bir hafta onceki galatasaray-konyaspor macina atifta bulunarak fenerbahceli yoneticilerin deplasman takimi bilet sayisinin cok oldugunu soyleyip durduklari mactir.zira bir onceki hafta olimpiyat stadin da yogun kar yagisi altinda oynanan maca 250 kadar biletli galatasaray seyircisi gitmisti. o taraftarlardan biri bendim. bu macin benim ilk fener deplasmanim olmasi acisindan onemi vardir. 1-1 devam ederken hakemin orta sahada pratese yapilan net faalu gorememesiyle gelisen kontra atakta mehmet yozgatlinin attigi gol sonucunda yikildigim mac olarakta hatirlarim. fenerli arkadaslarin attigi betonun carpmasi sonucu sol omzum 10 gun kadar mor gezmistim. hala dusunuyorumda ya o el buyuklugundeki beton parcasi bir karis yana yani omzuma degilde yuzume gelseydi acaba kac adet estetik ameliyat olacaktim.
"yuh bu kadar da olmaz" silsilesinin değerli bir halkası.. top oynatmadık fener'e lakin golü de (çok da ironik olmayan bir şekilde) verilmeyen faul sonrası mehmet yozgatlı atıp benim tüm sinir sistemimi alt üst etmiştir..
maçı arkadaşlarla birlikte kahvede seyrediyordum ve maç bitti ve kahveden çıktık arkadaşlardan 2 tanesi gelmemişti ve onlara bakmak için içeriye girdim ve etrafa bakarken arkada 2 kişi şakalaşıyorlardı ve ben arkadaşlara bakarken arka taraftan başıma plastik soda kasası geldi ve arkamı dönüm baktığım kimse kalmamış kaçmışlardı ve hastaneye gidip kafama dikiş attırmak zorunda kalmıştım ve kafama kasa atan kişiyi aradan tam 2 yıl geçtikten sonra buldum ve bu anımı başka arkadaşa anlatırken o arkadaşın amcası olduğunu öğrendim.
fenerbahçenin 11 puan geriden gelerek şampiyon olduğu sezondaki 11 puan geriden gelip liderliği ele geçirdiği maç olmuştur. ilkyarıda fenerbahçe marcio nobre ile 1-0 öne geçerken galatasaray savunma oyuncusu ömer ile berabeliği sağlamıştır. ikinci yarıda fenerbahçe 85.dkda rebrov un arapasıyla buluşan mehmet yozgatlıyla golü bularak 2-1 öne geçmiş ve liderliği ele geçirmiştir.
garip bir sezondu, en başta fenerbahçe'nin fazla bir iddiası bile yoktu. ta ki beşiktaş, samsunspor maçındaki beş kırmızı kartla sarsılıp, irtifa kaybetmeye başlayana kadar. pierre van hooijdonk'un sürüklediği sarı lacivertliler zirvedeki bu düşüşü iyi değerlendirdiler ve ezeli rakipleri galatasaray'ı yenerek liderliğe ulaştılar. o gün golleri atan nobre ve mehmet yozgatlı, şampiyonluk maratonunun en güzel 100 metresini koştuklarını biliyordu.
yılda bir yaşama şansına eriştiğimiz 29 şubat tarihi, 2004’de birçok futbolsever için özel bir anlam taşımaktaydı. dünyanın en büyük 3 derbisinden biri olarak nitelendirilen fb-gs mücadelesine sahne olacaktı. “derbilerin favorisi olmaz” tüm futbolseverlerin beynine kazınmış bir laftır ve aşağı yukarı her sene doğrulanır. fenerbahçe’nin; bu derbilerde galatasaray’a karşı gözle görülür bir üstünlüğü olmasına karşın; uzun yıllardır kağıt üzerinde ilk kez bu denli favori olduğu bir ortam yaratılmıştı derbiden önce. gs’nin uzun yıllardan beri ilk kez lige ve kupaya bu denli erken havlu atması, fb’nin ise uzun yıllardan beri en çok mücadele eden, koşan istekli futbolunun, özellikle son 5 haftada, semeresini toplayarak lider bjk’yı sıkı takibe alması fb’yi “kağıt üzerinde” favori kılan etkenlerden birkaçıydı. ama, sarı kanaryalar’ın bu sınav öncesi en ciddi silahı 6 kasım 2002’de elde ettiği 6 farklı muhteşem galibiyetinin ve olağanüstü stadyumunu dolduracak olan 50 bini aşkın “ateşli” taraftarının yaratacağı atmosferin getriceği psikolojik üstünlüğü idi. gs bu stadta en son 1999 yılında galip gelebilmişti. kaldı ki, 1999’da gs’nin yüzünün güldüğü stadla, bugünkü şükrü saracoğlu’nun arasında ciddi farklılıklar vardı. özellikle fb’nin ezeli rakibi için burası artık ciddi bir “baskı merkezi” konumuna gelmişti.
tüm bu etkenlerin ışığında haftalar boyunca fb’liler “5’in ‘6’ bizi bozar”; “3 olsun bizim olsun” muhabbetleriyle ezeli rakiplerine takılıyorlardı. bu takılmanın fb’li oyuncuları nasıl bir baskı yüküne aldığının birçok fenerbahçe’li farkında değildi.
her mühim sınav öncesinde yaşanan baskıya maç günü bjk’nın istanbulspor’a yenilmesiyle ortaya çıkan “lider olma” stresi eklenince, fb’li oyuncuların gerginliği artıyordu. öte yandan aykut kocaman’ın çalıştırdığı istanbulspor’un; bjk’yı 1995-1996 sezonunun şampiyon kadrosunda yer alan saffet akbaş, uche ve kaleci oğuz’un gayretleri ve aynı sezonun fb formalı gol kralı elvir boliç’in 2 golüyle yenmesi kadıköy’ü bir bayram yerine çeviriyordu. kadıköy; 8 sene evvel olduğu gibi, futbolu da, kişiliği de soyadı gibi olan “aykut kocaman” tezahüratı ile çınlıyordu.
ve müsabaka:
olağanüstü taraftarının desteğini arkasına alan sarı kanaryalar ilk 15 dakika adeta fırtına gibi esiyordu. kadıköy’de bu çeyrek saatte tuncay’ın direkte patlayan şutunun hemen akabinde nobre’nin usta vurşu fb’lileri sevindiriyor, “farka gidebiliriz” düşüncelerinin tazelenmesine yol açıyordu. ancak, hiç beklenmedik bir şekilde bu gol fb’yi frenliyor, oyunun kontrolünün gs’ye geçmesine neden oluyordu. ilk yarının sonuna dek oyunu kontrol eden taraf olan gs; duran bir toptan bulduğu beraberlik sayısına rağmen kabuğuna çekilmeyen bir görüntü veriyordu. fenerbahçe’de v.hooijdonk ümit ve mehmet yozgatlı beklenenin altında performans gösteren isimler olurken, fb taraftarı ümitlerini her iyi gitmeyen maçta olduğu gibi maçın 2. devresine, ve bu devrede yapılacak oyuncu değişikliklerine bağlıyordu.
2. yarıya ise fenerbahçe tıpkı ilk yarıya olduğu gibi diri ve istekli başlıyor, sahaya yüksek mücadele gücünü yansıtıyordu. gs ise fenerbahçe ataklarını önlemede başarılı görülüyordu. ilk yarıda fb tribünlerinde kaptan ümit ile beraber en çok “homurtu” alan mehmet yozgatlı ikinci yarıda biraz daha toparlanmış gözüküyordu. fb taraftarlarını en çok, oyuna 2.yarıda dahil olan ali güneş’in kaleyi bulan şutu heyecanlandırıyordu. oynadığı süre içerisinde iyi mücadele eden aurelio’nun yerine büyük ümitlerle rebrov alınıyordu. ukrayna milli takımı’nın değişmez oyuncusu; fb’ye bu sezon kritik puanlar kazandıran hareketlerinden birini, bu kez ezeli rakiplerine karşı yapıyordu. maçın bitimine 5 dakika kala “alda at” dercesine uzattığı akıl dolu ara pasını mehmet yozgatlı’nın gole çevirmesi kadıköy’e tarihi bir sevinci yaşatıyordu. bu golle fb sadece ezeli rakibini devirip liderlik koltuğuna oturmuyor; aynı zamanda gole kadar performansı beğenilmeyen mehmet yozgatlı’ya ve bu oyunucuya ilk onbirde şans verip bunda ısrarcı olan daum’a derin bir “oh” çektiriyordu. gs altyapısında yetişmiş ve uefa şampiyonu gs kadrosunda yer almış bir oyuncu olan mehmet yozgatlı’nın transferinin gündemde olduğu dönemde “3 büyüklerden birine transfer olmak istemiyorum; fenerbahçe’de oynamak istiyorum” şeklindeki demecine fb’yi liderliğe oturtan bu tarihi golü eklemesi camia içindeki mehmet yozgatlı’ya olan sevginin ciddi oranda artmasına yol açıyordu, hiç şüphesiz.
tahlil:
bu maçta van hooijdonk, ümit ve tuncay gibi bu sezon takımı sürükleyen 3 yıldızının pek ortalıkta gözükmediği, serhat ve kemal gibi önemli aslarından mahrum fb’nin gerilimi yüksek bir maçta gs’yi devirip, averajlada olsa liderlik koltuğuna oturması; şampiyonluğu ne denli istediğinin bir işaretiydi.“fenerbahçe taraftarı” gerçeğini de unutmammak lazım. kendine ayrılan 50 bine aşkın koltuğu maçın başlamasına saatler kala doldurarak takımından desteğini esirgemeyen, yaptığı tribün şovlarla, herkesi kendine hayran bırakan fb taraftarının, bu maçta “şampiyonluk” yarışında ipi göğüsleyen taraf gibi davranması önemli notlardandı.fb’liler şampiyonluk kovalayan bir takımın taraftarlarından ziyade şampiyonluğu kucaklamış bir takımın seyircisiyle buluşma merasimindeki aktörleri andırıyorlardı..
artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
bıçaklar konuşunca...
(...)
aynı hafta istanbul'da oynanan fenerbahçe-galatasaray derbi maçı için 2200 galatasaray taraftarını stada götüren 17 belediye otobüsünden ikisinin camları fenerli taraftarlarca kırılıyordu. geniş güvenlik önlemleri altında stada alınan ve kendilerine ayrılan bölüme sokulan konuk galatasaraylı taraftarlar da stadda oturduklan koltukları kırmakla kalmıyorlar, "âdet olduğu üzere", şükrü saraçoğlu stadı'nın tuvaletlerinin camlarını indirip, lavabolan parçalayarak ortalığı kırıp döküyorlardı. 50 bini aşkın fenerbahçeli taraftar arasında galatasaray oyunculara içi idrar dolu pet şişe ve kaval atanlar da, ev sahibi centilmenliğinden örnekler sunuyorlardı.64 daha da vahimi, istanbul'dan yüzlerce kilometre ötede, zonguldak'ta, cemalettin karaalp adlı 52 yaşında bir fenerbahçe taraftan galatasaray maçını seyretmek için gittiği birahaneden çıktıktan sonra evine dönerken sopayla dövülerek öldürülüyordu.
türkiye'nin nefesleri tutarak beklediği fenerbahçe-galatasaray derbisi bu akşam oynanıyor. şampiyonluğu hedefleyen fenerbahçe ile 100. yılında avrupa kupalarından birine katılma uğraşı veren galatasaray'ın kadıköy'deki mücadelesi saat 19.00'da başlayacak. şükrü saraçoğlu stadı'nda ismet arzuman'ın yöneteceği karşılaşma, digitürk lig tv'den naklen yayınlanacak.
hakan’ın oynaması zor
347. kez karşı karşıya gelecek her iki takımda da önemli eksikler bulunuyor. fenerbahçe'de serhat ve servet sakatlıkları, kemal de cezası nedeniyle yok. galatasaray'daki en büyük sıkıntı ise belindeki ağrıları süren hakan şükür. golcü futbolcunun oynama şansının yüzde 10 olduğu bildirildi. sarı kırmızılı takımda hasan ve batista'nın da hafif sakatlıkları bulunuyor.
oy birliği ile arzuman
gazetemizde dün ‘‘4'e karşı 7 arzuman’’ başlığı altında ‘‘mhk, f.bahçe-g.saray maçının hakemini oylama yoluyla belirledi’’ diye verilen haber üzerine mhk başkanı bülent yavuz bir açıklama yaptı. yavuz şunları söyledi: ‘‘biz, arzuman'ı geçen hafta derbinin hakemi olarak oy birliği ile belirlemiştik. bu karar, bir hafta önce mhk'nin hakem seminerinde alındı. papila aday bile değildi. dolayısıyla derbi maçının hakemi için oylama yapılmadı. kaldı ki, mhk 9 kişiden oluşur, 11 değil’’ dedi.
4 bin 200 polis görev yapacak fenerbahçe-galatasaray maçı için kadıköy'de yoğun güvenlik önlemleri alınacak. bu maç için şükrü saraçoğlu stadı içinde ve dışında toplam 4 bin 200 emniyet personeli görev yapacak. stadın çevresinde alkollü içki satışı yapılmasına da izin verilmeyecek. öte yandan derbide 280 basın mensubu görev yapacak. kktc'den gelen 10 gazetecinin yanı sıra, almanya'dan 11 ve hırvatistan'dan 1 olmak üzere toplam 12 yabancı medya mensubu maçı izleyecek.
haftaya lider giren beşiktaş, istanbulspor'a yenilince kadıköy’deki mücadelenin önemi bir kat daha arttı. maça fırtına gibi başlayan f.bahçe, 17'de nobre ile öne geçtikten sonra durdu. 28'de ömer, devrenin skorunu belirledi. ikinci yarının tek gol pozisyonunda mehmet, f.bahçe'yi galibiyete taşıdı. hemen sonrasında g.saray'dan volkan kırmızı kart gördü.
ve f.bahçe zirvede.. ligin ikinci yarısında fırtına gibi esen sarı lacivertliler, ezeli rakipleri g.saray'ı 2-1 yenerek, 33 ay sonra ilk kez liderliğe yükseldi. karşılaşma, tam bir dünya derbisi gibi başladı. stat atmosferi muhteşemdi. iki takımın ayrı ayrı amaçları vardı. f.bahçe, beşiktaş'ın kaybetmesiyle liderlik şansını yakalamış, g.saray ise prestij peşindeydi. taraftarının inanılmaz desteğini arkasına alan f.bahçe, maça öyle bir başladı ki, neredeyse tek kale oynuyordu.
tuncay direği dövdü
17. dakikada tuncay'ın ceza alanı dışından sert şutunda top üst direkten döndü. aynı dakikada aurelio'nun ceza alanı dışından vuruşunda top, nobre'nin önünde kaldı. bu futbolcu, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 1-0. bu gol oyundaki dengeleri anlaşılmaz bir şekilde tersine çevirdi. bu dakikaya kadar rakip sahada bile zor görünen g.saray, oyuna asılmaya başladı. 20. dakikada prates'in vuruşunda kaleci volkan, doksana giden topu son anda çeldi. top hakimiyetini ele geçiren g.saray, 28. dakikada golü buldu. volkan'ın serbest atıştan gönderdiği topa arka direkte kafayı vuran ömer, g.saray'a beraberliği getirdi : 1-1. skorun dengelenmesinin ardından oyunun temposu düştü. iki takım da bir kaza golü yememek için savunmaya ağırlık verdi.
bu görüntü neredeyse maçın tamamında devam etti. son dakikalara girildiğinde g.saray iyice savunmaya çekilince rakibinin ekmeğine yağ sürdü. 85. dakikada rebrov'un ara pasıyla sağ çaprazdan ceza alanına giren mehmet yozgatlı, ileriye çıkan kaleci mondragon'un altından fileleri havalandırdı ve maçın sonucunu belirledi: 2-1.
galibiyeti getirdi
mehmet yozgatlı, derbinin son dakikalarına girilirken, galatasaray kalecisi mondragon’u avlayarak, fenerbahçe’ye galibiyeti getiren isim oldu.
kart geleneği volkan'la sürdü
ezeli rakipler arasında oynanan maçlarda kartların havada uçuşma geleneği dün de sürdü. son iki sezondaki ve ligin ilk yarısında yapılan karşılaşmalarda düne kadar hakemler 24 sarı, 7 de kırmızı kart çıkarmıştı. dün de g.saray'da volkan kırmızı kart görerek, derbilerdeki kart geleneğini sürdürdü. volkan gelecek hafta adanaspor ile oynanacak maçta takımında forma giyemeyecek. kadıköy'deki derbide dün gece 2 de sarı kart çıktı.
canaydın hastalanınca gelemedi
galatasaray kulübübaşkanı özhan canaydın, hastalığı nedeniyle derbi maça gelemedi. sarı kırmızılı kulübü, yöneticilerle birlikte ikinci başkan ali dürüst temsil etti. galatasaray, bu sabah yapacağı antrenmanın ardından villarreal maçı için uçakla ispanya'ya gidecek. öte yandan fenerbahçe ile galatasaray'ın paf takımları arasındaki karşılaşmayı sarı kırmızılı takım 3-0 kazandı. cimbom’un gollerini cafer, cihan ve fatih attı.
kısa kısa...
yıldırım tribünü izledi
fenerbahçe başkanı aziz yıldırım, zorlu geçen derbi maçından sonra yöneticilerle birlikte soyunma odasına gidip, sarı lacivertli futbolcuları teker teker tebrik etti. daha sonra yönetim kurulunun locasına çıkan yıldırım, tek başına galatasaraylı taraftarların oturduğu tribünü izledi. bu arada sarı kırmızılı taraftarlar güvenlik amacıyla karşılaşmanın bitiminden 1 saat sonra stattan çıkarıldı.
teşvik varsa ispatlasınlar
fenerbahçe yönetim kurulu üyesi hakan bilal kutlualp, istanbulspor'a beşiktaş maçı için teşvik primi verildiği yönünde çıkan haberlere tepki gösterdi. kutlualp, f.bahçe'nin haketmediği şampiyonluğu kesinlikle istemeyeceğini belirterek, ‘‘böyle şampiyonluklar istemiyoruz. her zaman adalet istedik. bunu söyleyen kulüp kimseye böyle birşey yapmaz. ispatları varsa ortaya koysunlar’’ dedi.
otobüsün camları kırıldı
galatasaray taraftarlarını stada götüren17 belediye otobüsünden ikisinin camları kırıldı. ayrıca galatasaray taraftarları stat tuvaletlerinde de hasara yol açtı. istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, olaylara karışanların gözlem altına alındığını söyledi.
tomas şortu da kaptırdı
f.bahçe'nin g.saray'ı yenerek liderliğe yükselmesi, şükrü saraçoğlu stadı'ndaki taraftarlara büyük sevinç yaşattı. tribünlerde büyük bir coşkuyla zafer şarkıları söyleyen sarı lacivertliler, uzun süre stadı terketmedi. bu arada bazı taraftarlar, f.bahçeli futbolculardan forma alabilmek için birbirleriyle yarıştı. kendini bir anda taraftarların arasında bulan tomas, formasını ve şortunu vererek, sahadan çıkabildi.
kadıköy’de pankartlı şölen
f.bahçeli taraftarlar, dev maçta açtıkları pankartlarla ezeli rakiplerine gönderme yaptı. pankartlardan birine geçen sezon şükrü saraçoğlu stadı'nda oynanan karşılaşmada 6 gol kaydeden tuncay, ortega, serhat, ceyhun ve ümit ozat'ın adları yazılarak, bu oyuncuların isimlerinin baş harflerinden ‘‘toscu’’ esprisi yapıldı. diğer pankartlarda ise şu sözlere yer verildi: ‘‘sahip başkan, gazsaray şampiyon’’, ‘‘6-0 yetmedi mi?’’
yılın balosu kadıköy'deydi. misafir olan galatasaray, smokini dikerken çok dikkatli, titizdi.
böyle bir baloda şık görünmek lazımdı. omuzlar dar, bel ince, paçaları ise düzdü. fatih terim, bu elbiseyi dikerken en fazla dikkati omuzlara vermişti. omuzlar da futbolda defansın yükü taşıyıp taşımayacağıydı.
‘‘iyi bir kıyafet oluşturacağım’’ demişti. sürprizinde petre'yi liberoya, ömer'i sağına, orhan'ı da soluna koyup işi sağlama almıştı. baktığınızda ilk bölümün 15-20 dakikasında gayet sakin, hücumu düşünmeyen, işi garantiye alan, alanı daraltan bir futbol felsefesiyle mücadele ediyordu.
f.bahçe'nin ne yapacağı belli değildi. terim, beklediğinden daha fazla kötü bir fenerbahçe görünce, dikişlerin tuttuğunu anladı. ortanın belinde batista, ayhan, volkan'ı, hemen önlerine necati'yi sürüp, elbiseyi daraltmak istedi. ve başarılı da oldu. sahayı küçülttü, fenerbahçe'nin top yapmasına engel oldu.
güzellik kayboldu
fenerbahçe bunu görünce, bir telaşa kapıldı. top kullanmakta, sahanın parsellenmesinde alan bulamayınca, ha babam ha babam deyip sallapati oynamaya başladı. bu da galatasaray'ın işine geldi. çünkü fenerbahçe'de ne top yapan vardı, ne de bitirici yerlere ulaşan. galatasaray, hakikaten böyle bir baloda elbiseyi diktirirken her şeyi düşündü. vücuda uygun bir oyun kalıbı ortaya koydu.
elbise uygundu ama beklenmedik bir şey oldu. sol kısmından dikiş atınca, pantolon yırtıldı. bu güzelim elbise bir anda parçalandı. aslında elbiseyi dağıtan yoktu ama dikiş atınca elbisenin bütün güzelliği kayboldu gitti. fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında böyle kötü futbol oynamaya hakkı yok. böyle devam ederse her zaman kazanması zor olur.
bu tür derbilerde favori olmak da olmamak da zordur. bu dün akşam bir kez daha kanıtlandı.
yedek seçimi ve hakem zaten derbi stresiyle yüklü f.bahçe, beşiktaş'ın yenilmesiyle bir de muhtemel liderliğin psikolojik baskısıyla maça başladı.
kaybedecek bir şeyi olmayan g.saray daha rahattı. f.bahçe'nin ikinci golü öncesinde prates'e yapılan faulü göremeyen hakem, bir yerde maçın skorunu belirleyen kişi oldu.
terim'in iyi top kullanan petre'yi, ömer ile orhan'ın arasına alma ve 3-5-2 formatından çok çabuk 5'li defans bloğuna dönüşme düşüncesi, olumlu karardı. ilk yarı f.bahçe orta alanı uzun paslarla hızlı, g.saray ayağa toplarla kontrollü geçmek istedi.
terim’in yanlışı
tuncay ve ümit özat'ın orta alana hücum bölgelerinden geç dönmesi, g.saray'a bu alanda rahatlık verdi. sağdan etkili çıkışlar yapan prates'in önünü tıkamada tuncay'ın da görev alması, f.bahçe hücum gücüne olumsuz etki yaptı. necati'yi de çokça orta alana çeken ve ümit karan ile tek forvet hesabı yapan terim, hızlı veya yavaş blok halde oynama düşüncesinden taviz vermedi.
terim, maçı orta alanda kazanıyordu ama rebrov'u ciddiye almadı. yorulan volkan'a seyirci kaldı. en kötü haliyle çarpışan ümit karan'ın yerine silik ve etkisiz bratu'nun alınması hataydı. ayhan'ın yerine form düşüklüğü yaşayan sabri'nin de oyuna girmesi, karşılaşmanın gidişini f.bahçe'nin lehine çevirdi. yani maçın kaderi, yapılan oyuncu değişikliklerinde belli oldu. f.bahçe'de olumlu, g.saray'da olumsuz.
nobre, türkiye'ye gelen en etkili oyunculardan biri. gol vuruşu mükemmeldi. ömer'in beraberlik golünün sinyali de f.bahçelilere daha önce gelmişti. iki kez aynı noktaya gelen ve vuramayan ömer, üçüncüsünde golü atarken, onu takip eden hiçbir f.bahçeli yoktu.
yük şimdi fener'de
maçın kaderinde yapılan oyuncu değişikliklerindeki seçim ve yozgatlı'nın golü öncesindeki hakem hatası önemli rol oynadı. sonuçta f.bahçe yeni lider. bu sonuçla yük beşiktaş'tan kalkıp fener'in omuzlarına biniyor. önümüzdeki haftalar çok renkli bir lig getirecek bizlere.
galatasaraylı taraftarların ..50.000 kişilik şükrü saraçoglu stadına atıfta bulunarak "" bu stad 50.000.. ib.e kapasitelidir..." biz daha önce hiç 50.000 ib.e'yi bir arada görmemiştik"..yazılı pankartlar astılar.
fenerbahçe: fabio luciano, fatih akyel, ümit özat, stjepan tomas, tuncay şanlı, mert nobre, mehmet yozgatlı (dk. 90 selçuk şahin), mehmet aurelıo (dk. 70 sergiy rebrov), mahmut hanefi erdoğdu (dk. 56 ali mehmet güneş), pierre van hooijdonk, volkan demirel
fenerbahçe-galatasaray gün-saat: yarın, 19.00 stat: fb şükrü saracoğlu yayın: lig tv naklen hakem: ismet arzuman son durum: geçen hafta bir hayli sakatı olan iki ekip, iyi haberlerle rahatladı. fenerbahçe'de serhat hariç bütün oyuncular iyileşti. ancak kemal de sarı kart cezalısı oldu. galatasaray'da batista ve hasan iyileşirken hakan şükür'ün durumu belirsizliğini koruyor. golcü oyuncunun durumu maç günü netleşecek. ilk yarı: g.saray-f.bahçe: 2-2 fenerbahçe: (4-4-2) volkan - fatih (ali güneş), luciano, tomas, mahmut - aurelio, ümit, selçuk (mehmet), tuncay - hooijdonk, nobre galatasaray: (4-4-2) mondragon - prates, ömer, orhan, ergün - sabri, petre, batista, ayhan - bratu, ümit karan rekabet: ligdeki 91 maçta fenerbahçe 33-27 önde. son maçlar: f.bahçe ligde 10 haftadır yenilmiyor. g.saray deplasmanda son 6 maçında galip gelemedi.
f.bahçe ile g.saray bugüne kadar şubat ayında 24 kez karşılaştılar ancak özel bir gün olması nedeniyle 29 şubat'ta ilk kez oynayacaklar. şubat ayında oynanan maçlarda f.bahçe 11, g.saray 5 galibiyet alırken, 8 karşılaşma da berabere bitti. bu ay içinde oynanan maçlarda sarı-lacivertlilerin toplam 47 golüne, sarı-kırmızılılar 33 golle yanıt verdi. şubat'taki son maçı f.bahçe 1-0
fenerbahçe, ezeli rakibi galatasaray'ı saracoğlu'nda bir kez daha yenerken süper lig'in zirvesine yerleşti
nobre'nin golü ile öne geçen fenerbahçe'ye yanıt ömer'in kafa vuruşuyla geldi. mehmet yozgatlı'nın golü, fenerbahçe'ye sezonun ilk derbi zaferini kazandırdı. 6 haftada 11 puanlık farkı kapatan sarılacivertliler bu galibiyetle 23. haftada liderlik koltuğuna yerleşti.
f.bahçe, nobre'nin erken golüyle rahatladı. onur mücadelesi yapan g.saray, ömer'in golüyle kendine geldi. 50 bin kişi önünde kora kor mücadele yaşandı daum, ali güneş ve rebrov’u sahaya sürüp terim’e üstünlük sağladı. mehmet yozgatlı’nın golü 3 puanı ve liderliği getirdi.
saracoğlu'nda 'düğün' marşları çalıyordu. derbinin havasını tribünler doyasıya soluyor, bize bu muhteşem keyfi yaşamak kalıyordu. 3- 5-2'ye dönüp petre'yi liberoya koyan fatih terim, takımını ısınmaya bile çıkarmadan istiklal marşı söyletti. genç futbolcularını tribün baskısından olabildiğince uzak tuttu. ayhan, volkan ve batista orta sahada birbirlerine yakın oynayıp, iyi yardımlaştılar. sürpriz isim özellikle ilk yarı sağda çok etkili görünen prates oldu. daum, g.antep önünde farka giden takımda sadece cezalı kemal'in yerine
mehmet yozgatlı'yı oynatıyordu. 17. dakikadaki gole kadar fener mükemmel oynadı; sahanın bütününü kullanıp rakibi kendi sahasında tuttu. defansın öne çıkmasıyla g.saray orta sahası top yapamadı ve f.bahçe'nin golü 'bağıra bağıra' geldi. 17'de tuncay'ın üst direkten dönen topunu takip eden korner atışında sarı kırmızılı defans ilk müdahalede başarılı oldu. aurelio'nun tekrar içeri doldurduğu topla nobre buluştu, batista ofsaytı bozdu. brezilyalı köşeye yaptığı akıllı plase ile gerçek f.bahçeli oldu.
gol fener'i söndürdü golle birlikte sarı lacivertli ekip maçı kafasında bitirip geriye çekildi. orta sahada daha kalabalık olan g.saray bir anda oyun kontrolünü ele geçirip pas yapmaya başladı. tuncay ve mehmet yozgatlı ne savunma ne de hücum adına doğru şeyler yapamayınca f.bahçe iki kişi eksik oynamaya başladı. 20'de prates'in iki direğin birleştiği noktaya giden firikiğini volkan çıkardı. 28'de volkan'ın serbest atışında orhan'ın arka direğe aşırtmasını ömer tamamladı. ortaya bir de gerçek g.saraylı çıktı. eşitliğe rağmen f.bahçe oyun kuramadı. g.saray daha istekli ve oyuna hakimdi. yüksek pas yüzdesi ile oynuyor, f.bahçe'nin içine yine korku salıyordu. ikinci yarı takımlar 1-1'e razı gibiydiler. g.saray, f.bahçe defansı üstüne baskı kurup rakibini uzun paslarla oynamaya zorladı. 73'te daum bekleneni yaptı, rebrov'u oyuna soktu. ukraynalı forvetin arkasına geçti, ümit de sol beke. bu değişiklik f.bahçe'yi bir anda maçın hakimi haline getirdi. 84'te rebrov'un nefis arapasını o ana kadar sahada görülmeyen mehmet yozgatlı müthiş bir deparla kovaladı, mondragon'dan önce yetişip, fileleri buldu. geriye düşmek o ana kadar maçı iyi kaldıran g.saray'ı sinirlendirdi.
volkan kızardı hakem arzuman özenle sakladığı kartlarını 88'de volkan'a kırmızı olarak çıkardı, ardından iki sarı daha geldi. maçın hakkı beraberlik olarak gözükürken, daha sakin olup daha akıllı oynayan f.bahçe sadece ezeli rakibini yenmedi, liderliği de kaptı.