ilk maçta dünya devi barcelona'yı trabzonda 1-0 yenen trabzonspor büyük bir süprize imza atmıştı. oysa normal olarak herkes fark bekliyordu barcelona'dan. o maç 1-0 bitince ikinci maç daha heyecanla beklenmeye başlandı ama çoğusu yine fark bekliyordu doğal olarak...
abimle evde radyodan maçı dinlediğimizi hatırlıyorum hayal meyal. skor daha maçın başında 1-0 olunca bir yandan acaip şaşırmış ama bir yandan da acaip sevinmiştik. ama sonradan goller sağnak oldu ve maç 7-2 bitti...
tarihinde ilk kez kupa galipleri kupasında yer alan trabzonspor evindeki ilk maçı 1-0 kazanmış ama bu maçı farklı kaybedince kupa galipleri kupasında ilk turda veda etmiştir.
kayıtlara göre dünya futbol tarihinin en golcü defans oyuncusu ronald koeman. kariyerinde 200'ün üzerinde gol var. neredetse üç maçta bir gol atmış. gelgelelim muhteremin bu yüksek gol yüzdesi, karşısnda bir türk takımı oldu mu daha da yükseliyordu.
önce 1987 yılında şampiyon kulüpler kupası'nda psv formasıyla galatasaray'a bir gol attı, psv o maçı 3-0 kazandı. ardından 1990'da kupa galipleri kupası'nda barça trabzon'u 7-2 yenderken bordo-mavili fileleri üç kere havalandırdı. üç sene sonra şampiyonler ligi'nde barcelona'nın galatasaray'ı 3-0 yendiği maçta da penaltıdan bir gol attı. ertesi sezon da yine galatasaray'ın nou camp'ta barça'ya 2-1 yeniliği karşılaşmada bu kez frikikten topu ağlara gönderdi. türk takımlarına karşı dört ayrıo maçta toplam 6 gol attı, üstelik asli görevi "savunma" olmasına rağmen.
trabzonspor, 1-0'ın rövanşında barcelona'ya 7-2 yenildi. zaten doğuştan heyecanlı bülent karpat maçta dünyanın en heyecanlı insanına dönüştü. o maçtan en çok akılda kalanların başrolünde ise ne hami, ne de koeman vardı. barça'nın gollerinden birisi ofsayt kokuyordu ve hakemin santra noktasını göstermesine rağmen karpat ısrarla çizgiyi geçen topu golden saymıyordu: "evet, boşuna seviniyorlar çünkü ofsayt sayın seyirciler... boşuna santra yapıyorlar çünkü ofsayt sayın seyirciler..."
barcelona: zubizarreta, nando, ronald koeman, serna, albert ferrer, amor, bakero (dk. 46 julio salinas), goikoetxea, michael laudrup (dk. 67 lopez rekarte), hristo stoichkov, txiki beguiristain
teknik direktör: johan cruyff
trabzonspor: vukasin petranovic, lemi çelik, ogün temizkanoğlu (dk. 46 goran ıvanovic), turgut uçar, kemal serdar, hamdi aslan (dk. 46 ismail gökçek), mehmet soykök, şeyhmus suna, orhan çıkırıkçı, soner boz, hami mandıralı
teknik direktör: özkan sümer
gol: (0-1) dk. 7 hamdi aslan (1-1) dk. 13 txiki beguiristain (2-1) dk. 29 amor (3-1) dk. 32 ronald koeman (4-1) dk. 40 ronald koeman (5-1) dk. 44 hristo stoichkov (5-2) dk. 68 soner boz (6-2) dk. 76 (pen.) ronald koeman (7-2) dk. 87 hristo stoichkov
kendi evimizdeki maçta barcelona’yı 1–0 yenmiştik. onları elersek bunun büyük bir olay olacağını biliyorduk. maçın daha ilk dakikalarında o zamanki sol açık oyuncuları, şimdiki sportif direktörleri txiki begiristain bana doğru bir hamle yaptı. ben topu sol ayağımla ondan kurtarıp kaleye doğru sürmeye başladım. kalede o zamanların meşhur kalecisi zubizarreta var. karşımda onu görünce tutuldum (gülüyor)! birkaç saniye sonra kendime “vursana oğlum!” dedim ve topu sol ayağımla köşeye taktım. takım olarak tam “bu maçı da alırız” diye sevinmeye başlarken peynir ekmek gibi gol yemeye başladık. maç 7–2 bitti (gülüyor). iki gün sonra fenerbahçe ile yaptığımız maçtan önce taraftar bize “hoş geldin avrupa fatihi” diye tezahürat yaparken maçı 5–3 almıştık.