güzel bir eylül akşamı televizyonların karşısındaki yerlerimizi almış maçın başlamasını bekliyorduk. gün boyu okuduğumuz gazeteler bilmem kaç yıl önceki macaristan galibiyetinden bahsediyor,(üstelik bir özel maç olmasına rağmen) o maçta oynayan futbolcularla yapılmış mülakatları neşrediyorlardı…hepsinin arasından sıyrılan cümle ise macar puskas’ın ağzından çıkmıştı;”siz hala orada mısınız?”
çok haklıydı…orada kalmamamız lazımdı. zira futbolda dün vardır ama o dün,bugüne çok fazla etki etmez. işte macarlar,iki dünya kupası finali oynamışlardı ama artık bırakın final oynamayı,kupaya katılamıyorlardı bile… budapeşte nep stadından ilk görüntüler gelmeye başlayınca kısa bir şaşkınlık yaşamıştım. acaba hangisi bizim takımdı? hatta bana göre ikisi de bizimkiler değildi. zira her iki takım da bizimkinden farklı formalar giymişti. neden sonra anladık tabii ki…milli takımımız tarihinde ilk defa klasik formasından vazgeçmiş,farklı desenleri olan bir forma giymişti. beyaz zemin üzerine kırmızı şeritlerin yukarıya doğru uzandığı ve tabii ki ortasında bayrağımızın olduğu yepyeni bir forma…
işte o forma,türk futbolunda yaşanan değişimin ve başlayacak olan başarı çizgisinin somut bir simgesiydi… ilk devreyi 2-0 geride kapatınca moralimiz çok bozulmuş,sarsılmıştık…fatih terim’e ve oyuncularımıza ümit bağlamıştık çünkü hemen hemen aynı kadro bir sene evvel finalde cezayir’i yenip akdeniz oyunları şampiyonu olmuştu.
nitekim ikinci devre her şey değişti. iyi oynayan millilerimiz türk futbol tarihinin en mühim oyuncularından hakan şükür’le farkı bire indirmiş,ardından bülent korkmaz maçı beraberliğe getirmişti. hatta son dakikada mutlak bir golü de kaçırmıştık.
kimi zaman sürpriz bekledik, çarpıldık. bazen şekerli kuralan acıyla sonlandırdık, bazen de zoru başardık. son 20 yılda milli takımımız avrupa şampiyonası ve dünya kupası elemeleri'nde hangi rakiplerle eşleşti, ne umdu ne buldu...
1996 avrupa şampiyonası elemeleri isviçre, isveç, macaristan, izlanda
piontek gitmiş, fatih terim tek adam olmuştur artık. ingiltere'de çekilen kurada 1994 dünya kupası'na katılacak isviçre ve isveç, 1990'da türkiye'nin yoluna taş koyan izlanda ve nihayet artık seyredebileceğimiz detari'li macaristan rakip olur türkiye'ye. önceki yıllara göre daha "şanslı bir kura" olarak değerlendirilir.
1994 elemelerindeki polonya ve norveç galibiyetleri ile havaya girilse de macaristan ve rusya'dan alınan yenilgiler yine boyun büker. deplasmandaki özel maçta alınan makedonya galibiyeti ile macaristan'a da umutlu gidilir. milli takımın kadrosunda 13 farklı isim vardır artık.
macaristan maçı öncesi gazetelerimizde alışıldık sahneler yaşanır. 1956'da macaristan'ı yenen kadro bir araya getirilir. milli takımdan yeni bir zafer beklenir. hatta süleyman demirel bile macaristan'a giderek türkiye'nin deplasmanda yaptığı maçları izleyen ilk cumhurbaşkanı olur. ohrid'de milli takımın yeni formaları tanıtılır. şeritli, ortasında ay-yıldız olan forma artık tarihe karışmıştır. ilk yarı kiprich ve halmai'nin golleriyle 2-0 kapatılsa da hakan şükür ve bülent korkmaz'ın golleriyle maç 2-2 biter milli takım açtığı yeni sayfayla türkiye'ye döner. izlanda'ya beş gol atılır. 1980'de izlanda'ya ilk golü atan adam, milli takımın başında 1954'ten sonra en farklı galibiyeti tattırır.
istanbul'da isviçre'ye karşı alınan tek mağlubiyet, üç beraberlik ve 4 galibiyetle isviçre'nin ardından ikinci sırayı alan ve finallere çıkan takım türkiye olur. basınımızın deyimiyle, artık bütün avrupa türkiye'yi konuşur ve türkler'in hafife alınma dönemi sona erer. fatih terim de 1990 yılında sepp piontek'in gelişi şerefine oynanan danimarka maçıyla aldığı görevi 1996 avrupa şampiyonası'ndaki danimarka maçıyla bırakır, galatasaray'ın başına geçer yardımcısı rasim kara da beşiktaş'a doğru yol alır.
yardımcı hakemler: gennaro pomentale (ita), giovanni di savino (ita)
4. hakem: marcello nicchi (ita)
hungary: zsolt petry (gk), géza mészöly, andrás telek, józsef duró (dk. 61 jános bánfi), istván kozma, péter lipcsei, józsef kiprich (dk. 66 lászló wukovics), flórián urbán, gábor halmai, lajos détári (c), kálmán kovács
yedekler: györgy véber, béla illés, istván brockhauser (gk)
teknik direktör: kálmán mészöly (hun)
turkey: engin ipekoglu (gk), recep çetin, bülent korkmaz, gökhan keskín (dk. 46 arif erdem), ogün temizkanoğlu, tugay kerimoğlu, ilker yagcioclu, ertuğrul sağlam (dk. 87 abdullah ercan), hakan şükür, oğuz çetin (c), orhan çıkırıkçı
terim yönetimindeki türkiye, 1994'te macaristan'da 2-0 geriden gelip 2-2'yi yakalamış ve türk futbolunun makûs talihini değiştirmişti.
türk milli takımı ve fatih terim, bundan tam 12 yıl önce yine deplasmanda oynanan bir macaristan maçının sonrasında 'efsane' haline geldi. ay-yıldız, terim yönetiminde 7 eylül 1994'te macaristan deplasmanına çıktı. 1996 avrupa şampiyonası elemelerinin ilk sınavı olan bu karşılaşmada ay-yıldız 2-0 geriye düştü. herkes alışılan farklı yenilgilerden birini beklerken rüzgar tersine döndü. terim ve öğrencileri, bu maçta 2 gol atıp 1 puanı aldılar ve bu rüzgarı arkalarına alıp 1996 avrupa şampiyonası finallerine katıldılar. bir başka deyişle türk futbolunun kötü kaderini değiştirdiler. işte o maçtan sonra fatih terim bir efsane oldu. milli takım da bu maçla başlayan çıkışını, 2002'deki dünya üçüncülüğü ile taçlandırdı. şimdi türkiye, 2002'den sonra başlayan düşüşün yine bir macaristan maçıyla son bulmasını istiyor.