ilk basımı 2001 yılında olan ümit kıvanç'ın "kesin ofsayt: televizyon futbolu ve futbol medyası" kitabından;
trabzonspor, kendi sahasında adanaspor'a karşı 3-0 yenik duruma düşer. trabzonlu taraftar takımın canına okumaya koyulur. bordo-mavililer 10 kişi kalır. yılmazlar, uğraşır didinirler ve maçı 3-3'e getirirler. bu onur savaşının bir aşamasından sonra trabzonlu taraftar lütfedip çark eder ve yeniden takımını desteklemeye başlar. yürek burkan, kötü bir olaydır.
futbol yazarının bu olaydan sözedişi şöyledir: "bordomavililer'in teknik direktörü giray bulak'ın (...) adanaspor maçında takımının 3-1 yenik götürdüğü sıralarda taraftarların kendisine yaptığı tezahürattan ders alması gerekiyor." aynı "takım yazarı", zor durumdaki takımını daha da bozan taraftarın linççiliğine açıktan hak vermekle, bunu ders çıkarılacak bir bilgelik olarak nitelemekle yetinmez, taraftarın takım sevgisi yerine sadece kazanç hırsını geçirmiş oluşunu da tersinden okur: "bu arada adanaspor karşılaşmasının son 15 dakikasında takıma sahip çıkarak, berabere kalmasında büyük katkısı olan taraftarları kutlamak istiyorum." asıl özelliği futbolseverlik olan, sağduyulu bir gazeteci, bu maça dair muhtemelen, trabzonspor'un seyircisine rağmen veya seyircisine inat mücadele edip beraberliği ve onurunu kurtardığını yazardı.
linççilik, öncelikle gündelik yaşantıdaki dayanak ve uzantılarından ötürü bu kadar doğal karşılanıyor, ikinci olarak, linççi zihniyet, sürekli meşrulaştırılmaya ihtiyaç gösteren takım yazarı, kulüp yazarı vs. konumuna aradığı bu meşruiyet için zemin oluşturuyor. bu yüzden, linççi taraftar davranışı, taraftarlığın mümkün tek şekillenişi olarak kabul ediliyor neredeyse 24 ekim'de inönü stadı'nda 2-0 kaybedilen milan maçının son on dakikasında hâlâ olumlu tezahüratını sürdürüp üstelik "beşiktaş sen bizim her şeyimizsin"e geçen beşiktaş taraftarının davranışı, maçtan sonra televizyonda konuşan bir futbol yazarınca adetâ şaşkınlıkla karşılanmıştı; "taraftar bugün çok olgun savrandı" sözleriyle. siyah-beyazlı tribünlerdeki bu tavır ertesi gün gazetelerde de haber oldu.
oysa futbol âleminde, penaltı kaçırmış futbolcunu, yenilmiş takımını alkışlamanın da ayrı bir "raconu" vardır ve kimilerine göre de doğal olan linççilik değil budur. euro 96 çeyrek finalinde, maç 0-0 bitip de iş penaltılara kaldığında, topu fransız kalecisi lama'ya teslim ederek takımının şampiyonaya veda etmesine sebep olan hollandalı seedorf ağlayarak sahadan kaçmaya çalışıyordu. rakip takımın oyuncusu carembeu onu tuttu, çeke çeke liverpool'un anfield road stadı'nda hollandalıların doldurduğu tribünü önüne götürdü. staddaki 37 bin seyirciden portakal rengi formalı olanlar da, o 22 haziran 1996 gününe kadar pek çok defa yüzlerini güldürmüş bu futbolcuyu alkışladı.
aynı kitapta yer alan diğer "linçcilik" yazıları için;
yardımcı hakemler: victoriano giraldez carrasco (esp), manuel lopez fernandez (esp)
4. hakem: juan ansuategui roca (esp)
france: bernard lama (gk), laurent blanc, vincent guérin, didier deschamps (c), marcel desailly, youri djorkaeff, zinédine zidane, patrice loko (dk. 61 christophe dugarry (dk. 80 reynald pedros)), bixente lizarazu, lilian thuram, christian karembeu
yedekler: jocelyn angloma, eric di meco, frank leboeuf, sabri lamouchi, fabien barthez (gk), mickaël madar, alain roche, corentin martins, bruno martini (gk)
teknik direktör: aimé jacquet (fra)
netherlands: edwin van der sar (gk), michael reiziger, danny blind (c), ronald de boer, patrick kluivert, dennis bergkamp (dk. 60 clarence seedorf), richard witschge (dk. 80 youri mulder), winston bogarde, jordi cruyff (dk. 69 aron winter), johan de kock, phillip cocu
yedekler: jaap stam, gaston taument, peter hoekstra, arthur numan, ed de goey (gk), ruud hesp (gk), john veldman
teknik direktör: guus hiddink (ned)
sarı kartlar: dk. 7 didier deschamps (c), dk. 48 christian karembeu (france) dk. 68 johan de kock, dk. 89 patrick kluivert, dk. 90 winston bogarde (netherlands)
france reach last four after shoot-out success published: monday 6 october 2003, 11.09cet
aimé jacquet's side rode their luck at times but produced a fine defensive display to extend their unbeaten run to 27 matches and reach the last four.
stout defence, tactical acumen and a fair slice of luck earned france a 5-4 penalty shoot-out victory against the netherlands and a place in the semi-finals.
while aimé jacquet's men were brimming with confidence having topped group b and extended their unbeaten run to 26 matches, the dutch were still coming to terms with their 4-1 defeat by england only four days earlier. les bleus, though, remained reliant on a superb back line which seldom looked likely to be breached during 120 minutes of goalless action. penalties were required and it was france who held their nerve, clarence seedorf the man whose saved spot kick proved decisive.
with the stakes so high and the two defences so wily, it was little surprise that such a cautious opening unfolded at anfield. indeed the only two clear-cut openings of the first half were shared by either side, ronald de boer heading wide from a dutch corner and christian karembeu shooting recklessly over the bar for the french.
both coaches sent for the cavalry around the hour mark, seedorf and christophe dugarry the players brought into the action, but it was not until extra time was in sight that the match finally sparked into life. phillip cocu went agonisingly close to breaking the deadlock on 84 minutes but his deflected free-kick spun narrowly wide after brushing a post. there was still time for an even better opportunity, though, seedorf kept out by bernard lama's splendid stop having been sent clean through by youri mulder.
france looked the more committed to grabbing the golden goal but could find no way past the indomitable edwin van der sar until it came to spot kicks. each team had scored three apiece by the time seedorf was denied by lama, with vincent guérin making no such mistake to leave france on the brink. laurent blanc stumbled as he struck his shot but it was accurate enough and france were through.