galatasaray maçın hemen başında 2 gol atıp 2-0 öne geçmişti, moralim bozulup stadı terk etmeye karar verdim, sonra içimden bir his çıkma dedi maçı 3-2 kazandık.
gürel yurttaş'ın haziran 1995 basımlı "kartal'ın pençesi" adlı kitabından;
21 nisan 1991 tarihine gelindiğinde de beşiktaş galatasaray’ın bir puan önündeydi. o gün ali sami yen stadı tıklım tıklım doluydu. bu maç şampiyonu büyük ölçüde ortaya çıkaracaktı.
ilk dakikalarda beşiktaşlı futbolcular sanki kendilerinde değildiler. şaşkındılar, dağınıktılar.
daha 6. dakikada tanju’nun şok golü geldi. 17. dakikada defanstaki inanılmaz hatalar ikinci golü getirdi. ulvi’nin ayağına çarpan top filelere gitti. galatasaray 2-0 öndeydi. bu hem de böylesine bir finalde çok önemli bir skordu.
siyah – beyazlı futbolcular ilerleyen dakikalarda içinde bulundukları şoktan çıktılar, 2-0’a rağmen tezahürata devam eden, takımı destekleyen taraftarlarında bunda payı büyüktü. ve beşiktaş atakları iyice sıklaşmıştı. 34. dakikada feyyaz’ın vuruşunu kaleci hayrettin çeldi ama auta gidecek diye bıraktığı top, direğe çarpıp sahaya geri döndü. o anda orada bir anda biten ali, topu tamamladı ve durumu 2-1 yaptı. ilk devrenin son dakikalarıydı. galatasaray yarı alanına uzun bir top atıldı. orada yusuf vardı. ama presiyle tanınan, her topu takip eden ali de topa doğru koşuyordu. yusuf, ali’nin geldiğini gördüğünden olacak, bir anlık şaşkınlıkla topu sektirdi. ali bu hatayı affetmedi, topu aldı, hayrettin’in üzerinden nefis bir şekilde aşırdı: 2-2.
ikinci yarıda beşiktaş bastırıyor, galatasaray kapanıyordu. sarı – kırmızılı takım gol umudunu artık kontrataklara bırakmıştı. ama beşiktaş tedbirliydi, rakibine fırsat vermiyor, bu arada tehlike üstüne tehlike de yaratıyordu. 73. dakikada galatasaray ceza alanı yine karıştı ve usta golcü feyyaz yerden sert bir vuruşla topu filelere yolladı: 3-2.
bu büyük bir zaferdi.
2-0’dan 3-2’ye gelmek muhteşem bir başarıydı.
ertesi gün milliyet gazetesinde maçın yıldız tablosu şu şekildeydi:
hakemler: ahmet çakar (***), ali kunak (***), cafer kasımoğlu (***).
galatasaray: hayrettin (**), cüneyt (**), yusuf (*), bülent (**), ismail (*), muhammed (**), erdal (**), prekazi (**), mustafa (*), tayfun (*), kosecki (*), tanju (**).
beşiktaş: engin (**), recep (***), gökhan (**), ulvi (**), kadir (***), metin (**), turan (**), rıza (***), mehmet (***), zeki (**), walsh (**), ali (****), feyyaz (***).
beşiktaş’ın 90’lı yıllardaki kadrosu, tarihe geçen efsane bir ekipti. gordon milne yönetimindeki genç kartallar, makine düzeninde oynuyorlar, müthiş presleri ile karşılarına çıkan her takımı çökertiyorlardı.
held’den umduğunu bulamayan galatasaray’da ise mustafa denizli büyük ümitlerle yeniden başa gelmişti. üstelik tanju’dan kosecki’ye, cüneyt’ten prekazi’ye kadar birçok yıldız ismi kadrosunda barındırıyordu.
sezonun bitimine 4 hafta vardı ve zirvedeki iki takım, galatasaray ile beşiktaş, ali sami yen stadı’nda karşı karşıya geliyordu. kazanan büyük olasılıkla ipi göğüsleyecekti. iki takımında maça tedbirli başlaması bekleniyordu. ancak galatasaray müthiş bir presle saldırmaya başladı. daha 1. dakikada gökhan ile engin arasındaki anlaşmazlık iki oyuncuyu kavga noktasına getiriyor, beşiktaş savunması “alarm” veriyordu.
5. dakikada da gol için saldıran galatasaray amacına ulaşıyor, bomboş bırakılan tanju çolak bu hatayı affetmiyordu.
17. dakikada beşiktaş, kalesinde ikinci golü gördü. kosecki-tanju verkaçında polonyalı futbolcu topu ayağından açıyor ancak ulvi’nin ters vuruşu, kaleci engin’in de öne çıkmasıyla sürpriz bir gol getiriyordu.
ali gültiken’in 33. dakikadaki golü dengeleri değiştirdi. metin’in ortasında feyyaz’ın vurduğu top önce hayrettin’e, sonra direğe çarpmış ve ceza alanına dönmüştü. ali bu fırsatı kaçırmadı. 44. dakikada hata yapma sırası galatasaray savunmasına gelmişti. yusuf’un ıska geçtiği topu takip eden ali, skoru eşitleyen gole imzasını atıyordu.
ikinci yarı kıran kırana bir mücadele yaşandı. her iki takım da gol için elinden geleni yapıyordu. 73. dakikada sahneye feyyaz çıktı. feyyaz’ın pasında şifo mehmet orta-şut karışımı vurdu, hayrettin bu ters topu güç bela uzaklaştırabildi. fakat tokatladığı yerde yeniden pozisyonun içine giren feyyaz vardı. o da hayrettin’in boşalttığı kaleye topu gönderiverdi.
denizli’nin galatasaray’ı, beşiktaş’a 2-0’dan 3-2 mağlup oluyor, gordon milne’nin üst üste ikinci şampiyonluğunun önünü açıyodu.
beşiktaş: engin ipekoğlu, recep çetin, gökhan keskin, ulvi güveneroğlu, kadir akbulut, rıza çalımbay, mehmet özdilek, alan walsh (zeki önatlı), feyyaz uçar, ali gültiken, metin tekin (turan uzun).
goller: tanju (5), ulvi (17 kendi kalesine), ali (33, 44), feyyaz (73).
galatasaray a.ş.: hayrettin demirbaş, ismail demiriz, bülent korkmaz, mehmet cüneyt tanman, tayfun hut, yusuf altıntaş, muhammet rıza altıntaş, cevad prekazi (dk. 60 mustafa yücedağ), roman kosecki (dk. 70 hasan vezir), tanju çolak, ali erdal keser
yedekler: tugay kerimoğlu, metin yıldız, nezih ali boloğlu
teknik direktör: ?
beşiktaş a.ş.: engin ipekoğlu, recep çetin, kadir akbulut, gökhan keskin, ulvi güveneroğlu, alan walsh (dk. 60 zeki önatlı), feyyaz uçar, rıza çalımbay, mehmet özdilek, ali kurtuluş gültiken, metin tekin (dk. 77 turan uzun)
beşiktaş ve galatasaray şampiyonluk yarışındadır. sarı-kırmızılılar evinde kazanıp lider olmanın hesaplarını yapar. kazananın büyük olasılıkla ligde mutlu sonu ulaşacağı karşılaşmanın 5. dakikasında galatasaray tanju çolak ile golü bulur. 17'de ulvi güveneroğlu'nun ters vuruşu beşiktaş ağlarına gider. ama sarı-kırmızılıların sevinci fazla uzun sürmez. ali gültiken 33 ve 44'te attığı gollerle skoru eşitler. neredeyse "atanın kazanacağı maç" havasına giren karşılaşmanın 73. dakikasında hayrettin demirbaş'tan dönen topu ağlara yollayan feyyaz uçar, beşiktaş'a çok değerli zaferi kazandıran krampon olur. kalan üç haftada sarıyer, fenerbahçe ve trabzonspor'u yenen siyah-beyazlı ekip, 1990-91 sezonunun şampiyonu olmayı başarır, galatasaray ise ikincilikle yetinir...
fourfourtwo dergisi temmuz-ağustos 2009 sayısından;
son 30 yılın 30 bombası
"beşiktaş bu yıl şampiyon olamaz"
galatasaray'a geri dönen mustafa denizli, beşiktaş'ın 1989-90 sezonundaki şampiyonluğundan çok etkilenmemişti ve 25 temmuz 1990'da şöyle konuşmuştu: "transfer yapmayan beşiktaş'ın geçen seneki bütün rakipleri zayıftı. şimdi çok şey değişti. beşiktaş bu yıl şampiyon olamaz. bizi zorlayacak tek takım var: trabzonspor." beşiktaş'ın o sezon galatasaray'ı ali sami yen'de 1-0, inönü'de 2-0 geriden gelip 3-2 yendiğini ve rahatça şampiyon olduğunu düşününce denizli'nin kehanetlerinin her zaman tutmadığını anlıyoruz.
galatasaray 1989-1991 döneminde 2 defa 2 farklı öne geçtiği maçı kaybetmiş (bu maç ve 1989 fenerbahçe'ye karşı oynadığı başbakanlık kupası) ve 1 defa da 3 farklı öne geçtiği maçı kaybetmiştir (kupa 1989 galatasaray 3 fenerbahçe 4)
özgüven fazlalığı,kondisyon yetersizliği veya kötü bir tesadüf olarak yorumlanabilir...
rahmetli babam o dönemde ataköy marina da çalışıyordu ve hafta içi ziyarete gittiğimde onu mustafa denizli hoca da oradaydı ve maçı sorduğumda çok motiveyiz en az 3 olur demişti. daha maçın başında 2 olduğunda babamla birbirimize baktık ve dedim ki baba bu 3 değil 5 olur demiştim. babam da 3 olur ama 3-2 olur demişti. yine bilmiştin be baba:)