kısaca 3+1 olarak bildiğimiz ve 1 tanesi kulübede olma şartıyla 4 tane yabancı futbolcunun kadroda bulunması kuralı türkiye liglerinde ilk kez 1997-98 sezonundan itibaren değiştirilerek ''4 tane yabancı futbolcunun aynı anda oynaması'' uygulamasına başlandı.
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
milne'nin gönderilmesi: beni satanı, ben de satarım
bir önceki sezon, kadrodaki önemli eksikliklere rağmen takımın oynadığı mücadeleci futbol, gordon milne'e olan güveni artırır. bursa futbolunun her kesiminden milne'e büyük destek vardır. yeni sezona umutla bakılmaktadır ki, sezon öncesi gordon milne'nin beşiktaş'la görüştüğü ve transferin son anda gerçekleşmediği ortaya çıkar. bu haber bursa'da bomba etkisi yaratır, milne, sezon öncesi çıktığı olay televizyonu "spor masası" programında, geçmişe sünger çekilmesini ister. taraftar ise özellikle bizans olarak nitelendirdiği üç istanbul takımından birisini, kendi takımına tercih eden bir teknik adamı, ne kadar başarılı da olsa affedecek ve hareketinin üzerine sünger çekecek bir yapıda değildir. sezon açılışı için karabükspor ile oynanan maç öncesinde tarattarlar, yönetim ve gordon milne'e büyük tepki gösterir. bu tepkiler üzerine açılıştaki kadro tanıtımı ve açılış konuşması iptal edilir. maçın 30. dakikasından sonra ise taraftarların bir bölümü sahaya sırtlarını dönerek, "yönetim gitmezse taraftar gider" tezahüratlarıyla tribünleri terk eder. tribünde kalan taraftarlar ise protestolarını sürdürür. olay çıkmaması için emniyet kuvvetlerince geniş güvenlik önlemleri alınır. tablo, sezona gordon milne'le girilip sonuç alınmasının mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. yönetim kurulu, gordon milne'in görevine son vermek zorunda kalır.
sezona kısa bir zaman kala, rasim kara'yla anlaşılır. rasim kara, 1970'li yıllarda bursaspor'da kalecilik yapmış, milli takım'a kadar yükselmiş bir isimdir. bursaspor, birinci lig tecrübesi zayıf isimlerden oluşan transferler gerçekleştirir. bulgaristan'dan kisisev, transferde en öne çıkan iamidir. şekerspor'dan kaleci şenol, sakaryaspor'dan fatih akgün, merinosspor'dan taner, haydar, ismail ve k. gökhan ile takım takviye edilir. hebel, fani madida satılır, nevzat ve tunahan kiralanır.
sezon başlangıcı yine iyidir. takım daha ilk haftalarda üst sıralara yükselir ama takımın kadro derinliği yetersizdir. kara, ara transferde takviye isterken başkan cinoğlu'nun, kulübün maddi durumu nedeniyle takviye yapamayacakları açıklaması medyada yer alır. cinoğlu, ayrıca aday çıkması halinde sezon sonunda kulûbû olağanüstü kongreye götüreceğini belirtir. sezona iyi başlanmasına rağmen artık klasikleşmiş şekilde, sezonun ilerleyen haftalarında düşüş başlar.
mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
futbol dünyasındaki mafyalaşma
(...)
futbol federasyonu'nun 22 temmuz 1997 tarihinde yapılan genel kurulu, tarihe geçecek olaylara sahne olacaktı. haluk ulusoy ile birlikte mustafa kefeli ve alp yalman'ın da aday olduğu seçime, yer altı dünyasının ünlü "babaları" doğrudan müdahil olmuşlardı. iş adamı mustafa kefeli mafyanın önde gelen isimlerinden alaattin çakıcı'nın adamı olarak başkanlığa adaylığını koymuştu. genel kurulun yapıldığı otelde silahlı adamların dolaştığı, pazarlıkların yapıldığı bir ortamda seçimi çakıcı'nın desteklediği mustafa kefeli karşısında isimleri "derin devlet"le özdeşleşen mehmet ağar ve korkut eken'in desteklediği haluk ulusoy kazanmıştı.
tıpkı seksenli yıllarda yönelinen liberal ekonomi anlayışının da, serbest ticaret koşullarında rekabet ortamının sağlanması yerine her türlü hile hurdanın önünün açılması "tatbik" edilmesi gibi, futbolda değişimin altyapısının olmaması da bu heyelana neden olmuştu.
1997 seçimlerindeki tablonun bir benzeri daha sonraki hiçbir seçimde yaşanmadı. bu elbette mafyanın bu işlerden elini ayağını çektiği anlamına gelmiyordu. ancak susurluk kazası sonrasında mafya ve çete yapılanmalarına yönelik operasyonlar neticesinde bu organizasyonların başındaki kişilerin açığa çıkmaları, mahkum olmaları ya da yurt dışına kaçmaları, eski görünürlüklerini kaybetmelerine neden oldu. bu nedenle, dolaylı yol ve yöntemleri tercih etmek zorundaydılar. 1997 kongresinde mafyanın gölgesinde kalan siyasetin futbolla olan ilişkisi ise kesintisiz devam edecekti. öyle ki, 2006 yılında yaşanan başkanlık seçimleri, bir dönem aradan sonra federasyon başkanlığı seçimini kazanan haluk ulusoy ile adalet ve kalkınma partisi (akp) iktidarı arasındaki müthiş bir bilek güreşine sahne olacaktı.
not: 1997'deki federasyon başkanlığı seçiminden sonraki ilk lig maçlarına yazdım...
yeşil beyazlılar evinde konuk ettiği altay'ı yıldız futbolcusunun 21. dakikada attığı golle devirdi. sahada etkili görünen bursaspor birçok fırsattan da yararlanamadı.
bursaspor, evinde konuk ettiği altay'dan üç puan almayı başardı: 1-0. 7. dakikada murat'ın sağdan penaltı noktası üzerine ortasına baliç kafayı kötü vurunca yeşil beyazlılar golden oldu. 21. dakikada deniz göbekte bir kaç futbolcuyu çalımlayıp, baliç'i gördü. baliç yay üzerinden hareketlenip, soluyla yumuşak bir vuruş yaptı. top ağlara takıldı: 1-0. ilk yarıyı bursaspor 1-0 önde kapadı.
67. dakikada baliç'in kornerinde adnan iki adımdan topu kafayla dışarıya attı. maç bursaspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
kara: büyük farkı kaçırdık
bursaspor teknik direktörü rasim kara, 3 puanın sevindirici olduğunu ancak futbolcularından çok daha farklı bir galibiyet beklediğini söyledi. kara, ''90 dakika boyunca sahanın hakimi bizdik. daha farklı kazanmamız gerekirdi. yine de mutluyuz'' diye konuştu.