fenerbahçelilerin yoğun olduğu bir cafeydi. oscar cordoba kart görüp çıkınca 10 10 10 diye bağıran fenerbahçelileri hatırlıyorum cafede. herkes ayakta seyrediyordu maçı. derken koray topa vurdu. sonrasını hatırlamıyorum kendime geldiğimde yerler cam kırığı, masa yerde, sandalye kayıp. sergen maçtan sonra artık derbi yok aramızda demişti bi de onu hatırlıyorum.
cordoba'nın kırmızı kartından sonra kaleye pancu geçmiştir, maçın geri kalanının korku filmi şeklinde geçmesini beklerken, pancu'nun kadıköy panteri lakabına vesile olan karşılaşmada beşiktaş'ın son dakikalardaki performansıyla izleyenler uzun seneler boyu unutulmayacak bir mücadeleye şahit olmuşlardır.
mactan bir gece once maci besiktasin 5-4 kazandigini ruyamda gordum sabah ilk isim iddaa bayisine gidip mac sonucu oynamak oldu. ama 5-4 diye bir secenek yoktu, onu kapsayan +4-+4 secenegini isaretledim 1 e 100 veriyordu. mac basladi bir kafede oturuyoruz arkadaslara mac baslamadan bu maci 5-4 yenecegiz dedim. mac 4-3 e gelince herkes bana ermis gozuyle bakiyor iki gol daha bekliyordu. pancunun kurtarislari beni 1 e 100 den etti ama buyuk bir ani kazandirdi.
telsim tribününden maçı seyretmiştim.(cordoba'nın atıldığı kalenin arkasından).ilk yarıyı carew'in son dakika golü ile 1-2 mağlup kapamıştık.bu maçta hiç öne geçemedik.ikinci yarıda her 2 beşiktaş golüde uzaktan atılan gollerle olmuştu.bize uzak olan kale tarafına olan bu gollerde( uzaktan ve vuran futbolcunun arkasından topu gördüğümüzden ) tüm tribün topa vurulduktan sonra topun gidişinden gollerin olacağını anlamıştı.
sergen yalçın'ın maç sonunda " artık ezeli rekabet bitti. ne zaman ki f.bahçe kalesine alex'i ya da tuncay'ı geçirir ve bizi on kişiyle yenerse rekabet tekrar başlar." dediği maçtır.
bu maç esnasında askerdeydim. ufacık bi el radyomuz vardı maç saatini beklerdik ve maçı dinlerdik gizli gizli radyo yasaktı çünkü... ama onunda tadı başkaydı. o günde maçın büyük bir bölümünü dinleyememiştik gece eğitimi vardı. geldiğimizde maçın sanırım 75. dakikası flanda ya da sonlara doğruydu. ilker yasin maçı anlatıyordu sanırım. garip garip şeyler söylediğinin farkına vardık.. ne bileyim... "tuncay vuruyor ve pancu kurtardı flan gibi" biz artık gülmeye başladık çünküm herif direk sallıyor flan gözüyle bakıyoruz. kalede pancu nun ne işi var diye düşünüyoruz... ama daha sonnradan ilker yasin in anlattıklarının doğru olduğunu ve o gece beşiktaş'ın tarih yazdığını sonradan öğrendik...
mac ile ilgili gozume gelen ilk olay pancu'nun kaleye gecmesi ve fenerlilerin uzaktan kaleyi sutla yikmak istemeleri. tumerle one gectik, luciano beraberligi sagladi. penalti atisindan sonra artik herkes macin boyle bitecegini dusunuyordu. ancakkk adasimin uzaklardan vurdugu suttan sonra gol oldu ve kahveyi yiktik resmen :) unutamayacagim maclardan biridir.
ilk 45 dakikaya bakarsak fenerbahçe nin daum ile oynadığı en iyi maçtır kesinlikle. anelka ali güneşi maymun etmiştir ki ali güneş çareyi kanat değiştirmekle bulmuştur. herşeye rağmen hafızalardan unutulmayacak bir maçtır. bu maçta rüştü'nün hiçbir golde yapabileceği birşey yoktur ki; sanırım maçın özeti de budur.
heralde kaçırdığıma en çok yanacağım maçlardandır. maç başlamasına 5-6 saat kala new york sokaklarında vakit geçiriyor, havaalanına gitmek için bekliyordum. eğer uçağa yetişecek olmasam türklerin kahvelerinden birini bulup orada izlerdim maçı ama ona da zaman yoktu. fenerli kankam telefon etti haber verdi. hemen bir internet cafeye girip duruma bir de ben baktım. tabi oldukça huzurlu bir yolculuk sonunda istanbul'a vardım.
"birkaç kendini bilmez" fenerbahçe taraftarı, uzun süre türk futbolu ve beşiktaş'a hizmeti geçmiş olan beşiktaş teknik direktörü rıza çalımbay'ın eskiden kapıcı olan babasına gönderme yaparak üzerinde "rıza efendi 2 ekmek 1 süt" yazılı pankart açmışlarıd.
maçın ardından bu pankart uzun süre tartışılmıştı...
kısa bi süre iddia geçmişim vardır o gün maymunluğuna 3+ 4+ oynayayım deyip soora gülüşmüştük ben kesin tarih yazarız demiştim hava şartları zemin ve oynadığımız saha herşeyiyle tarih yazmaya müsaitti... maçı analtmaya gerek var mı her fenerli hatırlıodur:) tümer, carew, ibrahim akın, koray.. okulda izlemiştim cordoba atılıp kaleye pancu geçince dışarı çıkmıştım bakamam die.. farklı bi heyecan.. çarşı bisim okuldaymışçasına bi çığlık koptu ama ben gol attık diye yorumlayamadım.. arkadaşlar koşarak geldi o zaman anladım beşiktaşım bir tarih daha yazmış... maçtan sonra aziz yıldırım'ın pancu'ya top gelmedi ki ne kalecilik yaptı diyerek forveti kaleci olan bi takıma karşı gol pozisyonuna giremediklerini aciziyetini anlatan açıklamaları vardı. unutulmaz:) ii ya da kötü akıldan silinmez eminim:)
türkiye liglerine gelmiş en efsane maçtır. fenerbahçe şampiyonluğa kenetlenmiş tam gaz ilerlerken, beşiktaş sorunlarla boğuşurken. fenerbahçe, alex, anelka gibi yıldızlarla sahadayken. maça anelka-ali güneş gibi adil olmayan bir eşleşme ile başlanmışken. 52.000 taraftar kabus gibi sahaya çökmüşken. kurtuluş savaşı türkiye'si gibi beşiktaş'ın tüm kaleleri cebren ve hile ile zaptedilmişken. oraya gün gibi doğan 1600 kartalın 52.000 kişilik pers ordusu kılıklı taraftarı susuturarak başlattığı türküyü, önce pancu, sonra koray söylemiştir. bir kadıköy klasiğidir...
yukarıdaki yazı genelde güzel olmakla birlikte yazıya tek itirazım bir fenerbahçe taraftarı olarak "pers ordusu kılıklı taraftar" arasında benim de yeralmam.(bkz yukarıdaki 4.yorum)
şahsen fenerbahçe taraftarı olarak hiç bir şeyin "kılığında" değilim,hiç kimseye de bir "kılığa" girmesini tavsiye etmiyorum.
maçı telsim üst tribünden seyretmiştim. ilk 25 dakikada muhteşem bir fenerbahçe vardı. sağdan anelka soldan tuncay, ortadan alex dalga dalga geliyorlardı. ta ki tümer'in golüne kadar. ondan sonra da beşiktaş attıkça fenerbahçe yakalamaya çalışıyor. son dakikadaki koray'ın gölüyle yıkılıyoruz. maçtan sonra da bir kısım fenerbahçeli taraftarın alkışlı tepkisi tek bir anlam içermiyordu. kimisi sahadaki futbolu, kimisi kalecisiz 3 puanla dönen beşiktaşı, kimisi de ulan nası yenemezsiniz diye kendi takımını imalı bir şekilde alkışlıyordu. eve mutsuz dönsek de hafızalardan çıkmayacak bir tat bırakıyordu.
maçı trabzon'da star düğün salonunun üstünde seyretmiştim.trabzon'lular başarısızlıkları yüzünden kendilerine benzettiği,gizli gizli sempati duyduğu ama kendilerine bile itiraf edmediği beşiktaş'la.her yerde açık açık sevmediğini dile getirdiği fenerbahçe arasındaki maçta beşiktaş'ı destekliyordu.koray'ın sok dakika golünden sonra uzun sokak gol sesleriyle yankılandı.aynı etki belki beşiktaş köyiçinde olmuşur.maçtan sonra uzunsokak'tan meydana fenerbahçe'ye küfürler eşliğinde toplu bir yürüyüş olmuştu.herkes çok neşeliydi.ben de keyiflenmiştim ama ertesi gün ki uluslararası iktisat sınavım aklıma geldi neşem kaçtı.bu anlattığım yer trabzon.trabzon'u bilenler bunun imkansıza yakın birşey olduğunu düşünebilirler önemli olan kısmı da bu.
bu maçı izlemeseydim hayatımda futbolla ilgili hep bir şeylerin eksik kalacağını biliyorum. çünkü bu maçı anlatılarak, okunarak, banttan izlenerek yaşamak, anlamak mümkün değildi. belki tribünde olacak kadar şanslı değildim ama birbiirnden güzel 4 beşiktaş golünden sonra ayağa kalkıp goool diye bağıracak ortamı bulmuştum. rıza çalımbay ile kapıcının oğlu şeklinde dalga geçildiği ancak pancunun, korayın, ibrahimin, carewin verdiği cevaplarla süt dökmüş kediye dönenlerinn ellerindeki pankartlarla kalakaldığı büyük maç... tarihteki yeri unutulmayacak.
bu maçtan sonra çarşı fenerbahce maçlarına sahaya dokuz kişi çıkılmasını, kalede pancunun olmasını ve maclarında sukru saraçoğlunda oynanmasını" teklif etmiştir...:)
kayseri hava ikmal'de askerdim. maçın başlamasına kısa bir süre kala yılmaz başçavuş'un kızının ingilizce ödevini yapıyorduk ki maçın başlamasıyla birlikte dayanamadım ve ödeve sonra devam etsek ne iyi olur dedim. bir fb'li 1 bjk'li(ben) 1 ts'li ve 3-4 gs'li arkadaşla beraber başladık izlemeye. saracoğlunda süper bir derbi atmosferi olduğu tv.den bile çok net hissediliyorken fenerbahçe de inanılmaz bir futbol oynuyordu ta ki maçın 25. dakikasında gelen tümer metin golüne kadar. o ataklarda beşiktaş'ın biraz şansı biraz da fenerbahçe'lilerin beceriksizliğiyle herşey ters giderken bir anda beşiktaşım öne geçti. fb durmak bilmedi ve artık ilk golü yiyene kadar fenerbahçe'nin bu oyununun devam edeceğini anlamıştım. ilk yarının son dakikasında carew'in sıyırtma kafa golü soyunma odasına hem skor hem de psikolojik olarak üstün gitmemizi sağlarken içim içimi yiyordu ve bu maçı bu şekilde kazanmanın hala daha mümkün olmadığı düşüncesi ağır basıyorud. ikinci yarıda önce beraberlik ardından ibrahim akın'ın müthiş golü ile bol gollü müthiş zevkli bir derbi iken cordoba'nın gereksiz hareketi sonucu pancu'nun kaleye geçişi ve henüz uzatmalar dahil 17 dakika varken 10 kişi beşiktaş kalede pancu skor 3-3. dakikalar geçmek bilmedi beraberliğe hatta mağlubiyete bile kabüldük artık çünkü zaten beşiktaş'lılar için her zaman aslolan mücadeleydi. ancak topu uzaklaştırma ve zamanı tüketme çabasının sonucunda bir anda gelişine vurulan bir top bu satırları yazacak kadar unutulmaz bir maç olmasına vesile oldu. ayağına sağlık koray...
maç günü mesai yapmak zorundaydım.o gün sıra bendendi.ben azıcıkta olsa hasta numarası yapmıştım.bu maçı izlemem gerekiyordu.mükemmel bir oyun ve sonu süper biten bir maç. sergen yalçın nın maç sonu sözlerini hala konuşuruz kendi aramızda...