devlet ve ankara’nın desteğini arkasına alan diyarbakırspor başarılı bir sezonun ardından, bir kez daha 1. lig’e yükselme şansını yakalar. diyarbakırspor bu dönem iktidarda olan mesut yılmaz’ın memleketi rize ile final maçına çıkar. şaibe, hakem hataları ve şike iddialarının ayyuka çıktığı maçta gülen taraf mesut yılmaz’ın memleketi rize’dir. çaykur rizespor maçtan 2-0 galip ayrılır.
öktüren döneminde saha dışında olduğu gibi saha içinde de ilginç olaylar yaşanır. tanıklıklarım isminin açıklanmaması şartıyla aktaran bu dönemin yetkililerinden biri, özellikle iç sahada sık sık provokasyonların yapıldığını, hatta gerekirse maçların zor kullanılarak alındığını söylüyor:
“burada o dönem diyarbakırspor’a yakışmayacak şeyler yapıldı. konya endüstri takımı oyuncuları çok kötü bir şekilde dövüldü, sahaya çıkartılmadı. ( http://macanilari.com/30....kmen_-199920001510--.html) diğer takımlara da hep adnan öktüren ve abdurrahman yakut’un talimatlarıyla seyirci tahrik edilerek saldırtıldı. hemen hemen diyarbakır’a gelen tüm takımlara bu tür çirkinlikler yapıldı. geçen sezon çok maç satın alındı. 1999-2000 sezonunda örneğin çay-kur rizespor play-offa katılamıyordu. diyarbakır mağlup olarak, rize’yi play-offa taşıdı. bu maçlarda hükümetin parmağı vardı ama daha sonra diyarbakırspor rize’ye siyasi gücü yetmediğinden finalde elendi. rize’yi anap lig’e çıkartmıştır. mesut yılmaz diyarbakır’ı destekliyordu, rakip o sene rize olunca, doğal olarak kendi memleketini çıkarttı. diyarbakır’a, ‘bir sene bekle’ denildi. nice ilginç olay yaşandı. diyarbakır’ı, bölgeyi çok gerdiler. tahrik edilerek her tarafta ‘kahrolsun pkk’, ‘pkk piçleri dışarı’ şeklinde sloganlar attırıldı. yozgat’ta çok kötü muamelelere maruz kaldık. gece saat ll’de otel 200 kişilik bir grup tarafından basıldı. otelin içine kadar ellerinde bıçaklarla üstlerimize saldırdılar. müdahale edilmedi. ertesi gün, sahada tam bir katliam yaşandı.”
saha içinde ve dışında yaşanan olaylarla gündeme oturan maçın ( http://macanilari.com/25....aspor-200020011010--.html) hakemi mutlu çelik, konuk takıma tam dört kırmızı kart gösterir. konyasporlu futbolcular beşinci kırmızı kartı almak için her yolu deneseler de, maçın tatil edilmesini gerektirecek o kart çıkmaz. diyarbakırspor karşılaşmayı 5-1 kazanır. ancak maçta yaşanan tartışmalı olaylar spor kamuoyunu harekete geçirir.
diyarbakırspor için bir karşı kampanya başlamıştır.
spordan sorumlu devlet bakanı fikret ünlü’yü harekete geçmeye çağıran keçeciler, federasyon 2. başkanı ata aksu ile görüştüğünü belirterek, “raporları bekliyorlar. onların da kanaati maçta bu kadar sporcunun atılmaması gerektiği yönünde,” diye konuşur. başbakan yardımcısı mesut yılmaz da geçen yıl rizespor’un 1. lig’e çıkmasında anap’ın rol oynadığı söylentilerini hatırlatarak, “rize 1. lig’e lige çıkınca anap’tan bildiler. şimdi kimden bilecekler?” diye konuşur. ( http://macanilari.com/31....rspor-199920002210--.html) toplantıda “ben de maçı seyrettim. konyaspor’a haksızlık yapıldı,” diyen maliye bakanı sümer oral başta olmak üzere, tüm bakanlar keçeciler’e hak verir.
adnan öktüren: futbolu spor olmaktan çıkaran başkan
adnan öktüren aslen siirtlidir. başkanlık yaptığı dönemde anap şırnak milletvekili salih yıldınm'ın yakın arkadaşıydı. kulüp başkanlığına darbevari bir yöntemle getirildi. kendi çıkarları için gaffar okkan'dan aldığı tatimatların dışına çıktığında gözden düştü. kulüp başkanlığı görevi boyunca adı yolsuzluk iddialarına karıştı. diyarbakırspor'un içine devlet'in girmesine payı olan isimlerden biriydi. 2001 'deki süper ug'e çıkış hikâyesinde de ceza sahasında dokuz kusurlu hareketi yapanlardan biriydi. kendi döneminde yaşadığı çarpıcı olayları anlatıyor:
(...)
gaffar okkan'ın bizim başkanlığımızda etkisi oldu diyebilirim. yani bize yardımcı oldu. iki tarafın ortak etkisiyle (mehmet ipek ve ekibi ile gaffar okkan tarafı) ortak aday üzerinde anlaşılarak getirildim.
bizim için o maç çok önemliydi. (çay-kur rize ile yapılan 1999-2000 sezonu play-off final maçı) biz hayatımızı o maça endeksledik. o maça gelinceye kadar hayatımızı riske ettik ben o maçın neticesini kendi hayatımla canımla eşdeğer tutarım. ama futbol müsabakasında, o maçta diyarbakırspor'a önemli bir haksızlık yapıldı. hakem ve mafya bağlantılı, bizim futbolcularımızı da kapsayan tuhaf ilişkiler vardı.
o dönemki anap'ın bu maçla alakasını bilmiyorum. maçta da rize'nin anap tarafından kollandığını tahmin etmiyorum. çünkü, mesut bey (yılmaz) o sürece gelene kadar bize oldukça yardımcı oldu. belki onun gıyabında, belki başkaları o maça müdahale etmiştir. ama biz o maça gelene kadar mesut bey'den çok anlamlı yardımlar aldık. bize gerçekten çok yardımcı oldu. ikinci senede de oldu. sonraki yönetime de yardımcı olacağını söylemişti. tahmin ettiğim kadarıyla, diyarbakırspor'la birlikte yardımcı olduğu başka kulüpler de vardı. samsun, trabzon, rize, galatasaray gibi takımlara yardımcı olduğunu ve yakın ilişkileri olduğunu söyleyebilirim.
yani anlayacağınız türkiye'de futbolun hangi zeminde oynandığını herkes biliyor. kaygan bir zemin var. o konuyu herkes biliyor.
diyarbakır'da bugün yaşayan nüfusun yüzde 37'si genç, yüzde 43'ü işsiz. hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda, her türlü yardıma ihtiyacımız var. bizim yönetime geldiğimiz zamanki kulüp binası ile stadyumun durumu şimdi çok daha farklı. bu bizim devletle olan ilişkilerimizle, gidip istememizle alakalı bir durum. sosyal yardımla, ekonomik yardımla alakalı. şehir stadımızın ışıklandırılması, o dönem başbakanımızla olan ilişkimizle olmuştu. eğer bugün kulübümüzün iki otobüsü varsa, bu bizim ilişkilerimiz sayesinde olmuştur: biri başbakan, diğeri de saffet ulusoy tarafından verilmiştir.
futbol sosyal olaylardan biridir, politika da sosyal olaylardan biridir. bunlar hep iç içedirler. politikacılar bu konuda bizi o dönem değerlendirmeye almış olabilirler. biz de onları bu anlamda değerlendirmeye almış olabiliriz. bizler de bu erke ulaşmak içki onları bu değerlendirme içerisinde telakki etmiş olabiliriz. önemli olan şehrimize, bölgemize hizmetin gelmiş olmasıdır. yani bu şehrin stadının ışıklandırılması, kulübün yenilenmesi, kulübün otobüslere sahip olması, süper tig'e çıkmış olmamız... bence herkesin coşkusuna isabet etmiştir. tüm türkiye, bölge ve dünya bu coşkuya ortak oldu. demek ki yanlış bir şey yapmamışız.
şampiyonlukta herhangi bir şaibe yoktur. oyunu kuralarıyla oynadık. haksız bir davranışla karşılaşmamak için her türlü, ama her türlü riski göze alarak, hayatımızı ortaya koyarak buraya kadar geldik. şaibeyi bir yıl önceki rize maçında aramak lazım: 1. lig'e çıkmamız engellendi. maçın hakeminin bize yaptığını kimseye anlata- § madik. söylediklerimiz basında küçük harflerle yer aldı.
bizim 2001 şampiyonluğunda şaibe yoktur. bu diyarbakır'ın, bölge halkının alınteridir. işte burada bir altay maçı yaşandı. taraflı medyanın apaçık göstergesidir. izmir'de göztepe maçında bize yapılan haksız tasarruflara rağmen, bizim burada sadece seyircimizin coşkusundan kaynaklanan olaylara karşı, medyanın bize tavır aldığı durum ortadadır. biz tertemiz alnımızın akıyla yıllar sonra bu insanları kucaklayacak bir coşkuyla buralara kadar gelebildik.
izmir'de bize sporla bağdaşmayacak haksızlıklar yapıldı. siyasi sloganlar atıldı. bu daha önce konya'da, yozgat'ta yapıldı. 'pkk dışarı' denildi. buna benzer birçok tavırla karşı karşıya kaldık. bunu hiçbir medya organı yazmadı. fakat, diyarbakır halkı, bu ülkenin birlik ve beraberliğine yaklaşımıyla, batı'da yaşayan, demokrasi adına çok şeyler yaptığını söyleyen o insanlara, bence en güzel cevabı burada verdi. sporun, spor olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sporun barış, kardeşlik güzellik olduğunu ve siyasetle karıştırılmaması gerektiğini, siyasetle iç içe olamayacağını sadece spor ahlakı içerisinde, diyarbakır halkı bütün medyaya, türkiye'ye gösterdi. ve bu gösteride bazı yazarlar, bizi yanlış değerlendirmeler içine alarak kendi lehlerine çevirmeye çalıştılar. bizi karalamaya çalıştılar.
yani siyasi kavramların spor içerisinde yer alamayacağını söylemeye çalıştım. biliyorsunuz, spor dünyada savaşların bitmesine neden olmuştur. barışa vesile olmuştur.