almanya'nın ev sahipliği yapacağı 2006 dünya kupası eleme grubu maçlarına hazırlanan (a) milli futbol takımı, avustralya ile oynadığı ikinci özel maçından da galibiyetle ayrıldı. ilk maçta avustralya'yı 3-1 yenen ay yıldızlılar, telstra dome stadı'ndaki ikinci maçı da nihat'ın serbest vuruştan attığı tek golle kazandı ve dostluk ve özgürlük kupası'nın sahibi oldu.
rüştü kurtardı
geçtiğimiz cuma günü oynanan maçta olduğu gibi yine mücadeleci ve atak bir futbol sergileyen ersun yanal'ın öğrencileri, rakip kalede buldukları gol pozisyonları kadar geride zaman zaman açıklar verdiler. karşılaşmanın 12. dakikasında ilk maçta avustralya'nın tek golünü atan bresciano, ceza sahası sol çaprazında topla buluştu; yerden sert şutunu kaleci rüştü, topu çeldi; seken topu savunma uzaklaştırdı.
hakan ıskaladı
bu pozisyonun 2 dakika sonrasında a milliler hakan'la çok net bir pozisyon buldu. savunmadan ileriye gönderilen topa hakan şükütr hareketlendi. rakip yarı sahada topla buluşan hakan, ceza sahasına girdi. kale sahası sağ çaprazında rakibini geride bırakan hakan, topu ıskalayınca, ay yıldızlılar önemli bir pozisyonu harcadı; top auta çıktı. orta sahada her iki takımın da zaman zaman top kayıpları yaşadığı maçın 20. dakikasında ümit'in ara pasında topla hareketlenen tuncay ceza sahasına girer girmez yerden düzgün bir vuruş yaptı, ancak top kaleci kalac'ta kaldı. 27'de yine tuncay'ın sol taraftan ortasında ceza sahasındaki hakan topa etkisiz bir kafa vuruşu yaptı ve top yandan auta çıktı. bu pozisyonun 1 dakika sonrasında okan'ın sağ taraftan kullandığı köşe atışında ceza sahası içindeki tuncay kafayı vurdu. ancak skoko topu gol çizgisinden çıkardı.
nihat'ın füzesi
rakip kalede daha çok gözüken a milliler, 33. dakikada serhat-serkan ikilisi ile tehlikeli oldu. serhat, sağdan taşıdığı topla ceza sahası yan çizgisine kadar geldi. ceza yayı üçindeki serkan'ı gördü. serkan balcı'nın çok sert ve düngün vuruşunda, laybutt'a çarpan top kale direğinin dibinden auta çıktı. 38'de bresciano'nun serbest vuruşunda kaleci rüştü'nün parmaklarıyla dokunduğu top üst direğe çarparak, oyun alanına döndü. tam ilk yarı 0-0 bitecek diye beklenirken nihat'ın füzesi geldi. kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen nihat, yaklaşık 25 metreden hafif çapraz pozisyonda, çok sert vurdu. kalecinin üzerinde 90'a giden top filelerle buluştu ve ilk yarı 1-0 türkiye'nin üstünlüğü ile sona erdi.
ikinci yarı gol getirmedi
karşılaşmanın 49. dakikada serhat'ın pasında ceza yayı üzerinde topla buluşan serkan'ın sert vuruşunda meşin yuvarlak az farklayandan auta çıktı. 51'de grella'nın pasında topu önünde bulan vieri'nin vuruşunda kaleci volkan'ın ayaklarına çarpan top kornere gitti. 59'da yine grella'nın defansın arkasına gönderdiği pasla topla buluşan bresciano'nun sert vuruşunda, meşin yuvarlak üstten auta çıktı. 68'de türkiye ceza alanı içinde oluşan karambolde topla buluşan emerton çok sert vurdu, ancak meşin yuvarlak kaleci volkan'dan döndü. laybutt, dönen topu kafayla kaleye gönderdi. kaleye doğru giden topu bülent de kafayla kornere göndermeyi başardı.
yaklaşık 30 bin kişinin izlediği karşılaşmadan 1-0 galip ayrılan türkiye, dostluk ve özgürlük kupası'nın sahibi oldu.
dünya üçüncülüğünü kazanmış şenol güneş’in görevine son veren federasyon, tabii ki, ersun yanal’ın maçlarını mercek ile izleyecek ve de tabii ki, yanal da bu baskının sıkıntısını üstünde hissedecek.
üç maçta alınan üç galibiyet ile yanal, artık rahatlamış olmalı. ideal milli takım oluşturmak için, sistemin işlemeyen parçalarını dışarı almak varken, yanal’ın tıkır tıkır çalışanları kenarda tutması bana biraz garip geldi. sydney’deki ilk maçın yıldızları emre, hasan şaş ve hakan şükür’dü. formda emre ve hasan’ı yedekte tutmanın ve iyi olanların yerinde yeni isimleri denemenin mantığı ile ideal kadro sıkıntısı çeker yanal.
son üç maçı kazanırken şansın yardımını kimse inkar etmemeli. allah korusun, bir maçta farkına varmadan 5’lik oluruz bu kafa ile. belçika maçından bu yana, ciddi defans ve defans-orta saha sıkıntısını çeken milli takım’ın, avustralya’ya dün 8 net gol pozisyonu vermesini bu düşünce yapısında yadırgamadım.
emre ve hasan neden yoktu?
emre gibi oyunu yönlendiren, sahayı topla kat eden bir yıldızın yokluğunu varlığında hissetmek çok şaşırtıcı... keza hasan şaş gibi, topla etkili, rakibi eksilten bir isim, hem de formda iken neden yok anlayamadım?
maça bu yıldızlarla başlamak çok doğru olurdu. biz, avustralya gibi oynamaya kalktık. hızlı pas trafiği ile ani kontratağa dayalı çapraz koşuları bol oyunu tabii ki, bizden iyi oynadılar.
ilk maçın yıldızlarından hakan şükür, karşılaşmanın başlarında inanılmaz bir gol kaçırdı. milli takım’da 43 gole imza koymuş hakan, o golü atmalıydı. kaçırdığı bu golden sonra da hakan’ın maç ile ilgisi kalmadı. nihat’a istediği paslar gitmedi. kendisi de sevdiği topla koşu alanını bulamadı. attığı gole tek kelime ile şapka çıkarmak lazım.
milli futbolcuları biraz yorgun gördüm. bizim ilk maç ile kıyaslanamayacak kadar kötü oynamamızda, daha iyi motive olmuş avustralya’nın pozitif futbolunun büyük etkisi vardı. rüştü, ibrahim toraman ve serkan balcı takımın iyileriydi. ersun yanal’ın elinde geniş bir kadro var. ama 2006 dünya kupası finallerini getirecek yıldız sayısının fazla olduğunu söyleyemeyiz. yıldıray, hamit, gökdeniz ve ümit davala’nın katılmasıyla kuşkusuz bu kadro daha iyi olacak. ersun yanal, vazgeçilmezleri her maçta sahaya sürmeli. aksayan futbolcuların alternatiflerini aramalı. dün şansımızla kazandık. ama maça çıkarken orta sahada kaybetmiştik.
yedekler: volkan demirel (fenerbahçe), tolga seyhan (trabzonspor), ömer çatkıç (gaziantepspor), fatih akyel (fenerbahçe), emre belözoğlu (inter milan), hasan gökhan şaş (galatasaray), deniz barış (gençlerbirliği), zafer biryol (konyaspor), mustafa koray avcı (çaykur rizespor), murat hacıoğlu (diyarbakirspor), mehmet yılmaz (trabzonspor)
teknik direktör: ersun yanal
goller: (0-1) dk. 45 nihat kahveci (ayakla)
sarı kartlar: dk. 43 colosimo (avustralya) dk. 54 fatih akyel (türkiye)
kaynak: tff.org
not: tff kalecileri belirtmediği için yabancı takım kadrosunda kaleci en başta değil herhangi bir sırada olabilir..
milli takım'ın yarın avustralya ile sydney aussie stadı'nda oynayacağı maça türkler kadar, avustralyalılar da büyük ilgi gösteriyor. 70 avustralya doları (yaklaşık 75 milyon lira) olarak satışa çıkartılan biletlerin büyük bir kısmının satılması bekleniyor. dün avustralya parlamentosu'nu da ziyaret eden milliler, ilk idmanlarını da north sidney owel stadı'nda yaptılar. taktik ağırlıklı geçen idmanda teknik direktör yanal avustralya maçının 11'ini denedi. bu arada milliler avustralya'da kültürel aktivitelerde de bulunacak. kafile bugün avustralya parlamentosu'nu ziyaret edecek. menajer çobanoğlu, "türkiye dünya 3. olarak bir marka oldu. bu marka bize ağır bir sorumluluk da yüklüyor"dedi.
avustralya'da yepyeni bir milli takım'ın temelini atan ersun yanal, "futbolda marka olacağız... alman, çek, brezilya ekolü gibi türk ekolü yaratacağız" dedi.
şenol güneş'in ayrılmasından sonra bayrağı devralan ersun yanal, "yakında 'türkler gibi oynuyorlar' diyen insanlar göreceksiniz. alman, çek, brezilya ekolü gibi türk ekolü yaratacağız. yapacaklarım anlatmakla anlaşılmaz, zaman içinde göreceksiniz" dedi. milli takım'ın genç hocası, "futbolda büyük mesafe aldık. ismimizi dünya duydu. ancak burada kalıcı olmalıyız. yani marka olmalı, ekol oluşturmalıyız" diyerek iddiasını ortaya koydu. yanal, belçika ile oynanan hazırlık maçında bu düşüncenin tohumlarını attıklarını dile getirdi. yanal ekol yaratacak ekibin felsefesini şöyle açıkladı: 1- kazanmayı alışkanlık haline getiren, pes etmeyen bir takım. 2- sahada oynayana, tribünde seyredene zevk veren bir futbol. 3- disiplinli, tempolu bir oyun anlayışı. 4- örnek gösterilecek, gurur duyulacak bir takım.
melbourne'e geçen millileri uçağın yanaştığı körüğün çıkışında 300 kişilik grup karşıladı. bir bayan polis ezilme tehlikesi atlattı. uçağa geri kaçan milliler körükten çıkamadı ve aprondan adeta kaçtı.
sidney'de avusturalya milli takımı'nı 3-1 yenerek bu kıtada yaşayan türkler'in gurur kaynağı olan millilerimiz, dün melbourne tullamarine havalimanı'nda büyük bir sevgi seliyle karşılandı. yetkililerin kafilenin sidney'den geliş saatini gizlemesine ve havalimanında bekleyenlere "takım geldi, otele gitti" demelerine karşın alandan ayrılmayan yaklaşık bin 500 kişilik gruptan 300 kadarı uçağın yanaştığı 21 numaralı körüğün kapısına kadar geldi.
sadece 7 polis vardı milli takım'ın uçağının körüğe gelişiyle müthiş bir tezahürata başlayan türkler havalimanını karnaval yerine çevirirken, güvenliği sağlamaya çalışan sadece 7 polis son derece yetersiz kaldı. bu polislerin oluşturmaya çalıştığı koridordan hakan şükür, bülent ve okan zor da olsa geçti. ancak polis kalabalığı tutmayı başaramayınca oluşan izdihamda bir bayan polis ezilme tehlikesi atlattı. diğer futbolcular da uçağa geri kaçtı. can çobanoğlu check-in masasının üzerine çıkıp "buraya sizler için geldik. ama böyle yaparsanız futbolcular sakatlanabilir. sakin olun. bu, sizin takımınız. bu arbedeye son vermezseniz çıkmamız mümkün değil" diye bağırarak kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı.
otobüs aprona getirildi ancak futbolcuları görmek isteyen gurbetçiler geri adım atmayınca yetkililer takımı havalimanı görevlilerinin kullandığı körüğün aprona açılan kapısından çıkardı. aprona inen futbolcular havalimanını özel bir otobüsle terk ederken terminalin çıkışında bekleyen binin üzerinde türk de futbolcuları göremeden havalimanından ayrılmak zorunda kaldı. kafile hilton oteli'ne yerleşti.
bir topu direkten dönen avustralya karşısında cuma günkü kadar etkili olamayan milliler, nihat'ın süper frikik golüyle galibiyete ulaştı.
melbourne'de telstra dome stadı'nı görünce, son yıllardaki başarılarıyla övünen türk futbolunun altyapısı ve özellikle tesisleri için "ne yaman bir çelişki" diye düşünüyor insan. üstü kapalı statta, iki dev skorbord ve 10 bine yakın vıp koltuğuna yerleştirilen mini tv'ler ile seyirciler dünya üçüncüsü türkiye'yi keyifle izleme imkanına sahipti. türkiye, avusturalya ile ikinci sınavda ilkine göre daha dağınık ve kötü bir futbol ortaya koydu. kadrosunda değişiklikler yapan ve cuma günkü yenilgiyi unutturmanın hırsıyla oyuna başlayan evsahibi takım üst üste ataklar geliştirdi. 11. dakikada ceza sahasına girerken bülent'in son andaki müdahalesinden kurtulamayan bresciano, bir dakika sonra soldan ceza sahasına girdi; rüştü gole izin vermedi. karşı atakta ise okan'ın uzun pasıyla buluşan hakan uygun durumda topu ıskaladı. orta sahada emre'nin yerini dolduramayan milliler soğuk terler dökerken bülent ve rüştü sahne alarak rakibe geçit vermediler. 27. dakikada nihat'ın pasında tuncay'ın ortasına yükselen hakan'ın kafasını kaleci kalac rahat aldı. 38'de bresciano'nun üst direkte patlayan frikiği sonrası 45'te türkiye'nin kazandığı serbest vuruşta nihat "gol nasıl atılır?" dersi vererek topu 90'a gönderdi: 1-0. ikinci yarının hemen başında serhat'ın yaydaki serkan'a akıl dolu pası ve bu futbolcunun direği sıyıran sert şutu sonrası insiyatif tamamen rakibe geçti. 51. dakikada vieri'nin vuruşunu volkan kornere çeldi. 59'da grella'nın uzun pasında soldan ceza sahasına giren bresciano kolay olanı değil, zoru yaptı ve topu dışarı attı. 68'de üst üste iki kornerde avustralya gole çok yaklaştı. ibrahim ve deniz'in hataları sonrası bresciano'nun şutunu kurtaran volkan yerde kaldı. laybutt'un kafa vuruşunu bülent çizgiden çıkardı. ikinci kornerde bomboş kalan laybutt uygun durumda kafayı dışarı vurdu. defansta fatih'in de aksamasıyla bütün yükü omuzlamak zorunda kalan bülent'in başarılı performansı ay-yıldız'ın 90 dakikayı gol yemeden bitirmesini sağlayınca "barış ve dostluk kupası" türkiye'nin oldu. futbolcular için belki çok önemli olmayan bu sembolik kupanın anlamı türkiye'nin başında daha üçüncü maçına çıkan ersun yanal ve tribünde deliler gibi sevinen gurbetçiler için çok büyüktü.