maçtan önce hiçbir gençler taraftarı gençlerin bu maçı alacağını düşünmüyordu. beraberlik bile iyi olur diye düşünüyorduk. birkaç arkadaşım deplasmana gitmişlerdi. ben ise radyodan maç dinlemeyi sevmediğim için netten skora bakıyordum.
o da ne? birden şok oldum. maçı 3-0 kazanmıştık! şaşırmamak elde değildi. beraberlik bile zor derken 3 golle 3 puan şaşırtmıştı beni. deplasmana giden arkadaşlardan birini aradım ve bana "abi kazandık ama konya'nın maçın hemen başında bariz bir penaltısı verilmedi" demişti.
akşam maç özetlerini izlediğimde tuna'nın daha maçın 2-3. dakikasında bariz bir penaltıya sebebiyet verdiğini ama hakemin devam dediğini gördüm. açıkcası üzüldüm, keşke adamların hakkı yenmeseydi, 1-0 yenik olsaydık da maçı oradan çevirebiliyorsak çevirseydik diye düşündüm.
pcnin başına döndüğümde gencler.org'a gelen yorumlar'n neredeyse %80'inde maçla ilgili yazan gençler taraftarlarının konyaspor'un bariz penaltısı keşke verilseydi diye yazdıklarını okudukça hoşuma gitti.
hala düşünürüm keşke o maçı o gün kaybetseydik de o penaltı verilmiş olsaydı. çünkü verilmeyen o penaltıyı görmezden gelirsem yarın benim verilmeyen penaltım için konuşmaya "asla" hakkım olmaz!
kısacası taraftar olarak ya lehimde, aleyhimde tüm kararlar için susmalıyım ya da hepsi için konuşmalıyım diye düşünüyorum hala!
dün çok önemli bir galibiyet aldık. derneğin yaptığı organizasyona özel işlerim nedeniyle katılamadım, oysa gitmek istiyordum. umarım bir sonrakine. bu yüzden maçın sadece trt'de yayınlanan 3dk. lık özetini izledim.
özetlerden anladığım kadarıyla konyaspor'a çok pozisyon vermişiz ama 2 kere direkten dönen top ve gökhan tokgöz'ün başarılı oyunu sayesinde "zor" bir deplasmandan gol yemeden ve bulduğumuz az sayıda pozisyondan da 3 gol çıkararak net bir galibiyetle dönmüşüz. kazanmamız gereken bir maçı kazandık önemli olan bu. uzun vadede hep üste oynamak istiyorsak kötü oynadığımız günlerde bile kazanmamız gerekiyor. o yüzden bu galibiyet çok önemli.
bu maç için bence en önemli olay gökhan'ın kalede başlamasıydı. son 3 maçtır çok kötü performans çizen ömer çatkıç'ın -son dakikada bir sakatlığı felan olmadıysa- yedeğe çekilmesi bence olumlu bir gelişme. ayrıca 2 gün önce hürriyet gazetesinde ömer'in gelecek yıl için beşiktaş'la prensipte anlaştığı gibi bir yazı çıkmıştı ne kadar doğru bilmem ama bizim gelecek yıllar için 02-03 sezonunda çok iyi işler yapan ve kalitesini bildiğimiz gökhan'ı kazanmamız gerekiyor. umarım böyle olur.
son olarak söylemeden geçmemek gerek, maçın başındaki pozisyonda okan'ın pozisyonu bence net bir penaltı. hakem atlamamalıydı. geçen hafta kayserispor maçında daha 2.dk. da gol yesekte maçı kopartmıştık. bu maçta ne olurdu bilemem ama hakem hatalarından canımız yanınca söyleniyorsak bence bunları da taraftar olarak görmeliyiz. o yüzden belirtmek istedim.
haftaya ankaragücü maçı var. her iki takımında ligdeki pozisyonları ne olursa olsun maç, her zamanki gibi "farklı bir atmosferde" oynanacak. bu maç hedeflerimiz açısından en önemli maçlardan biri. buradan alınacak bir galibiyet bundan sonraki "hızlı çıkışın" habercisi olacakır. umarım seriye devam ederiz.
evet, gençlerbirliği taraftarı her zaman iyi futbol izlemek ister. rakibini oyunun ilk dakikasından son dakikasına kadar kıstırıp farklı gol varyosyanlarıyla gol ve goller bulan ve sonuçta rakibini tabiri yerindeyse "eze eze" yenen bir takımı izlemek ister. kötü oynayıp maç alınca o kadarda sevinmez. tabi çok kritik bir maçsa onu ayrı tutmak gerek.
fakat futbolda sadece bir tane gerçek var, o da sonuç. lig gibi uzun bir maratonda her takım inişli çıkışlı grafikler çizebilir. ligde çok puan toplayan takımlara bakın, galip geldikleri kaç maçta eze eze galip gelmişler?
kısacası elbette güzel top oynayarak, güzel maç çıkaralım ama özellikle kritik maçlarda ersun yanal'ın bir sözünü hep hatırlıyorum "büyük takım olmak istiyorsak, kötü günümüzde de kazanmayı öğrenmeliyiz." gerçektende her yıl ligin zirvesinde olan takımlara baktığınızda kötü oynadıkları o kadar çok maçı kazanıyorlarki çoğu zaman iyi oynayıp kazandıkları maçlardan daha çok.
önümüzde çok zor bir ankaragücü maçı var. umarım hem iyi oynayıp hem de kazanırız :o)
sorry about the lateness of this post but you have to remember that i used to work for the turkish daily news where we only reported on games the day after they occurred and therefore our readers wouldn't get their reports until two days after the match. in other words, this may be late but not it is still earlier than the tdn.
having said all that you'll all be pleased to know that genclerbirligi came away with a 3-0 away win to konyaspor on sunday. a fantastic result but according to hurriyet it was an absolutely hopeless display and gencler we were very very lucky.
the article reads as if our midfield was ripped apart with konyaspor launching "wave after wave" of attacks. the defence was crap too with the woodwork saving us on a few occassions.
"genclerbirligi must take a difficult lesson out of this," atilla turker wrote in hurriyet. "winning is not normally this cheap."
well, point taken i guess. good news on one front though was isaac promise was on target again with turker writing: "isaac created it himself, shot on his own, and was delighted with himself."
i'm delighted too and going by the last couple of matches it seems promise is finally learning how to play.
the other goals in the match came from an own goal by el saka and a penalty goal scored by ugur boral towards the end.
the win keeps genclerbirligi in sixth place, five points behind third-placed kayserispor (who won on the weekend) and one point behind both trabzon (who won) and besiktas (who lost).