yıldız üniversitesinde 3 de okurken,okuldaki arkadaşlarla serencebey yokuşundan grup olarak aşağı ,dolmabahçe boyunca stada yürüdüğümüzü hatırlıyorum.
maç öncesi stada girmek için beklerken izlanda takımı otobüsünü beş,beş tezahüratı ile karşılamıştık.
maç esnasında ise pekte öyle beşlik bir takım olmadığını anlamıştık.
izlandanın teknik direktörü daha sonra galatasarayı da çalıştıracak olan alman sigi held idi.held belki hatırlayanlar bilir,bıyık gibi kaşları olan bir zatı muhteremdi.
israilli hakem maçta bizim lehimize bayağı kararlar vermiş,kazandığımız penaltıyı tanju atamamıştı diye hatırlıyorum(yoksa bir sonraki 3-1 kazandığımız doğu almanya maçımıydı?)
62.dakika da mağlup duruma düşüp,74 de ünalın yeni açık (deniz tarafı değil) attığı gol sevinici ile tribün karışmış,herkes birbirinin üzerine atlamıştı.okulu kırdığımız için defter ve kitaplarla geldiğimizden onları 3-5 sıra öteden toparlamak zorunda kalmıştık.o zamanlar milli takımımızın gol atması büyük bir başarı sayılıyordu.şuanda o zamanları düşününce insan tuhaf oluyor
ünal defanstan seken topa hafif sağ çaprazdan vole ile vurarak güzel bir gol atmıştı.
1990 dünya kupası elemelerinde evimizde oynadığımız ve 3-0 kazandığımız maç hariç tüm maçlara inönü stadında gitme şerefine erişmiştim.
türk milli takımı'nın en popüler kadrolarından biriydi tanju'lu, rıdvan'lı ekip. izlanda karşısında 1990 dünya kupası elemelerinde mutlak galibiyet bekliyorduk istanbul'da. maça baskılı başlamamız da şaşırtıcı değildi. nitekim ilk yarıda savaş koç sağdan rakip ceza alanına girdi. ona yapılan müdahale net bir penaltıydı. gol gibi sevindi türkiye. çünkü topun başına penaltı ustası tanju çolak geçmişti. ne var ki vuruşunu kaleci kurtarıverdi. sonrasında yenik duruma düşecek ve puanı ünal'ın golüyle kurtaracaktık.
12 temmuz 1989 tarihli gelişim spor dergisinin 49. sayısından;
geçen sezon başında, izlanda maçında tanju penaltı kaçırınca, bab-ı ali'den yorumlar birbiri ardına gelmeye başladı. tanju yorgundu, dinlenmeliydi: tanju, yurt içi futbolcusuydu. enternasyonal maçlarda hiçbir şey yapamıyordu..
ve saire.. ve saire..
tanju'ya saldırılar ner deyse "vurun...'' düzeyine gelirken, mustafa denizli'nin gürlediği duyuldu:
"kimse tanju hakkında tek laf etmesin.. ben sahaya bir sandalye koyar, tanju'yu oturtur, gene oynatırım."
oynattı da..
tanju, galatasaray'ın avrupa şampiyon kulüpler kupası, milli takımın da dünya kupası elemelerinde hem attığı goller, hem de oynadığı total futbolla dosta düşmana parmak ısırtmış, türk futbolunun yurt içinde en pahalı, yurt dışında en şöhretli süper starı olmuştu!.