, 2002'deki 6-0'lık f.bahçe mağlubiyetiydi.