cimbom dün sezonu 18 bin kişiyle açtı. oysa dün seyircnin maça gelmesini sağlayacak çok etken vardı. cimbom lige iki star transfer rotariu, mustafa yücedağ ile geçen yıl adı sürekli tribünlerde haykırılan mustafa denizli ile başlamıştı. ne varki kale arkası açıklar 20 bin, kapalı ve numaralı ise 50 bin lira bilet fiyatı konunca seyirci "ben cimbomu bu kadar severim" deyip stada gelmedi.
doğrusu ya gelmeyen gelenden daha haklı çıktı. alanda oynanan futbol, bilet fiyatına deymezdi. nitekim c,mbomun taraftarıda daha oyun bitmeden takımı yuhalamaya başladı.
galatasaray'ın süper transferlerinden bekleneni veren yalnızca attığı golle süper klasını kanıtlayan beş numaralı da rotariu'du. zaten dün sahada futbol adına güzellikleri ortaya koyanlar da her iki takımında beş numaralı oyuncularıydı.
dünyaca ünlü rotariu’yu bulmak kolay ama bolu’da oyunda kaldığı sürece herkese parmak ısırtan beş numaralı faruk'u yalova'dan bulup birinci lige kim getirdiyse onu kutlamak gerek.
galatasaray, oyuna dikkatli hatta dengeli ama tribündeki seyirci kadar coşkusuz başladı. yine de ilk yarı boyunca özellikle hızlı ve hırslı ve doğrudan sonuca dönük oynayan uğur, eskiye oranla daha akıllı, pasları daha isabetli muhammed ve geride güvenilir sağlam bülent ile cimbom bir kaç kez net pozisyon buldu. ama tanju ve mustafa yücedağ'ın çok bozuk oluşları yüzünden, gole ancak rotariu’nun ustalığı sayesinde erişebildiler. o andan sonra da cimbom tehlike sinyalleri vermeye başladı. örneğin 40. dakikada uğur mustafa paslaşmasında, bu sonuncunun topu kaptırması sonucunda galatasanylılar hızla eriye dönemediler ve kendi kaleleri önünde 4'e 3 yakalandılar.
ikinci yarıda ise galatasaray tel tel döküldü. yusuf ve uğur'un kaçırdıkları dışında açık bir pozisyona dahi giremedi. savunma ve atakta aksayan tugay'ın yerine giren ismail'di. ilk lig maçında koca bir düş kırıklığı olan mustafa yücedağ'ın yerine alınan savaş'ın da katılması ile bütün takım döküldü. ve oyunun bitmesine 10 dakika kala yandaşları cimbomu yuhalamaya başladılar.
galatasaray dünkü beraberliğe bile şükretmelidir. eğer bolusporun 7 numarası olan ve oyuna futbolu ile değil de derisinin rengiyle renk katan eyobo akıl almaz fırsatları kaçırmasaydı. bolu, galatasaray'a imdat’tan çok önce "imdatla" bitirdi.
bolu maçı ile lige çok kötü bir başlangıç yapan galatasaray hem ileride çok arayacağı iki puandan oldu ve hem de taraftarlarını ilersi için umutsuzluğa itti. harcanan milyarlara rağmen galalatasaray'da dün değişen yalnız iki oyuncu vardı; rotariu ve mustafa yücedağ. oyun olarak ise geçen sezonun adeta bir kopyası. bakalım denizli bu sistemle bu işin yürümeyeceğini ne zaman kabullenecek. "bir musibet bin nasiyattan iyidir" derler ya bu maçtan sonra birtakım önlemler alıp sistemde değişiklikler yapacak veya atı alan çoktan üsküdar'ı geçecek. “fark yaparız" derken şayet bolusporlular pozisyonları cömertçe harcamasaydılar, fark yiyeceklerdi. hâlâ doğru dürüst ne geriden oyunu başlatabiliyorlar ve ne de orta alandan etkili bir atak geliştirebiliyorlar. doldur boşaltla gole gitmeye çalışıyorlar ki takip savunma, hata yapmayınca da işleri ya şansa kalıyor ya allah'a. rotariu çok iyi bir oyuncu. muhammet'le birlikte orta alanda takımı adeta sırtlıyorlar. diğer oyuncular prekazi, tugay ve yücedağ hiçbir şey yapmayınca giderek onlar da oyundan düşüyorlar. tugay' a neden bu kadar şans tanındığına tayfun'a ve hasan'a neden güvenilip görev verilmediğine akıl erdirmek olası değil. uğur, geçen yıla oranla daha çalışkan, ancak o da gol vuruşlarında becerikli değil. tanju'yu hazırlık maçlarının aksine çok tutuk ve formsuz bulduk. şayet tanju, mustafa, uğur, erdal ve prekazi kısa zamanda akıllarını başlarına toplayıp bir profesyonel gibi yaşayıp form tutmazlarsa galatasaray bu sezon da kendiler ile birlikte hüsranla kapatır. boluspor her zaman olduğu gibi çok diri ve yürekli oyunculardan kurulu bir ekip. demiroviç, erkal, imdat, faruk ve ayhan kale gibi oyuncular. hiçbir ikili mücadeleden yılmıyorlar ve girdikleri her ikili mücadeleden de galip çıkıyorlar. salih, olkan ve eyoboo ile zamanla çok daha iyi oyunlar oynayıp çok takımın canını yakar ve ligde kendilerine çok iyi bir yer bulurlar.