fenerbahçe, bir önceki sezona göre daha sorunlu ve inişli çıkışlı bir sezon geçirmesine rağmen bu maça kadar olan son birkaç haftada averajla beşiktaş'ın önünde lider girmeyi başarmıştı. ancak o sezonda son haftalara kadar şampiyonluk için beş takım mücadele ediyordu ve bu takımlardan biri trabzonspor idi. o haftalarda yarışta biraz geriye düşen trabzonspor, yarıştan kopmamak için bu maça galibiyet parolası için çıkmıştı. fenarbahçe ise yarışta geriye düşmemek için kesin galibiyet peşindeydi.
bu maçın oynandığı gün ramazan bayramından 4 gün önceydi ve ramazan bayramı hafta ortasına denk geldiği için 9 gün tatil vardı, maçın olduğu gün de bu tatilin ilk günüydü. ama biz o zaman hemen tatile çıkmamış ve babam ile maça gitmiştik. o sezon henüz fenerbahçe stadı'nda ışıklandırma olmayınca maç öğleyin oynanıyordu. fenerbahçe lider olduğu için maça ilgi bayağı büyüktü. o dönem büyük maçlarda tribünler yarı yarıya bölündüğü için trabzonspor seyircisi de maça büyük ilgi göstermişti. onlara ayrılan kısımlarda çok boşluk kalmıştı ama yine de kalabalıktılar.
maça fenerbahçe daha etkili başlamıştı ama ileride etkili olunamıyordu. takımın o sezonki istikrarsız, iniş çıkışlı görüntüsü kendini hissettiriyordu ve en ufak olumsuzlukta seyirci hemen homurdanmaya başlıyordu. trabzonspor ise o dönemler, devamlı kazanamasalar da en güçlü dönemlerinden birini yaşıyordu ve hami, ogün, abdullah, orhan gibi şimdi bile hemen akla gelen önemli oyuncular bu maçta kadrodaydı. bu maçtan önce kendilerine çok şans verilmese de onlar da başta belirttiğim gibi bu maça kazanmak için çıkmıştı ve bu durum maçın zorluk derecesini artırıyordu. 2. devre, fenerbahçe'de oyuna barış adlı genç bir oyuncu girmişti ki o zamanlar fenerbahçe'de altyapıdan yetişen oyunculara ligde ümit kesilen maçlar hericinde pek şans verilmezdi. fenerbahçe'nin bu maçta hatırladığım en gole yakın pozisyonu, yapılan bir ortada barış'ın yandan dışarı giden kafa şutuydu. maç sonlarına doğru seyircinin demoralize olmaya ve iyice homurdanmaya başlamasının da etkisi ile fenerbahçe oyundan düşmeye ve açıklar vermeye başlamışken gol için fırsat kollayan trabzonspor, soldan gelişen bir atakta orhan'ın dar açıdan bulduğu golle 81. dakika gibi 1-0 öne geçti. bizlerde ses yoktu, biz ve yanımızdakiler trabzonspor seyircisinin ve takımının gol sevincini izliyorduk. kimsede umut yoktu. fenerbahçe takımının o dönemlerdeki en büyük rahatsızlığı zaten maç 0-0 gitse bile gol gecikirse hemen demoralize olup hem takım, hem taraftar olarak kopmaya başlamak ve maçın bitmesine 15-20 dakika kala maçı bitmiş gibi görmekti. bu durumda gol de yiyince maç bitti diye kabul ediliyordu. nitekim gerçekten de bu maçta fenerbahçe takımı golü yiyince iyice maçtan koptu. trabzonspor sonraki dakikalarda kontratakta 2-3 net fırsat kaçırdı ve maç 1-0 bitti.
bu maç, zaten o seozn istikrarsız bir grafiği olan ve çok eleştirilen fenerbahçe takımının şampiyonluk yarışında cidden gerileme dönemine girdiği maçtır. daha sonra oynanan bursaspor ve galatssaray maçları da kaybedilerek iyice geriye düşülmüş, sezon sonunda fenerbahçe 5. sırayı alarak sonraki sezonda avrupa kupalarına katılamamıştır.